• Sonuç bulunamadı

Enflasyon Hedeflemesinin Alternatif Para Politikaları Hedeflemelerine

Enflasyon hedeflemesi, son yıllarda giderek artan sayıda ülke tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Literatürde, bu para politikasının gelişmiş ülkeler açısından uygun bir para politikası olduğu görüsü büyük ölçüde kabul edilmektedir. Fakat, bu para politikasının gelişmekte olan ülkeler açısından uygun bir para politikası olup olmadığı tartışılmaktadır. Bunun en önemli nedeni de, gelişmekte olan ülkelerin mali piyasalarının yeterince derin olmaması ve kamu maliyesinde gerekli disiplinin sağlanamaması önemli yer tutmaktadır.

Uygulamada enflasyon hedeflemesi rejimi, döviz kuru rejimi ile karşılaştırıldığında daha çok yurtiçi koşullara odaklanmaktadır (Mishkin, 1999: 591). Böylece yurtdışından meydana gelecek şokların, uygulanacak politika üzerindeki etkileri de en aza inecektir. Oktar (1998)’ a göre, özelikle sabit kuru ya da kayan pariteyi sürdürebilme çabasında bulunan ülkeler, dış faiz haddi ile yurtiçi faiz haddi arasındaki uyumsuzluk ile uğraşmak durumundadırlar. Bir ülke enflasyonla mücadele etmek için sıkı para politikası uyguladığında iç faiz hadleri dış faiz hadlerinin üzerine çıkabilir. Bu durumda sermaye girişleri sıkı para politikasının etkilerini dengeleme eğilimi gösterecektir. Bu da, çok sayıda ülke için bir tehlike olan sermeye girişi sorunu demektir. Şoklarla ilgili olarak ayrıca ülke uygulamaları incelendiğinde, para politikası uygulayıcılarının hedeflenecek fiyat endeksinde içerikle ilgili bazı düzenlemeler yaptıkları görülmektedir. Örnek olarak, İngiltere’de hedeflenen fiyat indeksinden ipotek faiz oranlarının çıkarılması, Kanada’da TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) ’ den dolaylı vergilerin çıkarılması verilebilir. Almeida (1998), hedeflenen endeksteki düzenlemeler ve hedefi askıya alma durumlarıyla ilgili olarak, daha önce belirlenmiş kaçınma şartlarıyla birlikte, para politikasının ekonominin etkisi altında kaldığı şoklara karsı son derece etkili önlem almasının mümkün olduğunu belirtmektedir.

Enflasyon hedeflemesi rejiminin sabit döviz kuru rejimi ile birlikte yürütülemiyor; fakat rejimin esnek döviz kuru rejimi ile birlikte uygulanması durumunda mali istikrarsızlık durumu ortaya çıkabilir. Diğer para politikası rejimleriyle karşılaştırıldığında, özellikle önemli arz şoklarının olduğu durumlarda, etkin olmayan bir üretim dengesine yol açmaktadır (Johnsson, 1999: 7). Uygulama aşamasında çıkan

bir takım aksaklıklar, enflasyonun doğrudan hedeflenmesinin problemlerinden birkaçını oluşturmaktadır. Ekonomide fiyatların geçmiş dönemlerde alınan kararlardan ve anlaşmalardan etkilenmesi merkez bankasının enflasyon üzerinde tam kontrolünün olamamasına ve enflasyonun içselleşmesine sebep olmaktadır. Para politikasının uygulanma sürecinde, ekonominin, merkez bankasının kontrolü dışındaki şoklara maruz kalması da enflasyonun merkez bankasınca tam anlamıyla kontrol edilmesini güçleştirmektedir (Karasoy, 1998: 14-15).

Bütün bunlar göz önüne alındığında enflasyon hedeflemesinin avantajlarını ve dezavantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

1.3.1. Enflasyon Hedeflemesinin Avantajları

Enflasyon hedeflemesi uygulamasının başlıca avantajları şöyle sıralanabilir:

- Para politikasının şeffaflığının artırılmasında önemli bir rol oynar. Şeffaflık ve sorumluluk ilkelerinin uygulanması ile birlikte politika yapıcılarının güvenilirlik düzeyi yükselir. Güvenilirliğin tesisi, halkın beklentilerinin açık ve kesin olmasını sağlar. Tüketiciler ve firmalar merkez bankasının fiyat istikrarını sağlama konusunda taahhüt altına sokulduğuna inanırlar ise, daha düşük nominal ücret artışlarını kabul ederler.

