• Sonuç bulunamadı

Göçmenlere Yönelik Sosyal Politikalar, Örgütler ve Hukuki Uygulamalar

Belgede Sığınma hakkı (sayfa 74-78)

Uluslararası Af Örgütü, herkesin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde kabul edilen insan haklarına ve diğer tüm uluslararası insan hakları standartlarına erişebilmesi için çalıştığını ifade etmektedir. Örgüt, bu hakların ağır ihlallerini engellemek ve sonlandırmak amacıyla çeşitli araştırmalar yapmaktadır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 14. maddesi “Her İnsan zulüm karşısında, başka ülkelere

sığınmaya ve bu ülkelerde sığınmacı işlemi görmeye hakkı vardır” düzenlemesi ile

sığınma hakkını temel bir hak olarak nitelendirmiştir. Bu nedenle mülteci ve sığınmacıların insan haklarının korunmasına yönelik çalışmalar yapmaktadır.

Temel faaliyet alanları şu şekilde sıralanabilir;

-Mülteci ve sığınmacılara temel insan hakları konusunda savunuculuk yapmak,

126 Kurban, s.132.

-Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi temel faaliyet alanlarından biri olan mülteci hakları ile ilgili eğitimler düzenlemek, lobi ve kampanya çalışmaları yapmak,

-Sığınma amacıyla Türkiye’ye gelenlere hukuki yardım ve danışmanlık yapmak,

-Sığınmacı ve mültecilerin mevcut prosedürlere erişimlerini ve Türkiye’deki yetkililerin ‘geri göndermeme’ ilkesine uymalarını sağlamaya çalışmak,

-Barolarla işbirliği yaparak mülteci hakları konusunda avukatlara yönelik eğitim programları düzenlemek,

-Üniversite öğrencilerine yönelik seminerler ve çalıştaylar düzenlemek127,

Haklarını savunmak bir yana haklarından haberi dahi olmayan, başvuracağı kişi ve kurumlara ulaşamayan, başvurduğunda muhatap bulamayan mülteciler, sadece bu nedenlerle sınır dışı edilebilmekte, hatta hayatlarını kaybetmektedirler. Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, bu durumdaki mülteci, sığınmacı ve yabancıların hukuki sorunları başta olmak üzere, bütün sosyo-ekonomik sorunların çözümüne katkı yapmak amacıyla İstanbul’da şubesi olan bir dernektir128.

Dernek, uzman hukukçu ve avukatları aracılığıyla gerek sınır dışı, gerekse içeride acil müdahalelerde bulunmak, gerekse, ikamet, pasaport, eğitim ve çalışma gibi hakların sağlanması yolunda mültecilere hukuki destek sağlama sürecinde aktif rol oynamaktadır. Diğer yandan 2005 yılından beri Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD) çatısı altında “Mülteci Destek Programı” adı ile yürütülen faaliyetler, Mart 2015 tarihinden itibaren Mülteci Hakları Derneği bünyesinde yürütülmeye başlamıştır.

Mülteci Hakları Merkezi, savaş ve zulüm sebebiyle ülkelerini terk edip, Türkiye’de sığınma arayan yabancıların hukuki koruma mekanizmalarına erişimi, sığınmacılara yönelik hukuki destek kapasitesinin artırılması, kamuoyunda ve toplum hayatında sığınmacılara yönelik hoşgörü ve dayanışmanın güçlenmesi, sığınma alanındaki mevzuat, politika ve uygulamaların izlenmesi ve uluslararası standartlarla

127 Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği UNHCR Raporu, 2009. 128Amnesty International, Produced, 1961.

uyum içinde gelişmesi için çalışılan bir insan hakları kuruluşudur ve Merkezi İstanbul’da yer alır129.

C. Türkiye’de Göçmenlere Yönelik Kanuni Düzenlemeler

Türkiye’de göç, göçmen, sığınmacı, mülteci gibi kavramlara yönelik birçok kanuni düzenleme ve sözleşmeler bulunmaktadır. Bunlar; sırasıyla, Cenevre'de 28 Temmuz 1951 tarihinde imzalanmış ve 05/09/1961 tarih ve 10898 sayı ile Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. "Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Sözleşme" Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme, Mültecilerin Hukuk Statüsüne İlişkin 1967 Protokolü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme, Göçmen İşçinin Hukuki Statüsü Hakkında Avrupa Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi10/12/1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ilan edilen "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi" gibi düzenlemelerin bütünü göçmenler ve onlarla ilgili uluslararası hükümleri içermektedir.

