• Sonuç bulunamadı

4.7 ON’LAR GRUBU

5.1.10 FATMA TÜLİN (1949)

Tanımsız boşluklarda yüzen dev kabuklular, kuru bitkiler, meyveler, “ölüdoğa olmanın ötesinde bir form araştırması sanatçının gözünden yüklediği bir renk ve ışık düzenlemesi olarak ortaya çıktılar. Soyutla somut arasında bir çiz gide gidip gelen bu form kaygıları, Fatma Tülin’in resminde kozmik bir oluşumu çağrıştırır. Sanatçı resimlerinde gözlemlediği nesne ve görüntüleri somut ögelerle vermekte, nesneyi büyük bir boşluk içinde yalın bir anlatım diliyle işlemektedir.

Çeşitli boyutlarda natürmort türünde birçok eser üretmiştir.

97

5.1.11. UĞUR MİN E TAMAY (1958)

Resimlerinde doğaya ait nesne ve figür ayrıntılarından yola çıkmaktadır. Eserlerinde nesneleri plastik olarak yani renk, biçim ve hacim olarak gören sanatçı için en önemli problemler, espas ve form araştırmalarıdır.

“Sarı Çiçekler”, “M or Çiçekler”, “Tombaklı Natürmort”, “Tombak ve Güller”,

“Natürmort” (Resim 27), gibi çalışmaları vardır.

5.1.12. HAŞ İM N UR GÜREL

Gürel’in özellikle çiçeklerinde tüm yaşam birikimini, sanat alanındaki deneyimini yakalayabiliyorsunuz. Renkte ısrarcı çiçekler, yalın ve samimi. Çiçek düzenlemelinde rastlantısallığı seven sanatçı, çiçeklerin solmaya yüz tutmuş hallerini tercih ediyor. Haşim Nur Gürel’in resimleri insanı sonsuzluktan çok “an”ın yakalanması ve kalıcı kılınmasına dayalı bir anlayışa sevk ediyor.

Lale”, “Kuşburnu”, “Kuşburnu I”, “Anemonlar I”, “Anemonlar II”, “Karanfiller ve Gül”, “Bebek ve Çiçekler”, “Ortancalar”, “Gerberalar”, “Japon Gülleri I”, “Kum Gülleri”, “Kuru Çiçekler” (Resim 27), çalışmalarından bazılarıdır.

98 SONUÇ

Natürmort resmi sanatın antik döneminde ilk örneklerini verirken, evleri süslemiş ardından en eski Hristiyan gelenekleri ve sembollerine bağlı kalınarak da zaman zaman bazı alt anlamlar ve ifadeler kazanmıştır. Sanat tarihi incelendiğinde özellikle 17. yüzyıl Hollanda’sında natürmort resmi büyük aşamalar kaydetmiş ve günümüze değin göstermiş olduğu değişimin en önemli basamağı bu dönemde oluşmuştur. 17, 18, 19 ve 20. yüzyıllar büyük ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel birikimi ile sanatın anlamını, üretim biçimini ve algılanış şeklini etkilemiştir.

Sanatçıların, eserlerini oluştururken birebir ilişki kurarak senteze ulaşabildiği nesne; toplumsal yapıyı, doğayı, insanları, soyut kavramları, kısaca her şeyi yansıtan önemli bir anlatım aracıdır. Sanatçılar nesneyle özdeşleşip duygusallığa dayalı yoğun ilişki kurmakta, nesneye eserlerinde yer vererek yeni anlamlar yüklemekte ve farklı eserler üretmektedir. Nesne, toplumu , doğayı insanları soyut kavramları içermesi ve sanatçının kendi amaçları doğrultusunda şekillendirmesi ile her zaman yeni anlamlar kazanmaktadır.

Bu çalışmamda 19. yüzyıldan günümüze Türkiye'de Natürmort dediğimiz resim türünün çeşitli dönemlerdeki nesne yorumu ve genel yaklaşımların ışığında nasıl geliştiğini açıklamaya çalıştım. Türk Resminin gelişme koşulları incelenerek natürmort yapan sanatçılar ve resimleri ele alındı. Aynı zamanda sanatçılar içindeki yaşadığı çevreye göre de incelenerek ayrı bir bölüm altında açıklandı.

Batı anlayışına dönük resim sanatının Osmanlı Türkiye'sine girişi 19. yüzyılın ortalarına rastlamaktadır. Türk Sanatçıları çağdaş batı dünyasındaki sanatsal gelişmelere yabancı kalmadılar. Batının sanat eğitimi yapan okullarında bilgilerini geliştirdiler. Aynı zamanda özgün sanat tekniklerini öğrendiler. Böylece Batıyla ilk doğrudan bağlantı yetenekli gençlerin 1930'larda Avrupa'ya gitmeleri ile başlar. 19. yüzyıl bütün alanlarda olduğu gibi resim sanatında da yeni akımları başlattı. Bunun sonucunda çeşitli gruplar ortaya çıktı. Türk resminin öncüleri arasında

99

natürmort yapan sanatçılardan Şeker Ahmet Paşa, Süleyman Seyyit ve diğer asker ressamlarımız yer almaktadır.

