• Sonuç bulunamadı

Enerji güvenliğinin geleneksel açıklaması, tüketici durumundaki ülkelerin petrol kaynaklarına gereksinimlerini karşılayacak şekilde ulaşmaları bağlamında, arz güvenliğinin temin edilmesiyle ilgilidir. Bu bakış şekli, enerji güvenliğinde geleneksel ögelerin, petrol arzı (üreticiler), talep merkezleri (tüketiciler), piyasa yapıları ve jeopolitikle alakalı olarak tanımlanmaktadır.118 Esasında enerji güvenliği onun fiziksel güvenliğidir. Yani petrol, doğal gaz, kömür gibi hatta rüzgâr ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının aranması, üretimi, iletimi, dağıtımı, pazarlaması gibi bir dizi enerji faaliyetinde ortaya çıkabilecek herhangi bir güvenlik sorunudur.119

Gelişen dünyada enerji güvenliğinin klasik tanımı makul fiyatlarla elverişli kaynaklara kolayca ulaşılabilirlik olmasına rağmen farklı ülkelerin bu konunun ne anlama geldiğiyle ilgili yorumları farklıdır.120 Rusya için amaç “stratejik kaynaklar” üzerinde devlet ağırlığını koyması121 anlamına gelirken, Japonya için kıt yerli kaynaklarını çeşitlendirme, ticaret ve yatırım yoluyla dengeleme anlamına gelir.122 Örneğin, Avrupa’nın ithal petrol ve gaza olan bağımlılığının git gide artması, Çin ve Hindistan gibi yükselen ekonomilerde giderek artan enerji gereksinimleri, en somut uygulamasını Rusya’nın enerji politikalarında gösteren kaynak milliyetçiliği, kritik enerji altyapılarını nişan alan enerji terörizmi, bilhassa tankerin geçiş yaptığı dar su yollarındaki korsanlık faaliyetleri, fosil yakıtların bu yüzyıl ortasından itibaren tükeneceği ve üretimlerinin doruk noktasına ulaşacağı yönündeki beklentiler; iklim değişikliği konusundaki endişeler gibi son yıllardaki değişik gelişmeler enerji güvenliğinin uluslararası güvenlik tartışmalarında mühim bir konu haline gelmesine sebep olmuştur.123

118 Mitat Çelikpala, Enerji Güvenliği NATO’nun Yeni Tehdit Algısı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,

İstanbul 2013, s.7.

119 Durmuş Dündar-Müge İşeri-Necdet Pamir,Enerji Güvenliği: dünya ve Türkiye Panel, İstanbul Kültür

Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2010 s.46.

120 Daniel Yergin, “Ensuring Energy Security”, Foreign Affairs, Cilt.85, Sayı.2, April 2006 s.70-71. 121 Yergin, a.g.m. s.71.

122 Aynı yerde.

123 Emre İşeri ve A.Oğuz Dilek, “Yeni Enerji Jeopolitiğinde NATO’nun Enerji Güvenliğinde Tamamlayıcı

Enerji kaynakları ile ilgili çeşitli kaygılar oluşmaktadır. Bu kaygılardan ilki enerji kaynaklarının devletlerarasında dengesiz dağılımı ve özellikle yükselen ekonomiler tarafından giderek artan oranlarda talep edilmesine yöneliktir.124 İkinci kaygı ise Batılı ülkelerin gittikçe düşen oranlarda enerji üretirken ithal enerjiye giderek daha bağımlı olmalarının getirdiği büyük miktarda gelir transferinden ileri gelmektedir.125 Avrupa üzerinden değerlendirildiğinde, Orta Doğu petrollerine ve Rusya’ya enerji için bağlı olmak zaman zaman bazı sorunların yaşanmasına neden olmuştur. Ukrayna ve Rusya arasındaki gerginlikte, Rusya Ocak 2006’da Ukrayna’nın doğalgazını kesmiş, Ukrayna’dan Avrupa’ya giden doğalgaza el koymuştur.126 Avrupa ülkelerinin çoğu, Rusya doğal gaz vanalarını kapatınca ya doğalgazsız kalmış ya da gelen doğal gaz miktarında yüzde 50’lere varan düşüşler yaşamışlardır.127

Petrolün Batı’ya ve özellikle Amerika’ya karşı bir siyasi silah olarak kullanılması, 1967 Arap-İsrail Savaşının sonrasında söz konusu olmuştur.128 Petrol fiyatları, 1970’lere kadar petrol şirketleri tarafından belirlenirken, 1973’le birlikte OPEC* ülkeleri bu konuda yeni bir dönemi başlatmışlar ve fiyat ve miktarın kendileri tarafından belirlendiğini göstermişlerdir.129

