Varyans Eşitliği İçin
Levene Testi Ortalama Eşitliği İçin T Testi
F Anlamlılık T Serbestlik Derecesi Anlamlılık Ortalama Farkı Anksiyete Duyarlılığı 1,396 ,245 ,753 39 ,456 3,009 ,493 2,121 ,668 3,009 p < 0.05
4.3. Güçler Güçlükler Anketi’ne İlişkin Bulgular
Araştırmaya katılan çocukların, sünnet öncesi ve sünnet sonrası, güçler ve güçlükler anketi puanları karşılaştırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Araştırma kapsamında yer alan çocukların yaşadıkları duygusal ve davranışsal sorunlar, güçler ve güçlükler anketi kullanılarak değerlendirilmiş ve güçler ve güçlükler anketi maddelerine ilişkin bulgular aşağıda belirtilmiş, frekanslar ve parantez içinde yüzde değerleri şeklinde sunulmuştur (tablo 20).
37
Tablo 20: Güçler ve Güçlükler Anketi Dağılımı
Sünnet Öncesi Sünnet Sonrası
Doğru Değil Kısmen
Doğru
Kesinlikle
Doğru Doğru Değil Kısmen Doğru
Kesinlikle Doğru İnsanlara karşı iyi
davranırım. 38 (92.70) 2 (4.90) 1 (2.70) 26 (63.40) 15 (36.60) 0 (0.00)
Uzun süre kıpırdamadan
oturamam, huzursuz olurum 1 (2.40) 16 (39.00) 24 (58.50) 3 (7.30) 19 (46.30) 19 (46.30)
Çok fazla baş ağrım, karın
ağrım ya da bulantım olur 32 (78.00) 9 (22.00) 0 (0.00) 32 (78.00) 8 (19.50) 1 (2.40)
Genellikle başkalarıyla
paylaşırım 22 (52.70) 18 (43.90) 1 (2.40) 14 (34.10) 24 (58.50) 3 (7.30)
Çok öfkelenirim ve sıkça
kontrolümü kaybederim 0 (0.00) 3 (7.30) 38 (92.70) 2 (4.90) 1 (2.40) 38 (92.70)
Genellikle kendi başımayım 35 (85.40) 5 (12.20) 1 (2.40) 26 (63.40) 11 (26.80) 4 (9.80)
Genellikle bana söyleneni
yaparım 1 (2.40) 1 (2.40) 39 (95.10) 0 (0.00) 5 (12.20) 36 (87.80)
Çok endişelenirim 0 (0.00) 22 (53.70) 19 (46.30) 2 (4.90) 18 (43.90) 21 (51.20)
Eğer birisi incinmiş ise ona
yardım ederim 18 (43.90) 2 (4.90) 21 (51.20) 14 (34.10) 0 (0.00) 27 (65.90)
Sürekli oturduğum yerde
kıpırdanıp dururum 1 (2.40) 5 (12.20) 35 (85.40) 2 (4.90) 9 (22.00) 30 (73.20)
En az bir yakın arkadaşım
var 1 (2.40) 7 (17.10) 33 (80.50) 2 (4.90) 5 (12.20) 34 (82.90)
Çok kavga ederim 27 (65.90) 13 (31.70) 1 (2.40) 22 (53.70) 16 (39.00) 3 (7.30)
Sıkça mutsuz, kederli ve
ağlamaklıyım 2 (4.90) 16 (39.00) 23 (56.10) 4 (9.80) 16 (39.00) 21 (51.20)
Yaşıtlarım beni genelde
sever 35 (85.40) 6 (14.60) 0 (0.00) 32 (78.00) 7 (17.10) 2 (4.90)
Dikkatim kolayca dağılır 2 (4.90) 16 (39.00) 23 (56.10) 3 (7.30) 14 (34.10) 24 (58.50)
Yeni ortamlarda gerginim. Kendime güvenimi kolayca kaybederim
7 (17.10) 13 (31.70) 21 (51.20) 9 (22.00) 12 (29.30) 20 (48.80)
Kendimden küçüklere iyi
