• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: İNSANIN İŞLEVİ VE İYİ PROBLEMİ ÜZERİNE

I.3 EUDAİMONİA TERİMİNİN ETİMOLOJİK KÖKENİ ÜZERİNE

İkinci bölümde kendinde amaç olan bir şey olarak tanımlanan en iyinin eudaimonia (mutluluk) olduğu dile getirildi. Türkçe’ye mutluluk olarak çevrilen bu terim gerçekte Aristoteles’in etik’inde neyi ifade etmektedir? Terimin Yunan düşüncesindeki kavranımı ile Aristoteles’teki kavranımı aynı mıdır? Bu bölümde terimin Aristoteles’in düşüncesinde ne tür bir kavranıma sahip olduğu araştırılcaktır.

Eudaimonia teriminin kökenine ilişkin bir araştırma; kavramın Aristoteles’in felsefesinden önce neyi ifade ettiğini bilmeyi gerekli kılar. Bu nedenle öncelikle kavram Yunan düşüncesindeki yeri bağlamında kısaca verilmeye çalışılacaktır.

Grekçe bir terim olan eudaimon iki kelimenin birleşmesinden oluşmuştur.

Bunlardan eu İyi anlamına, daimon ise; Tanrısallık ya da ruh anlamına gelir.58 Bu nedenle eudaimonia terimi, başlangıçta İyi bir daimona sahip olmayı ifade etmiştir.59 Aristoteles’ten önceki düşünürlerde daimonun nasıl konumlandırıldığına bakalım.

İlkçağın önemli düşünürlerinden biri olan Herakleitos daimonu şu şekilde tanımlamıştır: bir kişinin karakteri (ethos) onun daimonu dur.60 Demokritos’ta ise;

daimon ruhun oturduğu yer olarak adlandırılmıştır.61 Platon’a gelince;

diamon, demiourgosun yaratımı olarak herkeste bulunan nous’tur ve insanlar kendilerini buna adadıkları ölçüde gerçek eudaimonianın kendisine ulaşabilirler.62 Bilginin peşinden yalnızca bilgi için koşan bilge kişi;

kendisindeki yüce tarafı dikkatle koruyup içindeki daimonu İyi bir halde bulundurduğundan üstün bir bahtlılığa kavuşacaktır. (Timaios 90b-d )63

Her üç filozof da eudaimonia terimi ilksel yani İyi bir ruha sahip olma anlamını korumuştur.

58Kraut, Richard, "Aristotle's Ethics", The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Summer 2005 Edition), Edward N. Zalta (ed.), URL= <http://plato.stanford.edu/archives/sum2005/entries/aristotle-ethics/>.

59 Akarsu, B., (1998), Mutluluk Ahlakı, İstanbul: İnkilap Kitabevi, s.123.

60 Clark, S. L. R. (1975), Aristotle’s Man, Oxford: Clarendon Press, s. 146.

61 Akarsu, B. (1998)., ss.124 -125.

62 Clark, S. L. R.(1975), s.146.

63 Güney E., Ay L. (2001), Platon: Timaios, İstanbul: Sosyal yay.

Eudaimonia kavramı; Yunanlıların kullandığı günlük dilde yalnızca İyi bir daimona sahip olmayı değil; aynı zamanda dışsal yolla –Tanrı nedeniyle- gelen mutluluğu da ifade ediyordu.64 Bu nedenle eudaimon, belirli bir gücün tuche ya da Tanrının sorumlu olduğu şans/talih ile bir düşünülüyordu. Aristoteles’e gelindiğinde ise terimin anlamının değiştiği görülür. Aristoteles de bazı talihliliklerin ya da talihsizliklerin İyi yaşamı olumlu ya da olumsuz yönde etkilediği düşüncesine izin verir. (1101a 5 - 15) Ancak buna rağmen Aristoteles eudaimonianın kendisini böyle bir talihlilik ya da talihsizlik durumu ile tanımlamaz. Çünkü söz konusu talihlilik ya da talihsizlik insanın kendi elinde olmasının çok ötesindedir. Oysa insanın arzuladığı İyinin kaynağı/nedeni insanın kendisinden başka bir varlık değildir. Bu nedenden ötürü; talih yaşamı tamamlayan bir unsur olarak değerlendirilse dahi, insanın kendi uğraşlarından, çabalarından daha değerli değildir. İnsan yaşamı; insanın çabalarıyla garanti altına alındığı zaman yaşanmaya değerdir. Aksi taktirde insanın eylemlerinden sorumlu tutulması hatta yargılanması söz konusu bile olamaz.65 Eudemos’a Etik’te Aristoteles talihe ilişkin düşüncesini şu şözlerle ifade eder:

Nitekim güzel yaşama talihe dayanan ya da doğaya göre oluşan şeylerde ise pek çok kişi için umutsuz olacaktır (nitekim onun elde edilmesi insanların bir çabasına bağlı olmayacak, onların yapıp etmelerine de bağlı olmayacak. (1215 a 12-15)66

Dış şartların varlığı İyi bir yaşam sürmek için yeterli neden olamazlar.67 Talihin olduğu yerde insan eylemlerinin rolünden söz edilemez. Çünkü aklın (nous) etkinliğinin en çok olduğu yerde talihin etkinliği en azdır, şansın en fazla etkin olduğu yerde ise aklın etkinliği yok denecek kadar azdır. (1247a 5 - 10) Eudaimonia insansal bir İyi olduğuna göre, onun dıştan geldiği düşünülen talihe değil; insan eylemlerine gereksinimi vardır. (1.6)

Aristoteles, eudaimoniaya ulaşmayı sağlamada insan yaşamındaki şans/talih olduğunu belirten düşünceleri68 bir kenarı bırakarak eudaimonia’yı şöyle tanımlar:

64 Akarsu, B. (1998), s. 123.

65 Nussbaum, M.C. (2000), The Fragility Of Goodness, Cambridge: Cambridge University, ss. 320-321.

66 Babür, S. (1999), Aristoteles: Eudemos’a Etik, Ankara: Dost Kitabevi

67 Nussbaum, M.C. (2000), s.324.

68 Nussbaum, M.C.(2000), s. 319.

Nitekim hem İyiyi gerçekleştirme/İyi eyleme (eu prattein) hem de İyi yaşamak (eu zen) mutlulukla aynı anlama gelir. (EE 1219b)69

Pasajdan da anlaşılabileceği gibi, eudaimonianın kendisi bir durumu tanımlayan hexis değil, energeiadır.70 Aristoteles’in deyişiyle eudaimonia ruhun bir durumu değil, onun etkinliğidir (energeia). (1102a 15-16) Dolayısıyla eudaimonianın gerçekleşmesi insanın etkin olmasıyla mümkün olacaktır. Diğer bir deyişle önemli olan şey; İyi bir daimona ya da erdeme sahip olmak değil, onu aktüel hale getirmektir; sahip olmak değil, gerçekleştiriyor olmaktır.

Kısaca Aristoteles’te eudaimon terimi Tanrı tarafından tercih edilen bir yaşamda yaşıyor olmayı dile getirmekten71 çok, İyi yaşamayı ve İyi yaşamın gerçekleştirilmesini tanımlar. Görüldüğü gibi terimi tanımlamada başvurulan dinsel eğilim artık bu kavrayışta bulunmamaktadır. Çünkü eudaimonia kavramı daimona sahip olmak olarak tanımlanmamaktadır. Ancak terim dinsel olandan uzaklaşmış olsa da ruhsal olanla bağı kopmamıştır.72 Bu da Aristoteles’in her ne kadar kelimenin etimolojisine dikkat etmese de, ondan biraz etkilendiğini göstermektedir.73

Aristoteles için energeiayı ifade eden eudaimonia kavramının Türkçe’ye mutluluk olarak çevrilmesi Nikomakhos’a Etik kitabının içeriğine pek uygun düşmemektedir. Çünkü, mutluluk sözcüğü Türkçe’de Aristoteles’in dile getirmek istediğinin tersine salt bir duyguyu anlatan psikolojik bir anlam taşır.74 Halbuki Aristoteles’te eudaimonia anlık bir duygunun değil, yaşam boyu süren bir etkinliğin adı olmaktadır. Benzer bir şekilde İngilizceye de kavram bazı Aristoteles yorumcuları tarafından happiness olarak çevrilmektedir. Bu durum gerek Türkçede gerek İngilizcede kavramın etkinlik (energeia) düşüncesi bağlamında düşünülmesine engel olmakta ve buna bağlı olarak kavramın doğası yanlış anlaşılmaktadır. Bu

69 Woods, M. (1992), Aristotle: Eudemian Ethics, (ed. J. L. Ackrill and Lindsay Judson), Oxford:

Clarendon Press.

70 Nussbaum, M. C. (2000), s.324.

71Kraut, Richard, "Aristotle's Ethics", The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Summer 2005 Edition), Edward N. Zalta (ed.), URL=<http://plato.stanford.edu/archives/sum2005/entries/aristotle-ethics/>.

72 Akarsu, B. (1998), ss.124-125.

73Kraut, Richard, "Aristotle's Ethics", The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Summer 2005 Edition), Edward N. Zalta (ed.), URL = <http://plato.stanford.edu/archives/sum2005/entries/aristotle-ethics/>.

74 Erkızan, H. N. “Aristoteles”, Felsefe Ansiklopedisi (ed.: Ahmet Cevizci), Etik yay. s. 585.

nedenle Ackrill Kenny’e karşı bir şekilde eudaimonia sözcüğünün uygun çevirisinin happiness (mutluluk) olmadığını söylerken haklıdır.75

Eudaimonia teriminin İngilizcede iki farklı şekilde çevirisini bulmak mümkündür. Bunlardan ilki yukarıda ifade edildiği gibi happiness (mutluluk) sözcüğü olurken, ikincisi büyüme gelişme anlamına gelen flourishing kelimesidir.

Eudaimonia teriminin kendisi için flourishing kelimesi kullanılırken bitkilerin yeşermesi ile insan varoluşunun gelişmesi arasında bir benzerlik kurulur.76 Fakat bitkinin büyümesi veya gelişmesinde dışarıdaki koşullar etkili olurken, insanın büyümesi ya da gelişmesinde kendi dynamislerini aktüel/etkin hale getirmesi etkili olacaktır. Kenny, Irwin, Kraut gibi bazı yorumcular happinessi, Cooper flourishing i, Ackrill, Nussbaum gibi yorumcular ise eudaimonianın kendisini, yani metindeki halini kullanır. Bu çevirilerden happiness kelimesi, eudaimonianın yanlış anlaşılmasına neden olabilecekken, insanın büyümesi, gelişmesi ve kendini gerçekleştirmes anlamında kullanılan flourishing kelimesi eudaimonianın yanlış anlaşılmasına neden olmaz. Çünkü happiness sözcüğünün aksine o, hexisi değil, energeiayı ifade eder.77 Bu da aslında Aristoteles’in eudaimonia terimiyle anlatmak istediğiyle bir zıtlık değil, uygunluk oluşturur.

Eudaimonianın energeia ve talihle ilişkisi ergon kavramı açıklandıktan sonra energeia olarak eudaimonia ve iyi yaşamda talihin yeri başlıkları altında tartışılacaktır.

75 Ackrill, J. L. (1974), s.349.

76 Warburton, N. (1996), Philosophy: The Classics, Routledge, s.18.