• Sonuç bulunamadı

Fen okuryazarlığı kavramının tanımı, doğası, arttırılma amaçları açısından farklı yorumları verdikten sonra fen okuryazarlığını ölçme yolları konusunda da farklı görüĢlerin olması ĢaĢırtıcı değildir. Daha önce hedef grupları ve fen okuryazarlığına giren en az 3 grubun çıkarları, yani (a) bilim sosyologları ve bilimsel okuryazarlığa sosyolojik açıdan yaklaĢan bilim eğitmenleri, (b) sosyal bilimciler ve kamuoyu araĢtırmacıları ve (c) bilim eğitmenleri arasında ayrım yapılmıĢtır. Fen okuryazarlığını değerlendirmekteki farklılıklar bu yarar gruplarının yöntemlerinde açıkça görülmektedir.

Sosyolojik YaklaĢım

Fen okuryazarlığını incelemeye sosyolojik yaklaĢım ―özel sosyal amaçlar için bilim‖ (Layton ve arkadaĢları, 1986), ―bağlam modeli‖ (Ziman, 1992) ya da ―etkileĢimli model‖ (Layton ve arkadaĢları, 1993) gibi çeĢitli terimlerle ifade edilmiĢtir. Bu ölçme yaklaĢımı bağlamında, araçların tasarımının, bireylerin, bilim insanlarının doğal dünya görüĢünü paylaĢıp paylaĢmadığı üzerine dayalı olup olmadığının ya da bilimsel okuryazarlığı ölçmede kullanılan aracın bir vatandaĢın bilim ve teknolojiye dayanan bir toplumla baĢa çıkabilmek için (Layton ve arkadaĢları, 1986) neler bilmesi gerektiği üzerine dayalı olup olmadığının oldukça önem taĢıdığı ele alınmıĢtır. Bilimsel okuryazarlığa sosyolojik yaklaĢımın amacı, insanların bilimsel konulardaki anlayıĢlarının ve bilimin kendisinden kaynaklanan anlayıĢlarının birbiriyle olası etkileĢimlerini belirlemek ve tanımlamak olduğu için (Wynne, 1991) bu yaklaĢım yetiĢkinlerin bilimsel okuryazarlığını tanımlamak için bağlamsal, küçük ölçekli yoruma dayalı çalıĢmalar uygularlar. Bu nicel yaklaĢımda veri toplamada kullanılan temel yöntemler, katılımcı kullanılan gözlemler, boylamsal panel görüĢmeleri, süreçleri yapılandırılmıĢ görüĢmeler, belli konularda yerel anketler gibi örnek olay incelemeleridir (Wynne, 1991).

19

Kamuoyu AraĢtırmacıları

Sosyal bilimciler ve kamuoyu araĢtırmacılarının yaklaĢımı az önce anlatılan yaklaĢımdan çok daha farklıdır ve sosyolojik yaklaĢımın taraftarları tarafından ‗eksik model‘ olarak tanımlanmıĢtır (Ziman, 1991). Sosyal bilimciler esas olarak bilim içeriği bilgisi edinimi, bilime karĢı tutumlar, bir toplumun temsilci örneklemi arasında bilime olan destek gibi konularda tanımlama ve karĢılaĢtırma yapma ile ilgilenirler (Miller, 1992; NSB, 1991, 1993, 1996). Bu yüzden bu araĢtırmacılar veri toplamak için büyük ölçekli örneklemler, standart sorular ve araĢtırma teknikleri kullanırlar.

Bilim Eğitmenleri

Fen okuryazarlığının bireysel boyutlarının değiĢkenleri (örn. bilimin doğası, bilim içerik bilgisi, bilime yaklaĢımlar, bilim ve teknolojinin topluma etkisi vb.) bilimsel okuryazarlığın ölçütleri olarak kullanılmıĢ ve atıfta bulunulmuĢtur. Bilim eğitimi topluluğu tarafından bilimsel okuryazarlığın her boyutu hakkında öğrencilerin görüĢleri ve bilgilerinin ayrı ayrı değerlendirilmesinde çok çalıĢma yapılmıĢtır

Beklendiği gibi, fen okuryazarlığının bilim içerik bilgisi boyutu bilim eğitmenlerinin özellikle ilgilendiği bir konu olmuĢtur. Çünkü öğrencilerin bilimdeki çeĢitli önemli kavramları bilim öğretim ve öğreniminde çok önemlidir. Özellikle yanlıĢ kavramların ve alternatif çerçevelerin belirlenmesi ve değerlendirilmesinde araĢtırma literatürü oldukça fazladır (Carmichael, et al, 1990; Pfdunt ve Duit, 1994). Bununla beraber, bu kavramların anlaĢılmasını incelemek için kullanılan tekniklerin incelemesi bu çalıĢmasının kapsamına girmemektedir.

