• Sonuç bulunamadı

Kadı sicillerindeki kayıtlar sadece kadılar tarafından kaleme alınan ve yukarda zikredilen belgeler değildir. Zira merkezde ve hem de özellikle taĢrada herhangi bir beylerbeyine yahut eyalete veyahut sancak ve kaza merkezi idare tarafından gönderilen ve hüküm denilen yazılı emirlerin çoğunluğu hep kadılara hitaben yazılırdı. Kadılar Ģeri iĢlere memur oldukları gibi bulundukları yerde yürütme gücünü de üzerlerine almıĢlardı. Kadı da

55

kendisine padiĢah tarafından gönderilen fermanları, beratları ve benzeri emirleri, sadrazam, beylerbeyi ve kazaskerlerden gelen buyrultular ve ilgili devlet teĢkilatlarından kendisine gönderilen diğer yazılı belgeleri kadı sicillerine kaydederdi (Akgündüz, 1988: 39). ġimdi bu belgelerin neler olduğunu aĢağıda vermeye çalıĢalım.

Farsça buyurmak, emretmek mastarından türetilen ferman kelimesi sözlükte emir, irade, buyruk, padiĢah tarafından verilen yazılı emir (Devellioğlu, 2011: 298) anlamına gelir. Terim olarak Divan-ı Hümayun veya PaĢakapısı‟ndaki divanlarda alınan kararlara uygun olarak yazılan ve üzerinde tuğra bulunan padiĢah emirlerinin genel adıdır (Sertoğlu, 1986: 111; Kütükoğlu, 1995 a: 400). Fermanların yazılıĢ sebepleri: Sefer açılması, asker sevki, vergi vb. devlet iĢlerine ait olan fermanlar doğrudan Divan-ı Hümayun‟un kararı ve padiĢahın emriyle hazırlanıp ilgili Ģahıslara gönderilirdi. Fermanların büyük bir kısmı ise, beylerbeyi, sancak beyi, kadı gibi görevlilerin mektup veya arzı yahut halktan birinin arzuhali üzerine konunun divanda görüĢülüp bir karara bağlanması sonunda hazırlanırdı (Kütükoğlu, 1995 a: 400).

PadiĢahtan gelen emir ve fermanları iki ana grupta toplayabiliriz. Birincisi: PadiĢahın kendisine Ġslam hukuku tarafından tanınan içi boĢ yasama yetkisine dayanarak veya icra kuvvetinin baĢı olarak kaleme aldığı ve kadı sicillerinde “evamir ve feramin” diye zikredilen hükümlerdir. PadiĢah ya ihtilaflı olan bir Ģeri meselede mevcut görüĢlerden birini tercih ettiğini kadıya bildirir ya Ģeri hükümlerin icrasını teyit için yazılı emir gönderir veya düzenleme yetkisi bulunan sahalarda bazı düzenleyici kaideleri Divan-ı Hümayun‟un telhisi üzerine tanzim eder ve durumu kadılara bildirir. Müstakil bir defter tutulmadığı zaman, bazen kadı sicillerinin baĢına, bazen ortasına, bazen de diğer kayıtlardan ayrılması için ters olarak sicillere kaydedilir. Ġkincisi: Yine padiĢahtan sadır olan ancak birinci gruptaki gibi umumu değil hususi Ģahısları ilgilendiren ve vazife tevcihi, tımar tevzii, ticaret beratı ve benzeri konulara iliĢkin olarak kaleme alınan beratlardır. ĠĢte bu beratların bir sureti ilgili yerdeki kadı sicillerine mutlaka kaydedilmektedir (Akgündüz, 1988: 39–42; Akgündüz 2002: 66).

Ferman vasıl olduğu yerde evvela kadı tarafından incelenir sahte olmadığı anlaĢıldıktan sonra sicile kaydolur, bu kayıt fermana da iĢaretlendikten sonra hüküm yürürlüğe girerdi. Fermanlar divani yazıyla itinalı bir Ģekilde yazılır bazılarına tezhip de yapılırdı. Bazen tuğraların yanına el yazılarıyla emrin yapılmasını isteyen not yazarlardı. Tanzimat‟tan sonra fermanlar ancak belli meselelerde inhisar etmiĢ bunun yerini irade almıĢtır. Hatt-ı Hümayunlar da aynı kıymeti haizdir (Sertoğlu, 1986: 111).

76 numaralı Konya Ģeriye sicilinde çok sayıda fermana rastladık. 210 kayıttan 36‟sı ferman olup bunlar defterin sonuna kaydedilmiĢlerdir. Fermanların pek çoğunun sonunda

56

Kostantiniye el-Mahruse Ģeklinde Ġstanbul‟dan gönderildiğine dair yazı vardır. Bunlardan altısı surre-yi hümayun ve hacıların güvenliği ile misafir olarak Dersaadet‟i ziyaret eden Hicazlılara hürmet ve kolaylık gösterilmesi, ġam‟a kadar kalacak yerlerin önceden hazırlanması hakkındadır (KġS 76/ 50-1, 105, 107, 108, 153-1, 153-2). Surrelerle ilgili geniĢ izah ikinci bölümün ilk baĢlığında yorumlanacaktır.

