• Sonuç bulunamadı

3.8 Gürültünün İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri

3.8.2 Fizyolojik Etkiler

Gürültünün insan sağlığı üzerindeki fizyolojik etkisinin açıklanması için öncelikle kulağın anatomisinin açıklanmasında yarar bulunmaktadır. İnsan kulağının anatomisi Şekil 3.16’de gösterilmektedir. Gelen ses dalgalarını dış kulak yoluna yönlendirmek ve yoğunlaştırma görevi kulak kepçesinindir. Bu anlamda bir anten vazifesi görür. Ses dalgası dış kulak yolundan geçerek kulak zarına geldiğinde kulak zarı titreşir. Ses daha sonra zarına yapışık olan çekiç, örs ve üzengi adlı kemikçikler vasıtasıyla koklea (salyangoz)’a ulaşır. Ses titreşimleri iç kulaktaki koklea tarafından elektrik titreşimlerine çevrilerek işitme sinirleri ile beyine taşınır. Çekiç, örs ve üzengi kemikçikleri orta kulakta yer alır ve iletim esnasında gücü düşen ses dalgaları için amfi görevi görürler. Normal koşullarda 30 dB kayıpla iç kulağa ulaşması gereken ses titreşimleri orta kulaktaki bu kemikçikler sayesinde neredeyse kayıpsız olarak algılanır. İnsan kulağı bu yapısı ile 0 dB ve daha yüksek sesleri duyabilir. Burada 0 dB eşik değeri sesin olmadığını değil, insan kulağının duyamadığını göstermektedir.

Fizyolojik etkiler, ani veya sürekli gürültü nedeniyle insan vücudundaki oluşan tepkiler olarak sınıflandırılır. Bu kapsamda, gürültü nedeniyle meydana gelen ses dalgalarının insan kulağındaki işitme hücrelerine fiziksel olarak doğrudan etkilerden ayrılır. İnsan vücudunun gürültüye tepkisi, anlık veya uzun süreli ya da bilinçli veya bilinçsiz şekilde

olabilir. Kurra [15]’de gürültünün kanıtlanmış fizyolojik etkilerini aşağıdaki şekilde sıralamaktadır:

 Yüksek kan basıncı (hipertansiyon)

 Yüksek kalp atışı

 Kolesterol artışı  Adrenalin yükselmesi  Solunum hızlanması  Adale gerilmeleri  İrkilmeler (refleks)  Metabolizma değişimi

 Sindirim sistemi düzensizliği

 Yorgunluk

 Uyku bozuklukları

Şekil 3.16 Kulak anatomisi

Gürültünün görme yetisi üzerindeki etkisinin araştırılması amacıyla denekler 15 dakika süreyle 50 Hz ile 50 kHz arasındaki gürültüye tabi tutulmuşlardır. Kryter tarafından verilen çalışmada elde edilen sonuçlar, gürültünün normal ışık koşullarında görme

yeteneğini azaltmadığını ancak düşük ışık koşullarında görme yeteneği ve renk seçim yeteneğini azalttığını göstermiştir. [51] Yine bu çalışmanın devamında, deneklerin gürültü etkisi altında ani olarak gösterilen tablo ve şekilleri hatırlamakta %75’e varan oranlarda hata yaptıkları gözlenmiştir. Loeb [52] ve Asan [53] tarafından gürültünün metabolizma ve endokrin sistemi üzerindeki etkileri verilmekte, kalp rahatsızlığı veya şizofreni rahatsızlığı bulunan hastaların gürültüden daha çok etkilendiği, hücrelerde ve karaciğerde tahribata yol açtığı bildirilmektedir. Yapılan bir başka çalışmada ise gürültüye maruz kalan bir denek grubunun kan sayımlarında lökosit sayısında düşme gözlenmiş ve vücut direncinin gürültü ile düştüğü belirtilmiştir.

