• Sonuç bulunamadı

2. ALANYAZIN

2.1. Erteleme İle İlgili Kuramsal Açıklamalar

2.1.2. Ertelemenin döngüsü

Erteleme sürecinde kişilerin duygu, düşünce ve davranış boyutunda nasıl bir döngüye girdiklerini açıklamak, erteleme olgusunu anlamak açısından önemlidir. Burka ve Yuen (2008, s.9) bu sürece erteleme döngüsü (the cycle of procrastination) adını vermektedir. Bu süreçte bireysel farklılıklardan kaynaklı çeşitliliklerin olduğunu belirten yazarlar, erteleme döngüsünün çok kısa sürebileceği gibi haftalar hatta aylara da uzayabileceğine dikkat çekmektedir. Bu nedenle bireye sunulacak yardım hizmetinde sahip oldukları erteleme döngüleri konusunda farkındalık sağlamak öncelikli müdahale olmalıdır (Kachgal vd., 2001, s.14). Burka ve Yuen (2008, s. 9-13) erteleme döngüsünün belirli aşamalardan oluştuğunu ileri sürmektedir. Yazarların yedi aşamada açıkladıkları erteleme döngüsü aşağıda yer almaktadır:

1. “Bu kez çalışmaya önceden başlayacağım” Başlangıçta, ertelemeciler oldukça umutludur. Herhangi bir iş örneğin bir dönem ödevi alındığında, işin bu kez çok daha duyarlı ve sistematik bir biçimde yapılacağı varsayılır. Çalışmaya o anda başlamaya

15

yönelik yetersizlik ya da isteksizlik hissetmelerine karşın, ertelemeciler sıklıkla başlamanın her nasılsa kendiliğinden oluşacağına inanırlar. Zaman geçtikçe ve kendiliğinden ortaya çıkması beklenen başlama anı gelmedikçe kişinin ilk baştaki umutları yerini yavaş yavaş korku ve endişeye bırakmaya başlar.

2. “Derhal başlamalıyım” Erken başlama için zaman geçmeye devam etmektedir.

Çalışmaya “bu kez erken başlayacağım” hayali yavaş yavaş yok olmaktadır. Kişi kaygı hissetmeye başlar ve çalışmaya başlama için hissedilen baskı giderek yoğunlaşır.

Kendiliğinden gelmesi beklenen çalışma için umutlar neredeyse tamamen kaybedildiği için, kişi bu kez de kısa zamanda bir şeyler yapma konusunda baskı hissetmeye başlar.

3. “Ya başlamazsam?” Zaman geçmeye devam etmektedir, ancak hala işe başlanmamıştır. Bu durumda biraz da olsa kalan iyimser duygular yerini, erteleme davranışından dolayı gelebilecek kötülükleri sezmeye bırakır. Kişi asla işe başlayamayacağını, bundan dolayı doğabilecek kötü sonuçları kurgulamaya başlar. Bu noktada kişi kafasında dönüp dolaşan bir dolu düşünceyle adeta şaşkına döner. Bunlar sırasıyla,

a. “Daha önce başlamalıydım” Bu sonuç pek çok ertelemecinin değişmez bir özeliği olan suçluluğu beraberinde getirir. Ertelemeciler geriye dönüp kaybettikleri zamana bakarlar ve artık onun geri getirilemez olduğunu fark ederler. Bu davranışlarından dolayı pişmanlık duyarlar ve çalışmaya zamanında başlamış olsalardı bunu yaşamayacaklarını bilirler.

b. “Her şeyi yapıyorum ancak… ” Çalışmaya başlama dışında pek çok şeyin yapılması kronik ertelemecilerin sıklıkla başvurduğu bir yoldur. Öncelik sıralamasında sonlarda yer alan pek çok iş o anda yapılmaya başlanır; ev temizleme, uzun telefon konuşmaları gibi... Ancak hala çalışmaya başlanmamıştır.

c. “Hiçbir şeyden hoşlanamıyorum” Erteleme yapan pek çok kişi kendilerine keyif veren bazı etkinliklere yönelirler. Sinemaya ya da alışverişe giderler ya da arkadaşlarıyla vakit geçirirler. Bu etkinliklerden keyif almaya çalışmalarına karşın, henüz bitirilmemiş çalışmalarını hatırlarlar. Hoşlanma ve eğlenme duygusu yerini suçluluk, korku ve kaygıya bırakır.

d. “Umarım hiç kimse öğrenmez” Zaman geçtiği ve henüz hiçbir şey yapılmamış olduğu için, bazı kişiler bu durumdan utanmaya başlarlar. Hiç kimsenin içinde bulundukları bu kötü durumu bilmesini istemezler ve bu durumu çeşitli yollarla saklamaya çalışırlar. Çalışmadıkları halde yoğunmuş gibi görünmeye çalışırlar, erteledikleri işe ilişkin daha hiç başlamamış olmalarına rağmen sanki ilerleme kaydetmiş gibi konuşurlar ve ertelemelerini haklı göstermek için yalan söylemeye başlarlar.

