Ergenlerde internet bağımlılığı ile ilgili yurt içinde ve yurt dışında

Köfteci (2018) çalışmasında, internet bağımlılığı, ruminasyon ve psikolojik dayanıklılık ilişkisini lise öğrencileri üzerinden incelemiştir. Çalışmada İzmir Karabağlar ilçesinde eğitim gören 268 lise öğrencisi üzerinde anket uygulaması yapılmıştır. Çalışmada elde edilen sonuçlara göre öğrencilerin %37.0’si hafif, %22.0’si orta ve %0.8’i ağır düzeyde internet bağımlısı olarak saptanmıştır. Elde edilen bulgulara göre internet bağımlılığı ile psikolojik dayanıklılık arasında istatistiksel olarak anlamlı ve negatif yönde ilişki tespit edilmiştir.

Mihajlov ve Vejmelka (2017) çalışmalarında, internet bağımlılığı ile ilgili ilk yirmi yıllık araştırmaları incelemişlerdir. Çalışmaya göre interneti kullanmanın sayısız avantajına ek olarak, sanal ortam her yaş grubunda çeşitli riskler taşır. İnternet, çocukların ve ergenlerin günlük aktiviteleri için çok önemlidir ve bu yaş grubundaki mesleki müdahaleler, gelişim özelliklerini dikkate alarak spesifik olmalıdır. Çevrimiçi risklerin uzun vadeli ve yoğun olumsuz etkileri olabilir. Etkili önleme ve tedavi programları, çok sektörlü ve disiplinler arası bir yaklaşımı içermelidir. Semptomların, teşhis modelinin ve tedavi seçeneklerinin detaylı bir incelemesi,

İnternet bağımlılığı tedavisi alanındaki gerçek müdahaleye ihtiyaç nedeniyle sağlık uzmanları ve diğer destekleyici bakım sağlayıcıları için büyük yarar sağlayabilir. Savcı ve Aysan (2017) çalışmalarında, teknolojik bağımlılıklar ile sosyal bağlılıklar arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Çalışmada sosyal medya, dijital oyun, akıllı telefon ve sosyal bağımlılıklar 201 katılımcı üzerinden incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre internet bağımlılığı dijital oyun, akıllı telefon, sosyal medya bağımlılıkları, sosyal bağlılığı etkilemektedir.

Taş (2017) çalışmasında, ergenlerde internet bağımlılığı ve psikolojik belirtileri incelemişlerdir. Çalışmada İstanbul’da çeşitli liselerde öğrenim gören 421 öğrenci üzerinde uygulama yapılmıştır. Araştırmada psikolojik belirtilerin cinsiyet, anne baba tutumları ve sınıf değişkenine göre anlamlı şekilde farklılaştığı yaş ve internette kalma süresi ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir.

Bat ve Kayacan (2016) çalışmalarında, internet bağımlısı erişkinlerde sosyal medya oyunlarının etkisini Candy Crush oyunu üzerinden incelemişlerdir. Çalışmada Bağımlılık Tanı ve Tedavi Merkezi’nin (BATEM) bağımlılık ile ilgili hazırladığı internet bağımlılığını değerlendirme ölçeği kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre oyun bağımlılık derecesine ulaşan bir durumu beraberinde getirmektedir.

Saliceti (2015) çalışmasında, bir bozukluk olarak internet bağımlılığını incelemiştir. Çalışmada konuyla ilgili literatür ve güncel uygulamalar değerlendirilerek, beş farklı internet bağımlılığı türüne değinilmiştir. Bunlar 1. bağlantılı siber-cinsiyet, 2. siber bağımlılık, 3. oyun bağımlılığı, 4. aşırı web bilgisi yüklenme ve 5. bilgisayar bağımlılığıdır.

Korkmaz vd. (2014) çalışmalarında, yalnızlığın sanal ortamda ölçümü için geliştirilen Sanal Ortam Yalnızlık Ölçeğinin geçerlilik ve güvenilirliğini yapmışlardır. Çalışmada ilki 354 ve ikincisi 141 olmak üzere toplam 495 kişi üzerinde anket uygulaması yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre sanal ortam yalnızlığı sanal paylaşım, sanal sosyalleşme ve sanal yalnızlık olmak üzere üç başlık altında incelenebilmektedir.

