• Sonuç bulunamadı

Faaliyetlerine Dair Rus Miralayı Potiyata'nın Raporu Doç. Dı: Mithat AYDIN

Belgede TARiHTE TÜRKLER VE ERMENiLER (sayfa 40-45)

1 Potiyntn'nın "Kuzey Amerika Misyoner Cemiyeti" adıyla zikrettiği misyoner cemiyeti Arnericnn Bpard of Commission:ırs for Foreign {ABCFM)'dir. Bu misyoner teşkil:ıtı, Presbyterian ve Congregation:ılist kiliselerinin üyeleri tarafından Boston'da kurulmuştur. 1810 yılı

Eylül'ünde yapmış olduğu toplantıda ınütevclli heyetini belirlemiş ve bir iş dağılıını yapmıştır. Kuruluşundan bir süre sonra üyelerini I-Iav:ıi,

Çin, Y."lkındoğu gibi bölgelere göndermeye karar veren ABCFM, bu çerçevede 1820 yılı başında Levi Parson ile Pliny Fisk adındaki iki misyonerini Osmanlı topraldarına göndermiştir. Bu ilk misyoner-leri daha sonra başka ABCFM misyonerleri takip etmiştir ki, bunlar Osmanlı Ermenileri arasında getecekteki kapsamlı misyoner fnnliyet-. lerinin de habercisi olmuştur. Filistin bölgesinde başlayıp Anadolu'da

yoğunlaşan bu ilk misyoner çalışınaları için bakınız: American Board of Commissionars for Foreign Missions-ABCFM Project, The Ne ar East-ABC:16.5.1- Recl:502; Mission to the Armenians-Miscellaneous-ABC:l6.7.2, Reel: 534. ABCFM'nin kendi kayıtlarından hareketle Osmanlı toprnldarındaki f.'laliyetlerinin gelişimini esaslı bir şekilde ele alan Uygur Kocabaşoğlu, ABCFM'nin Anadolu'daki misyoner çalışma­

larının ilk on yılını (1820-1839) Hazırlık Dönemi, sonraki otuz yılını

(1840-1870) Yerleşme Dönemi, 1910 yılına kadar süren otuz yılını ise Hasat Dönemi olarak tanımlamıştır. Bakınız: Uygur Kocabaşoğlu, Anadolu'daki Amerika- Kendi Belgeleriyle 19. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Amerikan Misyoner Okulları, 3.Baskı, Ankara 2000.

2 ABCFM'nin Anadol~ı'oaki Ermenileri yakından görme fırsatını 1830

yılmda Eli Smith ve H.G.Otis Dwight adındaki iki misyonerinin

yap-mış oldukları geziyle bulmuşlardır. Bu gezi, Smith ve Dwight'in 1830'da İzmir'de Anadolu topraklanna ayak basıp Balıkesir üzerinden İstanbul'a gelmesiyle başlamıştır. Burada Ermeni patriği ilc görüşen ve daha sonra Anadolu'ya geçen söz konusu misyonerler; İzmit, Ankara, Tosya, Merzifon, Amasya, Tokat, Erzincan, Erzurum, Kars, Arpaçay, Tiflis, Şuşa, Datev, Nahçivan, Erivan, Eçmiyazin, Tebriz, Urmiye ve Trabzon' u ziyaret etmişlerdir. 1831 Temmuzuncia gezilerini tamamlayacak olan

304 DlPNOTLAR

Smith ve Dwight, Trabzon-İstanbul-Malta üzerinden Amerika'ya dönmüşlerdir. Gczi ilc Ermcnilerin idari, sosyal, kültürel ve ekonomik

yaşamiarına dair kapsamlı bilgiler edinen Amerikan misyonerleri, hazır­

ladıkları gezi notları ile de ABCFM'nin Anadolu'daki çalışmalarına

öncülük etmişlerdir. Bu gezi notları sonraki yıllarda ABCFM misyo-nerlerinin temel başvuru kitabı olmuş ve birkaç baskı yapmıştır. Smith ve Dwight'in gezi notları ve görüşleri için bkz: Eli Smith and H.G.O.

Dwight, Missionary Rescarehes in Armenia !ncluding A Journey Through Asia Minor, and into Georgia and Persia, with A Visit to the Nestorian and Chaldean Christian of Oorıniah and Salınas, George

Wightınan, Paternoster Row, London, 1934. Smith ve Dwight'in geıi notları tarilıçi Ömer Turan'ın "Amerikan Misyonerlerinden E. Simith ve H.G.O.Dwigh'e Göre 1830-1831 Yıllarında Erıneniler" başlıklı çalışınasına da konu olmuştur. Bkz: 'Ermeni Soykırımı' İddialan­

Y.'Inlış Hesap Taldt ve 'Tehcir'den dönünce, Der: Mustafa Çalık, Cedit

Neşriyat, Ankara 2006, s.191-230.

