• Sonuç bulunamadı

2.5 İlgili Araştırmalar

2.5.2 Evlilik Doyumuyla İlgili Yapılan Araştırmalar

Uçak (2015), yaptığı araştırma da sorumluluk ve deneyime açıklık puanları yüksek olan erkeklerin evlilik doyumlarının daha yüksek olduğu, nörotizm puanları düşük olan erkeklerin neticesi ise evlilik doyumlarının yüksek olduğunu bulmuştur.

Kadınlarda ise dışa dönük puanların yüksek olması evlilik doyum puanlarında yüksek olarak bulunmuştur. Uyumluluk puanlarının yüksek olan erkeklerin eşlerinin evlilik puanlarının yüksek iken nörotizm puanları yüksek olan erkeklerin eşlerinin de evlilik doyumlarının daha düşük olduğu bulunmuştur. Ayıca sorumluluk ve uyumluluk kişilik özelliğine sahip kadınların eşlerinin evlilik doyumlarının daha yüksek olarak saptanmıştır.

Stith, Rosen, Middleton, Busch, Lundeberg ve Carlton (2000) yapılan araştırma neticesinde evlilik doyumu ile şiddet arasında negatif yönde ilişki olduğu tespit edilmiştir. Eşinden şiddet gören ve birbirlerine karşılıklı şiddet gösterdiklerini belirten çiftelerin evlilik doyumlarının düşük olduğu bulunmuştur.

Stith, Green, Smith ve Ward (2008), yaptığı araştırma neticesinde evlilik doyumunun azalması ve evlilik uyumsuzluğunun artmasıyla şiddeti arasında olumlu yönde ve orta düzeyde bir ilişki olduğu tespit etmiştir. Eş şiddetinin evlilik doyumuna ve evlilik uyumsuzluğuna üstünde önemli düzeyde bir fark yaratmadığı saptamıştır.

Temel (2013) araştırma sonucuna göre evlilik doyumu, duygu odaklı baş etme-affetme, olumlu duygu-affetme ilişkilerinde amacı rol oynarken, problem odaklı baş etme-affetme, aldatma tipi- affetme ilişkilerinde aracı rol oynamadığı bulunmuştur.

Çağ (2011) çalışmaya 811 kişi ile yapmıştır. Araştırma sonucunda kadınların algıladıkları eş desteği düzeyinin erkeklerin algıladıkları eş desteği düzeyine göre daha düşük olduğunu tespit etmiştir. Yine kadınların evlilik doyumu düzeyleri erkeklerin evlilik doyumu düzeylerine göre düşük olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Eşlerin algıladıkları eş desteği ile evlilik doyumu arasında pozitif yönde orta düzeyli anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır.

45

Moini (2016), 152 Amerikalı bireyle yapılan çalışma sonucunda bağlanma ve ayrışma her ikisinde evlilik doyumunun yordadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca evlilik doyumu en fazla yordayan değişkenin kaçınan bağlanma olduğu tespit edilmiştir.

Kaplan (2016) evli bireylerin eşitlikçi rollerinin ortalamasıyla psikolojik iyi oluş düzeylerinin arttığı ancak evlilik doyumu düzeylerinin azaldığı bulunmuştur.

Evlilik doyum düzeylerinin artması neticesinde ise psikolojik iyi oluş düzeylerinin düştüğü sonucu elde edilmiştir.

Jeffry, Richard, Megan ve Ryan (2014) araştırmaları neticesinde kadınların evlilik doyumlarının erkeklerin evlik doyumu düzeylerine göre anlamlı düzeyde düşük olduğu bulunmuştur. Bu araştırma örneklemi klinik niteliği olduğundan bu sonucun saptandığı bulunmuş klinik olmayan örneklemde ise erkeğin evlilik doyumu düzeyi ile kadının evlilik doyumu düzeyi arasında anlamlı fark bulunmamıştır.

Öztahtacı (2017) 340 evli kadına uygulamış olduğu araştırma sonuçları evlilik doyumu ile depresyon arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğunu tespit etmiştir.

Hünler (2002) yapmış olduğu araştırma neticesinde dindarlığın evlilik doyumu üzerinde temel bir etkiye sahip olduğunu tespit etmiştir.

