6. GEREÇ VE YÖNTEM
6.9 Verilerin Analizi
6.9.2 Geçerlilik Analizleri
Güvenilirlik geçerlilik için bir ön koşuldur, ancak geçerliliğin ortaya konması sağlık sonuç araştırmacıları için en önemli konulardan biridir. Geçerlilik ölçüm sürecinin kalbi olarak tarif edilmektedir. Ölçülmek istenilen özelliğin, gerçekten ölçülüp ölçülmediği ile ilgilenmektedir (Kane ve Radosevich, 2011).
Uygulamada, geçerlilik ölçülen değişkenler ile gözlenen diğer değişkenler arasındaki ilişkileri gösteren ve operasyonel tanımlardan hareket eden hipotezlerin test edilmesi
sürecidir. Geçerlilik tek bir konsept olsa da içinden birkaç geçerlilik tipini barındıran bir yapıdadır. Geçerlilik için içerik geçerliliği, kriter geçerliliği ve yapı geçerliliği daha çok kullanılmadır (Kane ve Radosevich, 2011).
İçerik geçerliliği, ölçümün kapsamına işaret etmektedir. Yani ölçekteki maddelerin ilgilenen boyutları ortaya koyup koymadığı ile ilgilenmektedir. Örneğin sakatlığı ölçen bir ölçekte, sakatlığın tüm boyutlarını ilgilendiren sorular sorulmalıdır. Hastanın kendi kendine banyo yapabilmesi veya elbiselerini giyebilmesi değerlendirilmez ise fonksiyonel sakatlık boyutunu ilgilendiren bir takım soruların olmadığı, bu durumda ise, ölçeğin doğru ölçmediği sonucuna varılabilmektedir. İçerik geçerliliğinde bir de yüz geçerliliği bakılmaktadır. Yüz geçerliliği ölçekteki yapının gerçekten ölçülmek istenilen şeyi doğru olarak ölüp ölçmediğini yargılarla ile ortaya koymaktır. Duyarlılıkta içerik geçerliliğinin bir biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Diğer bir geçerlilik kriter geçerliliği olup, altın bir standart olan ölçekle oluşturulan ölçeğin korelasyonunun değerlendirilmesi anlamına gelmektedir. Bu değerlendirme iki ölçeğin birbiri ile uyuşmasının belirlenmesi ile gerçekleştirilmektedir. Örneğin klinikte uygulanan tarama testleri uygulaması bir çeşit kriter geçerliliği olarak düşünülmektedir Epidemiyologlar kriter geçerliliğini ölçmek için duyarlılık ve belirleyicilik analizini uygulamaktadırlar. Bu analizde bir altın standart belirlenerek, yapılan ölçüm ile bu standart ile gerçekleştirilen ölçüm arasındaki uyuşmalar belirlenmektedir. Her iki ölçeğinde uyuşma yüzdesi bulunur ve ne kadar yüksek oranda uyuşma varsa testin o kadar yüksek duyarlılık ve belirleyiciliğe sahip olduğu söylenebilir (Kane ve Radosevich, 2011).
Yapı geçerliliği ise, gözlenemeyen yapıların ölçüm ilişkilerini göstermektedir. Bazı yapılar gözlemlenemez ve bu nedenle geçerliliğini ortaya koymak zor olmaktadır. Yapı geçerliliğinde ilgilenilen yapı, değişkenlerdir. Örneğin kişinin fonksiyonel durumu ile yaş arasında bir ilişki olması beklenmektedir. Çünkü yaş ilerledikçe fonksiyonel
durumda azalmalar meydana gelmektedir ve ölçeğin bu ilişkiyi koyabilmesine yapı geçerliliği adı verilmektedir (Kane ve Radosevich, 2011).
