• Sonuç bulunamadı

4. REEL SEKTÖR RİSK YÖNETİMİ

4.1. Finansal Risklerin Belirlenmesi

Finansal risk, piyasadaki fiyat dalgalanmaları karşısında işletmelerin aktif değerlerinin veya pasif değerlerinin değişmesidir. Şirketlerin faaliyetlerinde alacakları kararlar ya da uyguladıkları stratejiler için yüksek oranda risk üstlenmektedirler.

Finansal risk, literatürde piyasa, kredi, likidite ve faaliyet (operasyonel) risk alt başlıkları halinde incelenmekte, bazı kaynaklarda yasal risk de bu sınıflamaya

girmektedir (Chew, 2001). Ancak yapılacak çalışmada reel sektördeki şirketler için yapılacak olan risk analizi kavramı piyasa riski ile sınırlı tutulmuştur.

4.1.1. Piyasa riski

Piyasa riski şirketlerin sahip oldukları bir yada birden fazla ticari varlığın işleme tabi tutulabileceği süre dahilinde, piyasada meydana gelen beklenmeyen dalgalanmaların sebep olduğu kayıp veya beklenen düşük seviyedeki kar halini ifade eder. Piyasa riski herhangi bir zaman zarfı içerisinde gerçekleşebilir. Piyasa riski olarak döviz kuru riski, faiz riski, hisse senedi riski ve ülke riski incelenmektedir (İnal & Günay, 1993).

4.1.2. Döviz kuru riski

Belli etkenlerden dolayı ulusal para biriminin, yabancı ülke para birimleri karşısında değerinde meydana gelebilecek olumlu yada olumsuz değişimler sonucu oluşabilecek zarar olasılığıdır. Kur riski, şirket bilançolarındaki döviz cinsinden aktiflerin, döviz cinsinden pasiflerden az olması durumunda yüksektir. Bu duruma “açık pozisyon” denir. Şirket açık pozisyon durumunda iken döviz değer kazanırsa şirket için zarar, döviz değer kaybı yaşarsa şirket için kar söz konusudur. Tam tersi bir duruma “kapalı pozisyon” denir. Şirket kapalı pozisyonda iken döviz değer kaybederse zarar, döviz değer kazanırsa kar söz konusudur.

Döviz piyasası spekülatif amaçlı hareketlerin yoğun bir şekilde gerçekleşmekte olduğu bir piyasadır. Bu durum göz önünde bulundurularak dövizin gelecekte ne olabileceğine dair, ekonomik göstergelerin ışığı altında çalışmalar yapılmıştır fakat başarılı olunamamıştır. Döviz piyasalarında yaşanan dalgalanmalar büyük zararlara yol açmaktadır. Şirketlerin taşıdıkları kur riskini ölçen üç temel oran vardır (Atan, 2002; İnal & Günay, 1993). Bu oranlar şunladır:

1.Likidite Oranı : Likidite oranının hesaplanmasına ilişkin formül aşağıdaki gibidir:

Hesaplanan likidite oranı %10’ dan az olamaz bu durumda şirket için kur riski söz konusudur (İnal & Günay, 1993).

2. Kur Riski Oranı: Kur riski oranının hesaplanmasına ilişkin formül

Kur riski oranı=(Döviz Mevcutları+Döviz Alacakları)/(Döviz Borçları+D. Taahhütleri)

şeklindedir.

Hesaplanan kur riski oranı %80 ile %110 arasında olmalıdır. Hesaplanan değer bu aralıkta değil ise şirket için kur riski söz konusudur.

3. CAR Oranı: Riske maruz olan sermaye miktarını ölçer. CAR oranının hesaplanmasına ilişkin formül aşağıdaki gibidir:

CAR Oranı = Net Döviz Pozisyonu/Sermaye Tabanı

Bu oranın %20 olması gereklidir. Bu orandaki amaç şirketin açık pozisyonunun sermaye tabanının 1/5’ini geçmesini önlemektir (Atan, 2002).

4.1.3. Faiz riski

Faiz riski, faiz oranlarında meydana gelen değişimler sonucunda karşı karşıya kalınan risktir. Diğer bir tanımda ise faiz riski, faiz oranlarındaki değişimlere bağlı olarak şirket bilançosunun piyasa değerinin ve bu bilançodan beklenen getirinin değişmesi olarak belirtilmiştir (Ceylan, 1995). Daha geniş bir tanımlama ile faiz riski, faiz oranlarında medyana gelen değişimlerin etkisi ile finansal varlıkların fiyatlarında oluşan değişimlerin firmalar arası nakit akışı, bilançolarındaki aktif ve pasif yapıları üzerinde yarattığı olumsuz etkidir (Bolgün & Akçay, 2005).

