• Sonuç bulunamadı

2.1.2.4 FOTO SECCESSİON VE PİCTORİALİZM

1900’lü yılların başlangıcı erken modernizmin başladığı yıllardır. Bu dönemde sanat ve teknolojiye pek çok yenilikler girmekteydi. Gökdelenler, otomobiller, uçaklar, fabrikalar, baskı makineleri insanların hayatına girmeye başlamıştı. Fotoğraf teknolojisindeyse küçük ve kullanışlı kamera ve filmler, hızlı, keskin kaliteli objektifler, pankromatik hızlı filmler, hız kontrolü, “gaslight kâğıtlar fotoğrafçılar tarafından kullanılmaya başlamıştı.

Sanat stil ve hareketleriyse- Post-Impressionism (1885) Cezanne- Fauvism (1905) “wild beasts” Matisse (kısa süreli)- Kübism (1907) Braque ve Picasso- Abstraction (1910) Kandinsky- Expressionism (1908) Alman (Fauvist lerden etkilenmişti)- Futurism (1909) Marinetti – Italyan (zaman ve hareket)- Dada (1916)

Fotoğraf sanatında ise,- Pictorialism (1890’lar) içerisinde yer alan Robinson, Coburn, Kasebier, Steichen, Stieglitz, Demachy, ve Photo-Seccession (1902) içerisinde yer alan Stieglitz, Steichen, Coburn gibi sanatçılar ve sanat akımları yer alıyordu.

1900'lerin başlarında, büyük heyecanla piktoryalizm içerisinde yer alan yaratıcı fotoğrafçılar, gerçeklerden, kaçma teşebbüslerinin genellikle başka sanatların yüzeysel etkilerini taklitle sonuçlandığını algılamışlardı. Bunlar, birer birer piktoryalizmden ayrılarak bağımsız olarak çalışmaya başladılar49.

Bu fotoğrafçıların bir kısmı aynı zamanda Linked Ring Brother Hood üyesiydi. Zaman içerisinde Linked Ring Brother Hood Derneği üyeleri arasında fotoğrafın nasıl olması gerekliliği sorusuyla ilgili görüş farklılıkları ortaya çıkmış ve bunun üzerine, Amerika da 1902’de ise Alfred Stieglitz önderliğinde photo- seccession (grup- 291) grubu oluşturulmuştur. Ünlü üyeleri arasında Edward Steichen (1879–1973), Clarence Hudson White (1871- 1995), Gertrude Kasebier (1852- 1934), ve Alvin Langdon Coburn(1882 – 1966) vardır.

Photo-Secession aynı zamanda topluluğun galerisinin bulunduğu binanın numarası olan 291 ismi ile de anılır. Photo-Seccession’ın kuruluş bildirisinde amaçları şöyle özetleniyordu; “pictorial fotoğrafa sadık kalmak için tüm Amerikalılar hep beraber el ele. Onun hak ettiği sanat payesine ulaşana dek bu işe gönül vermiş tüm insanlar, kulüp üyeleri ve diğer fotoğrafçılarla beraber sergiler düzenlemek…” Bildirinin amaçları Londra’daki Linked Ring Brother Hood ile benzerlik göstermektedir48. Gruptakilerin çoğu ayrıca Linked Ring Brotherhood'un da üyesiydiler. Photo-Secession'a da Linked Ring Brotherhood'ta olduğu gibi sadece davetle üye olunabilmekteydi.

49

Camera Work (1903- 1917) Photo-Seccession’nın, Stieglitz tarafından yönetilen yayınıydı. Ve fotoğraf sanatının en önemli yayınlarından bir tanesiydi. Bu dönemde yine topluluğun Gallery 291 adında bir galerisi vardı ve bu galeri (The Linked Ring (1892 -1909) Lonra-merkezli Pictorialist fotoğrafçıların uluslararası fotoğraf sergisi, 1910, Albright Gallery, Buffalo, NewYork Avrupa ve Amerikalı Pictorialist fotoğrafçıların en büyük ve en son sergisi açılmıştı ve büyük ses getirmişti. The Armory Show, 1913, New York City, Avrupalı modernistlerin sergisi- gibi), önemli sergilere ev sahipliği yapıyordu. 1913 yılında Stieglitz tarafından 291 galerisinde gerçekleştirilen Tek Adam Sergisi Resimsel fotoğrafın dönüm noktalarından biridir. Stieglitz önceki dönemlerde kendisi tarafından da sıkça uygulanan düzenleyici tekniklerin bir köşeye atılıp “fotoğrafın müdahale edilmeden de tüm doğallığı ile sanatçının duygularını yansıtabileceğini söylemiştir50”.

