• Sonuç bulunamadı

Hastalar başvuru şikayetlerine göre değerlendirildiğinde en sık karın ağrısı (%90.4) şikayetiyle başvurmuştur (Tablo 4.3).

Tablo 4.3. Hastaların Başvuru Şikayetleri

Başvuru Şikayeti Sayı (n) Yüzde (%)

Karın Ağrısı 47 90.4

Bulantı, Kusma 4 7.7

Yan Ağrısı 0 0

Diğer* 1 1.9

Toplam 52 100

*:Sırt ağrısı, kasık ağrısı, bacak ağrısı vb. şikayetler ile başvurup muayenesinde veya takibinde sağ alt karın ağrısı saptanmış hastalar için geçerlidir.

4.4. Hastaların Alvarado Skorlamasına Göre Özellikleri

Hastalar alvarado skorlamasına göre değerlendirildiğinde en az 2 puan en fazla 10 puan aldıkları görülmüş olup ortalama 6.44 puan almışlardır. Hastalar Alvarado Skorundaki şikayetlerine göre değerlendirildiğinde muayenede en çok hassasiyetten (%92.3.) puan aldıkları görülmüş olup , en az ise ateşten (%11.5) puan almışlardır (Tablo 4.4).

Tablo 4.4. Hastaların Alvarado Skorlaması Değerleri

Alvarado Skorlaması Sayı (n) Yüzde (%)

Migrasyon 17 32.7

İştahsızlık 32 61.5

Bulantı 40 76.9

Hassasiyet 48 92.3

Rebound 37 71.2

Ateş 6 11.5

Lökositoz 38 73.1

Nötrofil 32 61.5

4.5.Hastaların Prokalsitonin Değerlerine Göre Özellikleri

Hastaların prokalsitonin değerlerine göre bakıldığında en düşük 0.0126 ng/ml en yüksek 14.6600 ng/ml değerleri ölçülmüş olup ortalama prokalsitonin değeri 0.4328 ng/ml olarak ölçülmüştür. Hastaların 47 (% 90.4)’ ında prokalsitonin değeri

normal, 4 (%7.7)’ inde sistemik enfeksiyon sınırlarında, 1 (%1.9) hastada septik şok sınırlarında saptanmıştır (Tablo 4.5).

Tablo 4.5. Hastaların Prokalsitonin Değer Aralıkları

Prokalsitonin Değer Aralıkları

Sayı (n) Yüzde (%)

Normal (<0,5 ng/ml) 47 90.4

Sistemik Enfeksiyon (0,5-2 ng/ml)

4 7.7

Septik Şok (>10 ng/ml) 1 1.9

Toplam 52 100

4.6.Hastaların Ultrason Sonuçlarına Göre Özellikleri

Hastaların 45 (% 86.5)’ ine ultrason çekilmiş olup, 7 (%13.5)’ sine çekilmemiştir. 45 hastanın 30 (%66.7)’ inde akut apandisit ön tanısı konulmuş, 1 (%2.2) hastada akut apandisit saptanmamıştır. 14 (%31.1) hastada ise ultrason ile akut apandisit ön tanısı ekarte edilememiştir (Tablo 4.6).

Tablo 4.6. Hastaların Ultrason Sonuçlarına Göre Özellikleri

Ultrason Sonuçları Sayı (n) Yüzde (%)

Akut Apandisit 30 57.7

Akut Apandisit Olmayan 1 1.9

Akut Apandisit Ekarte Edilemedi

14 26.9

Çekilmedi 7 13.5

Toplam 52 100

Şekil 4.3. Hastaların Ultrason Sonuçlarına Göre Özellikleri

4.7.Hastaların Bilgisayarlı Tomografi Sonuçlarına Göre Özellikleri

Hastaların 18 (% 34.6)’ ine bilgisayarlı tomografi çekilmiş olup, 34 (%65.4)’

üne çekilmemiştir. 18 hastanın 18 (%100)’ inde akut apandisit ön tanısı konulmuştur (Tablo 4.7).