davranırım 34 (82.90) 6 (14.60) 1 (2.40) 30 (73.20) 9 (22.00) 2 (4.90)
Sıkla hile yapmak ya da
yalan söylemekle suçlanırım 5 (12.20) 9 (22.00) 27 (65.90) 6 (14.60) 13 (31.70) 22 (53.70)
Diğer çocuklar ya da gençler
bana takarlar 18 (43.90) 21 (51.20) 2 (4.90) 14 (34.10) 24 (58.50) 3 (7.30)
Sıkça başkalarına yardım
etmeye istekli olurum 30 (73.20) 11 (26.80) 0 (0.00) 32 (78.00) 9 (22.00) 0 (0.00)
Bir şeyi yapmadan önce
düşünürüm 8 (19.50) 28 (68.30) 5 (12.20) 5 (12.20) 26 (63.40) 10 (24.40)
Bir yerden benim olmayan
şeyleri alırım 21 (51.20) 19 (46.30) 1 (2.40) 19 (46.30) 21 (51.20) 1 (2.40)
38
daha iyi geçinirim.
Pek çok korkum var 1 (2.40) 14 (34.10) 26 (63.40) 1 (2.40) 14 (34.10) 26 (63.40)
Yaptığım işleri bitiririm.
Dikkatim iyidir. 0 (0.00) 1 (2.40) 40 (97.60) 2 (4.90) 3 (7.30) 36 (87.80)
Çocuklarda, sünnet öncesinde görülen güçlüklerdeki puan ortalaması 49.12±4.60, sünnet sonrası görülen toplam güçlük puan ortalaması ise 49.54±4.51 olarak belirlenmiştir (tablo 21).
Tablo 21: Sünnet Öncesi ve Sünnet Sonrası Güçlük Düzeylerindeki Değişiklikler
Ortalama N Standart Hata
Std. Hata Ortalaması
Önce 49,12 41 4,605 ,719
Sonra 49,54 41 4,512 ,705
Sünnet öncesi, toplam güçlük puanları ile sünnet sonrası toplam güçlük puanları arasında, anlamlılık değeri [p=0.253] > 0.05 olduğu için, istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (tablo 22).
Tablo 22: Sünnet Öncesi ve Sünnet Sonrası Güçlük Puanları İçin T Testi
t Df Sig. (2-tailed)
Önce – Sonra -1,159 40 ,253
Okul öncesi dönemde sünnet olanlar ile okul döneminde sünnet olanların yaşadığı güçlükler arasında, anlamlılık düzeyi [p=0.891] > 0.05 olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (tablo 23). Okul döneminde sünnet olanların, okul öncesi sünnet olanlara göre, daha az duygusal ve davranışsal güçlük yaşadığı görülmektedir.
Tablo 23: Okul Durumuna Göre Güçlük Düzeyleri Arasındaki Farklılıklar
Varyans Eşitliği İçin
Levene Testi Ortalama Eşitliği İçin T Testi
F Anlamlılık T Serbestlik Derecesi Anlamlılık Ortalama Farkı Güçlük Düzeyi ,239 ,627 ,138 39 ,891 ,205 ,138 29,006 ,891 ,205 p < 0.05
39
Ailesinin gelir durumu iyi olanlar ile gelir durumu kötü olan çocukların sünnet sonrası yaşadıkları güçlükler arasında, anlamlılık değeri [p=0.685] > 0.05 olduğu için, istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (tablo 24). Ailesinin gelir durumu kötü olan çocukların, gelir durumu iyi olan çocuklara göre daha fazla duygusal ve davranışsal sorun yaşadıkları gözlemlenmiştir.
