• Sonuç bulunamadı

2.1. Sendika Kavramı

2.1.2. Avrupa‟da Sendikacılığın Ortaya ÇıkıĢı

2.1.2.1. Fransa

Fransa‟da ilk iĢçi örgütlenme giriĢimleri, iĢçilerin birbirleriyle karĢılıklı yardımlaĢtıkları topluluklar olarak nitelendirilmiĢtir. Bu küçük örgütlenmenin niteliği, sadece vasıflı iĢçileri bünyesine alması olmuĢtur. Bu vasıflı iĢçiler, topluluk içindeki grup üyelerine yaĢlılık, hastalık, iĢsizlik, kaza gibi olumsuz hallerde iĢçilere yardımda bulunuyordu. Bu yardımlaĢmanın mahiyeti, devlet tarafından da takdir edilmiĢ ve desteklenmiĢtir. ĠĢverenler de yardımlaĢma hususunu takdir etmiĢ ve desteklemiĢlerdir. Bu örgütlenmelerin birer direniĢ hareketine geçme ihtimallerini de göz önünde bulunduran dönemin Fransa hükümeti ve iĢverenler, bu yardımlarının yanında topluluğu sıkı bir denetim altına almayı da ihmal etmemiĢlerdir. Bu yardım toplulukları, artan sorunlar karĢısında gün geçtikçe daha duyarlı hareket etmeye baĢlamıĢlardır. ĠĢçiler, bilhassa aynı meslek grubuna sahip olanlar, karĢılaĢtıkları sorunları bir araya gelerek tartıĢmaya baĢlamıĢlardır. Bu karĢılıklı fikir alıĢveriĢi 1930‟lu yıllarda fiili bir boyut kazanmıĢ ve grevle sonuçlanmıĢtır. Bu tarihten itibaren iĢçi toplulukları devletin ve iĢverenlerin korktukları ve kontrol altına almak istedikleri direnme örgütlerine dönüĢmüĢlerdir. 1848 Devrimi Fransız iĢçi hareketleri için bir iĢçi devrimi olma niteliği taĢır. Kentsoylular, Napolyoncular ve Cumhuriyetçilerin birlikte

17

meydana getirdikleri 1848 Devrimi, toplumsal liderleri iktidara taĢımıĢtır (Özkiraz ve Talu, 2008: 108,126).

Fransa‟da sendikal anlamda örgütlenme, diğer Avrupa ülkelerine nazaran daha geç baĢlamıĢtır. Bunun en önemli sebebi ülkenin yaĢadığı siyasi, ekonomik ve toplumsal çalkantılar içinde olmasıdır. 1789 yılında baĢlayan Fransız Ġhtilali olduğunda Fransa, hala sanayileĢme bağlamında bir mesafe kat edebilmiĢ değildi. Fransız Ġhtilali‟nin akabinde 1791 yılında “d‟Allerde Yasası” ticari ve sanayi bağlamında pek çok özgürlüğü getirmiĢtir; ancak gerek siyasi iktidarsızlık gerekse savaĢların bu dönemde devam etmesi sanayinin geliĢmesini engellemiĢtir. Sanayinin geliĢmesi ancak Restorasyon Dönemi adı verilen 1914-1830 yılları arasında ve Temmuz MonarĢisi Dönemi olarak nitelendirilen 1830-1848 yılları arasında sağlanmaya baĢlamıĢtır. SanayileĢme her ne kadar bu dönemlerde baĢlasa da tam anlamıyla tekamülünü II. Ġmparatorluk Dönemi olan 1852-1870 yılları arasında ve III. Cumhuriyet Dönemi olarak kabul edilen 1871-1940 yılları arasında sağlamıĢtır (Gülmez, 1991:60,80).

Fransa‟da 21 Mart 1884‟de çıkarılan bir yasa ile sendikal örgütlenmenin önünün daha çok açılmasına imkan verilmiĢtir. ġöyle ki bu yasada sendikal örgütlenme için önceden izin almak zorunluluğu ortadan kalkmıĢtır. Bu yasayla birlikte dileyen herkes izin almadan sendika kurma özgürlüğüne sahip oluyordu. Böylelikle yasa, sendikal örgütlerin devlet karĢısında bağımsız bir yapı olarak varlığını teminat altına almıĢtır. 27 Aralık 1892‟de çıkarılan kanunla toplu iĢ sözleĢmesinde görülen uyuĢmazlıklarda “UzlaĢtırma Komitesi‟nin bu uyuĢmazlıkları çözebileceği belirtilmiĢtir, ġayet bu komite de uyuĢmazlıkları çözemezse “Hakem Kurulu” bu uyuĢmazlığı çözüme kavuĢturacaktır (Tokol, 1993:120).

