• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.8. Ev Kazalarının Önlenmesi

Kazanın, önceden ve nereden geleceği bilinmeyen bir olay olarak tanımlanması, kazalardan korunma tedbirleri önünde ciddi engel oluşturmaktadır. Kaza ve sonucunda oluşan yaralanmalar geleneksel olarak rastgele ve kaçınılmaz olarak görülmektedir.

Ancak kaza ve yaralanmalar kaçınılmaz değildir. Yapılan araştırmaların sonuçları, çocukları öldüren hastalıklar gibi kaza ve yaralanmaların da öngörülebilir, önlenebilir ve kontrol edilebilir olduğuna dikkat çekmektedir. Konuya dikkatin yoğunlaşmasını sağlayan araştırma sonuçları, sorunun boyutlarını ortaya koymanın yanı sıra, yaralanmaları önleme ve hayat kurtarma yöntemleri hakkında da yeni bilgilere ışık tutmaktadır (Bahadır ve ark., 2011; Karadeniz, 2018).

Çocukluk yaralanmalarının şekilleri, etiyolojisi ve sonuçları çeşitli popülasyonlarda ve ülkeler arasında farklılık göstermektedir. Uzun zamandan beri yapılan epidemiyolojik çalışmalar, çeşitli ortamlarda, en çok risk altındaki çocuk grupları ve yaralanma tiplerini belirleyen faktörleri ortaya çıkarmıştır. Bunların yanı sıra yüksek gelirli ülkelerde yapılan araştırmalar, çocuk yaralanmaları türlerini içeren bireysel risk faktörleri ve koruyucu tedbirleri tespit etmiştir (Tanır, 2017).

Toplumda yaralanma koruma ve kontrol programları içinde temel olarak yer alması gereken kavram “güven” in oluşmasıdır. 1989 yılında Stockholm’de düzenlenen “V. Dünya Kaza ve Yaralanmalardan Korunma Konferansı” nda “Güvenli Toplumlar” yaklaşımı ortaya atılmıştır. Güvenli Toplumlar, temel olarak toplumun güven ve güvenlik kavramlarının geliştirilmesi, güvenli bir çevrenin oluşturulması, kişilerde güven duygusu ve güvenli davranışların geliştirilmesi için toplumun her kademesinin katılımı ile desteklenen bir yaklaşım olarak tanımlanmaktadır. Yaralanma koruma ve kontrol programlarında devlet ve sivil toplumun birlikte çalışması gerekmektedir. Toplum içinde yaş grubu, cinsiyet, yaşam tarzı nedeniyle yaralanma açısından risk altında bulunan bireylere yönelik, sektörler arası işbirliği çerçevesinde özel yaklaşımların geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle birinci basamak başta olmak üzere sağlık ve eğitim sektörünün bu çalışmalara aktif olarak dâhil olması beklenmektedir. Yaralanan kişilerin başvurdukları sağlık kuruluşlarından, güvenli toplum yaklaşımına uyan sağlık hizmeti üretmeleri beklenirken, kazalardan korunma amacıyla evde çocuğa öğretilmeye başlanan güvenlik kavramının örgün eğitim kurumları aracılığıyla pekiştirilmesi görevi de eğitimcilere düşmektedir (Özcebe, 2012). Kaza ve yaralanmaların önlenmesinde, kaza nedeni ve kazaya ilişkin faktörlerin göz önünde tutulduğu, geniş kapsamlı önleme yaklaşımlarının etkili olacağı bildirilmektedir. Halk sağlığı yaklaşımı modeli, çok yönlü bakış açısına sahip olması sebebiyle birçok kaynak tarafından kazalardan korunma yöntemi olarak önerilmektedir. Bu modelde,

yaralanma olmadan yeni yaralanmaların önlenmesi için tedbir alınması birincil koruma, oluşan yaralanmanın şiddetinin azaltılması, asemptomatik dönemde erken tanı ve tedavinin uygulanması için önlemler alınması ikincil koruma ve yaralanma sonrası ortaya çıkan olumsuz sonuçların giderilmesi, hasar ve maliyetin azaltılmasına yönelik önlemler alınması ise üçüncül koruma olarak tanımlanır. Bütün bu önlemler sonucu çevre ve etkene yönelik müdahalelerle kaza ve yaralanma etkilerinin azaltılması “pasif korunma”, bireye ya da olaya yönelik müdahalelerle kaza ve yaralanmaların azaltılması “aktif korunma” uygulamalarıdır. Halk sağlığı yaklaşımı yaralanmaların tek sebebe bağlı olarak açıklanmasının eksik olduğunu, bunun yerine konuya sistemik ve koordineli yaklaşılmasını önermektedir (Sleet, 2018). Kaza ve yaralanmaların önlenmesi için önerilen halk sağlığı modelinin adımları şunlardır;