Tablo 4.7. Hastaların Bilgisayarlı Tomografi Sonuçlarına Göre Özellikleri

Bilgisayarlı Tomografi Sonuçları

Sayı (n) Yüzde (%)

Akut Apandisit 18 34.6

Akut Apandisit Olmayan 1 1.90

Çekilmedi 33 63.4

Toplam 52 100

30

1

14

7

0 5 10 15 20 25 30 35

Akut Apandisit Akut Apandisit Olmayan Ekarte Edilemedi Çekilmedi

Şekil 4.4. Hastaların Bilgisayarlı Tomografi Sonuçlarına Göre Özellikleri

4.8.Hastaların Acil Servisten Yatış Durumlarına Göre Özellikleri

Hastaların 9 (%17)’u servise, 43 (%83)’ ü yoğun bakıma yatışı yapılmıştır.

Tablo 4.8. Hastaların Acil Servisten Yatış Durumlarına Göre Özellikleri

Sonuç Sayı (n) Yüzde (%)

Servise Yatan Hastalar 9 17

Yoğun Bakıma Yatan Hastalar

43 83

Toplam 52 100

18

1

33

0 5 10 15 20 25 30 35

Akut Apandisit

Şekil 4.5. Hastaların Hastaneye Yatış Durumlarına Göre Özellikleri

4.9. Hastaların Akut Apandisit Öntanısı ile Cerrahi Operasyonlarına Göre Özellikleri

Hastaların akut apandisit öntanısıyla cerrahi operasyon durumları Tablo 4.9’

da verilmiştir. Hastaların 49 (%94.2)’ unda patoloji sonucuna göre akut apandisit tanısı almış olup, 3 (%5.8) hasta akut apandisit saptanmamıştır. Bu 3 hastanın 2’sinde overyan abse, 1’ inde kolesistit saptanmıştır.

Tablo 4.9. Hastaların cerrahi operasyon durumları

Cerrahi operasyon sonucu Sayı (n) Yüzde (%)

Akut Apandisit 49 94.2

Akut Apandisit Olmayan 3 5.8

Toplam 52 100

17%

83%

Servise Yatış Yoğun Bakıma Yatış

4.10. Prokalsitonin Değerleri ile Akut Apandisit Tanısı Arasındaki İlşki

Çalışmaya alınan 52 hastanın altın standart olarak kabul edilen patoloji raporlarına göre 49 (%94.2)’ u akut apandisit tanısı almıştır. Akut apandisit tanısı alan hastaların sadece 3 (%6.1)’ ünde prokalsitonin değerleri pozitif (>0.5 ng/ml) , 46 (%93.9) ’sında negatif (<0.5 ng/ml) saptanmıştır. Prokalsitonin değeri pozitif olan 5 hastanın 3 (%60) ’ünde akut apandisit saptanmış olup, 2 (%40) ‘sinde akut apandisit saptanmamıştır. Prokalsitonin değeri negatif olan 47 hastanın 46 (%97.9)

‘sında akut apandisit saptanmış olup, 1 (%2.1) hastada akut apandisit saptanmamıştır. Prokalsitonin değerinin pozitif olması ile akut apandisit tanısı arasında istatiksel anlamda önemli düzeyde fark yoktur (p=0.073). Prokalsitonin değerleri ile akut apandisit tanısı arasındaki ilişki Tablo 4.10’ de gösterilmiştir.

Tablo 4.10. Akut Apandisit Tanısı ile Prokalsitonin Değerleri Arasındaki İlişki

Prokalsitonin Sayı (n)

4.11. Hastaların Yaşları ile Alvarado Skorları Arasındaki İlişki

Çalışmaya alınan 52 hastanın yaşları ile Alvarado Skorları arasında ters yönlü çok düşük ve önemli düzeyde ilişki yoktur (r=-0.095;p=0.501).

4.12. Hastaların Yaşları ile Prokalsitonin Düzeyleri Arasındaki İlişki

Hastaların yaşları ile prokalsitonin düzeyleri arasında çok düşük ve önemli düzeyde ilişki saptanmamıştır (r=0.174;p=0.208).

4.13. Prokalsitonin Değerleri ile Hastaların Cinsiyeti Arasındaki İlişki

Çalışmaya alınan tüm hastaların cinsiyetine göre prokalsitonin değerleri karşılaştırıldığında erkeklerde bayanlara göre prokalsitonin değeri arasında istatiksel olarak fark bulunmamıştır (p=0.306). Prokalsitonin değerleri ile cinsiyet arasındaki ilişki Tablo 4.13’ de gösterilmiştir.