Tablo 24: Ailenin Gelir Durumuna Göre Güçlük Düzeyleri Arasındaki Farklılıklar
Kareler Toplamı
Serbestlik
Derecesi Ortalama Karesi F Anlamlılık
Gruplar arası 16,067 2 8,033 ,382 ,685
Grup içi 798,129 38 21,003
Toplam 814,195 40
p < 0.05
Evli ailelerin çocukları ile boşanmış ailelerin çocuklarının sünnet sonrası yaşadıkları güçlükler arasında, anlamlılık değeri [p=0.755] > 0.05 olduğu için, istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (tablo25). Boşanmış ailelerin çocuklarının, evli ailelerin çocuklarına göre sünnet sonrasında daha fazla duygusal ve davranışsal sorun yaşadığı gözlemlenmektedir.
Tablo 25. Ebeveynlerin Birliktelik Durumuna Göre Güçlük Düzeyleri Arasındaki Farklılıklar
Varyans Eşitliği İçin Levene
Testi Ortalama Eşitliği İçin T Testi
F Anlamlılık T
Serbestlik
Derecesi Anlamlılık Ortalama Farkı
Güçlük
Düzeyi 1,072 ,307 -,314 39 ,755 -,860
40
V. TARTIŞMA
Bu çalışmada, sünnet olan erkek sünnet çocuklarının, sosyodemografik özellikleri, anksiyete duyarlılıkları ve sünnet sonrasında yaşadıkları güçlükler değerlendirilmiştir. Çalışma, İstanbul ilinde bir eğitim ve araştırma hastanesinin üroloji kliniğine sünnet olmak amacıyla müracaat eden, 10 yaş altındaki erkek çocuklar ve ebeveynleriyle gerçekleştirilmiş olup, elde edilen veriler literatür bilgilerinin ışığı altında tartışılmıştır.
Sünnet dünya genelinde, çok sık uygulanan bir cerrahi girişimdir. Her yıl 13. 3 milyon erkek ve 2 milyon kız çocuğunun sünnet edildiği bilinmektedir (1,2). Ülkemizde, özellikle yaz aylarında binlerce erkek çocuk sünnet olmaktadır. Ülkemizde sünnet yaşının 2-11 aralığında ve ortalama 7 olduğu bilinmektedir (10). Sünnet ile ilgili, çocuk ruhsallığı alanında az sayıda yayın bulunmaktadır. Yayınlanmış araştırmaların, sünnet çocuk ruhsallığı üzerine etkileri konusunda önemli katkıları olmakla birlikte, çalışmaların çoğunun inançlar, kişisel deneyimler ve görüşler üzerine temellendiği görülmektedir.
Mevcut araştırmada, daha nesnel sonuçlar elde etmek için, deneklerle sünnet girişiminden önce ve sonra görüşmeler yapılmış ve ölçekler uygulanmıştır. Araştırmanın, sünnetin çocuk ruh sağlığı üzerine etkileri konusundaki bilgilerimize katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Araştırmaya, çalışmayı kabul eden 41 çocuk katılmıştır. Çocukların tümü erkek olup, 10 yaş altındadır. Çocukların yaş grupları, 7 yaş altı okul öncesi dönem, 7 yaş ve üzeri okul dönemi olmak üzere 2 gruba ayrılmıştır. Çalışmaya katılan çocuklardan 15’i (%36.60) okula gitmezken, çocuklardan 26’sı (%63.40) ilköğretime gitmektedir. Mevcut çalışmada, katılımcıların yaş ortalaması 7 olarak bulunmuştur. Yapılan bir araştırma, ülkemizde sünnet olma yaşının 2-11 aralığında ve ortalama 7 olduğunu belirtmektedir (10). Araştırmaya katılan çocukların, 4’ünün (%9.80) gelir durumları kendi ifadeleri ile iyi, 30’unun (%73.20) gelir durumları orta, 7’sinin (%17.00) ise gelir durumları kötüdür. Çalışmaya katılan çocukların hepsinin babası bir işte çalışmakta ve çalışmayan babaya rastlanılmamaktadır, annelerin ise, 17’si (%47.50) herhangi bir işte çalışmamakta ve emekli anneye rastlanılmamaktadır.
