• Sonuç bulunamadı

2. DİL İNCELEMESİ

2.3. Şekil Bilgisi Özellikleri

2.3.3. Fiil

2.3.3.2. Fiilimsiler

Dile anlatım gücü ve zenginlik katan fiilimsiler, adından da anlaşılacağı üzere fiile benzemekle birlikte fiil olarak nitelendirilemeyen dil unsurlarıdır. Fiil kök ve gövdelerinden türetilip hareket anlamı taşıdıkları için fiillere; isim, sıfat ve zarf olarak kullanıldıkları için ise isimlere benzer. Bu nedenle isim ve fiil kategorilerinin ortasında yer alır. Fiilerin isim, sıfat ve zarf şekilleri olan fiilimsiler; metnimizde hareket ve durum ismi yapmak, ismi nitelemek ve zarf bildirmek için sıkça kullanılmıştır.

İsim-fiiller

-maķ/-mek: Mastar eki olarak da bilinen, hareket ve durum ismi yapan bu ekin metnimizdeki bazı örnekleri şunlardır: Ǿıyān maķ “âşikar etmek”(240), mefer ķıl-maķ “sığınılacak yer yapmak” (156), Ǿazm et-mek “niyet etmek” (19), yėt-mek

“ulaşmak” (19) gibi. Ayrıca -maġ/-meg, -maķ/-mek ekinin üzerine isim çekim eklerini aldığı örnekler metnimizde mevcuttur. -meg şekli için iki ünlü arasında kalınca yumuşama söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Ancak -maġ için böyle bir durumun söz konusu olmayıp yazımının /ġ/ harfi ile olduğunu belirtmek gerekir. Bu fiilimsi ekinin metnimizdeki bazı örnekleri şunlardır: hem-nişin bolmaġ+lıġım

“beraber oturup kalkmayı” (260), mest olmaġ+nı “mest olmayı” (357), körmeg+idin

36

“görmekten” (73), barmaķ+dın “gitmekten” (21), yanmaķ+ķa ĥāl “dönmesindeki hal” (468), nükte sürmek+din “nükte yapmaktan” (213) gibi.

Sıfat-fiiller

-ar: Geniş zaman sıfat-fiil eki olup eklendiği fiile “-an/-en” anlamı katan bu ekin metnimizde tek örneği bulunmaktadır: yüz yan-ar ot içre alıb taşladıŋ “yüz (sonsuz) yanan ateşin içine (beni) alıp attın.” (109).

-ġan/-gen, -ķan/-ken: Geçmiş zaman sıfat-fiili olup eklendiği fiile “-an/-en”

anlamı katan bu ekin metnimizdeki bazı örnekleri şunlardır: ħıŧāb ķıl-ġan “hitab eden” (138), ķara ķıl-ġan “karartan” (111), ķarı-ġan “yaşlanan, yaşlanmış (olan)”

(235), rustaħįz sal-ġan “kıyamet getiren” (218), tįre-rūz ķıl-ġan “kapkara eden”

(185), sor-ġan zamān “sorduğun zaman” (249), kėl-gen “gelen” (92), kės-il-gen

“kesilen” (40), kör-gen+i “gördüğü” (12), tüş-gen “düşen, meydana gelen” (102), tüş-me-gen “düşmeyen” (102); baġla-ķan zünnārnı “bağladığı zünnarını” (428), öt-ken “giden” (183), tüş-öt-ken “düşen” (117), żabŧ ėt-öt-ken “zapt eden, tutan” (140) gibi.

-ġu/-ķu dėg: Gelecek zaman sıfat-fiili olup eklendiği fiile “-acak gibi” anlamı katan bu ekin metnimizdeki örnekleri şunlardır: ur-ġu dėg “vuracak gibi” (123), savur-ġu dėg “savuracak gibi” (123), tut-ķu dėg “tutacak gibi” (78), yut-ķu dėg

“yutacak gibi”(78).

Zarf-fiiler

-a, -y: /a/ zarf-fiil eki ünsüzle biten fiil tabanlarına, /y/ ise ünlü ile biten fiil tabanlarına gelmektedir. Tasviri (betimleyici) fiili asıl fiile bağlayarak birleşik fiil yapımında görev alırlar. Bu eklerin metnimizdeki örnekleri şunlardır: ķoy-a almas

“terk edemez” (322), asra-y almadı “saklayamadı” (470).

