• Sonuç bulunamadı

Kütahya, enerji üretiminde önemli rol oynamaktadır. Kütahya elektrik santrali kurulu gücü 1.106 MW'dır.

Toplam 10 adet enerji santrali bulunan Kütahya'daki elektrik santralleri yıllık yaklaşık 5.819 GW elektrik üretimi yapmaktadır.

Mevcut kömür ve linyit rezervlerinden dolayı Kurulu gücün 1. 020, 6 MW’ı Kömüre dayalı olup, 81, 1 MW’ı Doğalgaz ve 4, 5 MW’ıHidro Elektrik Santrallerden oluşmaktadır.

Mevcut elektrik üretim santralleri ile ilgili özet bilgi aşağıda verilmektedir;

Tablo 23 Mevcut elektrik üretim santralleri

Santral Adı Tesis Türü Firma Kurulu

Güç

1 Seyitömer Termik Santrali Kömür Çelikler Elektrik 600 MW

2 Tunçbilek Termik Santrali Linyit EÜAŞ 365 MW

3 HG Enerji Termik Santrali Doğalgaz Harput Holding HG

Enerji

58 MW

4 Polat Termik Santrali Linyit Polat Elektrik Üretim 51 MW

5 Eti Maden Borik Asit Fabrikası Termik Santrali

LPG 11 MW

6 Binatom Emet Elektrik Üretim Santrali Doğalgaz 10 MW

7 Kütahya Şeker Fabrikası Termik Santrali Linyit 4, 57 MW

8 Kayaköy HES Hidroelektrik EÜAŞ 2, 56 MW

9 Binatom Elektrik Üretim Tesisi Doğalgaz 2, 00 MW

10 Eğer HES Hidroelektrik 1, 92 MW

MEVCUT ULAŞTIRMA ALTYAPISI

Ege bölgesinde yer alan Kütahya, İç Anadolu’yu, Marmara’yı ve Akdeniz bölgesini Ege’ye bağlayan karave demiryollarının kavşağında yer almaktadır.

Kütahya büyük metropollere ve limanlara olan uzaklığı ile taşımacılık ve lojistik anlamda önemli bir noktada yer almaktadır. Kütahya konum olarak ayrıca Türkiye’nin doğusundan ve iç bölgelerinden gelen yüklerin lojistik merkezlerde (Alayunt lojistik merkezinde) toplanıp Bandırma üzerinden Avrupa’ya uygun maliyet ve sürede taşınmasını amaçlayan BALO A.Ş. (Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonları A.

Ş.) içerisinde yer almaktadır (UBAK, 2014).

KARAYOLU ULAŞIMI

Kütahya'da il ve devlet yolu uzunluğu 2011 yılından itibaren artarak 962 km'ye yükselirken, köy yolu uzunluğu 2008 yılından itibaren aratarak 3.912 km'ye ulaşmıştır.

DEMİRYOLU

Demiryolu uzunluğu ise 2009 yılından itibaren değişiklik göstermemiş ve 2012 yılında da 274 km olarak kalmıştır. TR33 Bölgesinde dört ilden de demiryolu geçmektedir.

Bölge’de 11 demiryolu seferi yapılmaktadır. Toplam demiryolu uzunluğu 988 km olmakla beraber devam eden YHT projelerinin gerçekleştirilmesiyle bu rakam artacaktır. Türkiye genelindeki toplam yolcu taşımacılığının % 6,8’lik kısmı ve yük taşımacılığının % 15,3’lük kısmı Bölge’den yapılmaktadır.

HAVALİMANI

Zafer Havalimanı (IATA: KZR, ICAO:LTBZ), Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde bulunan uluslararası havalimanı olup, Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak illerine hizmet verdiği için Türkiye’nin ilk bölgesel havalimanıdır.

Açılış tarihinde Türkiye’nin 4. büyük havalimanıdır.

Havalimanı termal turizm, kültür ve tarih turizmi açısından önemli bir avantaj tesis etmiştir. Ayrıca, Bölgenin sanayi ve ticaret alanındaki faaliyetlerine büyük katkı sağlayacaktır.