3 Yazar, raporu k:ıJeme aldığı tarihte (1895) Protestan sayısının 35 OOO'ne ulaştığını ifade etmektedir.

4 ABCFM Project, Ree1:596, s.319.

5 ABCFM Project, Reel:596.

6 Bu okula 6-8 yaş grubu öğrenciler alınmaktadır.

7 İdadilerin öğrenim sürelerinde vilayetlere veya şehirlere göre farklılık görülmektedir. Örneğin idadilerin öğrenim süreleri bazı şehirlerde 4

yıldır. Bu idadilerin programı da buna uygun düzenlenmiştir.

8 B uralardan yetişenler papazlığa hak kazanıı;lardı.

9 Amerika'ya göç eden Erınenilcrin sayısı 19.yüzyı1 sonlarından itiba-ren büyük artış göstermiştir. 1895-1900 arasında Amerika'ya göç eden Ermcnilerin sayısı 9. 952'dir. Bu sayısı 1900-1914 arasında 40.608'e çıkmıştır. Kemal Çiçek, "Aınerika'da Türk-Ermeni Çatışması ve Harry The Turk Cinayeti", Ermeni Araştırmalan dergisi, Ömer Engin Lütem, c.S-6, sa.20-21, ASAM Yay., Ankara Kış 2005-İikbahar2006, s.68.

Bununla beraber göç eden Ermenilerin gerek Amerika'da bulundukları sırada, gerekse Amerikan vatandaşlığını alınış olarak geri döndükle-rinde yiirüttlild.eri Osmanlı aleyhtarı f.'laliyctleri Osmanlı yöneticileri

tarafından endişeyle takip edilmiştir. ABD'ye gidenlerin almış oldukları

Amerikan vatandaşlığının kötüye kullanıiması 1890'lı yıllarda Osmanlı Devleti ile ABD arasındaki önemli. diplomatik sorunlardan biri. olmuş­

tur. Mavroyeni Bey'in ABD Dışişleri Bakanı Gresham'a gönderdiği pek çok yazıda Ermenilerin Amerikan vatandaşlığı almaktaki gerçek

ama-cının Türkiye'ye döndüklerinde ihtilalci düşüncelerini yaymak ve bunu

DiPNOTLAR 305

basın yoluyla işlernek olduğunu belirtilmiştir. Mavroyeni Bey, 22 Ekim 1894'te Greshaın'a iki ülke arasında dostane ilişkilerin devaını için konu-nun önemine vurgu yapmış ve görüşlerine dayanak yaptığı İstanbul'daki Amerikan elçisi Terrell'in raporuna dikkat çekmiştir. Söz konusu raporda Terrcll vatandaşlık almak için Türkiye'den Amerika'ya giden

Erınenilerin Amerikan vatandaşlığını aldıktan sonra hemen geri dön-düklerini, Avrupa'dan Amerika'ya vatandaşlık için gidenlerin iyi niyetle Amerikan vatandaşlığını almaya çalıştıklarını ancakAsya'dari gidenlerde nadiren böyle bir iyi niyetin bulunduğunu söylemiştir. Mavroyeni Bey, vatandaşlık sorununun çözümü için de İngiltere modeli bir pasaport sis-temini önermiş ve hiç olmazsa Türkiye'ye dönen Ermenilerin Osmanlı kanuniarına uyması için pasaportlam şerh düşülmesini istemiştir.

Böyle bir çözüm ile artık "Ermeni devrimcilerin devrimci amaçları için Amerikan vatandaşlığı alma yoluna gitıneyecek.lerinc" inandığını

belirt-miştir. Ancak Osmanlı elçisi bu tür diplomatik girişimlerden somut bir sonuç alamayacağını çok geçmeden görmüştür. Bunun üzerine Osmanlı

hükümeti kendince tedbirler alınış ve Amerikan vatandaşlığına geçip daha sonra Türkiye gelerek suç işleyenleri tutuklama yoluna gitmiştir.