Tablo 4.13. Prokalsitonin Değerleri ile Cinsiyet Arasındaki İlişki

Cinsiyet Sayı (n) Prokalsitonin Değerleri 𝐱̅ ± SS

Medyan (Min-Max)

İstatistiksel Değer

Erkek

Kadın

17 1.004±3.53

0.62(0.035-0.087) Ʌ=245.00

p=0.306

35 0.15±0.27

0.04(0.03-0.13) Ʌ:Mann-Whitney U

4.14. Prokalsitonin Değerleri ile Şikayetlerin Başlangıç Saatleri Arasındaki İlişki

Çalışmaya alınan hastaların şikayetlerinin başlamasından prokalsitonin değerleri çalışılma zamanı arasındaki geçen süre ile karşılaştırılmış olup, şikayetlerin başlangıcından itibaren zaman ilerledikçe prokalsitonin değerlerindeki değişim arasında önemli düzeyde fark yoktur (p=0.644).

Tablo 4.14. Prokalsitonin Değerleri ile Şikayetlerin Başlangıç Saatleri Arasındaki İlişki diğer nedenler şeklinde gruplandırılmıştır. Diğer nedenler olarak herhangi bir başka bir şikayetle başvurup muayene veya takibinde karın sağ alt kadranda ağrısı olan hastalar belirlenmiştir. İlk başvuru şikayeti ile akut apandisit tanısı arasında istatistiksel bir fark saptanmamıştır (p=0.844). Hastaların ilk başvuru nedenleri ile akut apandisit tanısı arasındaki ilişki Tablo 4.15’ de ayrıntılı olarak gösterilmiştir.

Tablo 4.15. İlk Başvuru Şikayeti ve Akut Apandisit Tanısı Arasındaki İlişki

4.16. Bilgisayarlı Tomografi Sonucu ile Akut Apandisit Tanısı Arasındaki İlişki

Patoloji sonucuna göre akut apandisit saptanan hastalar ile bilgisayarlı tomografi sonucuna göre hastaların tanısı tamamen uyumludur. (Kappa değeri=1;

p<0.001). Hastaların bilgisayarlı tomografi sonuçları ile akut apandisit tanısı arasındaki ilişki Tablo 4.16’ da ayrıntılı olarak gösterilmiştir.

Tablo 4.16. Bilgisayarlı Tomografi Sonucu ile Akut Apandisit Tanısı Arasındaki

4.17. Bilgisayarlı Tomografi Sonuçları ile Ultrason sonuçları Arasındaki İlişki

Çalışmaya alınan 52 hastanın 50 (%96.15) ’sine bilgisayarlı tomografi ve/veya ultrason ile görüntüleme yapılmıştır. Bilgisayarlı tomografi ile akut apandisit ön tanısı alan 18 hastanın 13’üne öncesinde ultrason ile görüntüleme yapılmıştır.

Sadece 1 hastada ultrason ile de akut apandisit ön tanısı konulmuş olup, 12 (%66.7) hastada akut apandisit ön tanısı ekarte edilememiştir (Tablo 4.17). Bilgisayarlı tomografi sonuçları ile ultrason sonuçları arasında istatiksel olarak anlamlı fark vardır (p<0.001).

Tablo 4.17. Bilgisayarlı Tomografi Sonuçları ile Ultrason sonuçları Arasındaki Fark

4.18. Hastaların Şikayetlerinin Başlama Zamanı ile Akut Apandisit Tanısının İlişkisi

Hastaların şikayetlerinin başlama zamanlarına göre değerlendirildiğinde 34 (%65.4) hasta ile en çok 12 saat üzerinde acil servise başvurduğu gözlenmiştir.

Şikayetlerinin başlama zamanındaki artış ile akut apandisit tanısı almasına göre değerlendirildiğinde, şikayetlerin başlama zamanı ile akut apandisit tanısı alma arasında ilişki saptanmamıştır (p=0.431). Hastaların şikayetlerinin başlama zamanı ile acil servise başvurma süreleri Tablo 4.18 ‘ de detaylı olarak gösterilmiştir.

