• Sonuç bulunamadı

3.3. Uluslararası Enerji Kaynakları Arasında Petrol ve Doğal Gazın Yeri

4.1.1. Enerji Güvenliğinde Orta Doğu Bölgesi’nin Jeopolitiği

Enerjiyi arz eden ülkeler ve uluslararası güvenlik bakımından, Orta Doğu bölgesinin ham petrolleri ve doğal gazı üzerinde söz sahibi olabilme durumu büyük önem kazanmıştır. Orta Doğu bölgesinde Osmanlı Dönemi’nin sona ermesiyle devamlı hale gelen istikrarsızlık ve değişik gruplar arasında yaşanan çekişmeler baş göstermiştir. Bu durumun gittikçe şiddetlendiği söylenebilir (Elmas, 2012: 61).

Büyük ihracatçılar olarak dünya petrol sektöründe Orta Doğu coğrafyasında bulunan Suudi Arabistan, İran, Irak ve Birleşik Arap Emirlikleri kritik öneme sahip bulunmaktadır. Bu ülkelerde veya bölgede meydana gelebilecek ciddi istikrarsızlıklar, kaos ya da silahlı çatışmalar içeren iç karışıklıklar, mezhep savaşları ihracatlarını etkilemektedir. Piyasaya sunulabilen ham petrolün miktarında sebep olacağı azalma ve petrolün talep durumunun aniden düşme eğilimi göstermesi ham petrol fiyatının hızla yükselmesine yol açabilir. Yani Suudi Arabistan, İran ve Irak’tan ihracatın durdurmasına veya azalmasına sebep olacak bir kriz yaşanması, ihtiyaç duyduğu enerjiyi kendi öz kaynaklarından karşılayamayan her ülkenin, söz konusu ülkelerden ithal ettikleri petrol miktarından bağımsız olarak olumsuz etkilenmesine yol açacaktır. Çünkü bu durum petrolün piyasa değerini artırmaktadır ve küresel olarak tüm ekonomilerde negatif yönde etki yapmaktadır. Orta Doğu Bölgesi’nin jeopolitik öneminin petrole bağımlılığı azaltma sürecinde, enerji güvenliği ve dış politika yapımında arttığı söylenebilir (İpek, 2013: 16).

Orta Doğu bölgesinin tüm ilişkilere etkisi açısından bu kadar önemli bir yer teşkil etme sebeplerini tarihsel açıdan da ele almak gerekmektedir (Davutoğlu, 2010: 327). Verimli topraklara sahip olma, köklü uygarlıkların getirdiği kültürel içerik, yapısında bulundurduğu farklılıkların her bakımdan etkileşimini sürdürmüş olması bugünkü zengin ham petrol ve doğal gaz rezervleri Orta Doğu’ya jeopolitik önem

52

kazandıran özelliklerdir. Bu bölgeye gelişmiş ülkeler tarafından yıllardır uluslararası alanda jeopolitik önemini her zaman koruyacağı düşüncesiyle bakılmaktadır (Elmas, 2012: 62-63).

Ülke sanayilerinin ve bireysel anlamda tüketicilerin ihtiyaç duyacakları kadar enerji miktarlarını uygun fiyatlarla ve sürekliliğinin kesilmesinde en düşük risklerle elde edilebilirliğinin sadece bugün için değil gelecek için de sürdürülebilmesi durumuna ve bu durumu oluşturma yönünde yapılan politikalara enerji güvenliği denir. Enerji güvenliğinde yapılan bu tanıma göre iki temel parametre önem taşımaktadır: Enerjide uygun fiyatın bulunması ve elde edilebilirliğinde sağlanacak olan sürekliliğinin bozulma riskinin azaltılmasıdır. Enerjide güvenliğin sağlanabilmesi açısından dünya petrol fiyatının belirlenmesi kısmında oldukça etkili bir role sahip bulunan ve Orta Doğu’nun rezervlerini topraklarında barındıran ülkelerdeki gelişmeler ve kaynaklara bağımlılık oranları her zaman hesap edilmesi gereken önemli unsurlar olacaktır. Konvansiyonel olmayan doğal gaz üretim, enerji arzını arttırmaktadır. Buna rağmen Çin gibi kalabalık ülke nüfusuna sahip ya da Hindistan gibi ülkeler ciddi anlamda kalkınmakta oldukları için enerji ihtiyaçlarında hızlı bir yükseliş yaşanmasına sebep olmaktadırlar. Bu nedenle artan enerji arzının petrol fiyatlarında aşağı yönlü bir hareket meydana getirme olasılığının çok az olduğunu söylemek mümkündür (İpek, 2013: 19-20).

