• Sonuç bulunamadı

Krizin bir diğer etkisi de enflasyon oranları üzerinde görülmüştür. Grafik 4’e bakıldığında, dünya enflasyon oranları 2008 öncesinde yıllık ortalama %4 civarında seyretmekte iken aynı yıl %50 artışla %6’ya yükselmiştir. 2008 yılında enflasyon

oranlarında meydana gelmiş olan bu yükselmenin ardında finansal çalkantıların yanı sıra aynı yıl petrol ve gıda fiyatlarında yaşanmış olan yükselmelerinde olduğunu söylemek mümkündür (Alantar, 2008:7). 2009 yılında küresel iktisadi faaliyette yavaşlama ve emtia fiyatlarının hızlı bir şekilde gerilemesi küresel enflasyonda keskin düşüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuş (TCMB, 2009a: 16) ve 2008 yılına göre %55 civarında bir düşüş yaşanmış olup, dünya enflasyon oranı %2.8’e gerilemiştir. 2010 ve 2011 yıllarında yükseliş eğilimi sergileyen enflasyon oranları sırasıyla %3.9 ve %5.2 oranında gerçekleşmiş olup, takip eden yıllarda bir önceki yıla kıyasla daha düşük seviyede gerçekleşmiştir.

Grafik-4: Enflasyon Oranları

Kaynak: TUİK, MCUB, IMF ve Eurostat verilerinden hazırlanmıştır.

İkinci olarak, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin enflasyon oranlarının seyri ele alındığında, gelişmekte olan ülkelerin enflasyon oranlarının tüm dönem boyunca gelişmiş ülkelerin enflasyon oranlarından yaklaşık olarak %4 civarında daha yüksek seviyede seyrettikleri görülmektedir. Şöyle ki, 2007 yılı öncesinde gelişmiş ülkelerin enflasyon oranları ortalama yıllık %2’lerde seyretmekte iken, aynı oran gelişmekte olan ülkelerde %6 civarında seyretmektedir. 2008 yılında dünya enflasyon oranlarında olduğu gibi

-2 0 2 4 6 8 10 12 2 0 0 5 2 0 0 6 2 0 0 7 2 0 0 8 2 0 0 9 2 0 1 0 2 0 1 1 2 0 1 2 2 0 1 3

gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin enflasyon oranları da %50 oranında artış göstermişlerdir. 2009 yılında ise tersine her iki ülke grubuna ait enflasyon oranlarında düşüşler yaşanmış olup, gelişmiş ülkelerin enflasyon oranları %0.15’e, gelişmekte olan ülkelerin ise %5.26’ya gerilemiştir. 2010 ve 2011 yıllarında enflasyon oranlarında artış gözlemlenmesine rağmen, takip eden yıllarda düşüş eğilimi sergilemişlerdir. ABD, EA ve AB enflasyon oranlarının seyirleri de gelişmiş ülke enflasyon oranları seyri ile yüksek oranda benzeşmekte olduklarından dolayı tekrardan kaçınmak amacıyla ayrıca yorumlanmamıştır.