Tablo 4.18. Hastaların Şikayetlerinin Başlama Zamanı ile Akut Apandisit Tanısı

4.19. Hastaların Prokalsitonin Değerleri ile Hastane Yatışlarının İlişkisi

Hastaneye yatışı yapılan hastaların 5 (%9.62) ‘inde prokalsitonin değeri pozitif (>0.50 ng/ml) saptanmış olup 47 (%90.38) ‘sında prokalsitonin değeri normal saptanmıştır. Prokalsitonin değerleri ile hastaneye yatış arasında istatiksel olarak anlamlı saptanmamıştır (p=0.910). Prokalsitonin değerleri ile hastaların acil servisten sonuçlandırma durumları Tablo 4.19 ‘de gösterilmiştir.

Tablo 4.19. Prokalsitonin değerleri ile hastaların acil servisten sonuçlandırma

Hastaların şikayetlerinin başlama zamanlarına göre değerlendirildiğinde 34 (%65.4) hasta 12 saat üzerinde, 18 (%34.6) hasta 12 saat ve altında acil servise başvurduğu gözlenmiştir. Şikayetlerinin başlama zamanındaki artış ile akut apandisit tanısı almasına göre değerlendirildiğinde, şikayetlerin başlama zamanı ile akut apandisit tanısı alma arasında fark saptanmamıştır (p=0.962). Hastaların şikayetlerinin başlama zamanı ile akut apandisit tanısına arasındaki ilişki Tablo 4.21

‘ da detaylı olarak gösterilmiştir.

Tablo 4.20. Hastaların Ağrı Başlangıç Saati ile Akut Apandisit Tanısı Arasındaki İlişkisi

Ağrı Başlangıç Saati

Sayı (n) Yüzde (%)

Akut Apandisit

Akut Apandisit Olmayan

Toplam İstatistiksel Değer

12 saat altı

12 saat ve üzeri

Sayı (n) 17 1 18

χ²=0.002 p=0.962

Yüzde (%) 94.4 5.6 100

Sayı (n) 32 2 34

Yüzde (%) 94.1 5.9 100

Toplam Sayı (n) 49 3 52

Yüzde (%) 94.2 5.8 100

Yates Ki-Kare

4.21. Hastaların Ağrı Başlangıç Saati ile Prokalsitonin Değerleri Arasındaki İlişkisi

Hastaların şikayetlerinin başlama zamanındaki artış ile prokalsitonin değerlerine göre değerlendirildiğinde, şikayetlerin başlama zamanı ile prokalsitonin değerleri arasında ilişki saptanmamıştır (p=0.790). Hastaların şikayetlerinin başlama zamanı ile prokalsitonin değerleri arasındaki ilişki Tablo 4.22 ‘ de detaylı olarak gösterilmiştir.

Tablo 4.21. Ağrı Başlangıç Saati ile Prokalsitonin Değerleri Arasındaki İlişki

Ağrı Başlangıç

Saati

Sayı (n) Yüzde (%)

Prokalsitonin (+)

Prokalsitonin (-)

Toplam İstatistiksel Değer

12 saat altı

12 saat ve üzeri

Sayı (n) 16 2 18

χ²=0.071 p=0.790

Yüzde (%) 88.9 11.1 100

Sayı (n) 31 3 34

Yüzde (%) 91.2 8.8 100

Toplam Sayı (n) 47 5 52

Yüzde (%) 90.4 9.6 100

Fisher’s Exact Ki-Kare

4.22. Hastaların Prokalsitonin ve Alvarado Skorlarının Akut Apandisit Tanısı Arasındaki İlişkisi

Alvarado skoru 4 ve üzeri olup, prokalsitonin değeri pozitif olan hastaların akut apandisit tanısı alması ile alvarado skoru 3 ve altında olup, prokalsitonin değeri negatif olan hastaların akut apandisit tanısı almasına göre karşılaştırıldığında istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p=0.809)(Tablo 4.22).

