• Sonuç bulunamadı

1.2. Çevre Kavramı

1.2.5. Çevre Sorunları ve Turizm

1.2.5.4. Görüntü Kirliliği

“Görsel, görme duyusu ile görmeye dayanan, görme eylemi ile ilgili olandır.” (TDK, 2018). Görmek, göz yardımı ile bir şeyin varlığını algılamak, seçmektir. „Görünüm‟, bir şeyin dıştan bakılınca, görünen biçimi, görünme durumu, manzara, görüntü olarak tanımlanır. Günlük yaşam içinde en çok kullandığımız kavramlardandır. Çevremizde bulunan birine veya yakınımıza giydiğimiz kıyafet veya yaptığımız bir düzenleme için “nasıl görünüyor” diye sorup fikir alma yoluna gidebiliriz. „Görünüş‟, bir şeyin dıştan görülebilen niteliğidir. Görsel içsel değil, dışsal bir olgudur. Dışarıdan bakanlar biz ne gösteriyorsak onu görürler. Eğer görülecek bir şey yoksa bakmazlar. Bu nedenle görmek ve bakmak kavramları birbirinden farklıdırlar. Görülme, görünme, görülür olma, birisi tarafından fark edilmedir (Kaypak, 2019).

Görselliğin getirdiği eylem iletişim temellidir. İletişim alan ve veren olarak iki taraflıdır. İletişimde ilk izlenim çok önemlidir. Bu etkiyi meydana getiren sebep, karşılaşılan kişinin sahip olduğu fiziki durumun ortamdaki nesnelerin tamamına doğru geniş bir dağılım oluşturur. İşte bu sebepten dolayıdır ki, karşılaşılan kişi algılayan kişinin sahip olduğu değerler üzerinde yer edinir ve o çevre içerisinde yorumlanır. Bu karar olumlu ya da olumsuz olabilir. Her hangi bir şey görme alanına girdikten sonra hoşa giden durumlar için „güzel‟; hoşa gitmeyen ve rahatsız edici olarak algıladığımız durumlar içinde „çirkin‟ olarak ifade edilir.

Şehrin yüzü, kentin bize yansıması ile oluşan görüntülerdir. Görme işi ile doğru orantılıdır. Bir şey hakkında bir fikre varabilmemiz için görmemiz gerekir. Ondan bize yansıyana bakarız. Kent silueti, kentte gördüğümüz görüntüdür. İmaj, karşıdakinin üzerine düşen bir görüntü ve yansıma, imgedir. Canlı veya cansız herhangi bir şeyin oluşturduğu yansımaya denir. İmaj sözcüğü işaret koymak,

göstermek içeriğine sahip imge sözcüğünden daha geniş anlamlıdır. Kent imajı; kentin yapılanmasıyla insanda bıraktığı izlenim, imgelem, siluettir. Kent hakkında çağrışımlardır. Kentin kendini yansıtma şeklidir. Bireylerin şehir hakkındaki izlenimleri, düşünceleri ve inanışları kent imajını oluşturur. Kent imajı canlı, cansız tüm varlıklara ve eşyalara bir anlam verir. Kentin ilk görüntüsü hem yapısal, hem de doğal olanı sunar. Bu kentin, bizim üzerimizdeki çağrışımlarıdır. Kentin mimarisini ise, o kentine sahip olduğu genel görünüm, parklar, sokaklar, caddeler insanların yaşam tarzları, kütüphaneler ve heykelleri oluşturur (Kaypak, 2016: 120).

Görsel kirlilik, rahatsız olmamıza sebep olan ama çevremizde bulunan görüntülerdir İnsanın bulunmak istemediği ortamlardır (Kaypak, 2018: 80). „Görüntü kirliliği‟ de dendiği olmaktadır. Görüntü, gerçekte olmadığı halde, varmış gibi görünen şey olarak da ifade edildiği için daha çok görsel sözcüğü kullanılmaktadır. İnsanların oluşturduğu doğal olmayan ortamların doğal ortamlarla uyuşmaması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bellekte olumsuz iz bırakan, düzensiz biçimlerin tümüdür (Kumbaracıbaşı, 1991: 53 ; Önder ve Konaklı, 2002: 30). Görsel çirkinlik, bir görünüm kirliliği sorunudur. Göze çirkin gelen çevre görünümüdür. İnsanın çevresini tahrip edici çeşitli faaliyetleri sonucunda birtakım çirkin görüntüler ortaya çıkmaktadır.

