• Sonuç bulunamadı

2.2. Görsel Sanatlar Eğitiminde Müze Etkinlikleri

2.2.4. Görsel Sanatlar Eğitiminde Okul Müze İlişkisi

Görsel sanatlar eğitiminde müze etkinlikleri çok önemli bir yere sahiptir. Fakat bu etkinliklerin gerçekleştirilebilmesi belirli bir aşama, emek ve iş birliği gerektirmektedir. Bu bağlamda okul ile müzelerin hatta öğretmenlerin işbirliği içinde çalışarak müze etkinliklerini yürütmeleri gerekmektedir.

Milli Eğitimimizin genel amaçlarından biri olarak tanımlanan "Türk Milletinin bütün fertlerini beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımından dengeli düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan, yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek", bu kültürel ortamı yaratmak ve belli bir talep potansiyeli sağlamak şeklinde yorumlanabilir, hatta yorumlanmak durumundadır. Bu kültürel ortamı hazırlamak devlet olmanın kaçınılmaz zorunluluğu olduğuna göre, önce sanatın farkına varan, sonra sanatın hazzını alan ve nihayet sanat üreten bireyler yetiştirilmesi ve bu yolla hem mutluluk, hem de kişilik sağlamak önce devletin eğitici görevi olarak tanımlanmalıdır. O halde sanat eğitiminin ilk ve temel adımı ‘ortam yaratma şeklinde belirtilebilir; yani talep hazırlamak... Eğer bu talep yok ise istenildiği kadar örgün eğitim kurumları ve olanakları sağlansın bir sonuç elde edilemeyecek, edilse bile istenilen yararı sağlayamayacaktır (Erinç, 2004: s.88)

“Okul dönemi sanat eğitimi, eğitilene sanatın bir dil olduğunu, kendine özgü tekniği, düşünsel temeli ve görünsel nitelikleri olduğunu öğretebilmelidir” ( Erinç,2004: s.94).

Okul müfredatının temel amaçlarından biri de miras aldığımız kültürle bağ kurmak ve onu uygulamaya aktarabilmektir. Kültür bizim karışık ve temelsiz duygularımızı güçlendirir; böylelikle geçmişten miras aldıklarımızı korumamıza ve bizden sonraki kuşaklara iletmemize, aynı şekilde toplumla devamlılığı korumamıza, geleceğe bakış açısında yardımcı olmakta ve bir yaşam geleneği sunmaktadır. Bir müze, geçmişin kültürlerine ve insanlarına karşı daha duygusal bağlar oluşturarak bugünü ve geçmişi daha yakından ve içten anlamamıza yardımcı olmaktadır. (Şahan, 2005: s.10-11)

Topluma sağlayacağı faydalar açısından da müzelerdeki koleksiyonlar, kültürler arası iletişimi güçlendirmektedir. Tarihî obje, çağdaş eserler veya el sanatları yoluyla kültürel çeşitlilik etkili şekilde sağlanabilmektedir. Bu bağlamda müzeler ve müze eğitimcileri, müzede yer alan objeler ile onları ziyarete gelen kişiler arasında köprü kurmaktadır. Bu köprü, ziyaretçilerin gözlem yaparken objelerin estetik yapısı ile ilgili de düşüncelerini etkilemektedir.

Estetik kaygı okul dönemi içinde oluşturulur ve gence bir kişilik özelliği olarak özümsetilir. Bu kaygının, günlük yaşamın vazgeçilmez bir öğesi, bir yaşam tarzı olarak benimsetilmesi sağlanabilir. Bu yolla sanatçı bir meslek, bir uğraşı alanı olarak seçme eğiliminde bulunanlar, yani geleceğin sanatçıları, yapay zorlamalarla değil, kendiliğinden ortaya çıkıverir, daha doğrusu oluşur.( Erinç,2004: s.94)

Müzelerdeki mevcut malzemeler doğru ve etkili kullanıldığı takdirde okuldaki hemen hemen bütün dersler daha canlı ve daha keyifli bir hâle gelecektir

İnsanları boş zamanlarında sürekli müzeleri gezmeye yöneltmek, hatta bu gezilere çoğu zaman aileleri ve arkadaşları ile birlikte gelmelerini sağlamak, gerek bilgi gerekse kişisel zevk ve estetik arzuları kazandırmak açısından çok önemlidir. Bu şekilde müzeleri ziyaret alışkanlığı geliştirilebilir ve müzelerden daha çok yararlanılabilir. Bu şekilde yapılan ziyaretler okul derslerinin dışında da eğitim ve öğretimin durmadığını, devam ettiğini göstermektedir. Bu da eğitimin bir ömür boyu devam ettiğinin göstergesidir.

