• Sonuç bulunamadı

İşletmelerin performans yaklaşımları sürekli değişen bir yapıya sahiptir. Bu yapı içinde birçok anlayış önemini yitirmiş, yeni performans yaklaşımları ortaya atılmış ve giderek değişen ve önem kazanan yaklaşımlar ortaya çıkmıştır (Zerenler, 2005: 4). Geçmiş dönemlerde işletmeler daha çok finansal kaynaklı performans ölçüm sistemleri geliştirmişlerdir. Finansal kaynaklı performans ölçülerinin kullanıldığı sistemler geleneksel performans ölçümüne yöneliktir. Geleneksel performans ölçülerinin en önemli özelliği yönetim muhasebesi sistemlerine dayanıyor olması ve doğrudan işçilik maliyetlerini kontrol etme ve azaltmaya odaklanmasıdır (Ghalayini, vd., 1997: 208) .

Geleneksel performans ölçüleri yatırımın getirisi, satış getirisi, fiyat farklılıkları, çalışan başına satış ve verimlilik, birim üretim başına kar gibi muhasebe yöntemlerine dayanmaktadır (Ghalayini ve Noble, 1996: 64) .Muhasebe yöntemleri; finansal raporlama gerekliliklerini karşılamak için ticari faaliyetlerle ilgili maliyet bilgisini düzenli ve standart bir biçimde üretmektedir. Muhasebe yöntemleri; maliyetleri envantere tanımlayan, toplayan, sınıflandıran, tahsis eden ve atayan bir dizi kural kullanmaktadır. Bu şekilde sadece maliyet odaklı oluşturulan performans ölçüm kriterleri eleştirilmektedir (Nanni, vd. 1992: 10). Muhasebe odaklı oluşturulan bu performans kriterleri muhasebe düzeninden kaynaklı belirli bir dönem hakkında mevcut durumla ilgili içerik üretmesi ve müşteriyi dışarıda bırakması nedeniyle eleştirilmektedir. Geleneksel performans ölçüm sistemlerine yönelik eleştirilerin çoğu, geleneksel ölçüm sistemlerinin mali ölçütlere yoğunlaşarak, işletme performansının birden fazla boyutunu ölçme ve izleme imkânı sağlamamasıdır (Brignall ve Bollantine, 1997: 23).

Geleneksel performans ölçüm kriterleri genellikle finansal göstergeleri dikkate almaktadır. Ancak finansal göstergeler işletmeleri problemin sadece mevcut durumu hakkında bilgilendirmekte ve problemin var olup olmadığını göstermektedir. Problemin kendisi hakkında bilgi sahibi olunmasına yönelik değildir. Şirketlerin

karar vericileri ancak onunla ilgili öngörülerde bulunabilir. Geleneksel ölçüm sistemlerinde şartlar optimum seviyede kabul edilse bile iyileşme için herhangi bir odaklanma ve motivasyon seçeneği sunmaz. Geleneksel performans ölçüm sistemlerinin çoğu müşterileri ihmal etmektedir (Başat, 2010: 44). Geleneksel performans ölçüleri süreç ya da işlemler hakkında sınırlı miktarda bilgi sunmaktadır. Çünkü geleneksel performans ölçüleri ile yaklaşımlar (Ghalayini, vd., 1997: 210);

 Mali raporlar genellikle aylık olarak kapatıldığından veya birkaç ay önce yapılan kararların sonuçları olmasından ötürü modern metriklerin oluşturacağı faydayı sağlayamıyor. Finansal raporlar genellikle fayda sağlayamayacak kadar eskidir.

 Performans ve diğer iyileştirme faaliyetlerini yalnızca finansal ölçütlerle açıklamaya çalışırlar. Teslim sürelerinin kısaltılması, üretim programına uyma gibi birçok iyileştirme çabasını finansal ölçütlerle açıklamak zordur ancak bunların işletmenin genel başarısı üzerinde etkisi olabilir.

 Bu ölçütlerin esnek olmamasından dolayı tüm departmanlar önceden belirlenmiş performans ölçütlerini kullanmaktadır. İşletme departmanlarının kendilerine özgü özelliklerini ve önceliklerini görmezden gelmektedir.

 Sürekli iyileştirme kavramıyla tutarsız olma eğilimindedir.

 Üretim odaklı süreçlerde; kalite, üretim, koruyucu bakım ve üretim planlama alanlarında daha fazla sorumluluk ve özerklik kazandıran modern yönetim teknikleri için geçerli değildir.

Geleneksel performans göstergeleri finansal göstergeleri dikkate alması, işletme süreçlerinin sadece sonuçlarına odaklanmayı getirmektedir. Bundan dolayı işletme performansını ölçmede oldukça yetersiz kalmaktadır. Geleneksel performans ölçütlerinin mali ölçütlere odaklanması ilerleyen yıllarda işletmeler için yeterli olmamaya başlamıştır. Değişen iş yaşamı ve müşteri beklentileriyle beraber müşteriye odaklanan modern performans ölçüm sistemleri geliştirilmiştir.