41
Araştırmaya katılan çocukların ebeveynlerinin birliktelik durumunda, anne babası evli olanların oranı %92.70 iken, boşanmış olanların oranı %7.30 olarak belirlenmiştir.
Çocuklar için anksiyete duyarlılığı ölçeği ile, çocukların sünnet girişiminden önce ve sonra anksiyete duyarlılıklarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. ÇAD ölçeğinde, araştırmaya katılan çocukların sünnet öncesi ve sonrası, anksiyete duyarlılığı indeksi toplam puanları karşılaştırıldığında, sünnet sonrası anksiyete duyarlılığı puanları daha düşük bulunmuştur. Sünnet sonrası anksiyete duyarlılığı, sünnet öncesine oranla anlamlı bir fark göstermemiştir. Ailesinin gelir durumu iyi olan çocukların, ailesinin gelir durumu kötü olan çocuklara oranla anksiyete duyarlılığının daha yüksek olduğu; annesi babası evli olan çocukların, annesi babası boşanmış olan çocuklara oranla anksiyete duyarlılığının daha fazla olduğu gözlenmiştir; fakat sünnet sonrasında sünnet öncesine oranla anksieyete duyarlılığında anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Cansever, sünnet sonrasında anksiyete ile etkin şekilde baş etme kapasitesinin azaldığını belirtmiştir (84). Literatürden farklı olarak, mevcut araştırmada, sünnetin çocuk anksiyete düzeylerine olumsuz yönde bir etkisi olmamıştır.
Çalışmamızda, çocuğun duygusal ve davranışsal sorunlarını ölçen GGA’nın toplam güçlük skorları, sünnet öncesi ve sonrası karşılaştırılması sonucunda, sünnet sonrasında görülen güçlük puanları daha yüksek bulunmuştur; fakat anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Ceylan ve ark.(85), Türkiye’de sünnetin genellikle evlerde, sağlık merkezlerinde ya da okullarda yapıldığını ve özellikle kırsal alanlarda, genellikle deneyimsiz bir personel tarafından ve anestezi olmadan uygulandığını belirtmişlerdir. Daha fazla yan etki olması çocuğun sosyal yeterlilik alanlarında daha uzun süre sıkıntı yaşamasına yol açabilir. Mevcut çalışmada sünnet olan çocukların hepsi bir doktor tarafından, sağlık kuruluşunda sünnet edilmiş ve sonunda herhangi ciddi bir yan etki görülmemiştir.
Mevcut araştırmanın sonuçları incelendiğinde, sünnetin çocukların duygusal ve sosyal yaşantılarını, anksiyete düzeylerini olumsuz yönde etkilemediği görülmektedir. Bu sonuçlar yazındaki bilgilerden farklı gözükmektedir.
Sünnetin ruhsal sonuçlarını değerlendirirken, sosyal faktörleri de göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Ülkemizde, sünnet çocukluktan erkekliğe geçiş olarak yorumlanmakta, sünnete oldukça olumlu anlamlar yüklenmektedir.
42
Şahin ve ark.(88), sünnetin toplumda sosyal bir baskı oluşturduğunu, çocukların sünnet olmadan kendilerini tam erkek olarak hissetmediklerini belirtmiştir. Çocuklar genellikle operasyona haftalar öncesinden bu olumlu bakış ile hazırlanmaktadır (11,12). Öztürk, Türk toplumunda sünnet olmamanın kabul edilmediğini, erkek çocukların bu durumdan utanç duyduklarını ve kendilerini kusurlu hissettiklerini belirtmiştir. Sünnetin etkilerinin ortaya çıkışında çocuğun, sünnet hakkında ne bildiğinin önemli olduğunu ve Türkiye’de sosyal faktörlerin sünnetin olumsuz etkilerini sınırlandırdığını öne sürmüştür (88). Kırımlı (2009), sünnet sonucunda “fiziksel olarak kaybedilmiş olanın toplumsal olarak kazanıldığını” vurgulamıştır (89).