1892 yılında “anarko-sendikalist” dünya görüĢünü benimseyen “ Emek Borsaları” adında bir federasyon oluĢturulmuĢtur. Bu federasyonun amacı, “iĢçiler arasında yardımlaĢma, eğitim hizmeti ve gerekli görüldüğünde propaganda hizmeti yapmak” olarak belirtilmiĢtir. Sendikal kuruluĢların bağımsız olması gerektiği üzerinde de durulmuĢtur. Bu hususu ilkesel olarak da kabul etmiĢlerdir (Tokol, 1993: 121).

18

Fransa‟nın sendikal örgütlenmede geç kalması, memur sendikacılığında da geçerlidir. Bu gecikmenin en önemli sebebi, statü hukuku olarak belirtilmiĢtir. Memurların statü hukukuna tabi olması, sendikal örgütlenmeye engel teĢkil etmiĢ ve memur örgütlenmelerini geciktirmiĢtir. Memurların sendikal haklarını elde etmeleri 1946‟da kabul edilen Genel Memur Statüsü ile olmuĢ ve böylelikle memurlara sendika hakkı, ilk kez yasal bir hak olarak verilmiĢtir (Gülmez:1996: 19).

1946 yılına kadar Fransa‟da memurlara tam manasıyla sendikal hakların verilmemesinin sebebi Conseild‟Etat (DanıĢtay)‟ın memurları diğer çalıĢanlarla birlikte düĢünmeyerek, onları farklı bir konumda değerlendirmeleri ve bunu onaylamalarıdır. 1946 yılında yapılan Anayasa ise memurların grev haklarını düzenleyerek, grevin bir hak olduğunu beyan etmiĢtir. 1946 yılından sonraki yasal süreçlerde ise grev hakkı pek çok sektörde de geçerli bir hak olarak görülür. Sözgelimi 1950‟de çıkarılan kanunla özel sektörde çalıĢanların grev hakkı yeniden düzenlenmiĢtir, 1963 teki kanunla Kamu Ġktisadi KuruluĢlarındaki çalıĢanların grev hakkı düzenlenmiĢtir; ancak düzenlemelerde grev hakkının kısıtlamaları da belirtilmiĢtir.Bu kısıtlamalar ĠçiĢleri Bakanlığı iletiĢim personelinde, cezaevi hizmetlerinde, yargı mensuplarında ve güvenlik mensuplarında yasağa dönüĢmüĢtür (Ünal, 2012: 97-98).

Fransa‟da memurların toplu pazarlık ve grev hakkı 1983 yılında da ayrıca tanımlanmıĢ ve tanınmıĢtır. Kamu çalıĢanlarının 1960‟lı yıllarda sendikalaĢma oranı % 90 oranında görülürken 2000‟li yıllarda bu oran yalnızca %15 olarak görülmektedir. 2010‟lu yıllara gelindiğinde ise %7,8‟lik bir sendikalaĢma oranına sahip olduğu görülmektedir. Fransa bu oranla Batı Avrupa ülkeleri arasında sendikalaĢmanın en az olduğu ülke konumundadır. Bu düĢüĢün en önemli etkenlerinden biri, sendikal örgütlerin ekonomik kaynaklarını üyelerin aidatları ile sınırlandırmaları, sendika üyelik aidatlarının düĢük oluĢu ve ödeme sırasında oluĢan düzensizliklerin sendikaların mali durumunu olumsuz etkilemesi, sendikalı ve sendikasız ayrımı yapılmadan bütün iĢçilerin haklarının savunulması, sendikacılığın siyasi ve fikri ayrılıklarla parçalanmıĢ olması ve “check-off” sisteminin yasaklanmıĢ olması olarak gösterilebilir. Fransa‟da sendikalar, daha fazla güç kaybetmemek için ve güçlerini artırmak için iĢçi ve kamu görevlilerini aynı çatı altında örgütlemeyi

19

sürdürmektedirler ayrıca emeklilerin de sendikal üyelik sıfatı devam etmektedir. (Özmen, 2014: 19).