Sürekli gelişen teknolojik, düzenleyici ve rekabetçi ortam gözönüne alındığında yöneticiler müşterileri, çalışanları, tedarikçileri, borç verenleri ve düzenleyiciler gibi birden fazla menfaat grubunu eş zamanlı olarak tatmin ederken işletmenin hem maddi hem de maddi olmayan örgütsel hedeflere ulaşması gerekir (Upadhaya, v.d., 2014: 856). İşletmeler hem maddi hem de maddi olmayan hedeflere

ulaşırken; günümüz müşterilerinin isteklerinin sürekli değişmesi, daha bilinçli ve daha çok araştıran müşteriler olması ve müşterilerin daha az maliyetle daha kaliteli ürün ya da kaliteli hizmet beklentilerinin olması işletmelerde performans ölçümünde geleneksel performans ölçüm yöntemlerinin yetersiz olmasına neden olmuştur.

Yöneticiler etkin bir şekilde yönetim anlayışı sağlamak için örgütsel işlemler hakkında sürekli, hızlı, nesnel ve doğrulanabilir bilgiler talep ettiklerinde geleneksel performans ölçüleri bu isteğe karşılık verememiştir (Amir, v.d., 2010: 740). Geleneksel performans ölçülerinin muhasebe odaklı olması ve muhasebe düzenlerinin anlık durumlarla ilgili bilgi üretmekten çok belirli bir dönem hakkında bilgi sağlaması geleneksel performans ölçülerinin işletme yöneticileri için yeterli olmamasına sebep olmuştur. Değişen rekabet ve piyasa şartları işletmecileri ve araştırmacıları yeni performans ölçüm teknikleri araştırmaya ya da tasarlamaya yönlendirmiştir.

1980‟li yıllarda araştırmacılar, finans odaklı performans ölçüm yöntemlerinin yetersiz olduğunu ve bu ölçüm sistemlerinin eksik yönlerine vurgu yapmışlardır. Bu eksiklerden dolayı 1990‟lı yıllarda “dengeli” ve “çok boyutlu” modern performans ölçüm sistemlerini geliştirmişlerdir (Yüksel, 2004: 145).

Finansal performansın ölçümünde kullanılan geleneksel ölçütlerin anapara maliyetlerini göz önünde bulundurması ve bunların yanıltıcı sonuçlar verebileceğinden dolayı değer esaslı ölçütler kullanılmaya başlanmıştır. Değer esaslı ölçütlerin en yaygın olarak kullanılanı artık değer kavramı geliştirilerek oluşturulan ekonomik katma değerdir. Ekonomik katma değer işletmenin elindeki kaynakları kullanarak ne kadar değer yarattığını ölçmektedir (Başat, 2010: 41).

Geleneksel performans ölçüleri (finansal performans ölçüleri) önemli bir performans metriği olmaya devam etse bile, tek başına bir işletmenin stratejilerini destekleyen kararlar almasına yardımcı olmada yeterli olmamaktadır. Değişen iş çevresiyle beraber işletmeler de kendi performans ölçülerini değiştirdiler (Neely, 1999: 206). İşletmelerin değişen iş hayatına uyum sağlamak için tüm faktörleri dikkate alacak çok boyutlu bir ölçüm sistemi oluşturabilmesi oldukça önemlidir. Çok boyutlu performans ölçümü maliyet ve diğer performans bilgisini edinme ve onu stratejik yönetim döngüsünün her adımında operasyonel olarak kullanmanın süreci olarak adlandırılmaktadır (Nanni, vd. 1992: 12).

Günümüz işletmecilik anlayışında müşteri beklenti ve istekleri işletmeler tarafından dikkate alınmak zorundadır. Bu şekilde değişen iş çevresinde oluşturulacak yeni performans ölçülerine modern performans ölçütleri eklenmeye başlamıştır. Bu modern performans ölçütleri oluşturulurken dikkat edilmesi gereken unsurlar (Choong, 2013: 535);  Sistemler ve bileşenleri  Hedefler ve amaçlar  Özellikler  Süreçler  Bilgi ve İletişim  Müşteri odaklılık  Yönetim

Yukarıdaki maddelerden hareketle modern performans ölçüm sistemleri işletme ve işletme süreçleriyle ilgili birçok boyutu dikkate alarak oluşturulmaktadır. Burada daha çoğulcu ve herkesin benimsediği ve uygulanabilirliği yüksek modern performans ölçüm sistemleri oluşturabilmek oldukça önemlidir. Tablo 9‟da geleneksel ve modern performans ölçütlerinin özellikleri karşılaştırmalı olarak yer almaktadır;

Tablo 9.Modern Performans Ölçütleriyle Geleneksel Performans Ölçütlerinin Karşılaştırması

Tabloda yer alan performans ölçüm kriterlerinin özellikleri dikkate alındığında işletmelerin iş yaşamındaki değişimlerle birlikte müşteri odaklı ve sürekli gelişimi destekleyen, tüm çalışanların performans mekanizmasından haberdar olduğu ve performans ölçümü için içerik oluşturabildiği bir performans ölçüm sistemine ihtiyaç duydukları görülmektedir.