Türk Resminde Çallı Kuşağı görülmektedir. Bunlara Türk izlenimcileri de denir. İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Namık İsmail, Sami Yetik... gibi sanatçılar yer almaktadır. Çallı ve arkadaşları, bize, izlenimcilikle ilgili kimi renklere başkalarını da katarak, çalak fırça estetiğini, kısacası, fırçanın bir defalık tazeliğini veren tuşları getirdiler. Tümüyle Akademi'de görev alan Çallı kuşağının en büyük hizmeti, ilk hocalıkları sırasında ve Cumhuriyet'in başında bir öğrenci grubu yetiştirip Avrupa'ya göndermeleri oldu. Avrupa'ya gönderilenler, Batı'da henüz yaşayan fovizm, kübizm, dışavurumculuk gibi çağdaş akımları getirdiler. Böylece çok akımlı bir resim sanatı yaşamı başladı. Bu yeni anlayışı getirenler arasında Nurullah Berk, Elif Naci, Refik Epikman, Eşref Üren gibi sanatçılar yer alır.

Türk Resminde, Çallı Kuşağının ardından 1950'lere kadar birbirini izleyen çeşitli grup hareketleri ortaya çıktı.

1928'lerde M üstakiller kurulmuştur. Bunların üslüpsal yaklaşımı, geçmişi Cezanne'a kadar uzanmaktadır. İnşacı bir tuş tekniği ile kübizm ve konstrüktivizm gibi akımların biçimsel kuruluş şemasına kazandırdığı anlamı bütünleştirmek üzere temellenir. Natürmort'a yer veren sanatçılar Ali Çelebi, Zeki Kocamemi, M uhittin Sebati.

M üstakiller'i izleyen D grubu gelir. Burada Nurullah Berk, Zeki Faik İzer gibi sanatçılar yer alır.

1940'larda Türk Ressamlarının Batıyla ilişkilerinin yeni bir döneme girdiğini görüyoruz. Yeniler Grubu ortaya çıktı. Sanatsal kaygıları aşan bir toplumsallık iddiasıyla ortaya çıkan grupların ilkidir. Nuri İyem, Avni Arbaş gibi sanatçılar yer almaktadır.

Sonra On'lar Grubu kurulmuştur. Burada Leyla Gamsız, Fikret Otyam gibi sanatçılar yer alır.

100

Daha sonraları soyut, soyut dışavurumculuk gibi akımların neticesinde bir gelişme dönemi yaşandı. Türk resminde soyut eğilimlerin teknik ve biçim açısından gelişmesi iki farklı davranış biçimi içinde ele alındı. Sabri Berkel, Halil Dikmen gibi sanatçılar geometrik soyuta yöneldiler. D Grubu ve M üstakiller kuşağından bir çok ressam, soyut kübizme, lirik soyutlama ve yeni malzeme olanaklarının strüktüral estetiğine yöneldiler. Refik Epikman, Eşref Üren bu soyut strüktüral etkiye önem verdiler. Böylece ressamlarımızın sanatsal yaşamında yeni bir çizgi belirmeye başladı.

1970'lerde Toplumsal (gerçekçi) eğilimler ortaya çıktı. Cihat Burak, Hüsnü Koldaş, Aydın Ayan gibi sanatçılar yer almaktadır.

Günümüzde ise Sezai Özdemir, İbrahim Örs, Fatma Tülin, Uğur M ine Tamay ve Haşim Nur Gürel gibi sanatçılarımız natürmort türünde eserler vermektedir.

19. yüzyıldan günümüze kadar ortaya çıkan yeni akım ve grupların ışığı altında nesne ya da nesnelerin yaşamda yer alış önemleri ve toplumu ilgilendiren ressamın natürmorta yaklaşımlarına yer verildi. Cumhuriyet öncesi ve sonrası Türk resminde, nesne yalın bir anlatımla eserlerde var olmaktadır. Çağdaş Türk resminde 1950 sonrası nesne ele alındığında; soyut ve soyutlamada gerçek görüntüsünden arındırıldığı görülmekte, gerçekçi yaklaşımda tüm gerçekliği ile yapısını korumaktadır. Duyguların dışavurumunda sanatçının iç dünyasını yansıtan simgelere dönüşmekte, Sürreal bakışta görünen görünmeyen her tür gerçekliği yansıtmakta, daha sonrada Kavramsal anlayışta bizzat kendi görüntüsünün yer almasıyla, nesneler sanatçının iletmek istediği düşüncenin sanat eseri olmasını sağlayan göstergelere dönüşmektedir. Nesneler artık sanatçının düşüncesinin sanat eseri olduğunun kavranmasında birer gösterge olarak kullanılmakla birlikte, anlatım aracı olma özelliğini de sürdürmektedir.

102