Bireylerin bilimin doğasını kavramaları, Miller‘in (1983) fen okuryazarlığının ikinci boyutu, Lederman (1992) ve Meichtry (1993) tarafından kapsamlı olarak yeniden gözden geçirilmiĢtir. Bu alanda öğrencilerin algılamalarının değerlendirilmesi 1950‘lere kadar baĢlamamıĢtır, ancak ondan sonra bu alanda çok

20 geniĢ bir literatür oluĢturulmuĢtur (Lederman, 1992). Öğrencilerin bilimin doğasını anlamalarının belli yönlerini incelemek için birçok araç geliĢtirilmiĢtir (Lederman, 1992; Meichtry, 1993). Bunların en çok bilinenleri Cooley ve Klopfer‘in Bilimi Anlama Testi (1961) (TOUS), Kimball‘in (1961) Bilimin Doğası Ölçeği (NOSS) ve Rubba ve Anderson‘un (1978) Bilimsel Bilginin Doğası Ölçeği (NSSK)dir. Bu 3 testin her birinde hem bilim hem de bilim tarihi ve felsefesi (örn. TOUS ve NOSS) ya da bilimsel okuryazarlık hakkındaki ilk çalıĢmalar (NSSK) üzerine mevcut literatürlerin araĢtırmalarına dayalı birçok test aracı uygulanmıĢtır (Cooley ve Klopfer, 1961; Kimball, 1967–68; Rubba ve Anderson, 1978).

Bilim doğası, bilim epistemolojisi ve sosyal bağlamı gibi içerikler aracılığıyla, Miller‘in üçüncü bilimsel okuryazarlık boyutu (örn. bilim ve teknolojinin toplum üzerine etkisi) ile iliĢkilendirilmiĢtir (Aikenhead ve Ryan, 1992). Bu üçüncü boyut, bilim öğretimine bütünsel ve problem çözücü bir yaklaĢım üzerinde duran ve toplumu etkileyen mevcut bilimsel ve teknolojik sorunlarla baĢa çıkmayı hedefleyen bilim-teknoloji- toplum (FTT) hareketiyle yakından iliĢkilidir (Yager, 1993).

1.1.10. 2000 Öğretim Programında Fen Okuryazarlığının Yeri

Türkiye‘de fen ve teknoloji okuryazarlığı ilk olarak, 2000 yılında geliĢtirilen Ġlköğretim Fen Bilgisi Öğretimi Programı‘nda yer almıĢtır. Bu programın amaçlarından biri öğrencilerin fen bilimlerine, bilim ve teknolojideki geliĢmelere merak ve ilgi duymalarını sağlayarak bu konularda belirli düzeyde bilgiye sahip olmalarını, yaptıkları uygulamaları günlük yaĢamlarına yansıtmalarını beklemek olup, bu amaç fen okuryazarı olan bireyi tanımlamaktadır (Dindar, Taneri, 2011). Ayrıca bu öğretim programının bazı kazanımları fen okuryazarlığının alt boyutlarına yöneliktir (Güleryüz, 2002)

1.1.11. 2005 Öğretim Programında Fen Okuryazarlığının Yeri

MEB tarafından 2005 yılında açıklanan yeni öğretim programında fen bilgisi dersinin adı fen ve teknoloji olarak değiĢtirilmiĢ ve buna bağlı olarak da dersin

21 içeriğinde önemli değiĢikliklere gidilmiĢtir. Yeni fen ve teknoloji dersi öğretim programda bulunan önemli özellikler Ģunlardır (Talim Terbiye, 2005):

• Az bilgi özdür.

• Yapılandırıcı öğrenme yaklaĢımı • Fen ve teknoloji okur-yazarlığı • Yeni değerlendirme yaklaĢımları

• Öğrencilerin zihinsel ve fiziksel geliĢim seviyeleri • Sarmallık ilkesi

• Diğer derslerin programlarıyla paralelliği ve bütünlüğü esas alınmıĢtır.

Yukarıdaki konu baĢlıkları dikkatle incelenirse fen ve teknoloji okuryazarlığı esas hedefler arasında yer almaktadır. Bu öğretim programında fen okuryazarlığının önemi aĢağıdaki gibi belirtilmektedir.