Görsel kirlilik, insanların yaşamak için kurduğu yapay ortamın doğal çevre aleyhinde tahrip edici ve düzensiz olarak büyümesidir. Görsel kirlilik, insanın seyretmekten zevk almadığı gözlerine hoş gelmeyen çevre görünümüdür. İnsanın doğal çevre kadar düzenli ve güzel bir yapay çevre oluşturması elbette beklenemez. Ama yaşadığı kentleri kurarken doğal çevreye en az tahribat verici ve yaşamaya en elverişli koşulları oluşturmak için gayret sarf edilebilir. Ne var ki, insanoğlu doğal çevreyi dikkate almamakta ve yaşadığı kentleri güzelleştirmek için pek fazla çaba harcamamaktadır. Kurduğu kentlerde göze güzel görünen yapılar olsa da, kentlerin belirli bölümleri çevreye saygılı ve görünümü hoş bir şekilde inşa edilse de çoğunlukla bunları gölgelemeye yetecek kadar olumsuzluklar bulunmaktadır.

Günümüzde nüfusun giderek artması, bununla birlikte gelişen teknoloji ve sanayileşme bütün kirliliklerin ana kaynağı olduğu gibi görüntü kirliliğinin de temeli

olmaktadır (Aslan, 2016). Artan nüfusla birlikte yerleşim alanlarının genişletilme ihtiyacı ve bunların plansız ve düzensiz bir şekilde gelişigüzel yapılmasının oluşturduğu görüntü kirliliği de göz ardı edilemez. Bunun önüne geçmek için bir çaba sarf edilmezse kirlilik giderek artacak ve çevreyi yok edecektir. Doğanın düzenli kullanımı, işletilmesi ve geliştirilmesinin tek amacı insanın refahı, mutluluğu için kullanılmasıdır. İnsanın doğa içindeki özel yeri, bu kullanımı kendi yararına çevirmesinde onu haklı kılmaktadır. Ancak bu yararlanmada rakipsiz hak sahibi olmak ile kaynakları tahrip etmeden, doğanın dengesini bozmadan kullanmak zorunluluğu da, yararlanan insanların üzerinde önemle durmaları gereken bir sorumluluk görevidir (Kaypak, 2016: 121).

Kentlerde şu görüntü kirlilikleri ile karşılaşılır (Aslan, 2016):

 Kamusal alan kirliliği

 İmar kurallarına aykırı ve plansız biçimde yapılan yapılaşma  Yeşil alanların az olması veya hiç olmaması

 Yeterli düzeyde olmayan çevre düzenlemeleri  Kurallara aykırı olarak park edilen otomobiller  Kaldırımın olmaması veya dar kaldırımlar

 Bakıldığında görülebilecek alanın küçük kalması, dar olması  Bozuk dış cephe ve enkazlar

 Trafik düzensizliği

 Alt geçit ve köprülerin plansız bir şekilde yapılması,

 İlan ve reklam tabelalarının gelişi güzel bir şekilde asılması,

 Siluete aykırı biçim ve renk kullanımının getirdiği uyumsuzluklar, ışık kirliliği.

Görsel kirlilik sebebiyle yaşayış düzeninde oluşan bozulmalar ve hoş olmayan görüntülerin etkisi algılamaya bağlı olarak insanlar arasında farklılık gösterebilmektedir. Çirkin görüntülü alanlarda yaşamak zorunda bırakılan insanların bazıları daha fazla rahatsız olmakta; bazıları ise fazla etkilenmemekte, duyarsız kalmaktadır (Bodur ve Kucur, 1994: 51).

Benzer Belgeler