• Sonuç bulunamadı

Enterobacter sakazakii Üzerine Diğer Antimikrobiyal Maddelerin Etkisi İle

4. BULGULAR

5.3 Enterobacter sakazakii Üzerine Diğer Antimikrobiyal Maddelerin Etkisi İle

Oshima ve diğ. (2012) yaptığı çalışmada, aralarında nisin, laktisin 3147 ve isracidin gibi peptitler, organik asitler, emülsifiyerler, tokoferol, EDTA ve laktoperoksidazın bulunduğu toplamda 34 antimikrobiyal ajanın toz bebek mamasında bulunan Enterobacter sakazakii üzerine etkisi incelenmiştir. Rekonstitute toz bebek mamasında propiyonik asit ve monokaprilin düşük konsantrasyonlarda (% 0,1-0,2) beraber kullanıldığında inhibe edici etki göstermiştir. Laktoperoksidaz, nisin veya laktisin 3147 ile beraber kullanıldığında 37°C’ de 8 saat Enterobacter sakazakii’ nin gelişmesini engellemiştir. 40 ya da 50°C’ de sulandırılmış bebek mamasında laktoperoksidaz ve laktisin 3147 varlığında Enterobacter spp. 12 saate kadar inhibe edilmiştir.

Yabanmersini suyu ve yabanmersini polifenollerinin bazı patojen bakteriler üzerine antimikrobiyal etkisi üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Joshi ve diğ. (2014) ise yabanmersini proantosiyanidinlerinin Cronobacter cinsi üzerine etkisini

57

incelemişlerdir. Bu çalışmada yabanmersini suyu, yabanmersini proantosiyanidinleri ile 30 dakika muamele edilen E.sakazakii suşlarında (29004 ve 29544) 1-1,5 log düşüş gözlemlenmiştir.

Yemiş ve diğ. (2011) vanilin, etil vanilin ve vanilik asitin ısıya dayanıklı olan Cronobacter cinsi üzerine etkisini araştırmıştır. 5,6 ve 7 pH değerlerinde ve 10,21 ve 37°C sıcaklıklardaki inhibisyon incelenmiştir. Düşük pH ve sıcaklık değerlerinde vanilin ve etil vanilinin minimum inhibisyon konsantrasyonlarında artış gözlemlenirken, vanilik asitin pH 6 ve 7 de çok az aktivitesi olduğu belirtilmiştir. Yapılan çalışma ile vanilin, etil vanilin ve vanilik asitin gıda üretim ve depolama esnasında risk olan Cronobacter cinsinin kontrolünde kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.

Jang ve diğ. (2009) kaprilik asit ve sıcaklık uygulamasının bebek mamasında bulunan E.sakazakii üzerine etkisini incelemiştir. Farklı konsantrasyonlarda ve sıcaklıklarda yapılan çalışmada, kombine uygulamanın, bakterinin inhibisyonunda sinerjistik etkisi olduğu belirlenmiştir. Örnekler 30mM kaprilik asitle muamele edildikten sonra 60 dakika 45°C, 20 dakika 50°C ve 10 dakika 55°C uygulamaları ile E.sakazakii sayısında 7.8 log’ luk düşüş gözlemlenmiştir.

Doğal maddeler olan kaprilik asit, sitrik asit ve vanilinin, Cronobacter sakazakii ve Salmonella enterica üzerindeki antimikrobiyal etkisini rekonstitüye bebek mamasında inceledikleri çalışmada Choi ve diğ. (2013), bu maddeleri tek tek ve birbirlerinin kombinasyonu olarak uygulamışlardır. Deney sonuçlarında, her iki bakteri için de kombine olarak yapılan uygulamaların etkisinin, tek tek uygulamalarda elde edilen toplam etkiden daha fazla olduğu görülmüştür. Sıcaklık arttığında, sinerjist bir etki gözlemlenmiş ve bakterisidal etkinin arttığı sonucuna varılmıştır. Elde edilen bu sonuçlar üzerine bu metotların bebek mamalarında C.sakazakii’ yi elimine edici gıda katkı maddesi olarak kullanılabileceği savunulmuştur.