Yapı geçerliliği birkaç farklı yöntemle belirlenebilse de en yaygın kullanılanı açıklayıcı faktör analizidir. Analiz birbiri ile ilişkisi olduğu düşünülen çok sayıdaki değişkenlerin matematiksel yöntemler kullanılarak basitleştirilmesine olanak tanıyan bir yöntemdir.
Bu amaçla kullanılan faktör analizi, geliştirilmekte olan bir ölçme aracında yer alan her bir uyarana (maddeye) cevaplayıcıların verdiği tepkiler arasında belli bir düzen olup olmadığı ile ilgili bilgi edinilmesinde kullanılan çok değişkenli analiz tekniklerinden biridir (Tavşancıl, 2002). Böylece, tüm değişkenlerin sayısı azaltılarak, daha az ve daha öz değişkenlerle iş yapma yolu açılmış olur. Faktör analizi, birbiriyle ilişkili çok sayıda değişkeni bir araya getirerek az sayıda kavramsal olarak anlamlı yeni değişkenler (faktörler, boyutlar) bulmayı, keşfetmeyi amaçlayan çok değişkenli bir istatistiktir (Büyüköztürk, 2005).
Faktör analizi işleminden önce, her bir ölçek için Bartlett Test (Bartlett Test of Sphericity) değerleri ile KMO (Kaiser-Meyer-Olkin) değerine bakılması önerilmektedir.
Bartlett Testi korelasyon matrisi birim matrise eşitliği hipotezini test ederek, faktör analizinin bu değişken kümesine uygulanabileceğini ortaya koyarken KMO değeri, örneklemin yeterliliği hakkında bilgi vermektedir. Bartlett Testinde p değerinin 0,05’ten küçük olması anlamlı iken, KMO değerinin 0,70’ten yüksek olması beklenmektedir (Büyüköztürk, 2002).
İkinci adım faktör sayısının belirlenmesidir. Bu adımda, seçilen modelin veriye ne kadar uyumlu olduğu tespit edilir. Söz konusu veri seti için faktör analizinin uygun olduğuna karar verdikten sonra, oluşturulan korelasyon matrisini baz alarak, faktör çözümünü ortaya koymak amacıyla uygun bir faktör çıkarma (oluşturma) yönteminin seçilmesi ve başlangıç çözümünün oluşturulmasını kapsamaktadır. Bu aşamada, amaç değişkenler arasındaki ilişkileri en yüksek derecede temsil edecek az sayıda faktör elde etmektir.
Kaç faktör elde edileceği ile ilgili çeşitli kriterler söz konusudur. Bunlardan biri
açıklanan varyansa göre belirleme olup, bu yöntemde araştırmacı faktör analizi neticesinde ortaya çıkan boyut sayısını belirlemede belirli bir toplam açıklanan varyans seviyesine ulaşmayı sağlayacak faktör sayısını tercih yoluna gider. Burada asgari oran
%50’dir. Bu çalışmada, faktör sayılarının belirlenmesinde faktör sınırlandırılması getirilmemiştir.
Üçüncü adım rotasyon olup, faktörleri dönüştürerek daha iyi yorumlanabilir hale getirilir. Başlangıç faktör analizi çözümüne ulaşıldıktan sonra (başlangıç faktör matrisi) ortaya çıkan faktörlerin yorumlanması ve isimlendirilmesini kolaylaştırmak için faktörleri temsil eden eksenlerde çeşitli manipülasyonlar veya eksen kaydırmaları yapma yoluna gidilir. Faktör rotasyonundan amaç, isimlenebilir ve yorumlanabilir faktörler elde etmektir. Rotasyonda en çok kullanılan yöntem orthogonal rotasyondur. Orthogonal rotasyonda elde dilen faktörler birbirleri ile korelasyon içinde değillerdir. Orthogonal rotasyonda üç teknik kullanılır. Bunlar sırasıyla, varimax ( en çok kullanılan tekniktir ), equamax ve quartimax ‘tır. Promax ve Direct Oblimin yöntemleri ise oblique rotasyon yapılmak istendiğinde kullanılan tekniklerdir. Veri seti çok büyük ise Promax rotation, Direct Oblimin rotation’a tercih edilir (Altunışık ve diğ., 2010).