Grafik 4’te en yüksek enflasyon oranlarına sahip olan Türkiye’nin verileri incelendiğinde, örtük enflasyon hedeflemesi uygulanan 2004 ve 2005 yıllarında enflasyon oranları hedeflenen enflasyon oranın altında meydana gelmiş, açık enflasyon hedeflemesine geçilen 2006 yılından 2008 yılına kadar ki süre zarfında, para politikasının kontrolü dışında gerçekleşen birtakım şoklardan dolayı enflasyon oranları hedeflerin üstünde gerçekleşmiştir (TCMB, 2008a: 2). Küresel finansal krizinin enflasyon oranları üzerinde yoğun hissedildiği yıllar olan 2009 ve 2010 yıllarında Türkiye’ye ait enflasyon oranları diğer ekonomilerde olduğu gibi gerilemiştir. 2011 yılında enflasyon oranları bir önceki yıla kıyasla 4 puanlık bir artışla %10.5 gerçekleşmiştir, bu artışın ana nedenleri arasında aynı yıl Türk lirasında gözlenen belirgin değer kaybı yer almaktadır (TCMB, 2012a: 34). 2012 yılında emtia fiyatlarının ılımlı bir seyir izlemesi, döviz kurlarındaki istikrarlı gidişat ve yavaşlayan ekonomik faaliyet gibi faktörlerden dolayı enflasyon oranları 4.3 puan gerileyerek %6.16 oranında gerçekleşmiş olup son 44 yılın en düşük seviyesine ulaşmıştır (TCMB, 2013a:36). Enflasyon oranları 2013 yılında bir önceki yıllara göre daha yüksek seviyede gerçekleşmiştir. Enflasyon oranlarındaki bu artışın 2013 yılının ikinci yarısından itibaren para politikalarında ilişkin küresel düzeyde yaşanan belirsizliklerden dolayı zayıf seyreden sermaye akımlarından dolayı Türk lirasında yaşanan değer kayıpları yanında, kuraklık ve olumsuz hava koşullarına bağlı olarak ortaya çıkan negatif arz şokunun gıda fiyatlarını yukarı yönlü etkilemesi etkili olmuştur. (TCMB, 2014a:33).

2008 küresel finansal krizinin enflasyon oranları üzerinde etkilerinin gözlemlenmesi amacıyla oluşturulan Grafik 4’teki son ülke olan Makedonya verileri değerlendirildiğinde, 2005 ile 2006 yıllarında yükselmiş olan enflasyon oranları, 2007 yılında bir önceki yıla kıyasla daha düşük bir seviyede gerçekleşmiş olduğu görülmektedir. 2008 yılında Makedonya enflasyon oranları 6 puanlık bir artışla %8.3 seviyesine ulaşmıştır. 2009 yılında küresel finansal krizinin, gıda ve enerji fiyatlarındaki artışların önüne geçmesi ile Makedonya’da %0.8 oranında bir deflasyon gerçekleşmiştir (MCUB, 2009: 33). 2010 ve 2011 yıllarında yükselen enflasyon oranları, 2012 ve 2013 yıllarında bir önceki yıla göre daha düşük seviyelerde gerçekleşmiştir 2010 yılından sonra göze çarpan bir özellik Makedonya ekonomisine ait enflasyon oranlarının AB ve EA enflasyon oranları ile aynı yönde meydana gelmiştir ki, bunun sebeplerinden birisinin Makedonya Cumhuriyeti resmi para birimi olan Denar’ın Euro’ya sabitlenmesi olduğunu söyleyebiliriz.

2008 küresel finansal krizinin enflasyon oranları üzerinde etkisinin Grafik 4’te yer alan ekonomiler açısından kıyaslandığında, kriz enerji ve gıda fiyatlarının gerilemesine neden olaraktan tüm ekonomilerin enflasyon oranlarında düşüşe neden olduğunu söylemek mümkündür. Daha detaylı bir şekilde yorumlandığı takdirde, 2009 yılında ABD ve Makedonya’da sırasıyla %0.3 ve %0.8 oranlarında deflasyon meydana gelmiştir. Diğer taraftan, gelişmiş ülkeler, AB ve EA’da ise %0.1–1 arasında enflasyon meydana gelmiş bu oran dünya genelinde %2.8, gelişmekte olan ülkelerde %5.3, Türkiye’de ise %6.3 oranında gerçekleşmiştir. 2010 yılında tüm dünya genelinde enflasyon oranlarının yükseldiği, 2011 yılında Türkiye’nin enflasyon oranları hariç diğer ülke enflasyon oranlarında yükselmenin devam ettiği, 2012 yılından itibaren ise tam tersine, Türkiye enflasyon oranları yükselmeye başlar iken diğer ekonomilere ait enflasyon oranlarında düşüş olduğu görülmektedir.