1. BINGENLİ HİLDEGARD’IN HAYATI VE ESERLERİ
1.2. ESERLERİ
1.2.1. Okuma Yazma Becerisi
Hildegard'ın uzun yaşamında kendini eksik hissettiği tek şey, çağının eğitimli her bireyi gibi kusursuz Latince okuma ve yazma yetisinden yoksun olmasıdır. Okuma yeteneğini koroda yıllarca mezmur söyleme ve dua tekrarları sayesinde kendi kendine geliştirmiştir.86 Fakat Latince yazma yeteneğinde gelişimi eksik kalmıştır.
Metinlerde yaptığı dil bilgisi hataları; ifade bozukluklarına ve anlam kaymalarına neden oluyordu. Bu durumda Hildegard ilk yapıtında Rahip Volmar ve genç kız kardeşi Rahibe Richardis'den, daha sonra Rahip Wiebert'den yardım aldı. Hildegard, balmumu yazı tahtasına yazdıktan sonra metin, yardımcıları tarafından kopyalanıyordu. Metinlerin dilbilgisi hataları düzeltildikten sonra, Hildegard anlam
83Horst, a.g.e., s. 200-203
84Adelgündis Führgötter, Das Leben der heiligen Hildegard, Patmos Verlag, 1968, s. 131 85Hildegard von Bingen Werke, C. III, a.g.e., s. 100
86Horst, a.g.e., s. 24
okumaları yapıyor ve daha sonra metinler yine onun gözetimi altında parşömen üzerine temize çekiliyordu.87
1.2.2. İlk Eseri Scivias
Daha önce belirttiğimiz gibi Hildegard'ın ilk yapıtı Scivias (scivias Domini-
Tanrının Yollarını bil)'dir. Üç ana bölüme ayrılmış olan kitapta; ilk bölümde 6, ikinci
bölümde 7 ve üçüncü bölümde 13 olmak üzere toplam 26 rüyet anlatılır. Her bölümde rüyetlere geçilmeden giriş olarak Hildegard'ın ağzından “yüce bir varlık” hakkında ayrıntılı tasvirler yer alır. Scivias’ta Eski ve Yeni Ahit'ten alıntılar ve göndermeler bulunur. Girişten sonra rüyetlerine geçiş yapılır. Buyurgan bir üslupla, zaman zaman emir kipiyle, Eski Ahit'teki peygamberler gibi “Ve ben gördüm (ki)”, “Ve ben, duydum (ki)” ifadelerini kullanmasıyla, gördükleriyle ve duyduklarıyla Tanrı’ya aracılık etmeye başlar. Yapıtının ilk bölümü “Yaratılış” ile ilgilidir. Çarpıcı ve ilgi çeken konulardan bazıları şöyledir: “Aralarında akrabalık ilişkisi olanların evlenmesi neden sakıncalıdır?88”, “Ne bir erkek kadın kıyafeti giyebilir, nede bir
kadın erkek kıyafeti giyer.”89. İkinci kitabın ana konusu, İsa Mesih ve Kutsal Üçlü
Birlik”e (Baba, oğul ve Kutsal Ruh) dayanır. Son kitapta, ilk iki kitapta anlatılanların bir değerlendirilmesi yapılır. Hildegard son kitabın ikinci rüyetinin üçüncü bölümünde, kendisinin konuşmayı bilmeyen ve Tanrı tarafından aracı kılınan birisi olduğunu, o zamana dek “(Kutsal) Kitaplarda saklı olan sırları ve mistikleri” açıkladığını söyler.Hildegard, bu “peygamberlik” görevinin kendisine verilmesinin sebebini Katolik halkının “sallanmaya”, Evangelik halkının da “topallamaya” başlamasıyla, ayrıca kutsal kitapların “hayat yemeklerinin tadını tuzunu kaybetmesiyle” açıklıyor.Bu durumu “bir insanın önce kendine kil hazırlayıp sonra o kile şekiller vermesiyle” kıyaslıyor.90
Hildegard, insanların manevi dengeyi bulması için rüyetlerini kaleme aldıktan sonra dur durak bilmedi ve belki de hayatı boyunca sorduğu sorular için cevaplar yazmaya başladı. O sorulardan bazıları şunlardı: Tanrı, kadına erkeğe niçin beş duyu
87Beuys, a.g.e., s. 127