6.9.2.1 Sağlık İnanç Modeli Ölçeğine İlişkin Faktör Analizi Sonuçları
Diyabet hastalarının, Sağlık İnanç Modeline ilişkin veri kümesindeki değişkenlerin faktör analizi sonucunda; Barlet Testi değeri 1655,49 (p<0,001) ile KMO örneklem yeterliliği 0,72 olarak bulunmuştur ve bu bulgular, mevcut değişkenlerin ve örneklem büyüklüğünün faktör analizi için yeterli ve uygun olduğu anlamına gelmektedir. Toplam varyansın açıklanma oranı 65,90’dır.
Tablo 2. Sağlık İnanç Modeline İlişkin Faktör Analizi
Bileşen
Ciddiyet Engel Yarar
Ciddiyet 1 ,653 -,005 -,072
Ciddiyet 2 ,918 ,027 ,000
Ciddiyet 3 ,908 ,046 ,033
Ciddiyet 4 ,588 ,077 ,366
Yarar 1 ,022 ,159 ,825
Yarar 2 ,068 ,144 ,910
Yarar 3 ,009 ,140 ,828
Engel 1 ,036 ,758 ,066
Engel 2 ,022 ,805 ,099
Engel 3 ,046 ,667 ,127
Engel 4 ,009 ,814 ,179
Tablo 2’de yer alan Sağlık İnanç Modeli faktör analizi sonucu Varimax yöntemi ile rotasyona tabi tutulmuş ve değişkenlerin üç boyutta toplandığı saptanmıştır. Bu faktörlerde yer alan değişkenlerin bütünü incelendiğinde, orijinal ölçek boyutları ile aynı olan bir gruplamanın ortaya çıktığı söylenebilir.
6.9.2.2 Hekim-Hasta İlişkisi Ölçeğine İlişkin Faktör Analizi Sonuçları
Çalışmaya katılan diyabet hastalarının, hekim-hasta ilişkisi ilişkin veri kümesindeki değişkenlerin faktör analizi sonucunda; Barlet Testi 4328,59 (p<0,001), KMO örneklem yeterliliği 0,95 ve toplam varyansın açıklanma oranı 82,13’tür. Tablo 3’te de görülebileceği gibi faktörler tek bir boyutta toplanmaktadır ve bu faktörlerde yer alan
değişkenlerin faktör boyutunun orijinal ölçek boyutları ile aynı yapıda olduğu bulgulanmıştır.
Tablo 3. Hekim -Hasta İlişkisine İlişkin Faktör Analizi
Bileşen
Hekim-Hasta İlişkisi
Hekim-Hasta İlişkisi 1 ,865
Hekim-Hasta İlişkisi 2 ,939
Hekim-Hasta İlişkisi 3 ,931
Hekim-Hasta İlişkisi 4 ,930
Hekim-Hasta İlişkisi 5 ,927
Hekim-Hasta İlişkisi 6 ,943
Hekim-Hasta İlişkisi 7 ,913
Hekim-Hasta İlişkisi 8 ,888
Hekim-Hasta İlişkisi 9 ,812
6.9.2.3 Sağlık Okuryazarlığına Ölçeğine İlişkin Faktör Analizi Sonuçları
Hastaların sağlık okur-yazarlığı ile ilgili değişkenlerine ilişkin faktör analizi sonucu Tablo 4’te yer almaktadır. Buna göre sağlık okur-yazarlığı orijinal ölçekte olduğu gibi
Tablo 4. Sağlık Okur-yazarlığına İlişkin Faktör Analizi
Bileşen
Sağlık Okur-yazarlığı
Sağlık Okuryazarlığı 1 ,885
Sağlık Okuryazarlığı 2 ,893
Sağlık Okuryazarlığı 3 ,892
Sağlık Okuryazarlığı 4 ,882
tek bir boyutta toplanmıştır. Faktör analizinin bu değişken kümesine uygulanabileceğini ortaya koyan Barlet Testi değeri 1089,83 (p<0,001), ve örneklemin yeterliliği hakkında bilgi veren KMO değeri0,76’dır. Toplam varyansın açıklanma oranı ise 78,84’tür.