AsayiĢin sağlanması ve cezanın infazı gibi konularda beĢ adet belge bulunmaktadır. Bunlar arasında zorunlu ikamet cezasının onanması (KġS 76/104-1) ve zorunlu ikametin tamamlandığına dair yazı (KġS 76/61-1) dikkat çekicidir. Katile verilen cezanın infazı (KġS 76/61-2), NevĢehir‟den tüccar Ahmed Ağa‟nın ortağı olduğu Yuvan‟a garez ettiği ve ona kötülük yapma ihtimali olduğundan bunun engellenmesi (KġS 76/58), kız kaçıranlara verilecek ceza (KġS 76/115) gibi konular vardır. Bu dönemde kız kaçırmaların arttığı bunun cebren yapılması halinde 6 ay hapis cezasının verilmesi gerektiği Kanunname‟ye bunun ilave edildiği belirtilmiĢtir. Ayrıca cebren kız kaçırmalarda nikâh akdinin yapılmaması istenmektedir. Medeni hukuk alanında önemli bir adım atıldığı kadınların ırzlarının korunmaya çalıĢıldığı anlaĢılır. Ayrıca cezaların infazında, sürgün etmelerde padiĢahın iradesinin arandığı görülmektedir. Kadı hüküm verse de infaz için hükümdarın onayı gerekmektedir.

Malî konularda dokuz adet ferman kaydı bulunmaktadır. Bu belgeler içinde, ilk üç ferman, ağırlığı düĢük paranın piyasada dolaĢmaması (KġS 76/47-1); Rusya tüccarlarına yeni gümrük tarifesi uygulanması (KġS 76/56-2); Anadolu‟daki tuzlaların iĢletme hakkının Sarrafan Ģirketine on yıllığına verilmesi gibi konulardadır (KġS 76/83-84). Ġkinci üç ferman ise TürkmenĢeyh Hamzalar AĢireti‟nin seyyidlerden olması nedeniyle vergi alınmaması (KġS 76/102-1); Konya eski valilerinden (Aytekin, 1994: 125), Çarhacı Ali PaĢa‟nın azatlısı Ziba‟nın terekesi (KġS 76/128); Askerin erzağı için halktan alınan zahirenin muhasebesi hakkındadır (KġS 76/142, 149). Son iki malî ferman ise faiz miktarının artırılmaması (KġS 76/146), enfiye denilen toz tütünün Ġstanbul ve Ġzmir dıĢında imal edilmemesi (KġS 76/154) konularındadır. Hüccet ve ilamlarda olduğu gibi fermanlarda da belgeler malî konularda yoğunlaĢmıĢtır. Hz. Muhammed (Sav)‟in soyundan gelen ailelerden, aĢiretlerden vergi alınmaması hakkındaki padiĢah iradesi, Türklerin bu mübarek aileye oldukça önem verdiğini gösterir. Nitekim surre-yi hümayun içinde bulunan Hicazlı misafirlere hürmet ve ikramın gösterilmesi bu sevgi ve hürmetin çok ileri boyutta olduğunu izah eder.

Askerî ve siyasî içerikli 11 adet belge tespit edildi. Bunlar içinde, ġehzade Abdülhamid ile ġehzade Mehmed Murad‟ın doğumlarının kutlanmasıyla ilgili olanlar da vardır (KġS 76/57 ve 152). Bu fermanlarla, Ģehzadelerin doğumları ahaliye duyurulmaktadır.

57

Burada, yedi gün yedi gece top atılarak ve günde beĢer nevbet çalınarak ahaliye bu doğumların duyurulması, ırz ve edep ile bunun kutlanması istenmektedir. Zahid ve meĢayihden kimselerin mescidlerde saltanat ve Ģehzade için dualar yapması talep edilmektedir. Bizim, V. Sultan Murat olarak bildiğimiz padiĢahın ilk adı Mehmet‟tir (KġS 76/152). Buna göre Sultan Murat, Osmanlı padiĢahları içinde Mehmet adını taĢıyan beĢinci, Sultan ReĢat altıncı kiĢi iken Sultan Vahideddin ise bu adı taĢıyan yedinci Osmanlı padiĢahı olmalıdır.

Ürgüp‟ün NevĢehir‟den ayrılıp 30 köy ile ayrı bir kaza olması (KġS 76/69), Ilgın Muhassıllığı‟nın kaldırılıp Konya‟ya bağlanması (KġS 76/129), Hüseyin Hüsnü‟nün Konya Defterdarlığına tayin edilmesi (KġS 76/112), konusundadır.

Fermanlardan altısı ise askerî mühimmatın ve unsurların yer değiĢtirmesi hakkındadır. Bu belgelerden dördü eski Konya valisi olan el-Hac Ali PaĢa‟nın ġam‟a tayini sonrası Kasım ve Aralık 1840 tarihinde muhtelif askerî livaların ġam‟a gönderilmesi konusundadır (KġS 76/143, 144, 145, 151). Askerî livalar tümenden küçük iki alaydan oluĢan, komutanına da mirliva denen askerî yapılanmadır (Sakaoğlu, 1985: 76). Prof. Dr. Muhittin TUġ‟a göre; valilerin görev yerleri değiĢtiğinde eski ekibini de yanında götürürdü. Güvendiği bürokratların tayinini kendi görev yerine çıkartırdı (TuĢ, 2007: 56). Askerî birliklerin yer değiĢtirmesi hakkındaki diğer varsayım burada bir isyanın olabileceğidir.

Vakıflar ve kilisenin tamiratı hakkında da üç adet belge vardır. Bunlar: Vakıfların güzel yönetilmesi ve Evkaf-ı Hümayun‟a ilhakı lazım gelenlerin mahkeme marifetiyle yönetilmesi hakkındadır (KġS 76/85 ve 130). Ġçkale‟de bulunan Meryem Ana Ermeni Kilisesi‟nin onarımına izin verilmesi (KġS 76/92) ile ilgili ferman Osmanlı hoĢgörüsünün ileri boyutta olduğunu izah etmaye yeterlidir.

Benzer Belgeler