• Sonuç bulunamadı

Gümrük Birliği Süreci Sonrası ve Devlet Yardımları

2 Devlet Yardımları Konusunda Türkiye‟nin Avrupa Birliği‟ne Uyumu

2.2 Gümrük Birliği Süreci Sonrası ve Devlet Yardımları

Gümrük Birliği‟nin tesis edilmesinin ardından Türkiye ile AB iliĢkisindeki ilk önemli geliĢme, 1999 Avrupa Konseyi Zirve Toplantısı‟nda (Helsinki Zirvesi) Türkiye‟nin resmi olarak “adaylık” statüsünü kazanmasıdır. Bu durum, her Ģeyden önce Türkiye‟nin devlet yardımları da dâhil olmak üzere pek çok alanda daha ileri seviyede bir mevzuat uyumu gerçekleĢtirmesini gerektirmektedir.

AB Komisyonu tarafından hazırlanıp 8 Mart 2001 tarihinde AB Konseyi tarafından onaylanan Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB), Türkiye‟nin adaylık sürecinde, kısa ve orta vadede gerçekleĢtirmesi gereken ilerlemeleri ve katılım öncesi izlenen politikayı belirleyen bir rehber niteliğindedir. Kısa vade, bir yıllık bir süreyi öngörmekte; orta vadeli öncelikler ise, gerçekleĢmesi bir yıldan fazla sürebilecek yasal reformlardan oluĢmaktadır. Katılım ortaklığı belgeleri, aday ülkelerin gösterdikleri ilerlemeler çerçevesinde gözden geçirilmektedir. Türkiye‟nin ilk KOB olan bu belgede devlet yardımı bakımından öngörülen kısa ve orta vadeli önceliklerinden biri, devlet yardımlarının izlenmesini ve Ģeffaflığı sağlamak üzere, devlet yardımlarının

252

ĠKV, y.a.g.e., s. 100.

253 Maddede; itiraz hakkının, Topluluk mevzuatınca “yasadıĢı yardım” olarak addedilen yardımların söz konusu olması durumunda tanındığı ifade edilmektedir. Buna göre; itiraza iliĢkin Türkiye‟nin Topluluğun yasadıĢı yardıma iliĢkin görüĢüne katılmaması ve 30 gün içinde taraflar arasında bir çözüme ulaĢılamaması durumunda; hem Topluluk, hem de Türkiye konuyu hakeme götürebileceklerdir. Özetle, 1/95 sayılı OKK ile Türkiye veya üye devletlerin yasadıĢı yardım vermesi halinde, çözüm için tahkim mekanizmasının iĢletileceği düzenlenmiĢtir.

denetlenmesine yönelik yasal düzenlemenin yapılmasıdır. Bunun yanı sıra, devlet yardımları alanında AB Müktesebatı ile tam uyum sağlanması öngörülmüĢtür.255

AB tarafından hazırlanan Katılım Ortaklığı Belgesi‟ne karĢılık aday ülke tarafından Ulusal Program hazırlanır. Ulusal Program, aday ülkenin, Katılım Ortaklığı Belgesi‟nde belirtilen yasal reformların yerine getirilmesine yönelik taahhütlerini ve alınması gereken önlemleri belirtir. Bunu yaparken somut düzenlemeler yaparak kısa ve orta vadeli bir takvim sunar ve öngörülen amaçlar için gerekli insan kaynağı ile mali kaynakları belirtir. Ulusal Programlar, Katılım Ortaklığı Belgeleri ile birlikte gözden geçirilmektedir.

Türkiye, ilk Ulusal Programı‟nı 19 Mart 2001‟de “Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine ĠliĢkin Türkiye Ulusal Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve Ġzlenmesine Dair Karar” ekinde yayımlamıĢ ve Avrupa Komisyonu‟na sunmuĢ olup, Ulusal Program Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmiĢtir.

Avrupa Komisyonu‟nun Mart 2003‟te ilk Katılım Ortaklığı Belgesi‟ni gözden geçirerek yeniden yayınlamasının ardından, Türk Hükümeti de Ulusal Programı yeniden güncelleyerek 24 Temmuz 2003‟te yürürlüğe koymuĢtur.256

Gözden geçirilmiĢ Katılım Ortaklığı Belgesi de devlet yardımlarına iliĢkin AB Müktesebatına uyumun sağlanmasını, AB kriterlerine uygun, etkin bir devlet yardımı denetim sisteminin oluĢturulması ve bu amaçla bir ulusal devlet yardımları otoritesinin kurulmasını öncelikler arasında belirlemiĢtir.257