-b: Eklendiği fiile “-ıp, -ınca, -ken, -arak/-erek” gibi anlamlar katan, sık kullanılan bir zarf-fiil ekidir. Ünlü ile biten kelimeler eki doğrudan alırken, ünsüz ile bitenler yardımcı ünlü ile birlikte alır. Bu ekin metnimizdeki bazı örnekleri şunlardır:

bar-(ı)b “varınca” (47), defǾ bol-(u)b “def olup” (10), ķol aç-(ı)b “açıp” (5),

körgüz-37

(ü)b “gösterip” (36), küydür-(ü)b “yakıp” (101), öltür-(ü)b “öldürürken” (72), su’āl eyle-b “sorarak” (29), tirgüz-(ü)b “dirilterek” (72), tüş-(ü)b “düşünce” (26), oyġan-(ı)b “uyanıp” (14), yaġdur-(u)b “yağdırıp” (99), yaşur-(u)b “gizleyip” (99), yavuş-(u)b “yaklaşınca” (26) gibi.

-ban/-ben, -pan: /b/ zarf-fiil ekinin genişlemesiyle oluşan bu ek, eklendiği fiile

“-arak/-erek, -ıp” gibi anlamlar katar. Ünlü ile biten fiiller eki doğrudan alırken, ünsüz ile bitenler yardımcı ünlü ile birlikte alır. Bu ekin metnimizdeki bazı örnekleri şunlardır: aŋla-ban “anlayarak” (28), cemǾ bol-(u)ban “toplanarak” (136), tap-(ı)ban

“bularak” (97), yaru-ban “parlayarak” (9), yıġla-ban “ağlayıp” (135), bį-dād eyle-ben

“zulmederek” (98), ġavġā eyle-ben “tartışarak” (168), įcād eyle-ben “oluşturarak”

(98), sėgri-ben “yerinden sıçrayarak” (420); baķ-(ı)pan “bakıp” (89) gibi.

-erdin: -er geniş zaman ekiyle ayrılma hal ekinden meydana gelen birleşik yapılı bu sıfat-fiil eki, eklendiği fiile “-maktan” anlamı katar. Bu ekin metnimizde tek örneği mevcuttur: fāş ėterdin “açığa çıkmaktan, açığa çıkmasından” (239).

-ġalı: Eklendiği fiile “-dan/-den beri (zaman işlevi) ve -mak/mek için, (amaç işlevi), -sın diye (sebep işlevi)” gibi üç farklı anlam katma kapasitesine sahip olan bu zarf-fiil ekinin metnimizdeki örnekleri şunlardır: ķara ķıl-ġalı “karartmak için” (272), nežžāre-ger ķıl-ġalı “seyirci olduğundan beri” (37), perrān ķıl-ġalı “gitsin, kaybolsun diye” (41), ur-ġalı “vurmak için, vurmaya” (121), seng-i bārān ķıl-ġalı “taş yağmuru yağsın diye” (41), sındur-ġalı “ parçalamak için, parçalamaya” (121). Bu biçim yanında bir yerde eksik olduğunu düşündüğümüz -alı şekli de mevcuttur. Burada muhtemelen -ġa eki yazılmamıştır: aŋla[lı] “anlamak için” (215).

-ġuca/-ķuca: -ġu/-ķu sıfat-fiil ekiyle +ça/+çe eşitlik ekinden meydana gelen birleşik yapılı bu zarf-fiil eki, eklendiği fiile “-ince, -ıncaya/-inceye kadar” gibi anlamlar katar. Bu ekin metnimizdeki örnekleri şunlardır: bolġuca kūyide “sevgilinin bulunduğu yere gelince” (120), iş tedbįrini ķıl-ġuca “işin önlemini alıncaya kadar”

(125), köz ķanı ol ay yüzige salġuca/ol ķuyaş envārıdın nūr alġuca “o ayın ışığı yüzüne vuruncaya kadar, o güneş parlaklığından nur alıncaya kadar göz nerede?”(122), ķarār tap-ķuca “kendisine gelinceye kadar” (439).

38

-günce, -ķunca/-künce: -gün, -ķun/-kün fiilden isim yapım ekiyle +ça/+çe eşitlik ekinden meydana gelen birleşik yapılı bu zarf-fiil eki, eklendiği fiile “-ıncaya kadar, ınca/ince/unca/ünce” gibi anlamlar katar. Bu ekin metnimizdeki örnekleri şunlardır: kör-günce “görünce” (129), yė-günce “yiyince, kuşatınca” (127), yol bėrme-günce “yol vermeyince” (124), żabŧ eyle-günce “zapt edince” (124); aç-ķunca

“açıncaya kadar” (400), taŋ at-ķunca “tan atıncaya kadar, sabah oluncaya kadar”

(191, 336), ķanı śabr ėtkünce derdim çāresin/yā devā ėtkünce baġrım pāresin

“Derdimin çaresini buluncaya kadar ya da bağrımın parçasına derman buluncaya kadar sabır nerede?” (126), taǾmįrini ėt-künce “tamir edinceye kadar” (125).