88Hildegard von Bingen, C. I, s. 22 89a.g.e., s. 250
90Hildegard von Bingen, C. I, s. 493
verdi? İnsana akıl vermesinin sebebi düşünmesi, çıkarımlar yapması için miydi? Önceki nesillerden gelen bilgiyi yazılı veya sözlü aktarımlarla algılayıp kontrol etme, hatta düzeltme yeteneğini niçin verdi? Bunların oldukça cesur sorular olduklarını, Hildegard’ın yaşadığı çağdaki ifade özgürlüğünün genel durumundan anlayabiliyoruz. O zamana dek, Aziz Augustinus'un katı bir şekilde takip edilen resmi doktrinine göre, yalnızca kilise büyüklerine sorular sorulabiliyordu ve bu soruların konusu sonsuz kurutuluşa ermenin (cennete gitmenin) yolunu aramakla sınırlıydı.91Fakat bu kural, 11. yüzyılın sonuna doğru, Fransa’nın Normandiya
bölgesinde bulunan Bec Manastırı'nın İtalyan başrahibi Anselm ve rahipleri tarafından sorgulandı.
Anselm’in rahipleri, Başrahip’ten Kutsal Yazıları insan otoritesine bağlamadan, yalnızca akıl açısından açıklamasını istediler. Anselm’e, Paris’te bulunan ve sorgulamayı bilimin ilkesi yapan Peter Abälard da katıldı. İyimserlikle başka kıyılara açılan bu yeni ekolün teologlarının hiçbiri, diyalektiği kullanarak Tanrı'nın her şeyi kontrol ettiği inancına zarar vermek istemedi. Bu yeni projenin amacı, inancı güçlendirmekti.92 Tabi ki bütün bunlar, bazı çevrelerce acımasızca
eleştirildiler. Bu eleştirmenlerin en başında gelenlerden biri, reformcu Clairvauxlu Bernhard’dı.93
Chartres Katedrali Okulu'nda, Conchesli Wilhelm çevresine, benzer düşüncelere sahip bir araştırmacı grubu toplandı.94 Platon’un, doğada bulunan her
şeyin bir nedenden kaynaklandığı ve sonsuz nedensellik zincirinin bir parçası olduğu inancı, teologları yeni temel sorulara yöneltti. Bu cesur öncüler, teoloji ve bilimin kendi işleyiş yasalarına uyduğunu söylemeye cesaret ettiler.95 Hildegard, daha sonra
yazdığı Liber subtilitatum diversarum naturarum creaturarum isimli doğa kitabıyla bu akıma dahil olduğunu gösterir.
91Jacques le Goff, Orta Çağ’da entelektüeller, Cev. Mehmet Ali Kılıçbay, İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017, s. 17,18 92 Beuys, a.g.e., s. 237 93 Maddocks, a.g.e., s. 94 Beuys, a.g.e., s. 238 95 Le Goff, a.g.e., s. 66 19
1.2.3. Hildgard’ın Doğa Kitabı Liber Subtilitatum Diversarum
Naturarum Creaturarum
Hildegard rüyetlerini ele alan eserlerinde “tanrısal esinlere” dayandığı gibi, doğa bilimleri, hekimlik sanatı ve evrenin algılanması üzerine olan yapıtlarında bir kaynağa dayanmayı gerek görmez. Hildegard 1151 ile 115896 yılları arası doğa ve
insan vücudu üzerine kaleme aldığı Liber subtilitatum diversarum naturarum
creaturarum (Doğaların Değişik Yaratılıştaki İnce Nitelikler Kitabı) adındaki eserini
yazar. Bu kitap 13. yüzyılda, Physica ve Causae et Curae (Hastalıkların Sebepleri ve Tedavileri) başlıkları altında iki kitaba ayrılır.97 Hildegard Physica'da bitkileri,
elementleri, hayvanları ve taşları ayrıntılı bir biçimde ele alır. Causae et Curae ise, evrenin yaratılışından itibaren insanla dünyanın fizyolojisini ve patolojisini açıklamasının yanında; hayret verici, aynı zamanda somut bir şekilde üreme dersi de verir.