Devlet yardımları, ilk Katılım Ortaklığı Belgesi‟nde, orta vadeli öncelik olarak belirlenirken, 2003 tarihli Katılım Ortaklığı Belgesi‟nde ise kısa vadeli öncelikler kapsamında değerlendirilmiĢtir. Aynı doğrultuda, 2003 tarihli Ulusal Program‟da devlet yardımları alanında Türkiye‟nin AB müktesebatına uyuma iliĢkin yükümlülükleri

255 YARDIMCI, 2003, s. 5.

256Ulusal Program ve AB Müktesebatının Üstlenilmesine ĠliĢkin Türkiye Ulusal Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve Ġzlenmesine ĠliĢkin 2003/5930 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı,24 Temmuz 2003 tarihli ve 25178 Mükerrer Sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanarak yürürlüğe girmiĢtir. 257 Devlet Planlama TeĢkilatı (DPT), 2004, s.341.

belirtilmiĢtir. Bu yükümlülükler, Devlet Yardımlarının Ġzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanun‟un yürürlüğe girmesi, Devlet Planlama TeĢkilatı MüsteĢarlığı bünyesinde kurumsal bir yapılanma oluĢturulması, devlet yardımlarının izlenme ve denetlenmesinden sorumlu otoritenin oluĢturulmasını takiben ilk altı ay içinde Komisyon‟un devlet yardımlarına iliĢkin yayımladığı muafiyet tüzükleri ile uyumlu düzenlemelerin yapılmasıdır.258

Adaylık sürecinde Türkiye için belirleyici olan diğer bir belge de Ġlerleme Raporları‟dır. Hukuken bağlayıcı özelliği bulunmayan ilerleme raporu, Komisyon tarafından düzenli olarak yayımlanmakta ve görüĢ veya tavsiye niteliğinde düzenlemeler getirmektedir. Komisyon ilerleme raporunu hazırlarken, ilgili ülkenin kamu kurumları ve sivil toplum kuruluĢlarından bilgi toplar. Bunların yanı sıra, Avrupa Parlamentosu ile Konseyi‟nin rapor ve değerlendirmeleri baĢta olmak üzere uluslararası örgütler ve sivil toplum örgütlerinin de görüĢlerinden yararlanır. Ġlerleme raporları, müzakerelerin baĢlatılması veya aday ülke bakımından bir karar alınması aĢamasında Konsey için birer dayanak oluĢturmaktadır.

Komisyon, ilerleme raporlarında devlet yardımlarına iliĢkin Türkiye‟nin yürüttüğü çalıĢmaları değerlendirmekte, önerilerde bulunmakta ve eleĢtiriler yapmaktadır.

YayımlanmıĢ olan ilerleme raporları genel olarak incelendiğinde, Komisyon‟un, Türk devlet yardımları politikasını AB ile uyumlu bulmadığını ve Türkiye‟de devlet yardımlarının izlenmesi için gerekli idari yapının kurulmasını öncelikli mesele kabul ettiğini görmekteyiz. Raporlarda Türkiye‟nin mevzuatını, Gümrük Birliği yükümlülüklerine ve müktesebata uyumlu hale getirmesi ve bir devlet yardımlarını izleme otoritesi oluĢturması istenmektedir. Komisyon bu yükümlülüklerin 1/95 sayılı OKK‟ndan doğduğunu ve bu otoritenin kurulmamasının da rekabet kurallarının uygulanmasına iliĢkin Ortaklık Konseyi kararının kabul edilmesini geciktiren bir etken olduğunu belirtmektedir. Türkiye‟de yürürlükte olan mevcut veya yeni devlet yardımlarına iliĢkin raporlamanın AB standartlarına uygun Ģekilde yapılmaması da Ġlerleme Raporları‟nda yöneltilen eleĢtirilerdendir.

Devlet yardımları alanındaki son geliĢme, AB ile Türkiye üyelik müzakereleri kapsamında 20 Ekim 2005 tarihinde baĢlayan “tarama süreci”dir. Tarama süreci, katılım müzakerelerinin ilk aĢamasını oluĢturmaktadır. Tarama sürecinde; AB müktesebatı analitik olarak incelenmekte, aday ülkeler bu konuda ayrıntılı olarak bilgilendirilmekte ve aday ülkelerin ulusal mevzuatlarının AB müktesebatı ile uyumunun değerlendirilmesi yapılmaktadır. Tarama sürecinde devlet yardımları, rekabet politikası baĢlığı altında ele alınmıĢtır.

Müzakere sürecinde, Türkiye‟yi diğer üye ülkelerden ayıran en temel husus, devlet yardımları müktesebatına uyum konusunda Türkiye‟nin yükümlüğünün, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Türkiye- AB arasında Gümrük Birliği‟ni oluĢturan OKK kapsamında ele alınmasıdır.259

3 Türkiye’nin Devlet Yardımları Kurallarını UyumlaĢtırmaya Yönelik Yaptığı