Ekonomide yaşanan globalleşme sonucunda tüm piyasalar ve bu piyasalarda işlem gören finansal varlıklar birbirleri ile bütünleşmişlerdir. Dolayısıyla faiz oranları ekonomi için önemli bir denge unsuru haline gelmiştir (İnal & Günay, 1993).

4.1.4. Hisse senedi fiyat riski

Hisse senedi fiyat riski, hisse senedi fiyatlarında meydana gelen dalgalanmalar sonucunda oluşan risktir. Hisse senetleri en riskli yatırım araçlarıdır. Hisse senetleri fiyatları borsadaki fiyat hareketlerine bağlı olarak değişim göstermektedir. Bu değişimler şirketlerin bu piyasalara yaptıkları yatırımlar üzerinde de etkili olur ve şirketler de bu durumdan etkilenir. Sahip oldukları yatırım araçlarını nakite dönüştürmek istediklerinde satış zorluğu ve maddi kayıpla karşılaşabilirler, Fakat şirketler oluşturacakları güçlü portföyler sayesinde etkisinde kalabilecekleri risk miktarını azaltırlar. Hisse senedi piyasaları her zaman sabit getirili menkul kıymet piyasaları ya da döviz piyasalarına göre daha fazla dalgalanma gösterir (Brooks & Persand, 2000). Bu nedenle hisse senedi fiyat riski, piyasa riskinin en önemli kaynağıdır.

Hisse senetleri fiyat değişim riskini en aza indirmek için, hisse senedine yatırım yapacak olan şirketin yatırım yapacağı işletmelerin durumunu, sektörel analizini ve ekonomik konjonktürü dikkate alması zorunludur (Genç, 2009).

4.1.5 Kredi riski

Şirketin riskli faaliyetlerinden biriside kredi riskidir. Alınan krediye karşılık verilen teminatın değerinin artması. Kredi kullanımından dolayı yeni kredi kullanımında karşılaşılan güçlükler. Kredi faiz oranlarında değişme, kredinin vadesinde ödenememesi durumundaki cezai durumun nakit akışına olan etkisi kredi riskini doğurmaktadır (Hull, 2006).

4.1.6. Likidite riski

Likidite, vadesi gelen borçların eksiz ve tam zamanında ödenmesi yeteneğidir. Daha geniş bir tanımla likidite ise, kurumların ellerinde bulundurdukları aktifleri daha kolay ve daha kısa zamanda paraya çevirmek, aktiflerinin vadelerini pasiflerinin vadeleri ile uyumlu hale getirmek için uygulanan dengeli finansman politikasıdır.

Likidite riski, likidite sınırı ve normal maliyetle kaynak bulabilme şeklinde ifade edilmektedir. Likidite sınırının aşılması, şirketin kısa vadeli varlıklarının, kısa vadeli yükümlülüklerini yada beklenmeyen nakit çıkışlarını karşılayabilme gücünü kaybetmesi

şeklinde kendini gösterir. Ani mevduat çekilmesi gibi olayların yarattığı nakit gereksinmesini karşılayabilmek üzere şirketin yüksek maliyetle kısa süreli borçlar almasına veya tam likit olmayan varlıklarını zarar ederek paraya çevirmek zorunda kalmasına likidite riski denmektedir (Genç, 2009).

4.1.7 Bilanço riski

Bilançoda yer alan aktif ve pasif yapısında meydana gelen dengesizlikler sonucu ortaya çıkan bir risktir. Bilanço riskinin temel nedeni, kurum içerisinde gerçekleştirilen aktif-pasif yönetiminin yetersiz oluşudur. Maliyetli pasifler ile getirili aktiflerin faiz oranlarında vade yapısının uyumsuzluğu, döviz kurlarındaki değişim, risk farklılaştırmasına önem verilmeksizin yapılan menkul kıymet ve kredi portföyü ile öz kaynaklardan çok daha fazla oranda borçlanmadan kaynaklanan risklerdir (Bolgün & Akçay, 2005).

Benzer Belgeler