1908'de ingiliz Pictorialistler ve Photo Secessionist'ler arasındaki ilişki bozuldu. O sene çağrılı sergilere, Amerikan fotoğrafına yatkın Linked Ring üyeleri alınmadılar. 1910'da Linked Ring'in çağrılı sergisi, Londra sergisiyle yer değiştirdi. George Davison gibi üyeler bunun dışında bırakıldı. Çok kısa bir süre açıkta kalan Linked Ring üyeleri, Londra çağrılı sergisiyle rekabet edecek başka bir grup olan "London Secession"ı kurdular..

Pictorialism akımın en önemli topluluğu Photo-Secession’dur. Bunda, o dönemde sanat başkenti unvanının Paris’ten New York’a geçmesi ve topluluğun bu yeni başkentte kurulmuş olması etkili olmuş olabilir ama asıl neden 1917 yılına kadar düzenli olarak yayımladıkları ve bu akımın en önemli eserlerinin portfolyolar halinde yayımlandığı Camera Work dergisidir.

50

Peter pollack, “the Picture history of photography”, Harry M.Abrams İnc. Publishers N.Y.,1958, s.260-269

Topluluğun galerisi 291’de, dönemin Avrupa avan- gard ve Amerika Modern sanatçılarının çalışmaları sergilenir. Galeride sadece fotoğrafçılar değil ressamlarda yer alırlar ve bu ressamların pek çoğu Amerika’da ilk kez 291’de sergilenilenirler. Bu isimler Picasso, Cézanne ve Matisse gibi Photo-Secession’u da etkileyen isimlerdir. Galeride aynı zamanda Stieglitz’in yeni fotoğraf akımının eserlerine yer verilir. 1917’de Stieglitz, American Place açıldıktan sonra Gallery 291’i kapattı.

Camera Work dergisi, fotoğrafın sanatçının kendisini ifade etmesinde bağımsız bir araç olduğu iddiasını pekiştirir. Derginin her sayısı ayrı bir fotoğrafçıya ayrılmakta ve dergide basılan fotoğraflar foto gravür tekniği ile çoğaltılmaktaydı. Bu teknikte fotoğraflar mürekkep ile kusursuz bir şekilde basılıyordu. Bu teknikle dergide yer alan fotoğraflar Platin, gum biyokromat ve jelatin-gümüş baskılar ile basılan orijinal fotoğraflardan daha etkili sonuçlar ortaya çıkıyordu. Elle işlenen ve mürekkep kullanılarak yapılan gravür kopyalar uzun uğraşlar gerektirmesine rağmen akıl almaz sonuçlar vermekteydi51.

Camera Work dergisinin 1903 tarihli birinci sayısında E. Steichen şunları söylemişti: "Aslında her fotoğraf başından sonuna sahtedir. Pratik olarak tamamıyla manipüle edilmemiş, özellikten uzak bir fotoğrafın çekilmesi mümkün değildir."

1904 yılında "Resim Etkisindeki Uluslararası Fotoğrafçılar Derneği”nin kurulmasına başlangıç oluşturur. Kuruluşun görevi, fotoğrafın resimsi yeteneklere sahip ama bağımsız bir ifade aracı olarak geliştirilmesidir.

Pictorial fotoğrafın ilk dönemi Gertrude Kasebier gibi isimlerin fotoğraflarında görülebilen gum-biyokrom baskı ve benzeri karanlık ada tekniklerinin sıkça kullanıldığı dönemdir. İlk dönem resimselci çalışmaları tek bir kopyadan eserlerdi. Karanlık odada müdahale edilerek üretilen fotoğraf çoğaltılamıyordu. Sanatçı tarafından yapılan müdahalenin ikinci defa aynı şekilde gerçekleşmesi mümkün değildi. İlk dönem resimsel gerçekçi çalışmalar ise daha çok sanatçının resim ve heykel gibi sanatların analojisi olarak görülebilir.