Ball (2014), Amerikalı 200 çift ile yaptığı araştırma sonucunda evlilik doyumu ile bağlanma arasında çok düşük bir ilişki olduğunu bulmuştur.

Kubat (2012) Araştırmasını 166 evli bireyle yapmıştır. Araştırma sonucuna göre aldatma eğilimi ile evlilik doyumu arasında negatif yönde orta düzey bir ilişki olduğunu bulmuştur. Evlilik doyumu ile evlilik süresi, maddi durum, çocuk sayısı değişkenleri ile anlamlı bir ilişki olduğunu tespit etmiştir.

Chapman (2013)’ın yaptığı araştırma Amerikada bulunan Müslüman evli çiftlerden oluşmaktadır. Araştırma sonucu kadınların ve erkeklerin evlilik doyumlarının düzeylerinin yüksek olduğu bulunmuştur.

Bayer (2017) yaptığı araştırma sonucunda hem erkelerde hem de kadınlarda sosyal destek ve evlilik doyumu özel iyi oluşu yordadığı tespit etmiştir.

46

Callan (1984) yapılan araştırma da çocuk sayısının farklı olmasında evlilik doyumunda da farklılık oluşmasına neden olduğu tespit edilmiş, çocuk sahibi olan bireylerin de evliliklerinde daha fazla problem yaşadığını ve bununda boşanmaya sebebiyet verebileceği sonucuna varılmıştır.

Öztürk (2017) 240 evli bireyle yaptığı çalışmasının sonuçları evli bireylerin evlilik doyumu, evlilik uyumu ve yaşam doyumu düzeylerinin, aşk düzeyi ile pozitif yönde bir ilişki olduğunu bulmuştur.

Çetin (2010) 246 evli bireylerle yaptığı araştırma sonucunda yakınlıktan kaçınmanın evlilik doyumunu negatif yönde yordadığını tespit etmiştir.

Rangelov (2012)’ın yaptığı araştırmada Bulgar-Amerikalılarda entegre edici olmanın evlilik doyumunu anlamlı bir düzeyde yordadığını tespit etmiştir. Ayrıca geçirilen sürenin çokluğu ile evlilik doyumu arasında anlamlı düzeyde ilişki olduğu bulunmuştur.

Öztürk (2018)’ün yaptığı araştırma 280 evli bireyle gerçekleştirilmiş ve sonuç olarak yetişkin ayrılma anksiyetesinin depresyon durumu ve anksiyete düzeyi ile pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğunu bulmuştur. Yetişkin ayrılma anksiyetisinin evlilik doyumuyla doğrudan ilişkili olduğunu ve toplumda yaygınlık gösterdiğini saptamıştır.

Çınar (2008) Ankara ilinde 302 evli bireyle araştırmayı yapmıştır. Araştırma sonucunda kadınların evlilik doyumlarının cinsiyetlere göre farklılık gösterdiğini, erkek cinsiyet rollerine göre farklılık anlamlı bulunmuştur.

Gorchoff, John ve Helson (2008) yaptığı araştırma neticesinde orta yaş (43 ve 61 yaşları) grubundaki kadınların evlilik doyumlarının çocuklar evden ayrıldıktan sonra arttığı sonucuna ulaşılmıştır.

Basat (2004) yaptığı araştırma neticesinde eğitim düzeyi ve cinsiyet değişkenlerinin temel etkileri ile bu değişkenlere ait ortak etkilerinin hem cinsel doyuma hem de evlilik doyumu üzerinde anlamlı fark olduğunu tespit etmiştir.

Kontrol odağı üzerinde sadece eğitim düzeyine de fark yarattığını bulmuştur. Ayrıca kendilik değeri, evlilik doyumu, kontrol odağı, cinsel ilişki sıklığı, evlilik süresi ve

47

orgazm sıklığı değişkenlerinin cinsel doyumu anlamlı yordadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Risdal ve Singer (2004) yaptığı araştırma sonucuna göre evlilik doyumunun engelli çocuğa sahip olup ya da olmamaya göre değiştiğini bu oranın çok düşük olduğunu saptamıştır.

2.5.3 Evli Bireylerde Problemli İnternet Kullanımı ve Evlilik Doyumuyla İlgili