Tablo 4.22. Alvarado skorlaması ile Akut Apandisit arasındaki ilişki

Alvarado Skoru ve Pct

Sayı (n) Yüzde (%)

Akut Apandisit

Akut Apandisit Olmayan

Toplam İstatistiksel Değer

Skor≥4 ve Pct (+)

Skor ≤3 ve Pct (-)

Sayı (n) 3 2 5

χ²=0.058 p=0.809

Yüzde (%) 60 40 100

Sayı (n) 1 1 2

Yüzde (%) 50 50 100

Toplam Sayı (n) 4 3 7

Yüzde (%) 57.1 42.9 100

Yates Ki-Kare

5.TARTIŞMA

Akut apandisit tanı ve tedavisindeki gelişmeler sayesinde, akut apandisite bağlı ölümlerde %85 azalma, akut apandisit tanısı nedeniyle ameliyat olanlarda %63 azalma ve karın ağrısı nedeniyle taburcu edilen hasta sayısında ise %88 artma olmuştur (1-26). Ancak gelişen tanı yöntemlerine rağmen, özellikle küçük çocuklarda, genç kızlarda, gebelerde ve yaşlılarda halen akut apandisit tanısına yönelik zorluklar devam etmektedir ve buna bağlı negatif apendektomi ve perforasyon oranları yüksek seyretmektedir (2,27,28,30). Retroçekal apandisit ve apendiksin anormal lokalizasyonlarında tipik anamnez ve fizik muayene bulgularının olmaması tanıyı daha da güçleştirir (2,24,28,33).

Günümüzde akut apandisitte, ameliyat öncesi kesin tanı koyduracak, tek başına tanı aracı yoktur. Akut apandisitteki tanısal güçlük nedeniyle yapılan negatif apendektomi ve perforasyon oranlarındaki yükseklik, araştırmacıları radyolojik görüntüleme yöntemlerine, inflamatuar testlere, skor yöntemlerine ve laparoskopi gibi invazif girişimlere yönlendirmiştir. Bachmann ve arkadaşlarının literatür taramalarında, akut apandisite yönelik yüksek doğruluk payı olan tanısal testler bildirilmesine rağmen, negatif apandektomi hızının son yirmi yıldır değişmediğini vurgulamışlardır (4).

Andersson ve arkadaşları yaptıkları çalışmada akut apandisit tanısında inflamatuar değerlerin klinik bulgularla eşit öneme sahip olduğunu belirtmişlerdir (60). Akut apandisitte klinik bulguların yorumu, hastayı ilk gören hekim ve özellikle acil birim hekimlerinin deneyimine bağlı olarak yanlış tanı oranını arttırdığı çeşitli çalışmalarla gösterilmiştir (61).

Çalışmamızda USG’nin duyarlılığı %59.2, özgüllüğü %66.7, pozitif prediktif değeri %96.7, negatif prediktif değeri %9.1 olarak hesaplanmış olup önceki çalışmalarla benzer bulunmuştur.

Robert ve arkadaşlarının yaptığı A.apandisit öntanısı için Alvarado Skorlaması kullanımı adlı sistemik incelemesinde Alvarado Skorlama Sistemi A.Apandisit tanısında dışlama kriterleri olarak kullanılması yararlı olabileceğini belirtmişlerdir (61).

Douglas ve arkadaşları Alvarado klinik apandisit skoru uygulanan ve skor sonucuna göre akut apandisit tanısı şüpheli olan hastalar ayrıca USG ile değerlendirilmiştir (62). Bu hastaların USG değerlendirilmesinde %95 duyarlılık,

%89 özgüllük bulunmuştur (62).

Gutierrez ve arkadaşları atipik seyir gösteren, 125 akut apandisit ön tanılı hastada USG’de apendiksin komprese olamaması ve anormal doppler aktivitesi akut apandisit tanısında en iyi gösterge olduğunu belirtmişlerdir (63). Buna göre USG’de komprese olamayan apendiks ve anormal doppler akımı bulguları bulunan hastalarda USG’nin duyarlılığı %90, özgüllüğü %94 bulunmuştur (63). USG’deki akut apandisite bağlı duyarlılık ve özgüllük hastalarda klinik olarak akut apandisit belirtilerinin çok az belirgin olduğu grup ile orta derecede klinik belirtileri olan gruplar arasında da değiştiği çalışmalarla gösterilmiştir. Klinik olarak akut apandisit belirtilerinin çok az olduğu grupta USG’nin duyarlılık ve özgüllüğü belirgin derecede düşmektedir (64).