1. Tarama: Sorun Nedir?

2. Risk Faktörlerinin Tanımlanması: Sorunun nedenleri nelerdir?

3. Müdahalelerin Geliştirilmesi ve Değerlendirilmesi: Sorunu ne önlüyor? 4. Uygulama: Müdahaleler nasıl yapılır?

Kazalardan korunmada, William Haddon 1960’lı yıllarda halk sağlığının ilkelerini trafik güvenliği sorununa uygulayarak Haddon Matrixi olarak adlandırılan bir plan geliştirmiştir. Haddon bu planda, kaza ve yaralanmayı oluşturan etmenlerin birbirine etkisini ortaya çıkarmıştır. Kazanın oluşmasında insan, ajan ve çevre etkileşiminden söz etmiş ve bu faktörlerin kaza öncesi, kaza sırası ve kaza sonrasında ayrı ayrı ele alınmasının kazaları önleyeceğinden bahsetmiştir. Trafik kazaları dışında her türlü kazanın önlenmesi için uyarlanabilecek olan Haddon’un 10 temel stratejisi şunlardır (Li ve Baker, 2012; Kraus, 2014).

1. Tehlikeyi ortadan kaldırmak, 2. Kişiyi tehlikelerden uzaklaştırmak, 3. Tehlikeye ulaşılmasını önlemek,

4. Tehlikeyi modifiye ederek zararsız hale getirmek, 5. Gerekli malzemeleri kullanmak,

6. Tehlike hakkında bilgi vermek, eğitmek, 7. Tehlikeye karşı uyarmak,

8. Risk altındaki kişiyi yaralanmayı önlemek üzere gözlemek, 9. Kaza olunca doğru ve etkili yardım ulaştırmak,

10. Bakım, onarım ve yeniden yapım için ekip ve tesis oluşturmak.

Kazalardan korunmada; kazalara yol açan psikolojik ve sosyal etkenler belirlenmeli, bireylere kazalardan korunma bilinci ve risklerin ölçülmesine yönelik amaçlı davranış geliştirmeleri için uygulamalı eğitimler yapılmalıdır. Çocukların ev kazaları sonucu yaralanmalarının önlenmesi ve sağlıklarının devamı için ise, yaşam alanlarının düzenlenmesi etkili uygulamalardan biridir. Ortamın çocuk için uygun hale getirilmesi veya çocuğun kazaya karşı korunaklı hale getirilmesi amacıyla alınabilecek tedbirlerden bazıları aşağıda belirtilmiştir (Baysal ve ark., 2005; Brenner ve Taneja, 2010; Kılıç ve ark., 2013; Kan Öntürkve Balcı, 2015; Tanır, 2017; Törüner ve Büyükgönenç, 2017; Karadeniz, 2018):

• Elektrik kablolarının gizlenmesi, prizlerin kapatılması,

• Elektrikli aletler ile sigara, çakmak ve kibritlerin ulaşılamayacak yerde tutulması,

• Musluk suyunun çok sıcak olmaması,

• Ocak üzerindeki yemek pişirilen kapların arkada tutulması, saplarının içe bakması,

• Etrafta çay, kahve gibi sıcak içeceklerin bırakılmaması, • Giysilerin sentetik gibi kolay yanıcı malzemeden olmaması, • Evlerde duman dedektörlerinin zorunlu hale getirilmesi, • Evde masa örtüsü kullanılmaması,

• Çocuğa ‘sıcak’ kelimesinin anlamının öğretilmesi, • Mobilyaların çocuğa uygun tasarım ve yapıda olması, • Pencere ve merdivenlerde parmaklık kullanılması, • Devrilebilecek eşyaların yere veya duvara sabitlenmesi, • Çocuğa kaymayan çorap ya da terlik giydirilmesi, • Giysi boyunun iyi ayarlanması,

• Evin mekânlarının iyi aydınlatılması,

• Evin zeminlerinde kaymaya neden olabilecek halı, paspas, kilim kullanılmaması, ıslak zeminlerin daima kurulanması,

• İlaçların ve toksik ajanların kendi ambalajında tutulması,

• Pilli aletler ya da oyuncakların çocuğun bulunduğu ortamda bulundurulmaması, • Çamaşır suyu, tuz ruhu gibi inhale edilebilecek toksik ajanların çocuğun yanında

kullanılmaması,

• Evde toksik olabilen bitkilerin bulundurulmaması, • Toksik maddelerin kilitli ve yüksek dolaplarda tutulması,

• Küçük ve ayrılabilir parçaları olan objelerin çocuktan uzak tutulması, • Çocuğun giysisinde düğme, nazar boncuğu veya iğne bulundurulmaması, • Çocuklara küçük parçalı besinlerin verilmemesi,

• Çocuklarda ve bebeklerde pudra kullanılmaması,

• Plastik torba, streç filmlerin oyun amaçlı kullanılmaması,

• Açık alanlardaki su çukurlarının yok edilmesi, üstünün kapatılması veya etrafının çitle çevrilmesi,

• Havuzda yüzen çocuk için kolluk kullanılması, • Ev içerisinde içi su dolu kova bırakılmaması, • Çocuğun banyoda yalnız bırakılmaması,

• Küvet içinde kaymayı önleyecek yaygı kullanılması, • Karyola parmaklıklarının arasının yaklaşık 6 cm olması, • Çocuğun yüzüne tülbent örtülmemesi,

Benzer Belgeler