Önemli faktörlerden bir diğeri ise; sünnetin uygulanma yaşıdır. Museviler’ de ve Batı toplumlarında sünnet, yeni doğan döneminde yapılmaktadır. Bu durumda çocuğun sünnet olma kararı, ebeveynleri tarafından verilmektedir. Price, özellikle sünnetin henüz kendi kararını veremeyecek olan çocuklar için uygulandığını ve bunun yasal olmadığını vurgulamıştır (90). Türkiye’de ise sünnet olma yaşının ortalama 7 olduğu bildirilmiştir (11). Bu araştırmaya katılan denekler 10 yaşın altındadır. Çocuğun sünnet olma kararı ebeveynleri tarafından verilmiştir. Ama genellikle çocuğa haftalar önceden sünnet olacağı bilgisi verilmektedir. Çocuğun kendisine uygulanacak işlem hakkında bir önbilgisi olmaktadır. Sünnetin toplumdaki olumlu algısı, çocukların bu girişim için kaygılarını azaltmaktadır.
Çocukluklarında, onayları olmadan sünnet edilen erişkinler duygularını şiddet, işkence, kötü muamele ve cinsel saldırı kelimeleri ile tarif etmişlerdir (91, 92, 93). Erken çocuklukta çocuğun onayı alınmadan yapılan sünnetin yaratabileceği olumsuz sonuçlar, bu çalışmadaki deneklerde, çocuğun operasyon hakkında kısmi bilgisi ve onayı nedeniyle görülmemiş olabilir.
Sünnetin bazı çocuklarda psikiyatrik bozukluklara sebep olmasında, çocuğun kişilik özellikleri, sünnet öncesi dönemde çocuğun sünnete nasıl hazırlandığı, operasyon sırasında ve sonrasında yaşadığı fiziksel sıkıntılar rol oynuyor olabilir. Ailelerin sünneti nasıl algılayıp çocuklarına nasıl yansıttıklarını da önemli bir faktör olabilir.
Araştırma sürecinde, araştırmanın konusundan ve yönteminden kaynaklanan zorluklarla karşılaşılmıştır.
43
Çocuklarla sünnet oldukları gün yapılacak görüşmelerin hem hastane koşulları, hem de ailelerin telaşı nedeniyle pratikte çok zor olması, ailelerin sağlık kuruluşlarına başvuru gün ve saatlerinin tam bilinememesi nedenleriyle ve de çocukların sünnet oldukları gün ölçeklere verecekleri cevapların operasyon kaygısından oldukça etkilenebileceği düşünülerek, sünnet edilen çok sayıda çocuk çalışmaya dahil edilememiştir. Araştırmaya dahil edilen çocuklarla ise operasyon sonrasında, ölçeklerin doldurulması konusunda iletişim kurmak oldukça zor olmaktadır. Ailelerle ve çocuklarla tekrar görüşmek, özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde, pratik olarak mümkün olmamaktadır. Bununla beraber, ruh sağlığı alanında yapılacak bir araştırmaya dahil olma konusunda çocuklar ve aileler isteksiz olmakta ya da dahil olduktan sonra ölçekleri doldurmayı ruhsal problemleri olmadığını belirterek reddetmektedirler. Bu nedenlerle denek sayısı düşük tutulmuştur. Bu zorluklar nedeniyle deneklerin kolay ulaşılabilecek ve kolay uyum sağlanabilecek ailelerden seçilmesi amaçlanmıştır.
Denek sayısının düşük olmasının yanında araştırmanın bir diğer kısıtlılığı ise 6 aylık bir süreyi kapsamasıdır. Olumsuz yaşantıların etkilerini uzun sürede gösterebileceği ve daha uzun süreli çalışmalarda farklı sonuçların ortaya çıkabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle çalışmanın sonuçları dikkatli yorumlanmalıdır.
44