16

4. “Hala zaman var” Birey ertelemesinden dolayı suçlu ve sahtekâr hissetmesine ve utanç duymasına rağmen, görevi tamamlayabileceğine dair zamanının hala var olduğuna ilişkin umutlarını sürdürür.

5. “Bende yolunda gitmeyen bir şey var” Artık bu noktada kişi tamamen umutsuzluğa düşmüştür. Erken başlamaya yönelik iyi niyetler, utanma, suçluluk ve acı çekme işe yaramamıştır. Kişinin çalışmasını yapmamasından dolayı duyduğu üzüntü yerini daha kötü bir korkuya bırakmıştır: “Bende bir sorun var!” Bu noktada kişi disiplin, cesaret, zekâ ya da şans gibi özelliklerin kendinden başka herkeste olduğu fikrine kapılır.

6. “Son seçim: Yapmak ya da yapmamak” Bu noktada kişi, ödevi ya tamamlama ya da batmakta olan gemiyi terk etme gibi bir durum arasında seçim yapmak durumundadır.

İkinci durumda olan yani görevi tamamlamaktan vazgeçen birey artık “bu işi yapamayacağım” der. Hissedilen gerilim artık dayanılmaz olmuştur. İşi tamamlama için kalan süre çok kısalmıştır ve bu son saatlerde ya da dakikalarda işi tamamlama olanaksızdır. Kişi artık bu duruma dayanamayacağını düşünür ve işi bitirmekten vazgeçer. Birinci durumda olan birey ise kalan kısa zamana rağmen işi tamamlamayı tercih edebilir. Ertelemeden dolayı hissettiği baskı o kadar artar ki bir dakika bile beklemeye tahammül edemez. Yapılması gereken işin teslim tarihine çok az zaman kaldığı için kişi harekete geçer ve işe başlar. Sonunda artık çalışmaya başlanmıştır. Bu süreçte kişi “bu o kadar da kötü değilmiş, neden daha önce başlamadım” demeye başlar.

Yapılan iş sıkıcı ve zor olsa bile, en azından çalışılmaya başlanmıştır. Bununla birlikte kişi bir iç rahatlaması hisseder.

7. “Bir daha asla ertelemeyeceğim” Bitirilmesi gereken proje bırakıldıktan ya da tamamlandıktan sonra, kişi iç rahatlaması ve huzur hisseder. Sonunda büyük bir sıkıntı veren bu durum bitmiştir. Bu süreci bir daha yaşama fikri kişiye katlanılmaz gelir. Birey bir dahaki sefere bu döngüye asla girmeyeceğine; çalışmaya erken başlayacağına, daha planlı olacağına ve kaygısını kontrol atında tutacağına yemin eder. Fakat kişinin bu inancı yeni bir görev sorumluluğu alana kadar varlığını korur.

Burka ve Yuen (2008, s.7-13) erteleme döngüsünün bu davranışın bir daha asla tekrar edilmeyeceği sözleriyle son bulduğunu fakat tüm bu içtenlik ve kararlılığa karşın, alışkanlık düzeyinde erteleme yapan pek çok kişinin kendini tekrar ve tekrar aynı döngü içinde bulduğunu ifade etmektedir. Benzer şekilde Knaus (2002, s.13) ertelemenin altında “bunu yapmak için yarın daha iyidir” düşüncesinin yattığını ifade etmekte ve bireyin yakın zamanda eyleme geçerek daha kazançlı olacağını bildiği zaman bile erteleme yaptığını ileri sürmektedir. Aslında birey görevi sonraki zamanda daha iyi yapacağı beklentisiyle başka aktivitelere yönelmektedir. Ancak yarın geldiğinde durum yeniden tekrarlanmakta ve birey bir dahaki sefere iradesiyle hareket edip iyileşeceğine

17

sözler vererek kendi kendini bağışlamaktadır. Knaus (2002)’a göre böylesi bir erteleme özellikle yaklaşan önceliğin bir kısmında veya bütününde hoş olmayan bir durum veya olumsuzluk algılandığında bireyin amaçlı ve uzun vadeli hedefleri başarmaya dönük çabaları ve düşünceleri düzenleme yeteneğinde bir bozulmanın yaşandığı an gerçekleşmektedir. Görüldüğü gibi sıklıkla olumsuz sonuçlara yol açmasına rağmen alışkanlık düzeyinde erteleme yapan birey bu kısır döngüye son vermekte sıkıntı yaşamaktadır. Bu nedenle bireyin erteleme yapmasına yol açan nedenlerin neler olduğunu ortaya koymak önemli görünmektedir.

Benzer Belgeler