Ana kaynağı süt olan laktoferrin, iki demir atomuna bağlanarak antioksidan, antibakteriyel ve tümör oluşumunu engelleyici özelliklerine sahip olan glikoproteindir. Harouno ve diğ. (2014) doğal ve demir bağlanmış bovin laktoferrinin (bLF) fosfatlı tampon çözeltisi, yağsız süt ve süt proteini ortamlarında, kurutulmuş ve kurtulmamış C.sakazakii üzerine etkilerini değerlendirmiştir. Genelde

58

doğal bLF’ in bütün ortamlarda C.sakazakii’ nin gelişmesini engelleyen tek etkili form olduğu ve aktivitesinin konsantrasyon ve inkübasyon zamanı ile arttığı gözlemlenmiştir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar da gösteriyor ki bLF’ nin C.sakazakii üzerindeki antibakteriyel etkisi çoğunlukla demir ayrılmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca bazı ısıl işlemlerin doğal bLF’ nin antibakteriyel aktivitesini etkilediği görülmüştür.

Al-Nabulsi ve diğ. (2009) yaptığı bir çalışmada, laktoferrinin (LF) ve nisinin, %0.2’ lik peptonlu suda ve rekonstitüte bebek maması formülasyonunda, kurutulmuş ve kurutulmamış Cronobacter cinsi üzerindeki antimikrobiyal aktivitesini değerlendirmişlerdir. 37 ̊C’ de %0.2’ lik peptonlu suda 2.5 mg/ml laktoferrinin kurutulmamış Cronobacter cinsi sayısında 4 saat sonunda 4 log düşüşe sebep olduğu görülürken, daha düşük sıcaklıklarda aynı etkiyi alabilmek için, daha yüksek konsantrasyonlarda laktoferrin kullanılarak daha uzun süre muamele edilmesi gerektiği görülmüştür. Aynı şekilde nisinin kurutulmamış Cronobacter üzerine etkisinde peptonlu su konsantrasyonu ve sıcaklığın önemli faktörler olduğu görülmüştür. Çalışmada, kurutulmuş Cronobacter cinsinin LF ile muamelede kurutulmamıştan daha hassas olduğu görülmüştür. Ama nisin ile muamelede, tam tersine, kurutulmuş Cronobacter cinsi hücrelerinin kurutulmamışlara göre daha direçli olduğu görülmüştür. Ayrıca ne LF ne de nisinin rekonstitüte bebek maması formülasyonunda Cronobacter cinsine karşı farkedilir bir antimikrobiyal etkisi olduğu görülmemiştir.

Téné ve diğ. (2014) yaptıkları çalışmada, Tetramorium Bicarinatum türündeki bir böcekten elde edilen ve katyonik bir peptit olan bicarinalinin antibakteriyel aktivitesini dört farklı E.sakazakii suşu üzerinde incelemiştir. Çalışmanın sonucunda bicarinalinin, bütün E.sakazakii suşlarının üzerinde diğer peptitlerden (melittin, ampicillin and tetracycline) daha etkili olduğu görülmüştür. Böylece doğal peptitlerin gıdaların mikrobiyal güvenliğini arttırmada kullanılabileceği ve Enterobacteriaceae kaynaklı mikrobiyal bozunmayı engelleyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

Rekonstitüye bebek maması ve buğday bazlı bebek mamasında kitosan ve laktik asit kullanılarak C.sakazakii’ nin inaktivasyonunu inceleyen çalışmalarında Al-Holy ve diğ. (2014) 6 hafta sonunda, oda sıcaklığında %1.5 ve %2 konsantrasyonlardaki kitosanın, C.sakazakii’ nin sayısında 2-3 log düşüşe sebep olduğunu görmüştür.

59

Ayrıca %0.4 laktik asit konsantrasyonunun bu gıdalarda 3-4 log’ luk düşüşe sebep olduğu elde edilen sonuçlar arasındadır.

Pina-Pérez ve diğ. (2012) yaptıkları çalışmada, yüksek gerilim darbeli elektrik alanı (pulsed electric field, PEF) tekniğinin, polifenol ile zenginleştirilmiş kakao tozu katılan bebek maması formülasyonuna inoküle edilmiş C.sakazakii hücrelerinin inaktivasyonuna etkisini incelemiştir. Çalışma sonucunda, PEF uygulaması ve kakao tozu kombinasyonunun C.sakazakii inaktivasyonuna önemli derecede etki ettiği gözlemlenmiştir. Aynı zamanda kakao tozunun ekleme zamanının (ön işlem/ son işlem) da inaktivasyonda etkili olduğu gözlemlenmiştir.