1.2.4. Üçüncü Kitabı Liber Vitae Meritorum
Vaaz seyahatleri Hildegard'ı yazma işlerini devam etmesini engellemez ve 1158 yılında ikinci rüyetler eseri olan Liber vitae meritorum (Hayat Kazançları Kitabı)ile başlar. Bu eserinde “erdem ve kusur” arasında geçen diyaloglarla evrensel sorumluğu olan insanı anlatır. 1163 yılında, Hildegard 65 yaşında iken ve Mainz şehrine yaptığı seyahati yanı sıra ikinci rüyet yazması bitişinden hemen sonra üçüncü rüyet yazması, Liber divinorum operum'u (Tanrısal İşlerin Kitabı) mum tahtasına yazmaya başlar.98 Hildegard'ın 1173 yılında tamamladığı en olgun eseri olan bu
yazma, evrenin merkezine yerleştirdiği insanın yaradılış hikayesini açıklar ve aynı zamanda yerine getirmesi gereken sorumluluklara ayrıntılı biçimde vurgular. Bu sorumluluklar birbiriyle bağlantılı olan beden ve ruh, dünya ve kilise, doğa ve merhameti içerir.99
1.2.5. Mektuplaşmaları
96Yaygın inanışın aksine Hildegard uzmanı Heinrich Schipperges metinlerin 1150-1160 yılları arasında yazıldığını düşünür: bkz. Schipperges, s. 64
97Schipperges, a.g.e., s. 64 98 Beuys, a.g.e., s. 302 vd. 99Schipperges, a.g.e., s. 10
Hildegard'ın yazarlık çalışmaları arasına mektuplaşmalarını da almak gerekir. Tanrı sözleri mektuplarında da yer alır ve o zamanki Avrupa'yı neredeyse tüm olarak kapsar. Yazışmaları Paris, Utrecht, Stade, Halbersstadt, Prag, Salzburg, Konstanz, Lausanne, Clairvaux ve Köln bölgesinde bulunan Trier ve Mainz şehirleriarası dağılır. Yazıştığı kişiler arasında papalar (III. Eugenius, IV. Anastasius, IV. Hadrianus ve III. Alexander); Trier, Mainz, Köln ve Salzburg başpsikoposları; Kral Friedrich Barbarossa, III. Kral Konrad, İngiltere II. Kralı Heinrich ve eşi Eleonore, Sulzbach'lı Kontes Bertha ve Konstantin Kralı; psikoposlar, dükler, başrahipler ve başrahibeler, papazlar ve tabi ki halktan insanlar vardır.100
1.2.6. Besteleri
Bingenli Hildegard’ın önemli çalışmalarından biride besteleridir. Nota eğitimi almayan101 Hildegard, 1157-1158 yıllarında yaklaşık 80 parçadan oluşan Symphonia
harmonia caelestium revelationum (Tanrısal Vahiyler Harmonik Senfonisi) başlığı
altında topladığı vokal eserlerini bestelemiştir.102Kendisini “tanrısal sesin
trombonu”103 olarak tanımlayan Hildegard, tanrısal uyumun ve insanoğlunun iç
ahenginin ifadesi olarak kullandığı bu senfoniler altında derlenen eserleri, çeşitli Hıristiyan dini müziği formlarından oluşturur.104 Rüyetlerini anlattığı üç bölümden
oluşan ilk kitabı Scivias’ın son bölümünde yer alan “azizlere övgüler”105 başlıklı
metinden hareketle tarihin ilk müzikli draması olan, Ordo virtutum’u da bestelemiştir. 100a.g.e., s.19 101 Beuys, a.g.e., s. 278 102Schipperges, a.g.e., s. 22,23 103a.g.e., s. 23 104 Beuys, a.g.e., s. 275
105Hildegard von Bingen, Scivias, C. I, a.g.e., s. 516-530
23