Tutuklama olayları Türk aleyhtarı gazetelerin ve Amerikan misyo-nerlerinin Osmanlı hükümetini .suçlamak için kaçırmadıldarı bir fır~.

sat oluvermiştir. Gresham'ın bu husustaki itirazı üzerine de Osmanlı Dışişleri'nden, Osmanlı hükümetinin ABD'nin çıkarlarına ve onuruna

karşı her hangi bir tavrının bulunmadığı, Ermeni devriıncilerinin hangi ülkeden geldiklerine bakarak muamele yapılamayacağı ve sadece suçlu olanlara karşı tedbirlerin alındığı cevabı verilmiştir. Mithat Aydın,

Bulgarlar ve Ermeniler Arasında Amerikan Misyonerleri, Yeditepe Yayınları, İstanbul2008, s. 179-180. (Belgeler için bakınız: Bilftl Şiınşir, (Ed. Par.), Documents Diplomatiques Ottomans Affaires Arıneniennes

(1894-1895), vol. II, No: 50, 78,105,137,148,274, TürkTarih Kuruımı Y.1yınları, Ankara 1989, s.87-88, 137-138,185-187,210-213,228-230, 365-367. Tabiiyer meselesi hakkında ayrıca bakınız: Gülnihai Bozkurt, '~D Vatandaşlığı İddiasında Bulunan .,Osmanlı Vatandaşlarına Dair Bazı Amerikan Belgeleri", Prof.Dr. Jale Aki.pek'e Armağan, Konya, 1991, s.177-189.

10 BOA, Y.PRK.UM., 26/68,26 Ş. 1310, (15.03.1893). Bu belgeye konu olan 1893 Merzifon Ayalclanması'ndak.i Mcrzifon Amerikan Koleji'nin rolü, şu çalışmada etraflıca ele alınmıştır. Mithat Aydın, "Sivas

Vilayeti'ndeAıncrican Boaı·d ofCommissionars for Foreign Missions'ııı

Misyonerlik Faaliyetleri ve 1893 Merzifon Ermeni Ayalclanması", Osmanlılar Döneminde Sivas Sempozyı.ımu Bildirileri (21 -25 Mayıs 2007), c.l, Sivas Y.1liliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Sivas, 2007, s.485-524.

306 DiPNOTLAR

ll BOA, Y.PRK.AZJ., 26/80,29 Z. 1310, (13.07.1893). Amerikan mis-yonerlerinin komitecileric olan bağlantılan konusunda misyoner G.

White'ın şu yorumu hayli düşündürücüdür: "Misyonerler iki ateş ara-sındadı!; Eğer onlar (Ermeni) devrimcilerin tarafında yer alırlarsa, yet-kililer misyoneriere 'siz. ihanet ediyorsunuz. Defolun veya sizi ve bütün

binalannızı yakacağız' demektedirler. Eğer misyonerler hükümetin

yanında yer alsalar, bu defa devrimciler 'siz Ermeniler için misyoner-ler olarak burada bulunamazsınız. (Böyle yaparsanız) sizi ınahvederiz' şeklinde tehditte bulunınaktadırlar. Bu yüzden misyonerler süreidi teh-like altındadırlar." Misyonerler suçlamalar karşısında bile bazen bunu tümüyle inkar yoluna gitmemiş, herkesin makul görebileceği açıkla­

ınalar yapınayı tercih etmişlerdir. White'ın bu sözleri bile misyoncrle -rin komitecileric ilişkilerini reddetmediği gibi Emeni koıniteciliğinin Osmanlı kentlerinde ulaşmış olduğu gücü ortaya koymaktadır. White bu sözlerini Osmanlı yanlısı Garabet Ağa'nın Ermeni komitecileri

tara-fından öldürülmesi sonrasında söylemişti. Söz konusu suikast nedeniyle söylemiş olduğu şu sözler ise Ermeni ayaldanmalannın mahiyetinin ortaya konulması noktasında dildmte değerdir: "Ermenistan'da iki çeşit Ermeni vardır. Bunlardan bir kısmı 'Türk hükümetine sadık kalmalıyız.

Biz de~rimi başaramayız. Çok az sayıdayız' demektedirler. Diğerleri ise 'Türk hükümetini yıkana kadar suikastlar yapacak ve ayaldanacağız'. Bu devrimciler devrime destek vermeyen kardeşlerini (Erınenileri) ve mis-yonerleri öldürmeye hazırdır."BOA, HR.SYS., 64/25,20.08.1895, s.S.

12 Amerikan misyonerlerinin Ermeni olaylan konusundaki yayın ve söy-lemlerinin çoğu zaman tek taraflı, abartılı, dini taassuba dayalı ve hatta gerçek dışı olduğu söylenebilir. Elçi Mavroyeni Bey'in gözlemlerine göre misyonerler Müslümanlara karşı hep "fanatik" düşünceler içinde olmuş,

"çoculduldarından beri" Müslümanlara düşmanlan olarak bakmışlardır.