-ġanda/-gende, -kende: -ġan/-gen sıfat-fiil ekiyle bulunma hal ekinden meydana gelen birleşik yapılı bu zarf-fiil eki, eklendiği fiile “-dığında, -düğünde, -tığında”

anlamı katar. Bu ekin metnimizdeki örnekleri şunlardır: devr bol-ġanda

“bağladığında” (254), yėt-gende “ulaştığında” (374), tüş-kende “olduğunda, düştüğünde” (369, 378).

-may/-mey: -ma/-me olumsuzluk ekiyle /y/ zarf-fiil ekinden meydana gelen birleşik yapılı bu zarf-fiil eki, eklendiği fiile “-madan, -madıkça, -mayarak/-meyerek” gibi anlamlar katar. Bu ekin metnimizdeki bazı örnekleri şunlardır: cevāb tap-may “cevap bulamayarak” (30), ķutķar-may “kurtarmadıkça” (413), tanı-may

“tanımayarak” (389), vāķıf ol-may “vakıf olmadan” (29), tėpren-mey “hareket etmeyerek” (97) gibi.

-mayın/-meyin: Eklendiği fiile “-madan/-meden, -meyerek” gibi anlamlar katan birleşik yapılı bu zarf-fiil ekinin metnimizdeki örneklerinden bazıları şunlarıdır: sal-mayın “salmadan, bırakmadan” (318), tap-sal-mayın “bulamadan” (343), fehm ėt-meyin

“anlamadan” (137), kör-meyin “görmeyerek” (46), öl-meyin “ölmeden” (134) gibi.

-ġac/-gec, -ķac/-kec: Eklendiği fiile “-ınca/-ince/-unca/-ünce, -r…-mez” gibi anlamlar katan bu zarf-fiil ekinin metnimizdeki örnekleri şunlardır: duǾā ķıl+ġac

“dua eder etmez” (10), Şeyħ sal-ġac meh-veş elfāžıġa gūş/ Ǿışķ ŧuġyān eyleben çėkti ħurūş “Şeyh o ay yüzlü güzelin sözlerine kulak verince (şeyhin) aşkı coştu.”(328), āşinālıġ tap-ġac įmāndın nihān “İmanın sırrına erince” (485), kör-gec “görür görmez,

39

görünce” (271, 390, 473), özige kėl-gec “ kendine gelir gelmez” (302), yüzlen-gec

“yönelince” (281), tüken-gec “tükenir tükenmez” (320); ac-ķac “açar açmaz” (84), barķ çaķıl-ķac “şimşek çakar çakmaz” (82), ėsi tap-ķac dimāġ “şuuru yerine gelince”

(211), śubĥ çıķķac deyridin nāķūs üni “Sabah vakti kilisenin sesi etrafa yayılınca”

(337), Şeyħ körkec ol cihān-ārā cemāl/istimāǾ ėtkec bu rūĥ-efzā maŝāl “Şeyh o cihanı süsleyen güzelliğini görünce cana can katan sözlerini işitince” (202), yėt-kec

“ulaşır ulaşmaz” (9, 430).

-rde/-ürde: -r/-ür geniş zaman ekiyle bulunma hal ekinden meydana gelen birleşik yapılı bu sıfat-fiil eki, eklendiği fiile “-irken/-ırken” anlamı katar. Bu ekin metnimizdeki örnekleri şunlardır: seyr eyle-rde “dolaşırken” (33), ķan kėl-ürde “kan gelirken” (147).

-rge, -urġa: -r, -ur sıfat-fiil ekiyle yönelme hal ekinden meydana gelen birleşik yapılı bu zarf-fiil eki, eklendiği fiile “-mak için, -maya/-meye, -arak” gibi anlamlar katar. Bu ekin metnimizdeki örnekleri şunlardır: ħarc eyle-rge “harcamak için”

(326), luŧf eyle-rge “lütuf etmeye” (416), aķız-urġa “akıtarak” (96), çıķar-urġa

“çıkarmak için” (69), żāyiǾ ķıl-urġa “kaybolmaya” (26).

Benzer Belgeler