Türkiye Cumhuriyeti de ilgili sözleşmelere taraf ülke olarak kendi topraklarında meydana gelen, göç ve göçmen olaylarını uluslararası hukuka uyumlu bir biçimde düzenlemiştir. Uluslararası hukukun gerektirdiği ve sözleşmenin konu ile ilgili bağlayıcı hükümleri kapsamında sorumluluklarını, yapmış olduğu yasa, kanun, tüzük ve kararnamelerle yerine getirmiştir. Türkiye’de özellikle son 10 yılda yapılan yeni düzenlemeler veya göç uygulamaları, 2013 tarihinde yasalaşarak yürürlüğe giren bu 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununa dayanmaktadır. Kanun; yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışları ile Türkiye’den koruma talep eden yabancılara sağlanacak korumanın kapsamına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün kuruluşu ile ilgili, görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemektedir. Kanun 4 Nisan 2013 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Bu kanun özellikleri bakımından Türk göç hukukunun oluşmasına ilk adım olarak değerlendirilebilir. Özellikle bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce Suriyeli

sığınmacıların durumuna ilişkin çalışmalar, çıkarılan yönetmelik ve yönergeler çerçevesinde yapılmıştır.

2002 yılı BMYK kararına göre130 kitlesel ilticanın mevcudiyetinden bahis açabilmek için milletlerarası bir hududa doğru önemli bir adette (örneğin 3000-5000 kişi veya daha fazla adette) kişi hareketliliğinin bulunması, bunun süratli bir şekilde devam etmesi ev sahibi ülkenin yakın zamanda var olan kişisel iltica yöntemlerini tatbik edemeyecek bir hale gelmesi durumlarının ortaya çıkması gerekir. Bahsi geçen öğeleri kapsayan kitlesel hareketin devamlılık arz etmesi halinde kalıcı olmayan muhafaza (geçici sığınmacı) hayata geçirilmektedir. Bu muhafaza türü ülkelerin geri göndermeme mesuliyetleri dahilinde kitleler durumunda komşu devlet hudutlarına erişen insan akınlarını, kişisel konum tespit etme faaliyetleriyle zaman yitirmeksizin belli hakları garanti etmeyi amaçlayan analitik ve tamamlayıcı bir çözüm yöntemidir.

Kalıcı olmayan geçici koruma türü genel olarak 3 ana unsurundan söz edilmektedir. Emniyetli arazilere ulaşıma müsaade etmek, geri verme yasaklarının tatbik edilmesi, ana ve acil kişi gereksinimlerinin karşılanmasıdır. Evvelden Türkiye’deki kanunlarda bulunmayan kitlesel akım hallerinde gerçekleşecek bu mekanizma, milletlerarası koruma yasasıyla Türkiye’deki yasa sisteminde yerini almıştır. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, adı geçen uygulamanın detaylarını Bakanlar Kurulu tüzüğüyle tespit edilmesini kabul ederek bahsedilen sahada göç ve göçmenlerle ilgili yasanın meydana gelmesine olanak tanımıştır.

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile BM’nin toplu sığınma kriterlerine tam olarak uyum sağlayan ve “Geçici Koruma” uygulanan Türkiye’deki Suriyelilerin durumuna da yasal bir dayanak kazandırılmıştır.

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununda da belirtilen Geri Gönderme Merkezleri, haklarında sınır dışı edilme kararı alınıp idari gözetim altında bulunan yabancıların tutulduğu merkezlerdir. 6458 sayılı yasaya göre idari gözetim altına alınan yabancıların barındırılmaları ve kontrol altında tutulmaları amacıyla

130 Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Yürütme Komitesi Kararları, 8 Ekim 2002, s.92.

kurulan bu merkezler, Göç İdaresi Müdürlükleri tarafından işletilebilmekte veya kamu kurum ve kuruluşlarıyla, Türkiye Kızılay Derneği veya Kamu yararına çalışan derneklerden göç alanında uzman kuruluşlar tarafından işletilmektedir. Bu Merkezlerin denetimi 6458 sayılı yasa gereğince Devlet Göç İdaresi tarafından yapılmaktadır.

Belgede Sığınma hakkı (sayfa 74-78)