Literatürde doğrudan USG’nin akut apandisit tanısına yoğunlaşmayan akut apandisit ile ilgili çalışmalarda, USG’nin akut apandisit tanısına katkısının sınırlı olduğu görülür (65). USG’nin erken dönemde yapılması, akut apandisit vakalarında tanıda gereksiz olduğu belirtilmektedir (13). BT’nin kullanıma girmesi akut apandisit tanısında yeni bir radyolojik tanı seçeneği oluşturmuştur. BT’de apendiks çapının 6mm veya daha büyük olması, duvar kalınlığının artması, çevre yağlı dokunun enflamasyona bağlı

yoğunlaşması, fekalit ve apse görüntüsü apandisit olarak kabul edilir (35,66).

Horton ve arkadaşları acil birime başvuran ve apendektomi geçiren 500 erişkin hastayı retrospektif olarak inceleyerek bunlardan atipik klinik bulgular gösteren 89 hastanın USG ve BT bulguları ile ameliyat sonrası patoloji sonuçlarını değerlendirmişlerdir (66). USG’de duyarlılık, özgüllük, pozitif tahmin değeri ve negatif tahmin değeri sırasıyla %76, %90, %95, %56.3 bulmuşlardır. BT için sırasıyla %97, %100, %100, %91.7 olarak bulmuşlardır (66).

Morris ve arkadaşları akut apandisit ön tanısı ile BT istenen 129 hastayı BT bulguları ve ameliyat sonrası patolojik bulgularla değerlendirmişlerdir (67). BT’nin duyarlılığı %88, özgüllüğü %91 ve pozitif tahmin değeri %77 bulmuşlardır. Oysa BT sonuçlarından habersiz 4 deneyimli cerrahın klinik muayenesindeki sonuçlar BT

sonuçları ile benzer bulunmuştur (67). Çalışmalar arasındaki bu farklılık BT’de akut apandisit tanısının yorumlama farklılığına, çalışma nedeniyle araştırmacılarının tanıya daha fazla yoğunlaşmalarına veya gerçekten atipik hasta grubunun oranına bağlı olabilir. (68). USG ve BT gibi görüntüleme yöntemlerinin akut apandisit tanısında belirtilen doğruluk oranlarına rağmen, bunların yorumunda yetersizlik olmaktadır.

Çalışmamızda 0.5 ng/ml üzerindeki PCT değerlerinin, %6.1 duyarlılık, %33.3 özgüllük, %60.0 pozitif prediktif değer, %2.1 negatif prediktif değer ile PCT değeri akut apandisit tanısı koymada etkin saptanmamıştır.

Jiunn-Yih Wu ve arkadaşlarının akut apandisit tanısı alan hastalarda PCT nin tanıdaki diagnostik değeri isimli 214 hasta ile yaptığı çalışmasında 0.5 ng/ml üzerindeki serum PCT değerlerinin, % 29 oranında sensitivite ve % 95 oranında spesifite hesaplanarak çalışmamızla benzer sonuç bulmuştur (69). Mengücük ve arkadaşları A.apandisit tanısı ile opere edilen hastalarda negatif eksplorasyon oranını azaltmak için prokalsitonin, C-RP ve neopterin kullanılabilir mi adlı çalışmasında serum PCT, C-RP ve NPT seviyeleri spesifite ve sensitivite değerleri düşük olduğu için tek başına veya üçlü test halinde kullanıldıklarında akut apandisit tanısını koymada yeterli olmadığını göstermiştir (70). Kafetsiz ve arkadaşları A.apandisit ön tanılı 212 çocuk hasta üzerindeki çalışmalarında 0.5 ng/ml üzerindeki serum PCT değerlerinin, % 73.4 oranında sensitivite ve % 94.6 oranında spesifitede perfore veya gangrenöz akut apandisite işaret ettiğini ortaya koymuş olup çalışmamızla benzer saptanmamıştır (71).