Turp tohumunda Cronobacter cinsinin inaktivasyonu üzerine yapılan çalışmada Kim ve diğ. (2013), tohumları klorin dioksit (ClO2) ile muamele etmiş ve 4 güne kadar modifiye atmosferde depolamıştır. Elde edilen sonuçlara bakıldığında 3 farklı modifiye atmosferde (%10 O2, %10 CO2 ve %80 N2; %5 O2, %10 CO2 ve %85 N2; ve %10 O2 ve %90 N2) farklı konsantrasyonlarda uygulanan ClO2’ in Cronobacter sayısını üzerinde düşüşe sebep olduğu görülmüştür.

Al-Holy ve diğ. (2009) yaptıkları çalışmada, doğal antimikrobiyal özellik gösteren laktik asitin (LA) , bakır (II) ve monolaurinin bebek mamasında Cronobacter’ e karşı olan etkisini araştırmışlardır. Çalışma sırasında farklı konsantrasyonlardaki antimikrobiyal maddeler, 5 farklı Cronobacter suşuna inokule edilmiştir. Elde edilen sonuçlarda %0.3 LA çözeltisinin bakteri sayısında 3 log düşüşe, 100 µg/ml bakır çözeltisinin ise 2 log düşüşe sebep olduğu görülmüştür. %0.2’ lik LA ve 50 µg/ml bakır çözeltisi kombinasyonunun ise organizmaları tamamiyle elimine ettiği ve monolaurinin ise çok az inhibe edici etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Doğal organik maddelerin antimikrobiyal aktivitesini, laboratuvar ortamında, tek tek ve nisinle yapılan kombinasyonlarıyla inceleyen çalışmalarında Lee ve Jin (2008), antimikrobiyal maddelerin E.sakazakii üzerine etkilerini karvakrol = timol > ögenol > diasetil > sinamik asit olarak sıralamıştır. Sadece asetil ve nisin kombinasyonunun E.sakazakii’ yi inhibe etmede sinerjistik etkisi olduğu görülmüştür. Bu çalışma ile, doğal organik maddelerin E.sakazakii’ nin kontrol edilmesinde potansiyel kaynak olduğu söylenmiştir.

Hsiao ve diğ. (2010) yaptıkları çalışmada, C. sakazakii’ nin çeşitli organik asitler, simule edilmiş mide suyu ve safra çözeltisine karşı sıcaklık uygulaması ile etkisini

60

incelemişlerdir. Fosfat tampon çözelti içeren laktik asidin, ısı ile şoklanmış C. sakazakii hücrelerine karşı toleransının arttığı gösterilmiştir. Safra çözeltisinde ve mide suyunda ise ısı etkisi C. sakazakii hücrelerine karşı etkili olmadığı görülmüştür. E.sakazakii ve diğer bazı patojen bakteriler üzerine yaptıkları çalışmada Bidlas ve Lambert (2008), sodyum klorür (NaCl) ve potasyum klorür (KCl) tuzlarının antimikrobiyal etkisini incelemişlerdir. Çalışma sonucunda KCl’ nin çalışılan patojen bakteriler üzerine antimikrobiyal etkisinin olduğu görülmüştür. Bu çalışma ile, gıdaların korunması amaçlı tuz kullanımında, sodyum oranını düşürmek için diğer tuzlar (özellikle NaCl) yerine, aynı oranda KCl kullanıldığında aynı etkiyi verdiği sonucuna varılmıştır.

Lambert ve Bidlas (2007) yaptıkları çalışmada, zayıf asitlerin (laktik, asetik, propiyonik, sitrik, sorbik, benzoik), pH, tuz ve sıcaklığın E.sakazakii üzerine etkisini incelemişlerdir. E.sakazakii gelişimi için minimum pH değeri 3,89 ve maksimum tuz konsantrasyonu %9,1 olarak bulunmuştur. Zayıf asit karışımlarında 25 ve 41°C’ de yapılan deneylerde sıcaklığın önemli bir inhibe edici etkisine rastlanmamıştır.

61

Benzer Belgeler