• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.4. Duygusal İlişkiler ve Özellikler

1.4.2. Flört Etme ya da Birlikte Çıkma

Her insanın hayatında yaşama ihtimali olduğu dönemlerde(ergenliğe geçiş, ergenlik, nişanlılık, evlilik, vb, dönemlerde) hem davranışsal hem de duygusal bir durum olan flört ilişkisi özellikle ergenlik döneminde bireyler üzerinde oldukça etkili olmaktadır. Özellikle erken ergenlik döneminde kişilerde karşı cinsiyetle yakınlık kurma isteği ve karşı cinsiyete olan ilgi artmaktadır (Sakarya, 2013: 24). Flört etmenin çeşitli kuramcılar tarafından farklı şekillerde tanımlandığı görülmektedir.

Prager’e göre (1995) ergenlik döneminde bireylerin flört ilişkisi yaşamaya başlamalarındaki sebeplerin başında, bilişsel olarak gelişim yaşayan kişinin yakınlık tecrübelerinin önemli olduğunu anlamaya başlaması gelmektedir. Sonrasında ise bilişsel gelişmeyle beraber cinsel olgunlaşma da yaşamakta olan bireyler yeni yakınlıklar kurmaya başlamaktadır. Cinsel olgunlaşma ile birlikte de aşk, flört etme ya da birlikte çıkma yaşanmaktadır.

Hortaçsu (2003b) tarafından flört; insanların birbirlerini tanımak ve birbirlerine karşı olan uyumlarını test etmek maksadıyla sevgililik, arkadaşlık ve cinsellik aşamalarının yaşanmakta olduğu duygusal ihtiyaç çeşidi olarak tanımlanmıştır. Ülkemizde çiftlerin birbirlerine karşı uyumlarını test etmelerine arkadaşlık, sevgililik ve nişanlılık dönemlerinde rastlanmaktadır. Bu dönemlerde daha çok çiftlerin fikir alışverişlerinde

35

bulunulması, farklı kültürlerden olan çiftlerde yeni kültürlere uyum sağlanmaya çalışılması, ailelerin tanışması şeklinde görülmektedir.

Connollu ve Goldberg tarafından 1999 yılında gerçekleştirilmiş olan araştırmada ergenlikte yaşanan romantik ilişkinin dört evre şeklinde ilerlemekte olduğu tespit edilmiştir. Bu evreler şu şekildedir (Diyarbekirli, 2007: 23-24):

• Geçici Tutku Evresi: Bu evre süresince bireyler, toplumsallaşma sürecinde olması muhtemel olan cinsel ve romantik eşlerini bulmakla ilgilenmektedirler. Bu dönemde bireyler ilk olarak kendilerini tanıma, benlik kavramlarını genişletme ve kendilerini etraflarındaki diğer kişilerin potansiyel eşleri olarak görme eğilimindedirler. Romantik ilişkiler kısa süreli ancak yoğun olarak yaşanmaktadır.

• Statü Evresi: Bu evre süresince romantik etkinlikteki birincil amaç, arkadaş grubunda bir yer edinmek ve elde edilen bu konumu hem sürdürmek hem de genişletmektir. Bu evrede ilişkiyi yanlış şekilde sürdürmek ya da yanlış kişiyle flört etmek bireyin grup içerisindeki yerine zarar verebilmektedir.

• Yakınlık Evresi: Bu evrede bireyler, romantik eşleriyle gerçekçi ve anlamlı bağlar kurmaktadırlar. Bu evre boyunca bireyler kendilerini romantik bir eş olma bakımından keşfetmeye devam etmektedirler ve daha önceki evrelerde görülen kişisel statü ile ilgili endişeleri bir kenara bırakarak ilişkilerinin duygusal boyutuna yeterli seviyede katılmaktadırlar. Bu dönemde ilişkiler bireyin kafasını meşgul etmekte ve bir açıdan hırs kaynağı durumuna gelmektedir.

• Bağlanma: Bu evrede bireyde gelecekle ilgili romantik eşe planlar vaat etme ile ilgili kaygılar belirmeye başlamaktadır. Romantik bağların geleceği ve uzun süreli gelişimi ön plana geçmektedir. Ancak bu durum tam olarak evliliğe hazır olunduğu anlamına gelmemektedir. Çünkü bu evre bazı toplumlarda yirmili yaşların başlarında başlamaktadır ve bu yaşlar evlilik için oldukça erken bir döneme karşılık gelmektedir.

Flört, farklı kişilik yapısındaki insanlarla nasıl anlaşma sağlanabileceğini göstermekte olan bir yoldur. Birey, flört ilişkisi sırasında eşiyle karşılıklı anlayışı, işbirliğini,

36

toplumsal görevleri ve sorumluluğu öğrenmektedir. (Diyarbekirli, 2007: 25). Bu durum bireylerin davranışlarını, duygu ve düşüncelerini hem denetlemeyi hem de düzenlemeyi öğrenmelerini sağlamaktadır.

Kadın-erkek arkadaşlıklarında paylaşılan değerler, beklentiler, amaçlar, düşünce ve duygular daha kolay benimsenmekle birlikte tutum ve davranışlardaki değişmeler daha kolay ve çabuk yaşanmaktadır. Bu arkadaşlıklar, bireylerin çalışma çabalarını ve güçlerini arttırmakla birlikte problemlerin çözülmesinde, yaratıcılığın artmasında ve engellerin aşılmasında olumlu etki göstermektedir (Dinçer, 2008: 39). Bireyin gelişimi üzerine büyük etkileri olan flört ilişkisinin özellikle yetişkinlik öncesinde son derece etkili olduğu bilinmektedir.

Bireylerin, özellikle ergenlik dönemlerindeki toplumsal gelişimlerinde flört ilişkisinin büyük bir etkisi bulunmaktadır. Gelişim psikolojisinde flört; toplumsal gelişime hazırlık, kendini açığa vurma, yakınlık ve ilişki becerileri edinme ile açılanmaktadır. Başarılı bir şekilde flört ilişkisinin yaşanması toplumsal statünün yükselmesi, hayatın anlamı, kişinin kendisine toplumsal anlamda, eğitim düzeyi, yaş ve sosyo-ekonomik düzey anlamında yakın eşler bulması ve kendisini olumlu değerlendirmesidir. Flört, başka insanlarla nasıl birliktelik yaşanacağını ve bireylerin sosyal davranış şeklini öğrenmelerine yardımcı olmaktadır (Diyarbekirli, 2007: 27-28). Flörtün bireyler üzerinde öğretici etkisiyle birlikte özgüven ve rahatlık gibi etkilerinin de mevcut olduğu bilinmektedir.

Üniversite yıllarında romantik ilişkilerin hem kadınlar hem de erkekler için destekleyici ilişkiler arasında yer aldığı belirtilmektedir. Arkadaş grubu haricinde romantik eşleriyle birlikte vakit geçirmekte olan bireylerin, özerkliklerini pekiştirdikleri ve bakış açılarını belirtirken çok daha rahat oldukları görülmektedir. Yakın ve düzenli romantik ilişki kuramayan bireyler ise daha az sosyal olmaktadırlar (Furman ve Buhrmester, 1992: 108).

Flört kavramı her ne kadar gündelik hayatta da çok fazla karşılaşılan bir kavram olsa da daha iyi anlaşılabilmesi için kavramın bilimsel olarak nasıl ele alındığı, bazı gelişim kuramlarında ne şekilde incelendiğinin de üzerinde durulması gerekmektedir

37