Chandel ve arkadaşlarının pediatrik hastalarda akut apandisit tanısında PCT’nin yeri adlı çalışmasında 0.5 ng/ml üzerindeki serum PCT değerlerinin, % 95.65 oranında sensitivite ve % 100 oranında spesifite ile çalışmamızla benzer olmadığı görülmüştür.

5.1.Çalışmanın Kısıtlılıkları

Çalışmanın üniversitemiz 3. basamak seviyesindeki acil servisinde yapılması şehirdeki ve/veya ülkedeki diğer hastanelerin 1. ve 2. basamak seviyesindeki acil servislerine başvuran hastaların çalışmaya dahil edilmemesi hastaların demografik özelliklerinde, prokalsitonin düzeylerinde, görüntüleme yöntemleri sonuçlarında, klinik sonuçlanmalarında ve hastane hizmet bedellerinde ayrıntılı bilgi vermeyip farklılıklar yaratabileceğinden çalışmanın kısıtlılığı olarak kabul edilebilir.

Ultrasonografi yapan radyoloji asistanlarının farklı kişiler olması çalışmanın kısıtlılığı olarak kabul edilmiştir.

6.SONUÇ VE ÖNERİLER

1. Akut apandisit, apandiksin inflamasyonu olup, baslangıçta sıklıkla yetersiz semptomlar sunan ve bir çok hastalıkla karışabilen, akut karın ağrısının en sık nedenlerindendir.

2. Alvarado skorlama sistemi akut apandisit ameliyatına karar verme sürecinde yardımcı olan güvenilir bir skorlama sistemidir.

3. Şikayetlerinin başlama zamanındaki artış ile akut apandisit tanısı almasına göre değerlendirildiğinde, şikayetlerin başlama zamanı ile akut apandisit tanısı alma arasında ilişki saptanmamıştır.

4. Bilgisayarlı tomografi akut apandisit tanısında ultrasonografiye göre daha güvenli bir görüntüleme yöntemi olarak saptanmıştır.

5. Çalışmamızda prokalsitonin düzeylerine bakıldığında; hastaların yaşlarına, cinsiyetlerine, şikayetlerinin başlama zamanına, acil servisten yatış veya taburculuk durumlarına, alvarado skoru puan düzeyine göre kıyaslandığında anlamlı bir fark saptanmamıştır.

6. Prokalsitonin değerinin pozitif veya negatif olması ile akut apandisit tanısı alması arasında ilişki bulunamamıştır.

7. Sonuç olarak çalışmamızda acil serviste sağ alt kadran ağrısı saptanan hastalarda prokalsitonin akut apandisit tanısı konmasında etkin bir laboratuvar yöntemi olarak saptanmamıştır.

KAYNAKLAR

1. Anderson KD, Parry RL, O’Neill JA, Rowe MI, Grosfeld JL, Fonkalsrud EW, Coran AG. Pediatric Surgery Mosby-Year Book. 1998:1369-1379.

2. Cev M, Bozfakioğlu Y, Değerli Ü. Apendiks hastalıkları. Cerrahi gastroenteroloji İstanbul Nobel Tıp Kitapevi. 1989:258-73

3. Flum DR, Koepsell T. The clinical and economic corrlates of misdiagnosed appendicitis. Arch Surg 2002;137:799-804.

4. Baachman LM, Bischof DB, Bischofberger SA, Bonani MG, Osann FM, Steurer J. Systematic quantitative overviews of the literature to determine the value of diagnostic tests for predicting acute appendicitis. BMC Surg 2002;21:2.

5. Tehrani HY, Petros JG, Kumar RR, Chu Q. Markers of severe appendicitis.

Am Surg 1999;65:453-55.

6. Blomqvist PG, Andersson RE, Granath F, Lambe MP, Ekbom AR. Mortalityer appendectomy in sweden, 1987-1996. Ann Surg 2001;233:455-60.

7. Basaklar C. Çocuklarda travma ve akut karın. Ankara Palme Yayıncılık 1994:217-25.

8. Horattas MC, Guyton DP, Wu D. A reappraisal of appendicitis in the elderly.

Am J Surg 1990;160:291-93.

9. Walker S, Haun W, Clark J, McMillin K, Zeren F, Gilliland T. The value of limited computed tomography with rectal contrast in the diagnosis of acute appendicitis. Am J Surg 2000;180:450-54.

