• Sonuç bulunamadı

H. TARİHÇE

1. Evrensel Hukuk Sistemleri İçerisindeki Gelişim

Doktrinde; hukuk sistemleri, hukuk çevreleri veya hukuk ailesi adlandırmaları ile uygulama alanı bulan ve esas olarak karşılaştırmalı hukukun problemi olan 206 bu

fıkrada belirtilen kişi veya kurullar tarafından görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe aykırı olarak tercüme etmesi halinde, birinci fıkra hükmü uygulanır.”

204 ÜNVER/ HAKERİ, s. 100.

205 Aynı yönde görüş için bkz. DÖNMEZ, s. 62.

206 IŞIKTAŞ, Yasemin, Hukuk Başlangıcı, Filiz Kitapevi, İstanbul 2015, s. 199.

54

konu: benzer hukuki müesseselerin uluslararası hukukta nasıl uygulama alanı bulduğu ve nasıl düzenlendiği konuları üzerinde yoğunlaştığından, tez konumuz olan doğrudan soru yöneltme faaliyetinin esas itibariyle hangi hukuk sisteminden esinlenerek mevzuatımıza dahil edildiğini tespit edebilmek amacıyla mutlaka çalışmamızda yer verilmesi gereken bir başlık olarak hazırlanmıştır.

İnsanın var olduğu ilk günden itibaren, günümüze kadar devam eden süreçte ceza kanunlarının uygulanmasını, muhakemenin yürütüleceği esasları içeren kanunların; toplumun ve bireyin ihtiyaçları, kabulleri ve yaşayışları çerçevesinde gelişip değiştiği, kendine özgü sistemler benimseyerek insanların yaşamında doğrudan etkili olduğu malumdur. Tarihin ilk zamanlarında davayı açıp; ceza yargılamasını başlatma, yani pasif durumda olan ceza mekanizmasını aktif hale getirip, işlevsel hale getirme yükümlülüğü suçtan zarar gören kişi olan mağdura yüklenmiş iken, daha sonraki süreçlerde devlet denilen ve yeri geldiğinde vatandaşlarının haklarını bizatihi vatandaşlarının kendisine karşı dahi koruyan zorlayıcı gücün ortaya çıkması ile birlikte ceza mekanizmasını faaliyete geçirme; devlet tarafından ve devlet adına savcılık makamı eliyle yerine getirilmesi gereken bir işlem, bir yükümlülük 207 olarak kabul edilir hale gelmiştir.

Tarihte en eski uygulamasının Eski Yunan ve Roma’da olduğu bilinen itham sistemi; ortaya çıkan suç sebebiyle oluşan zararın sadece “bireyi” alakadar ettiğini 208, ortaya çıkan zararın toplumla herhangi bir bağının ya da ilgisinin olmadığını savunur.

Bu kabul esasen benimsediği anlayış doğrultusunda, özel hukuk ile ceza hukuku arasındaki belirgin seti reddederek, tarafın ceza hukuku anlamında mekanizmanın dişlisine müdahale ederek mekanizmanın harekete geçirilmesini öngörmektedir. Bu sistemde davayı hazırlamak; savcıya, sanığı temsil etmek; müdafiiye, davanın hakkaniyete uygun ve adil olarak devamını sağlamak ise; hakime vazife olarak verilmiştir. 209

207 Aynı yönde görüş için bkz. DÖNMEZ, s. 75.

208 TEMİZ, s. 308.

209 DÖNMEZ, s. 76-77.

55

Tez konumuz olan doğrudan soru yöneltmenin uygulamada sıklıkla karıştırıldığı çapraz sorgu; hukuki niteliği gereği yargılamanın aktif kısmını “tarafların”

oluşturduğu, davayı aydınlatmada sunulması gereken tanık ve delillerden hangilerinin getirileceğine bizatihi “tarafların” karar verdiği “itham” sisteminin bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. 210 İtham sistemi; her ne kadar davanın tarafını teşkil eden sanık ile savcıya, davayı oluştururken aynı imkanları vermediği için eleştirilse de, günümüzde çapraz sorgu sisteminini uygulayan Anglo Sakson Hukukunda hala geçerliliğini korumaktadır.

Tahkik sistemi Orta Çağ’da Engizisyon Mahkemelerinde uygulanan gizli, hakimin re’sen olaylara el koyup, delil toplayamadığı yazılı yargılamanın esas olduğu

211 deyim yerindeyse maddi gerçeğin “her ne olursa olsun” aydınlatılması gerektiği kabulüne dayanan; bu nedenle çok katı bir şekilde uygulanmış veyalnızca sanık hakları değil diğer insan hakları ile dahi bağdaşmayan pek çok durumun yaşanmasına sebep olmuş bir sistem olarak ortaya çıkmış ve uygulanmıştır.

İtham sistemine göre daha katı olan tahkik sisteminde hakim; hem davacı, hem hüküm veren, hem devlet tarafından atanan; savunma ve tartışma olmadan devlet adına hareket eden neredeyse tek güç olarak var olduğundan, çapraz sorgunun uygulanması da güçleşmiştir.

Karma sistem ise; 18. yy ikinci yarısından başlayarak, aydınlanma çağının da etkisiyle insanın temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu düşüncesinden esinlenerek yasalarda yerini almaya başlayan bir sistem olarak ortaya çıkmıştır. 212 Karma sistemde iddia ve muhakeme makamları ayrı tutulmuştur. Davasız yargılama olmaz ilkesi kabul edilmiş, iddia makamı bir dava açmadıkça yargı makamının kendiliğinden harekete geçmesi engellenmiştir. 213 Evvela bir ithamın varlığı mutlak olup; buradaki

210 PARLAR/ HATİPOĞLU/ YÜKSEL, s. 599.

211 PARLAR/ HATİPOĞLU/ YÜKSEL, s. 599.

212 AKYAZAN, (Karşılaştırmalı Hukukta), s. 64-65.

213 DÖNMEZ, s. 79.

56

itham sahibi de sırf ithamda bulunmak için kanun koyucu tarafından kurulmuş olan resmi bir makam olmalıdır. 214

Bu sistemin benimsediği anlayış gereği; yargılama soruşturma ve kovuşturma aşaması olarak iki kısımdan oluşmuştur. Soruşturma aşaması gizli, yazılı ayrıca savcının re’sen delilleri topladığı tahkik sisteminin özelliklerini haiz iken; kovuşturma aşaması da aleni, sözlü ve çekişmeli olma özelliklerini bünyesinde barındırmıştır.

Hakim, bu sistemde itham sistemindeki gibi geri planda kalmamaktadır. Muhakemenin en aktif ve etkin süjesi olarak hakime kovuşturma evresindeki muhakemeye katılan bütün tarafları ve delilleri sınama, değerlendirme imkanı sunulmuştur. Sanık bu sistemde bir muhakeme kişisi olup; hak ve yükümlülüklere sahiptir. 215

Bu sistemi kabul etmiş olan pek çok Kıta Avrupası ülkesinde, bu sistemle uygulama şartları örtüşen tez konumuzu oluşturan doğrudan soru yöneltme ve çapraz sorgu gibi düzenlemeler yer almıştır; esasen bu sistem faaliyetlerin “var oluşuna vesile olan” bir sistem olmuştur. 216217 Bu sebeple karma sistemin özellik ve nitelikleri ile örtüşmeyen çapraz sorgunun yerine, karma sistemde çapraz sorgu ile benzerlik gösteren düzenlemeler yer alarak maddi gerçeğin açığa çıkarılması için kullanılmaya başlanmıştır.218