Zafer Havalimanı, Kütahya’nın Altıntaş ilçesi, Kuyucak köyündedir. Kütahya’nın güneydoğusunda 41 Km, Afyonkarahisar 59 km ve Uşak’a 103 km mesafededir.

Havalimanı, 25 Kasım 2012 tarihinde hizmete açılmıştır.

Zafer Havalimanı, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) yaptığı sınıflandırmaya göre CAT II niteliklerine sahiptir. Toplam 27,000 m² kapalı alana sahip havalimanı, 910 dönüm üzerine oturmaktadır.

Havalimanı’nın terminal binası toplam büyüklüğü 17.600 m²’dir. Havalimanında VIP, CIP salonları olup, Apronu 240x150 m boyunda, beton kaplı, 5 uçak kapasitelidir. Terminalde 19 check-in kontuarı, 4 uçak yanaşma kapısı vardır. Uluslararası yolcular için 8 gümrük giriş/çıkış kontrol kontuarı, geliş salonunda 4 adet bagaj bantı vardır. Havalimanı yıllık kapasitesinin iki milyon yolcu olması planlanmaktadır.

Havalimanının pisti 3, 000 m uzunluğunda ve 45 m genişliğindedir. Havayolları ve SeferlerZafer Havalimanı’na 2 havayolu firması; Türk Hava Yolları ve Germania Hava Yolları tarifeli sefer yapmaktadır.

PROJENİN ULUSAL VE BÖLGESEL DÜZEYDEKİ PLANLARLA İLGİSİ

2013 yılı başından itibaren küresel krizin etkileri azalmaya başlamış ve dünya ticareti aylık %3’lere varan artış eğilimi göstermiştir.

Hazine Müsteşarlığının Ekim 2014 tarihli “Türkiye Ekonomisi” çalışmasına göre, 2013 yılı itibariyle Türkiye ekonomisi dünyada 16, Avrupa’da 6. Sırada yer almaktadır (Hazine Müsteşarlığı, 2014).

Dünyanın 16. ve Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi olan Türkiye, en güçlü ekonomilerin temsil edildiği G-20’nin faal bir üyesidir. Küresel malî kriz nedeniyle birçok dünya ekonomisinin daralma gösterdiği bir 2008 yılındaki ekonomik yavaşlamanın ve 2009 yılındaki dönemde Türk ekonomisi küçülmenin ardından 2010 ve 2011 yıllarında sırasıyla %9,2 ve %8,5 oranında büyüme hızını yakalayarak ÇHC’nin ardından büyüme hızı en yüksek ikinci ülke, Avrupa’nın ise en hızlı büyüyen ekonomisi durumundadır. 2002-2011 döneminde ortalama büyüme oranı %6 olmuştur. 2012 yılında ilk dokuz aylık dönemde %2,6 oranında büyüme oranı gerçekleşmiştir. 2002 yılında 3.492 Dolar olan kişi başına düşen GSYH, 2013 sonunda 11.277 Dolara yükselmiş olup, 2016yılında 12.670USD olması öngörülmektedir. Türkiye’nin, 2014 yılında

%4, 2015 ve 2016 yıllarında %5 oranlarıyla OECD ülkeleri içinde en yüksek büyüme hızını yakalaması beklenmektedir.

Aynı çalışmaya göre Türkiye’nin 2014, 2015 ve 2016 yılları için enflasyon öngörüleri ise %6,3, %5 ve % 5 tir.

2014 yılı ihracatı için 157,4 Milyar USD ve ithalatı için 243,8 Milyar USD öngörülmektedir. İhracat trendinde 2015 yılında 173 Milyar USD, 2016 yılında 187,4 Milyar USD, 203,4 Milyar US$’dır.