Ölü doğum yapan anne adayları üzerinde yapılan bir çalışmada, ölü doğum anne adayları içinde yüksek gürültüye maruz kalanların kalmayanlara göre daha fazla sayıda olduğu saptanmıştır [54]. Yine benzer bir çalışmada yüksek gürültüye maruz ortamda çalışan erkeklerdeki canlı sperm sayısının diğerine oranla daha düşük olduğu bildirilmiştir [55]. Havaalanında yüksek uçak gürültüsüne maruz anneler üzerinde yapılan bir diğer çalışmada ise doğum kilolarının normalin aşağısında olduğu tespit edilmiştir [56].

Gürültünün yaratacağı diğer bir dolaylı etki ise gürültü nedeniyle oluşacak stresin insan fizyolojisi üzerindeki etkisidir. Ani ve yüksek gürültünün bağışıklık ve vücut direncini düşürdüğü, hatta çarpıntıya neden olduğu belirtilmektedir. Fizyolojik etkilere neden olan değişik mekanizmalar arasında en önemlisi, işitme sinirleri aracılığıyla beyine ulaşan sinyallerin değişik fizyolojik sistemlerin işleyişlerinde ortaya çıkardığı etkilerdir [57].

Gürültünün insan vücuduna fizyolojik etkileri; solunumda zorlanma, göz bebeklerinin büyümesi, göz kapaklarının kapanması, deri renginde soluklaşma, kan basıncının yükselmesi, kalp atışlarında ritim bozukluğu, ani refleksler, kan şekeri bozuklukları, mide ve bağırsak bozuklukları, akkan hücrelerinin azalması, ülser, hipertroid, astım ve kroner yetmezliği gibi hastalıklar şeklinde sıralanabilir [40]. Genel olarak gürültünün doğrudan ve dolaylı fizyolojik etkileri aşağıdaki şekilde özetlenebilir [58]:

 Davranış bozukluklarına (sinirlenme, heyecanlanma) neden olur.

 Karakter değişikliklerine neden olabilir.

 Öğrenme yaşantılarının olumsuz etkilenmesi özellikle okullarda belirgindir.

 Çocuklar gürültüsüz ortamdakine nazaran gürültülü ortamda işlerini daha güçlükle yaparlar.

 Seslerin arasındaki nitelik farklarının belirlenebilmesi güçleşir.

 Problem çözme yeteneğinde azalma olur.

 Aralıklı ve ani gürültü kişide ani adrenalin deşarjı yaratarak kalp atış oranını, solunum sayısını, kan basıncını artırmakta, dikkat azalmasına neden

olabilmektedir. Ani gürültüde kalp hızı artmakta, göz bebeklerinde dilatasyon olmaktadır.

 Hipofiz hormonlarının salgılanmasında artışa neden olur. ACTH salınımının artışına bağlı olarak kan şekeri seviyesinde yükselme, bağışıklık sistemi değişiklikleri vasküler sistem üzerinde Adrenalin ve Noradrenalin etkisinde artım ve hipertansiyon gelişimine neden olur.

 Otonom sinir sistemi üzerine etki ederek periferal dolaşım sistemi sorunlarına neden olur.

Gürültünün diğer bir fizyolojik etkisi ise uyku üzerindedir. Gürültünün uyku üzerindeki etkisi uyku öncesi, uyku sırası ve uyku sonrası şeklinde incelenebilir [42]. Uyku öncesi etkisi uykuya geçme süresinin uzaması şeklindedir. Özellikle, uykunun en önemli safhalarından Hızlı Göz Hareketi (Rapid Eye Movement-REM) olarak bilinen safhaya geçmekteki gecikme şeklinde gözlenir [59]. Uyku sırasındaki etkiler, uyku aşamalarının bozulması, çevre gürültüsü nedeniyle ani uyanmalar şeklinde gözlenir. Uyku sonrası etkiler ise uykunun kalitesinin düşerek uykudan sonraki yorgunluk, uykusuzluk ve dinlenememişlik hissinin görülmesi şeklindedir.

Benzer Belgeler