• Sonuç bulunamadı

B. BULGARİSTAN’DAN GÖÇLER ve DEĞİŞEN DEMOGRAFİK YAPI

5. Göçmenlerin Yaşadıkları Zorluklar

Göçmenler hem göç öncesi hem de göç esnasında zorluklarla karşılaşmıştır. Türk Hükümeti’nin verdiği notadan sonra Rodop Türklerini vagonlarla göndermişler, bazı Türk ailelerine 15 günlük süre vererek mal ve mülkleriniz satmadan Bulgaristan’dan çıkıp gitmeleri söylenmiştir.151 Göç etmelerine engel olmak için

kalanların ellerindekiler alınmış 1951 vergisi adıyla yeni bir vergi konularak göçmenlere uygulamaya başlanmıştır. Bu vergiyi vermeyenlerin göç etmelerine engel olmuşlardır.152 Göçmenlerin paraları ve kıymetli eşyaları da Bulgarlar

tarafından sınır gümrüğünde alınmıştır.153 Gelenlerin anlattıklarına göre Bulgarlar

mevsim mahsullerini kaldırmak ve ambarlara sevk etmek üzere Türkleri ağır tarım işlerinde çalıştırdıklarından kışa nazaran gelenlerin sayısı bile azalmıştır.154

Göçmenler kendilerine tanınan 15 günlük bir süre içerisinde mallarını tasfiye etme imkânını bulamadıkları gibi bir kısmı da türlü bahanelerle Bulgar Hükümeti’ne borçlu çıkarılarak sınırdan geri döndürülmüştür. Türkler, günlerce aç bırakıldıktan sonra tüm göçmen kafilelerinin trene binmesi için 20 dakikalık zaman ayrılmıştır. Bulgar makamları göçmenlere ait okul diplomalarının çıkışına izin vermemiş, Bulgaristan Hükümeti zorluk çıkarmak amacıyla göçmenlerin kendilerini getiren tren ve eşya katarlarını ayrı zamanlarda nakletmiştir. Birkaç ailenin eşyası bir vagona konmuş ve Bulgarlar tarafından ilk sevk yerlerinde birer göçmen vagon başı olarak tayin edilmiştir.155 Pasaport sorunu yaşandığı için sınırda binlerce göçmen ülkeye girmek için beklemiş gelen göçmenler barınma gibi problemler yaşamıştır.156

Bulgarlar yaptıkları olumsuz propagandalarla Türkiye’yi aç, samandan ekmek yiyen hatta tuz bile bulunmayan, bir memleket olarak tanıtmıştır. Onlar da bir an önce yurda gelmeyi istememişler, fakat belki bulunmaz korkusuyla torbalarında tuz, kurumuş ekmek parçaları getirmiştirler.157 Bazı göçmenlerin anlattıklarına göre

151“Bulgaristan’daki Türklerin Hali Yaman”, Özdilek, 11 Eylül 1950, s.1. 152 Akşam, 12 Ocak 1951, s.1-2.

153“Göçmen Akını”, Edirne Postası, 25 Nisan 1950, s.2. 154 Akşam, 1 Haziran 1951, s.5.

155 Zafer, 12 Ekim 1950, s.3.

156 Hasene Ilgaz, ‘Edirne İntibalar’, Kadın Gazetesi, S. 192, Yıl 4, 30 Ekim 1950, s.1-7.

157 Bulgarların bu yolda propaganda yapmalarına sebep Ruslar tarafından soyulan Bulgarlar’ın aç

hazırlanan her Türk ailesi Bulgarlar tarafından ilk önce evini tamir badanası yaptırmağa mecbur tutulmuştur. Daha sonra herkes kendine ait tarlayı sürmek ve tohumunu ekmekle sorumlu olmuştur. Bunları yapmayanların ayrılmalarına izin verilmemiştir. Diğer taraftan Türkiye’ye gider gitmez sizi Kore’ye gönderecekler şeklinde propaganda yapılmıştır.158 Bulgarlar göçmenlerin iaşe kartlarını almış ve onları sınır yakınındaki kamplara göndermiştir. İsteyenleri de 150 leva karşılığında göçmenleri öküz ve domuz ahırlarına yerleştirmiştir.159 Svilengrad’dan gelen

raporlara göre Müslümanların 20 binden fazlası dondurucu soğuğa rağmen açıkta bırakılmıştır.160

Göçmenlerin evrakları olmayışı bir başka sıkıntı olmuştur. Ek olarak demiryolunda vagon sıkıntısı olduğu için eşyaları atılmıştır.161 Türk nüfusunun yoğun bulunduğu mıntıkalarda halkı evlerinden dışarı çıkarmamak için bir sebep gösterilmeden şu tarihten bu tarihe kadar evden çıkmak yasak denilmiştir. Harmanları seller götürmesine rağmen hükümet mahsulü ısrarla istemiştir.162

Almanya’da çıkan Stutgarter Zeitung gazetesinde Walter W.Krause isimli yazar Bulgaristan Türklerinin göçmelerini şöyle ifade etmiştir:

“250 bin Müslüman Bulgaristan’dan sürülüyor. Uzun bir yük katarı ile Bulgar Svilingrad ile Türk Edirne arasındaki demir perdeyi geçmiş ağır ilerliyor. Bu harpten sonra vuku mutad hale elmiş acıklı hadisenin şarkın tevekkülü ile yumuşamış bir diğer görüntüsüdür. Komünist idareciler için onlar Bulgaristan’da dinsizlikten ve kolhozlaşmadan tamamen uzak bulunan takriben 850 bin kişiden ibaret kül halinde bir Türk azınlığı telakki edilmektedir. Tuna boylarında küçük bir şehirden 75 yaşlarındaki bir tüccar olan Ahmet Bey: ‘Ocak başlarında bütün ehaliye Svilingrad kampında hazırlanmış yerlere nakletmeleri bildirildi. Sevk komitesinde bulunan bir komiser Türkiye’de yiyecek namına yalnız ot mevcuttur. Bulgaristan’daki cennet hayatını çabuk anlayacaksınız. Türkler sizin hepinizi Kore’ye gönderiyorlar.’ Diye

kalırsınız diyerek fahiş fiyata satarak ellerindeki son parayı da almışlardır “Göçmen Akını”, Edirne

Postası, 5 Temmuz 1950, s.1.

158“Bulgaristan’dan Memleketimize Göçmen Akını Devam Ediyor”, Edirne Postası, 16 Aralık, 1950,

s.1-3.

159“Göçmen Durumu”, Yeni Edirne, 23 Ocak 1951, s.2. 160“Göçmen Durumu”, Edirne Postası, 27 Ocak 1951, s.1-29. 161Yeni Edirne, 6 Aralık 1950, s.3.

bağırıyordu. Daha sonra evlerimizi ve tarlalarımızı kendilerine gülünç bir fiyatla satabildiğimiz koyu partililer geliyordu. Emlakımızın bedeli önce ödeniyor, sonra Svilingrad kampında geri alınıyordu. Bir vagondan gazete kağıdına sarılmış bir paketçik uzatıldı ve bir kadının hıçkırıkları duyuldu. Türk polisi dehşetler sararmış küçük bir çocuk cesedine bakıyordu. En genç göçmen 7 haftalık en yaşlı 93 yaşında ( Sizin genç erkekleriniz ve kadınlarınız nerede? ) diye Şumnulu eski bir çiftçi olan halim efendiye sordum. “memleketin herhangi bir yerinde onlardan karşı tarafın planları için istifade ediyor; Yugoslav hududuna giden yollar inşa ediyorlar. ” diye cevap verdi. Buhoski-Monastır civarında ki uranyum madeninde Sovyetler hesabına öldüresiye çalıştırılıyorlar, Varna limanında Odesaya gidecek Bulgar mallarını yüklüyorlar. Bir kadın “benim oğlum kızanlıktaki Arsenal mühimmat fabrikasında çalışıyor”. Bir diğeri “ Rusçuk civarında Müslümanlar Yugoslav hududuna taşınacak Sovyet silahlarını yüklüyorlar”. Bulgaristan bu tehcirde dostluk esaslarına göre hazırlanmış 1925 senesinde Türkiye ile Bulgaristan arasında mün’akit antlaşmaya dayanmakta bahane etmektedir. Önceden bir tebliğ yapılmadan bütün milletlerce gizli emellerinin işareti olarak tanınan bir komünist taktiği şeklindeki hareketle 1950 Eylül ayında binlerce Müslümanın hudut harici edilmesi vakası ile karşılaşılıyor. Hadise Türkiye tarafından mütala edilince burada bir

organizasyon noksanı göze çarpıyor ki Bulgaristan’ın istediği de budur.163

Yine göçmenlerin anlattıklarına göre Varna’nın yakınlarında bulunan Balçık kazasının bütün Müslüman mezarlıklarında belirli bir bölgede taşlar Türklere kaldırtılmış ve tesviye ettirilmiştir. Bundan Türklerin kendi rızaları ile mezarları kaldırmak manası çıkarılmak ve yeni tayyare meydanları getirilmek istenmiştir.164

Bazı göçmenlerin sıkıntılı günler geçirmeleri sebebiyle kurtuluşu ölümde bulup kendini astığı ve bir ananın aç çocuğuna yiyecek bulamadığından çıldırdığı gelen göçmenlerin verdiği haberler arasındadır.165 Yunan toprağından geçmek için istenilen

paraya karşılık fanilalarını ve gömleklerini satanların çok olduğunu göçmenler dile getirmiştir.166

163“Bir Alman Gazetecinin Gözüyle Göçmen Davamız”, Yeni Edirne, 18 Eylül 1951, s.1-3 164Yeni Edirne, 9 Kasım 1951, s.1.

165“Göçmenlerin İskân İçin Program Hazırlandı”, Yeni Edirne, 24 Ağustos 1951, s.3. 166 Gös. Yer

B.TÜRKİYE’NİN GÖÇMEN POLİTİKASI

Benzer Belgeler