Bununla beraber elçi, Amerikalıların "beş Müslüman'dan daha ziyade bir Ermeni'ye inandıklarını" belirtmiştir. BOA, Y.PRK.EŞA., 23/6, 7 Ca. 1313. Misyonerierin kin ve nefret hislerine karışmış abartılı ve

'tek taraflı aktarımlarına, pek çok örnek içinden Sasun Ayaldanması'nı

dikkate değer bir örnek olarak gösterebiliriz. Misyonerler alda hayale gelmeyen hikayelerle süsledilderi Sasun Ayaldanması'ndaki Ermeni

kaybını 30 binlere kadar çıkarmış ve bunu Ermenilerin Müslümanlar

tarafından planlı bir şekilde yok edilmesi olarak sunmuşlardır. Oysa olayı soruşturan ve büyük devletlerinin temsilcilerinin de bulunduğu Sasun komisyonunun araştırması sonucu Ermeni kaybının sadece 265 olduğu

ortaya çıkmıştır. Müslüman kayıplannın da meydana geldiğini tespit eden .komisyon, olayları çıkaranların Ermeni devrimci !~omite üyeleri olduğunu beli demiştir. Şimşir, Documents Diplomatiques ... , vol. III, No:296, s.292-293. Öyle anlaşılıyor ki, Sasun olayları konusunda batı

DiPNOTLAR 307

basınında yer alan haberlerin bir kısmı bölgeye gitmeyen, ancak gitmiş gibi sunulan muhabirierin kaleminden çıkmıştır. Örneğin, Yüzbaşı C. B.

Norman, Sasun olayını incelemek için Daily Telgraf ve Daily News gazeteleri tarafmdan gönderilen Dr. Dillon ile Frank Scudamor'un hiçbir zaman Sasun'a gitmediklerini, ancak Erzurum'da bulundukları sırada "hayal gücü yüksek Ermenilerden" duyduldarı "hikfı.yeleri"

yaz-mış olduldannı bizzat tespit etmiştir. C.B. Norman, The Arınenians

Unmaslced (Ermenilcrin Maskesi Düşüyor), Y.1y.Haz. Yavuz Ercan, Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi

Y.1yınları, sa.l, Ankara 1993, s.l4-15. Sasun Ayaldanması'nm bir başka tanığı Ellis Aslımcad Bartlett'in aynı ınealdeki görüşleri için bkz:

Serpil Sürıneli, "I. Sason İsyanı ve Gelişen Olaylar Çerçevesinde İngiliz Siyasi Tavrının Değerlendirilmesi", Ermeni Araştırınalan !.Türkiye Kongresi Bildirileri, Yay.I-laz: Şenol Kuntarcı ve diğ., Ankara 2003;

s.324. Sason Ayaldanması'nın ortaya çıkışı ve doğurduğu sonuçlar hak-kında ayrıca bakınız: Ali Karaca, "Türkiye'de Ermeniler İçin Y.1pılan Reformlar (Örtülü Bir işgale Doğru) ve Tehcir Gerçeği (1878-1 915)", Uluslar arası Turk-Ermeni İlişkileri Seınpozyı.iınu, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, s.114-122; Cezıni Eraslan, "I. Sasun İsyanı Sonrusmda Osmanlı Devleti'nin karşılaştığı Siyasi ve Sosyal Proberriler", Kafkas·

Araştırmaları II, İstanbul 1996, s.65-92; Mehmed Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Mezaliıni ve Ermeniler, İstanbul 1976, s.200-215; Cemal Anadol, Tarihin Işığıncia Ermeni Dosyası, İstanbul 1982, s.214-224; Musa Şaşmaz, British Policy and the Application of Refonns for the Armenians in Eastern Anatolia 1877-1897, Ankara 2000, s.130 vd.