10. Barron B, Hana C, Passalaqua AM, Lamki L, Wegener WA, Goldenberg DM.

Rapid diagnostic imaging of acute, nonclassic appendicitis by leukoscintigraphy with sulesomab, a technetium 99 labeled antigranulocyte antibody Fab’ fragment LeukoScan Apendicitis Clinical Trial Group Surgery 1999;125:288-96.

11. Rypins EB,Kipper SL, Weiland F, Neal C, Line B, McDonald R, et al. 99m Tc CD 15 monoclonal antibody (LeuTech) imaging improves diagnostic and clinical management in patients with equivocal presentation of appendicitis.

Am Surg 2002;235:232-39.

12. Ilkhanizadeh B, Owji AA, Tavangaar SM, Vasie M, Tabie SM. Spot urine 5-hydroxy İndole acetic acid and acute appendicitis. Hepatogastroenterology 2001;48:609-13.

13. Marc IR, O’Neill JA, Grosfeld JI, Fonkalsrud EW, Coran AG. Essentials of Pediatric Surgery Appendicitis. Missouri Mosby, 1995.

14. Adamidis D, Roma-Giannikou E, Karamolegou K, Tselalidou E, Constantopoulos A Fiber intake and childhood appendicitis. İnt J Food Sci Nutr 2000;51:153-57.

15. Gauderer MW, Crane MM, Greeen JA, DeCou JM, Abrams RS. Acute appendicitis in children the importance of family history. J Pediatr Surg 2001;36:1214-1217.

16. Spencer S, F. D. Galloway. Apendix Principles of Surgery 7. Edition 17. Odar IV. Anatomi Ders Kitabı. 7. Baskı,Ankara : Salmanlar Ofset. 1984.

18. Paik SY, Oh JT, Choi YJ, Kwon KW, Yang WI. Measles-related appendicitis.

Arch Pathol Lab Med 2002;126:82-84.

19. Gotohda N, Itano S, Okada Y, Horiki S, Endo A, Terada N. Acute appendicitis caused by amebiasis. J Gastroenterol 2000;35:861-63.

20. Murch SH. Diarrhoea diagnostic delay and appendicitis. Lancet2000;356:787.

21. Richardds ML, Aberger FJ, Landercasper J. Granulomatous appendicitis Crohn’s disease atypical Crohn’s or not Crohn’s at all ? J Am Coll Surg 1997;185:13-17.

22. Kham GM, Grillo IA, Abu-Eshy SA, Khan AR, Mubarak J, Jantaniah S.Pathology of the appendix. J Natl Med Assoc 2000; 92:535-36.

23. Ramsook C, Traumatic appendicitis: fact or fiction ? Pediatr Emerg Care 2001;17:264-66.

24. Kao CT, Tsai JD, Lee HC, Wang NL, Shih SL, Lin CC, Huang FY.Right perinephric abscess: a rare presentation of ruptured retrocecal appendicitis.

Nephrol 2002;17:177-80.

25. Gofrit ON, Abu-Dalu K. Perforated appendicitis in the child: Contemporary experience. Isr Med Assoc J 2001;3:262-65.

26. Pledger G, Stringer MD. Childhood deaths from acute appendicitis in England and Wales 1963-97; Observational population based study. BMJ 2001;323:430-31.

27. Eldar S, Nash E, Sabo E, Matter I, Kunin J, Mogilner JG, Abrahamson J. Delay of surgery in acute appendicitis. Am J Surg 1997;173:194-98.

28. Burrd RS, Whalen, TV. Evaluation of the child with suspected appendicitis.

Pylephlebitis, portal-mesenteric thrombosis, and multipl liver abscesses owing to perforated appendicitis. J Pediatr Surg 2001,36:19-21.

32. Sander S, Eliçevik M, Ünal M, Vural Ö. An unusual presentation of appendicitis: Vaginal discharge.J Pediatr Surg 2001;36:1579-1580.

33. Ng KC, Lai SW. Clinical analysis of the related factors in acute appendicitis.

33. Ng KC, Lai SW. Clinical analysis of the related factors in acute appendicitis.

Benzer Belgeler