Arap ülkeleri savaş başladıktan sonra yaptıkları ortak açıklamada, İsrail’e yardım eden ülkelere petrol ambargosunda bulunacaklarını ima etmişlerdir.130 ABD İsrail’e askeri yardım yapma kararı alınca, Suudi Arabistan buna karşılık OAPEC’in** ABD’ye ve Hollanda’ya (Rotterdam’ın Avrupa’nın çeşitli yerlerine

124 Emre İşeri, “Küresel Düzeyde Enerji Meseleleri ve Türk Dış Politikası”, Der.Faruk Sönmezoğlu,

Nurcan ÖZGÜR Baklacıoğlu, Özlem Terzi, XXI: Yüzyılda Türk Dış Politikasının Analizi, DER Yayınları, İstanbul 2012, s. 277.

125 İşeri, a.g.m. s.277.

126http://www.cnnturk.com/2009/ekonomi/dunya/01/05/rusya.ukrayna.gaz.krizi.avrupaya.sicradi/5

07526.0/(07.01.2017)

127 İlbaş, a.g.e, s.172.

128 Fahir Armaoğlu, 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi, 16.Baskı, Alkım Yayınları, İstanbul 2007, s.726.

*OPEC:İran, Irak, Kuveyt Suudi Arabistan ve Venezüella’nın 1960 yılında petrol fiyat politikasını kontrol edebilmek için Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü adıyla kurduğu birlik.

129 Tayyar Arı, Geçmişten Günümüze Orta Doğu Siyaset Savaş ve Diplomasi, 6.Baskı, Dora Yayınları,

Bursa 2014, s.385.

130 Baskın Oran, Türk Dış Politikası Kurtuluş savaşından Bugüne Olgular, Olaylar, Belgeler, Yorumlar,

Cilt I: 1919-1980, 18.Baskı, İletişim Yayınları, , İstanbul, 2013, s.799.

**OAPEC:Arap Petrol İhraç Edenler Örgütü adıyla 1968 yılında kurulmuştur. Sadece Arap Petrol üreticilerinden oluşur.

petrol boşaltma ve dağıtım merkezi olduğu için) bütün petrol nakliyatına ambargo koyma kararına katılmıştır.131 Savaşan iki Arap devletini desteklediklerini ilan eden Arap üyeler geçici olarak üretimi azaltmıştır. Bu durum, arzı düşürdü ve dolayısıyla fiyatlarını yükseltmiştir. Petrol fiyatı yüzde 380 artmış ve zenginlik sanayileşmiş petrol ithal eden ülkelerden bölgeye geri akmıştır.132 1970’lerin başında, böylelikle OAPEC üyelerinin petrol üretimini azaltıp, ambargo uygulayıp ve fiyatları yükseltip avantajlı pozisyon sağlamayı amaçladıkları iktisadi ve ticari temelde bir enerji savaşı yaşanmıştır.133

1973 krizi sonrası doğmuş ve var olan enerji güvenliğinin modeli, üretici ülkeler kaynaklı petrol arz kesintilerini yönetmeye öncelik vermiştir. Günümüzde ise enerji güvenliği kavramının, tüm enerji arz zincirini ve altyapılarını muhafaza etmeyi de içine alacak biçimde genişletilebilmesi gerekir.134

1990 yılında Irak Kuveyt’i işgal etmiştir. Amacı körfezdeki petrol sevkiyatı için daha elverişli bir saha kazanmaktır. Zira, Kuveyt’e ait Bubiyan ve Varba adaları, hem körfezde stratejik öneme sahiptir hem de önemli petrol yataklarını barındırıyordur.135 Irak’ın Kuveyt’teki petrol yataklarını kontrol altında tutmak istemesi, Arapların uyguladığı petrol ambargosu, Rusya-Ukrayna krizi, son olarak 2008 Ağustos Rusya-Gürcistan savaşında, Avrupa’ya enerji ikmalini sağlayan Bakü- Supsa hattının geçici kapatılması enerji akışının “güvenlikleşme”sine önemli ölçüde katkı sağlamıştır.136

131 William L. Cleveland, Modern Orta Doğu Tarihi, Agora Kitaplığı, İstanbul 2008 s.502. 132 James Gelvin, Modern Orta Doğu Tarihi 1453-2015, Timaş yayınları, İstanbul 2016, s.328. 133 Çelikpala, a.g.e. s.10.

134 Yergin, a.g.m s.78.

135 Mohammat Arafat, Türkiye ve Komşuları, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2009, s.263. 136 Çomak, a.g.e. s.151.

Benzer Belgeler