Doğu Akdeniz limanları, Orta Doğu petrolünün Batı’ya güvenilir bir şekilde ulaştırılmasının sağlanması için düşünülen boru hatları, dönemin jeostratejik düşünceleri çerçevesinde değerlendirilmektedir. İlk zamanlar tek hat üzerinde gerçekleşen nakliyatın zamanla iki hatta çıkartılması ve iki ayrı limanın varış noktası olarak belirlenmesi petrol nakil hatlarının güzergâh tespitinde göze çarpan önemli bir noktadır (Gaunson, 1984: 697).

Piyasalara sunulan enerjinin çeşitliliğini çoğaltma zorunluluğu, öncelikli olarak kendi öz kaynaklarından yapabildiği üretim ve tüketimindeki miktarın ne kadarının ithal edildiğiyle ilgilidir. Enerji piyasasında yapısal değişikliklerin olması, Orta Doğu’nun jeopolitik önemini arttırmaktadır. Diğer taraftan petrole bağımlılığın

53

ve doğal gazın büyüyen önemi, konvansiyonel olmayan doğal gaz ve petrolün ihracatı, ilerleyen süreci dış politika yapıcıları açısından oldukça hassas hale getirmektedir. Orta Doğu’nun tarihsel süreçteki siyasi krizleri ve petrol zenginliği arasındaki ilişki dikkate alındığında, enerji güvenliğini etkileyecek bir yapısal değişim, mevcut hegemonik düzende sosyal güçlerin ulusal ve uluslararası seviyedeki yerlerini değiştirmektedir. Bu sebeple, bu muhtemel yapısal değişimin farklı seviyelerde farklı aktörlerin ideolojik bakış açılarını, kimliklerini ve kapitalist üretim ilişkilerindeki yerlerini nasıl farklı hale getirebileceği önem arz etmektedir (İpek, 2013: 20-22).

Orta Doğu’nun jeopolitiği ve enerji güvenlik alanındaki önemi göz önüne alınması gerekir. Coğrafyada siyasi ve sosyal değişimlere, kalkınmanın ve güvenliğin ilişkisi kurularak bakılması önem teşkil etmektedir. Ranta dayalı ekonomi şeklinde isimlendirilen yolsuzluğa olanak sağlayan ve üretme ile demokratikleşmenin önünde zorluk çıkaran kalkınma modeli, Orta Doğu’nun en önemli ekonomik zorluğudur. Bu ekonomi modeli bölge ülkelerinde çok fazla olumsuz etkiler meydana getirmektedir. Kentsel ve kırsal nüfus ve yarı-kentleşmiş gecekondu nüfusu arasında gittikçe büyüyen gelir farklılaşması, kırsal alanlardan kente doğru yoğun göç yaşanması, kalkınmakta olan ülkeler arasında Arap ülkelerinde en büyük işsizlik oranının bulunması, genç nüfusta işsizlik oranının dünya ortalamasının üzerinde olması ve kimi ülkelerde nüfusun yarısını işsiz gençlerin meydana getirmesi, bölge ülkelerde yaşanan olumsuzluklardan en önemli olanlarıdır (UNDP, 2011: 15).