Koo ve Kwon (2014) çalışmalarında, Kore’de yapılan internet bağımlılığı çalışmalarının risk faktörleri üzerine bir meta analizi yapmışlardır. Çalışmada 1999 ile 2012 yılları arasında yapılan toplam 95 araştırma incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre internet bağımlılığında kişiler arasındaki ilişkilerden kaynaklanan risk

faktörleri, kişilerin iç yapılarından kaynaklanan risk faktörlerine göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksektir.

Wallace (2014) çalışmasında, gençlik döneminde internet bağımlılığını incelemişlerdir. Çalışmada literatür kaynakları üzerinden bir derleme yapılarak, internet bağımlılığının boyutları incelenmiş, etkilerine değinilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre internet bağımlılığı sürekli artış gösteren ve ileride yeni boyutlarının ortaya çıkması muhtemel olan bir alandır.

Türkoğlu (2013), bağımlılığın literatürdeki davranışsal ve fiziksel bağımlılık olarak tanımlandığını; davranış bağımlılığının, madde ile ilişkili faaliyetlerin varlığını ve ilgili patolojik özellikleri tanımlamak için kullanıldığını ve fiziksel bağımlılığın genel olarak hoşgörü ve yoksunluk varlığını tanımlamak için kullanıldığını ve internette harcanan zamanın arttığını ve patolojik internet kullanımının kullanımı, internet davranış bağımlılığı, problemli internet kullanımı gibi kavramların ortaya çıktığını bildirmiştir.

Cash vd (2012) çalışmalarında, internet bağımlılığı ile ilgili uygulama ve araştırma alanında yapılan çalışmaları incelemişlerdir. Çalışmada internet bağımlılık bozukluğu hastalığına ilişkin literatür bilgisi çerçevesinde inceleme yapılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre internet bağımlılığı ABD ve Avrupa’da 1.5 ile 8.2 oranla yaygın görülen ve her geçen gün yaygınlığı artan bir olgudur.

Razieh vd. (2012) çalışmalarında, üniversite öğrencilerinde internet bağımlılığı ve anksiyete arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Çalışmada 330 üniversite öğrencisi üzerinde anket uygulaması yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre erkeklerde internet bağımlılığı kızlara göre daha yüksek çıkmıştır. Yine kaygı ile internet bağımlılığı arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir.

Özen (2009) çalışmasında, üniversite öğrencilerinin yalnızlık düzeyleri üzerinde sanal sohbetin etkisini incelemiştir. Çalışmada Erzurum, Erzincan ve Ankara illerinde eğitim gören toplam 717 öğrenci üzerinde anket uygulaması yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre internet bir yandan bireyleri yalnızlığa sevk ederken, bir yandan da yalnızlık bireyleri internete sevk etmektedir.

Yılmaz vd. (2008) çalışmalarında, üniversite öğrencilerinin sosyal destek ve sanal yalnızlık düzeylerini incelemişlerdir. Çalışmada Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksek Okulundan 339 öğrenci üzerinde anket uygulaması yapılmıştır.

Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin algılanan sosyal destek düzeyleri yüksek olup, yalnızlık düzeyleri ise düşük çıkmıştır.

Sato (2006) çalışmasında, Japonya’da öğrenciler arasında internet bağımlılığını incelemiştir. Araştırmada daha önce internet bağımlılığı ile ilgili yapılan literatür çalışmaları derlenmiş ve bunun Japon gençlerine uygulanabilir olup olmadığı incelenmiştir. Çalışma sonuçlarına göre internet bağımlılığı her geçen gün artan bir psikolojik problem olup, yakın gelecekte daha çok öğrenci bu durumdan olumsuz etkilenecektir.

Young (1999) çalışmasında, internet bağımlılığının semptomları, değerlendirme ve tedavi süreçlerini incelemiştir. Çalışma alanında internet bağımlılığını bir hastalık gibi değerlendiren öncü araştırmalar arasında olması bakımından önemlidir. Burada Young, her bir semptomun ne anlama geldiğini, bağımlılık düzeylerinin nasıl olduğunu ve bunların etkilerini ortaya koymuştur.

2.4.2 Psikolojik dayanıklılık ile ilgili yurt içinde ve yurt dışında yapılan