Eğitim ve öğretim ortamı olarak da kullanılan müzeler birçok dersin işlenmesi açısından kolaylıklar sağlamaktadır. Kimilerine göre bu tarih dersi olurken, kimilerine göre bu sanat tarihi ve ya görsel sanatlar dersi olabilir.

Okul-müze iş birliğine dair görüşler farklılık gösterebilmektedir. Ata'ya göre (2002:76) okul-müze iş birliğini tarih dersi-müze iş birliği olarak yorumlamak mümkündür. Yani, okul programları arasında müzelerin ve tarihî çevrenin en verimli kullanılabileceği ders, tarih dersidir. Mercin'e göre (2002:54) müzelerin eğitsel rolü özellikle sanat eğitimi açısından önemlidir. Başka bir deyişle müzelerin eğitsel işlevinin ana teması sanat eğitimidir. Araştırma alanlarına göre yorumlar çeşitlilik içerebilmektedir….(Şahan, 2005: s.8)

Okul-müze iş birliği sanatı sevdirmek, onu yaşatmak, eğitim kalitesini yükseltmek, bilginin sürekliliğini ve kalıcılığını sağlamak adına yardımlaşmacı anlayıştan çok ortaklaşa kararlaştırılan hedefler doğrultusunda yürütülmelidir.

“Hord, müzeler ve okullar arasındaki işbirlikçi programların, müşterek, paylaşılan hedeflere ve sonuçlara doğru eşit şartlarda, birlikte planlama ve çalışma esasları dahilinde yürütülmesi gerektiğini de vurgular” (Özsoy, 2002)

Okul-müze iş birliği kapsamında çalışmalar ortaklaşa yürütmelidir. Örneğin Südor (2006, s.49-50) okul-müze iş birliğini “Karşılıklı kurum gezileri olmalı ve okul ve müze öğrenme ortamları iyi algılanmalıdır. Uygulamalı çalışmaları (Workshopları), müze koleksiyonuyla ilgili yazılı kaynakların listelerini, özel müzelerde indirimli tarifeli üyelikleri ve sosyal etkinlikleri içeren bir müze etkinliği olmalıdır. Okul gruplarının müzeye taşınma ihtiyaçları ve ücretleri; ailelere ve okul yönetimine bu yapılan etkinliğin yararlarını anlatan materyalleri müzeler sağlayabilir. Sanat öğretiminde kullanılmak üzere kitapları, görsel materyalleri, posterleri, tıpkıbasımları ve gezi hazırlık bukletlerini müzeler kendi imkânlarıyla hazırlayabilirler. Sadece sergilenen eserlere yönelik değil, tüm koleksiyonlara ait slâytlar ve tıpkıbasımlar üretebilir ve okullara indirimli olarak satabilirler” bu şekilde anlatmaktadır.

İşbirliği programında okul, müfredata bağlı kalarak, eğitimi canlandırmak adına belirli zamanlarda müzelerle iş birliği içerisinde, müze gezilerine katılmalıdır. Örneğin Özsoy (2002) müze gezisi etkinliklerini planlarken öğretmen ve okul idarecilerine düşen görevleri şöyle vurgulamıştır. “Müze gezi programları sık sık gözden geçirilmeli ve duruma göre geliştirilmeli, yenilenmelidir. Müzede eserleri bulunan sanatçılarla birlikte ve sanat uzmanlarıyla yardımlaşarak ziyaretler de planlanabilir. Okul yöneticilerinin işbirliği programına ciddi ve samimi desteği olmalıdır. Öğretmenlere müze eğitimcileriyle birlikte çalışacakları bir günü, belirli bir zamanı ayırması okul yöneticilerinin işbirliği programına vereceği desteğin önemli bir göstergesi olacaktır”

Öğretmenler, günümüzde oldukça pasif olan müze - okul arasındaki' işbirliğini geliştirme konusunda aktif rol almalıdır. Sanat öğretmenleri bölgelerindeki müzeleri iyi tanıyan, hatta oraların birer mensubu gibi davranan kişiler olarak bir okulu temsil eden en önemli kişidir. Müzedeki meslektaşlarıyla sürekli ilişki içinde ve müze programlarının etkin bir katılımcısı olmalıdır. Böylece hangi sergi geçici, hangisi sergi sürekli, koleksiyonların ana teması ve önemli eserleri hakkında bilgi elde etme konusunda tereddütler olmayacaktır. Ayrıca olağan dışı etkinlikleri ve programları da bilmelidir. Böylece okuldaki sanat öğretimini müzeyi okula kolay entegre edecektir. (Buyurgan ve Mercin,2005: s.128)

Müzelere düzenlenen gezilerin her aşamasında öğretmenlere de büyük görevler düşmektedir. Öğretmen, yapılan geziyi en iyi planlamalı ve okul müze iş birliği oluşumunda köprü görevi üstlenmelidir.

Benzer Belgeler