- Para politikasının ulusal ekonomideki şoklara ağırlık vermesini sağlar.

- Amaç değişkenler için hedeflerin oluşturulmasında ara hedef değişkenle nihai değişken arasındaki ilişkilerde beklenmedik değişiklikler olduğunda ortaya çıkan hız istikrarsızlığının farkına varılmasına da yardımcı olur.

- Para politikasının operasyonel olarak uygulanmasında önemli bir etkisi vardır.

- Alternatif politikalara göre daha anlaşılır bir politikadır.

- Merkez bankalarının para politikası araçlarını kullanmalarında ve kontrol etmelerinde bağımsız olmalarını sağlamaktadır.

- Para otoritelerinin fiyat istikrarı hedefine ulaşmaları için gerekli tüm bilgiyi kullanmalarını sağlamaktadır

.

-Politika tartışmalarının merkez bankasının, para politikası ile gerçekleştirebileceği hususlar üzerinde odaklanmasını sağlamaktadır.

1.3.2. Enflasyon Hedeflemesinin Dezavantajları

Enflasyon hedeflemesi uygulamasının başlıca dezavantajları ise şunlardır :

- Parasal otoriteler, döviz kurları ve parasal büyüklüklere kolaylıkla müdahale edebilir. Ancak aynı kolaylığı enflasyonun kontrolünde görmek oldukça zordur. Başka bir ifade ile, enflasyon hedeflemesi stratejisinde ilan edilen hedef, merkez bankasının kontrolünde olan bir değişken değildir. Bilindiği gibi, para politikası uygulamalarının enflasyonist etkilerini ancak uzun bir gecikme periyodundan sonra görmek mümkündür. Dolayısıyla, merkez bankası ilan ettiği hedefe ulaşacağını taahhüt etse de, sadece enflasyon hedeflemesi ile bireylere ve piyasalara para politikasının yönelimi konusunda hemen ve kesin bilgi vermek imkansızdır. Örneğin cari dönemde hedeflenen düşük oranlı bir enflasyon oranına rağmen uygulanan para politikası karşısında piyasanın göstereceği tepki istenilmeyen sonuçlara yol açabilir. Hedeflerin tutturulamaması anlamına gelen böyle bir durumda merkez bankasının iktisadi birimler açısından yol gösterici olma işlevi zayıflar. Dolayısıyla kredibilitenin tesisi güçleşir (Mishkin, 1997: 24; Laubach, 1999: 15).

- Enflasyon hedeflemesi stratejisi, mali disiplinin sağlanması yönünde yetersiz kalabilir. Bu stratejinin başarılı olması her şeyden önce sağlam bir mali yapı ile birlikte istikrarlı bir finansal sisteme bağlıdır. Başka bir ifade ile kamu açıklarının sürdürülebilirliği ve güçlü bir finansal sistem, enflasyon hedeflemesi stratejisinin ön koşullarıdır. Mali açıkların yüksek düzeylerde seyrettiği ekonomilerde, enflasyon hedeflemesi rejiminin sürdürülebilirliği olanaksızdır. Çünkü geniş kamu açıkları nedeniyle monetizasyon ya da devalüasyon uygulamalarına gidildiğinde, kaçınılmaz

sonuç yüksek enflasyondur. Öte yandan, zayıf finansal sisteme sahip gelişmekte olan ekonomilerde enflasyon oranlarında istikrarsız dalgalanmalar gözlenebilir (Mishkin, 2000: 107).

- Yüksek düzeyli ya da kısmi dolarizasyon olgusu, enflasyon hedeflemesi strateji açısından ciddi sorunlara yol açabilir. Gelişmekte olan ekonomilerin bir çoğunda, firma, hane halkı ve banka bilançoları incelendiğinde iktisadi faaliyetlerin önemli bir bölümünde dolar kullanıldığı açıkça görülür. Öte yandan gelişmekte olan ekonomilerdeki uzun vadeli borçlar, geniş ölçüde dolar ile ifade edilmektedir. Enflasyon hedeflemesi stratejisinin, nominal döviz kurunun esnekliğini zorunlu kıldığı gerçeği göz önüne alındığında döviz kurunda dalgalanmaların gözlenmesi şaşırtıcı değildir. Kurlardaki büyük ve ani değer kayıpları, dolar cinsinden ifade edilen borç yükünün şişmesine, bilançoların kayda değer ölçüde tahrip olmasına ve finansal krizin tetiklenmesine yol açar (Mishkin, 2000: 107).

Benzer Belgeler