Fen ve teknoloji okuryazarlığı, genel bir tanım olarak; bireylerin araĢtırma-sorgulama, eleĢtirel düĢünme, problem çözme ve karar verme becerileri geliĢtirmeleri, yaĢam boyu öğrenen bireyler olmaları, çevreleri ve dünya hakkındaki merak duygusunu sürdürmeleri için gerekli olan fenle ilgili beceri, tutum, değer, anlayıĢ ve bilgilerin bir bileĢimidir.

Fen ve teknoloji okuryazarı olan bir kiĢi, bilimin ve bilimsel bilginin doğasını, temel fen kavram, ilke, yasa ve kuramlarını anlayarak uygun Ģekillerde kullanır; problemleri çözerken ve karar verirken bilimsel süreç becerilerini kullanır; fen, teknoloji, toplum ve çevre arasındaki etkileĢimleri anlar; bilimsel ve teknik psikomotor beceriler geliĢtirir; bilimsel tutum ve değerlere sahip olduğunu gösterir. Fen ve teknoloji okuryazarı bireyler, bilgiye ulaĢmada ve kullanmada, problemleri çözmede, fen ve teknoloji ile ilgili sorunlar hakkında olası riskleri, yararları ve eldeki seçenekleri dikkate alarak karar vermede ve yeni bilgi üretmede daha etkin bireylerdir.

Fen ve teknoloji okuryazarlığı için 7 boyut düĢünülebilir:

1. Fen bilimleri ve teknolojinin doğası 2. Anahtar fen kavramları

3. Bilimsel Süreç Becerileri (BSB)

4. Fen-Teknoloji-Toplum-Çevre (FTTÇ) iliĢkileri 5. Bilimsel ve teknik psikomotor beceriler 6. Bilimin özünü oluĢturan değerler

22

7. Fen‘e iliĢkin tutum ve değerler (TD)

Öğrencilerin fen ve teknoloji okuryazarı olarak yetiĢtirilebilmeleri için yukarıda belirtilen fen ve teknoloji okuryazarlığının yedi boyutu dikkate alınmalıdır. Düz anlatım, not tutturma ve doğrulama tipi laboratuar etkinlikleri gibi öğretmen merkezli geleneksel öğretim yöntemleri öğrencilerin fen ve teknoloji okuryazarlığını geliĢtirmede yeterli olamamaktadır. Eğitim süreci öğrencilerin öz güvenlerini ve motivasyonlarını artırıcı nitelikte olmalıdır. Öğrenciler sürekli alma ihtiyacını duymak yerine kendi kendilerine araĢtırabilen, sorgulayabilen bireyler olacak Ģekilde yönlendirilmelidir

Fen okuryazarlığının genel amaçları aĢağıdaki gibi listelenebilir:

 Doğal dünyaya aĢina olma ve onun hem çeĢitliliğini hem de birliğini tanıma.

 Fen bilimlerinin anahtar kavramlarını ve ilkelerini anlama.

 Fen bilimlerini, matematiği ve teknolojiyi birbirine bağlayan bazı önemli bağlantıların farkında olma.

 Fen bilimlerinin, matematiğin ve teknolojinin insan çabalarının ürünü olduğunu kavrama; bunun o alanlar için getirdiği gücü ve sınırlılıkları tanıma.

 Bilimsel düĢünme kapasitesine sahip olma.

 Fen bilgilerini ve bilimsel düĢünme yollarını bireysel ve toplumsal amaçlar için kullanma.

Bu amaçlar doğrultusunda fen ve teknoloji okuryazarlığına sahip bir bireyin aĢağıdaki becerileri göstermesi gerekir:

• Günlük problemlerinde ve kararlarında fen ve teknoloji kavramlarını kullanır. • Dünyanın doğal yapısını ve insan eliyle değiĢen ortamını merak eder.

• Fen ve teknoloji ile ilgili bilgileri öğrenir, analiz eder ve günlük hayatta kullanır.

• Fen ve teknolojiyi kiĢisel ve küresel sorunlarla iliĢkilendirir. • Fen ve teknolojideki geliĢmelerin yararını bilir.

23 Bu veriler ıĢığında fen ve teknoloji dersinin temel vizyonu:

İlköğretim mezunu her öğrencinin fen ve teknoloji okur-yazarı olmasıdır.

ġeklinde belirtilmiĢtir. (Talim Terbiye Kurumu 2005)

Benzer Belgeler