51

P.C Bunnell, “Towards New Photography, Renewals of Pictorialism”, A New History of Photography. Michael Frizot(der.) içinde. Köln : Könneman. 310-326,1996, s:317.

İkinci dönem fotoğrafı ise daha çok modernizme eşdeğer gördükleri metropol görüntüleri üzerinde çalışmışlardır. İkinci dönem fotoğrafları çoğaltılabilen, çok nadir müdahale edilen fotoğraflardı52.

Pictorialism akımı I.Dünya Savaşı’nın son yıllarında Camera Work dergisinin de kapanmasıyla birlikte ortadan kalkar. Camera Work’ün 1917 yılında yayımlanan son sayısı olan, ellinci sayısı doğrudan gerçekçi olarak adlandırılabilecek bir tarzda fotoğraflar çeken Paul Strand’a ayrılır. Bu değişimin en önemli nedenlerinden biri 1915’te Stieglitz’in optik ve kimyasal efektlerini terk edip doğrudan saf müdahalesiz fotoğraf anlayışına geri dönmesidir. Bu tarihten sonra Stieglitz’in fotoğraflarında doğrudan gerçekçi fotoğraf yaklaşımını sergiler. Bu yaklaşımın dışına sadece bir projesinde çıkmıştır. Bu da bir dizi Bulut fotoğrafından oluşan Eşdeğerlilik adlı soyut fotoğraf çalışmasıdır.

“Camera Work dergisinin 1917 yılında kapanmasının diğer önemli nedenleri derginin maliyetinin yüksek olması ve akımın fotoğrafçılarının kullandığı baskı tekniklerinin özelliklede nadir bulunan bir materyal olan platin gibi, pahalı teknikler gerektirmesi ve fotoğrafın artık tüm diğer sanatlardan farklı bir sanat dalı olduğu, resimsel fotoğrafın resme benzeme uğraşından öte pek de bu bağımsızlığa denk düşmediği görüşünün yaygınlaşmasıdır”53.

Photo-Secession topluluğu ve benzer topluluklarının önemi, öncü pictorialist fotoğrafçılardan esinlenerek fotoğrafın gerçekliğine müdahale edip, gerçekliğin yeniden kurgulanması yönünde çalışmalar yaptılar ve direkt olarak ışığı kullanarak yumuşak geçişler sağladılar.

Amatör fotoğrafçılardan oluşan bu topluluklar fotoğrafın elli yılı aşkın süreden beri sistematik olarak kullanımıyla gerçekliğin tam olarak ele geçirildiğine inanmaktadırlar. Bu topluluklar ayrıca 1839 yılında Arago tarafından öngörülen, fotoğrafın bilim alanında kullanılmasını içeren programın neredeyse gerçekleştiğini

52

C. Peterson,, Camera Work : Process & Image, Minneapolis : The Minneapolis Institute of Artss: (1985)s.10

53

görmüşlerdir. Fotoğraf çeşitli bilim dallarına, optiğe, astronomi ve fotometriye hizmet etmiştir54.

“Genel olarak pictorialistler mutlak gerçekliğin, fotografik gerçekliğin özgün kalitesi sayesinde fotoğraflandığına inanılmaktadır. 19.yy toplumu da tıpkı resimsel gerçekçilerin savunduğu haliyle fotoğrafın detayları, görünür kılmaktaki üstünlüğüne inanmaktadır. Bunun yanı sıra bazı kafalarda ise bu niteliksel üstünlüğün niceliksel kusursuzluk ve bütünlük yanılsaması yaratabileceği düşüncesi hâkimdi. Eğer fotoğraf çok sayıda küçük detayı gösterebiliyorsa, kolayca pek çok nesneyi bir araya getirip yeni bir anlam yaratmak için gerçekliği bir bütün halinde düzenleyebilirdi”55.

“20.yüzyılın başlangıcında, Alfred Stieglitz ve Paul Strand (1890-1976)., soft-focus, kasvetli ışık ve tonlama tekniklerini “artistik etki” sağlamak amacıyla kullanan piktoryalizmi bırakarak doğrudan ve süssüz bir dünyayı kucakladılar.

54

C., Peterson, Camera Work: Process & Image, Minneapolis: The Minneapolis Institute of Arts: (1985)s-31-32.

55