13 BOA, Y.PRK.DI-1., 5/83, s.3, 6, 19, 27. Benzer şekilde, Balkanlardaki misyonerlik faaliyetleri vesilesiyle Büyük Devletlerin bölgedeki nüfuzu ve Osmanlı yöneticileri üzerindeki etkisi Osmanlı Ragusa konsolosu -nun 23 Temmuz 1863 tariiili tahriratma şöyle yansıınıştır: "Y.1bancı · ülkelerin konsoloslarının etkisiyle pasivize olmuş imparatorluk yetki-lileri, İstanbul hükümetinin elçisini, dol.;tyısıyla İstanbul hükümetini dinlemiyorlar; sadece onlardan korktuklarından değil, aynı zamanda ve sandığımızdan daha basit bir şekilde ya da çok şahsi ihtiras ve kişisel düşmanlıidardan kaynaklanan nedenlerle bu konsoloslara ve onların

kapdsierine bağlanıyorlar. İşte sayın Bakanım, buradaki yetkililer bu durumdan dolayı kendilerini de tehlikeye atmak istemedilderinden 'devlet içinde devletleri' hoş görmek zorunda olduğumuz gerçeğini iti-raf etmeye cesaret edemiyorlar ve elleri kolları bağlı hiçbir şey yapamaz durumda kalıyorlar. Bugünkü dunımda en ciddi olan ve halk tarafından

da hoş görülmeyeni Osmanlı yetkililerinin yapamaz duruma gelıne­

sidir. Bu da büyük ölçüde yabancı konsoloslann bütün işlerde onlara

308 DiPNOTLAR

müdahale etmelerinden kaynaldanıyor. Sayın balcanım şunu söylememe müsaade ediniz; üst düzey yetkililerimizin görev yetkilerini genişleterek ve görevlerini yabancı konsolosların küçümseyici suçlamalarındım kork-mada}:l yapmalarını sağlayarak ve onlara da gereldi olan saygıyı gösterip

işierimize karışmalarını cngelleyerek bu olumsuz durumu

düzeltebi-liriz." BOA, HR.SYS, 207 /5ı, 23. 7.ı863.

ı 4 "kraliçesin in" olmalıdır.

IX.

Ermeni Kimliğinin İnşasında Kilisenin Rolü Doç. Dı: Davut KILIÇ

ı Tapınak hizmctçiliği, Tanrıların ve tapınakların malı sayılan kadın ve erkek kölelere Hicrodulos'lar (Kutsal Fahişelik) denir. Bkz. Orhan Hançcdioğlu, Dünya İnançları Sözlüğü, İstanbul 2004, s.ı95; Aynen Kutsal Fahişelik hakkında geniş bilgi için bkz. Şinasi Gündüz, Din ve İnanç Sözlüğü, Ankara ı998, s.228; Mehmet Aydın, Ansiklopedik Dinler Sözlüğü, Konya 2005, s.437.

2 Rene Grousset, Başlangıcmdan ı071'e Ermcnilerin Tarihi, Nşr. Sosi Dalonoğlu, İstanbul 2005, s.114 vd; Bu konuda daha geniş bilgi için bkz. Sirarpie Der Ncrsessian, The Armenians, Ed. Glyn Daniyl, U.S.A.

1969, s.73.

3 Bkz. İhsan Sakarya, Bclgclerle Ermeni Sorunu, Ankara ı984, s.14; A.

Alper Gazigiray, Ermeni Terörünün Kaynakları, İstanbul1982, s.33 vd.

4 Aziz S. Atiya, A History ofEastern Christianitiy, London 1968, s.315;

]. R., Russell, '%-menian Religion", The Encylopedıa ofReligion I, New York 1987, s.41 7 vd.; Abdurrahman Küçük, Ermeni Kilisesi ve Türkler, Ankara ı997, s.16; Bu tespit dilbilimciler tarafından da kabul görür.

Bkz. Grousset, Ermcnilcrin Tarihi, s.113 vd.

5 Nersessian, The Armcnians, s.76; Robert Curzon, Armenia: (a Year at Erzeroom, and the Frontiers of Russia, Turkey and Pcrsia), New York ı854, s.216; Esat Urns, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul ı987, s.120; Aynen bkz. Salim Cöhce, "Ermenilcrin IGmliği Hakkında Bir Değerlendirme", Y:ıkın Tarihimizde Kars ve Doğu Anadolu Sempozyumu, Ankara 1992, s. 93-102.

6 Aziz IGrkor'un öncülüğünde Hıristiyanlığı kabullenen Ermenilcr, O'nun adını "Lusavoriç-Aydınlatıcı" ohirak değiştirmişlcrdir. Bu sebeple

"Uğapar"/"Havarilcr IGHscsi" olarak bilinen Ermeni IGlisesi, aynı

zamanda "Lusavoriçagan" adıyla da arulır. Ayrıca dünya literqtürüne

"Eglise Armenian"/"Ermeni IGlisesi" olarak da geçmiştir. Bkz. Levon Panos Dabağyan, Türkiye Ermenileri Tarihi, İstanbul 2003, s.65 vd.;

Belgede TARiHTE TÜRKLER VE ERMENiLER (sayfa 40-45)

Benzer Belgeler