ONUNCU KALKINMA PLANI

2014-2018 dönemini kapsayan Onuncu Kalkınma Planı ile Türkiye’nin uluslararası değer zinciri hiyerarşisinde üst basamaklara çıkmış, yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmiş ve mutlak yoksulluk sorununu çözmüş bir ülke haline gelmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, 2018 yılında GSYH’nin 1,3 trilyon dolara, kişi başına gelirin 16 bin dolara yükseltilmesi; ihracatın 277 milyar dolara çıkarılması; işsizlik oranının %7,2’ye düşürülmesi hedeflenmektedir. Bu hedefler doğrultusunda ülkemizin büyüme performansının daha yüksek, istikrarlı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması, rekabet gücünün ve toplumun refah seviyesinin artırılması öngörülmektedir (Kalkınma Bakanlığı, 2013).

Plan döneminde sanayinin geliştirilmesine ve rekabet gücünün artırılmasına yönelik atılacak adımlarla sanayi sektörünün %6,4 oranında büyümesi ve GSYH içerisindeki payının bir miktar artması öngörülmektedir. Tarım sektörünün yıllık ortalama %3,1 oranında büyümesi ve GSYH içerisindeki payının Plan dönemi sonunda %6,8’e gerilemesi, hizmetler sektörünün ise GSYH’ye paralel bir eğilim sergilemesi beklenmektedir.

Onuncu Kalkınma Planı döneminde, yıllık ortalama %2,9 oranında istihdam artışıyla toplamda 4 milyon yeni iş yaratılması öngörülmektedir.

Bazı göstergelerle 9. ve 10. Kalkınma Planları karşılaştırılması aşağıda verilmektedir;

Tablo 24 Bazı göstergelerle 9. ve 10. Kalkınma Planları karşılaştırılması

2006 2012

9. Plan Dönemi Değişim

2018 - Hedeflenen

10. Plan Dönemi Değişim Ar-Ge Harcamalarının GSYH'a Oranı

(%) 0,6 0,86 0,26 1,8 0,94

Yurtiçi Tasarrufların GSYH'a Oranı (%) 16,6 14,8 -1,8 19 4,2 İmalat Sanayii'nin GSYH İçindeki Payı 17,2 15,6 -1,6 16,5 0,9 Yüksek Teknoloji Sektörlerinin İmalat

Sanayii İhracatı İçindeki Payı (%) 5,6 3,7 -1,9 5,5 1,8

Kadın İşgücü Katılım Oranı (%) 23,6 29,5 5,9 34,9 5,4

Okul Öncesi Eğitimde Brüt Okullaşma

Oranı (%) 24 44 20 70 26

Yükseköğretimde Brüt Okullaşma

Oranı (%) 46 81,6 35,6 94 12,4

Kaynak: Kalkınma Bakanlığı

10. Kalkınma Planında, Bazı göstergelerle Gelişmiş Ülkeler ve Türkiye kıyaslaması aşağıda verilmektedir.

Tablo 25 10. Kalkınma Planında, Bazı göstergelerle Gelişmiş Ülkeler ve Türkiye kıyası

10. Kalkınma Planında GSYİH içinde payı %15 civarında olan İmalat Sanayi payının %1 civarında bir artışla %16,5 oranına yükseltilmesi hedeflenmiştir. Çinicilik sektörü de ‘’Pişmiş Kilden Gereçler’’

sektörünün bir alt sektörü olarak imalat sanayi içinde yer almakta ve GSYİH’ya katkısının arttırılması öngörülen sektörler içinde yer almaktadır.

ZAFER KALKINMA AJANSI TR33 BÖLGESİ PLANI 2010-2013

Zafer Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan “TR33 Bölgesi Bölge Planı (2010-2013)” ile “kaynak kısıtı”

ilkesinin göz önünde bulundurularak, Bölge’de ekonomik ve sosyal gelişmenin hangi öncelikler kapsamda gerçekleştirilmesi gerektiği üzerinde çalışmalar yürütüldüğü ve ekonomik ve sosyal gelişme eksenleri olarak, “Rekabet Gücünün Arttırılması”, “Kırsal Kalkınmanın Sağlanması”, “Beşeri Gelişmenin Sağlanması” ve “Altyapının Geliştirilmesi” olarak Bölge paydaşlarının görüşleri çerçevesinde

Benzer Belgeler