6.9.2.4 Tedaviye Uyum Ölçeğine İlişkin Faktör Analizi Sonuçları
Araştırmaya katılan diyabet hastalarının, tedaviye uyum ölçeğine ilişkin veri kümesindeki değişkenlerin faktör analizi sonucunda; Barlet Testi 1117,64 (p<0,001), KMO örneklem yeterliliği 0,64 ve toplam varyansın açıklanma oranı 70,86’dır. Tablo 5’te de görülebileceği gibi faktörler tek bir boyutta toplanmaktadır ve bu faktörlerde yer alan değişkenlerin faktör boyutunun orijinal ölçek boyutları ile aynı yapıda olduğu bulgulanmıştır.
Tablo 5. Tedaviye Uyum İlişkin Faktör Analizi
6.9.2.5 Yaşam Kalitesi Ölçeğine İlişkin Faktör Analizi Sonuçları
Diyabet hastalarının, yaşam kalitesine ilişkin veri kümesindeki değişkenlerin faktör analizi sonucunda; Barlet Testi değeri 3553,28 (p<0,001) ile KMO örneklem yeterliliği 0,85 olarak bulunmuştur ve bu bulgular, mevcut değişkenlerin ve örneklem
Bileşen Tedavi Uyum
Tedaviye Uyum1 ,819
Tedaviye Uyum2 ,829
Tedaviye Uyum3 ,870
Tedaviye Uyum4 ,849
büyüklüğünün faktör analizi için yeterli ve uygun olduğu anlamına gelmektedir. Toplam varyansın açıklanma oranı 66,17’dir.
Tablo 6’da yer alan yaşam kalitesi ölçeği SF 12’nin faktör analizi sonucu Varimax yöntemi ile rotasyona tabi tutulmuş ve değişkenlerin iki boyutta toplandığı saptanmıştır.
Ancak bu faktörlerde yer alan değişkenlerin bütünü incelendiğinde, orijinal ölçek boyutları ile aynı olmayan bir gruplamanın ortaya çıktığı söylenebilir. SF 12 ölçeğinde yaşam kalitesinin fiziksel işlevsellik, fiziksel rol, genel sağlık ve ağrı alt bileşenlerinden Fiziksel Yaşam Kalitesi ile duygusal rol, ruhsal sağlık, canlılık ve sosyal işlevsellik alt bileşenlerinden Duygusal Yaşam Kalitesi boyutları ortaya konulmaktadır. Bu çalışmada ise ruhsal sağlık, genel sağlık ve canlılık alt boyutlarının bir grupta, diğer alt boyutların ise başka bir faktör boyutunda toplandığı görülmektedir.
Tablo 6. Yaşam Kalitesine İlişkin Faktör Analizi
Component Fiziksel Yaşam
Kalitesi
Duygusal Yaşam Kalitesi
Genel Sağlık ,463 ,469
Fiziksel İşlevsellik1 ,806 ,143
Fiziksel İşlevsellik 2 ,800 ,188
Fiziksel Rol 1 ,835 ,173
Fiziksel Rol 2 ,840 ,194
Duygusal Rol 1 ,751 ,323
Duygusal Rol 2 ,713 ,323
Ağrı ,787 ,179
Canlılık ,183 ,901
Ruhsal Sağlık 1 ,186 ,907
Ruhsal Sağlık 2 ,243 ,776
Sosyal işlevsellik ,583 ,238