• Sonuç bulunamadı

Emlak Vergisinin konusu, üzerine vergi ilave edilen, dolaylı yada doğrudan olmak üzere verginin kaynağını oluĢturan ekonomik değer yada servet özelliğindeki unsurlardır.

Özetle üzerinde vergi alınmakta olunan her tür Ģey verginin konusunu oluĢturur. Böylece verginin konusu mal, hizmet, gider, gelir, sermaye, tüketim, tasarruf, muamele, gayri maddi ve maddi varlıklar, servet, fiil vb. olabilir (Ekodialog, 2018).

Vergi Usul Kanununa baktığımızda verginin konusu, genel bütçe içerisinde bulan vergi, resim ve harçlar, il özel idarelerine ve belediyelere ait olan vergi, resim ve harçlar oluĢturur. Emlak Vergisinin konusu içerisinde bina, arazi, arsa vb.

gayrimenkuller bulunur (Gürbüz, 2015:54).

Emlak Vergisi konusu içinde yer alan arazi ve bina vergilerini iki farklı baĢlık içerisinde görmek mümkün olabilir.

2.4.1.Bina Vergisinin Konusu

Emlak Vergisi Kanunu içerisinde üç bölümden meydana gelir. Birinci bölümde bina vergisinin konusu mükellef baĢlığıdır ilk bölümde ele alınmıĢtır.

Yine Emlak Vergisi Kanunu‟nun içerisinde yer alan 1. maddeye göre bu verginin konusu; Türkiye sınırları içinde bulunan binalardır. 3194 sayılı imar kanununun ilgilendiği konular arasında yer alan bina kavramı bu kanunda ilk olarak

„„yapı‟‟ kavramının açıklanması ve akabinde bina kavramının tanımlanmasıyla baĢlar (Arslan, 2012:305).

Ġmar Kanunu 5. maddesinde yer bulan yapı; „„karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yer altı ve yer üstü inĢaat ile bunların ilave, değiĢiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir‟‟. Aynı kanunda bina; „„kendi baĢına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalıĢma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan,

39 hayvanların ve eĢyaların korunmasına yarayan yapılar olarak tanımlanmıĢtır (3194 sayılı Ġmar Kanunu, 2018).

Kanunda yer alan bu tanımlara bakarak binayı ifade etmek gerekirse bina, birbiri ile bağlantı halinde olan yapıların inĢa edilmesiyle oluĢmaktadır diyebiliriz.

Bina için Emlak Vergisinde kullanılan genel bir tanım bulunur. Bu tanım 2.

madde de Ģu Ģekilde yer alır; yapıldığı madde ne olursa olsun, gerek karada gerek su üzerindeki sabit inĢaatın hepsini kapsar. Bu maddenin içerisinde yer alan hangi binaların vergiye tabi olacağını; binanın betonarme, çelik, ahĢap vb. gibi malzemelerden oluĢmuĢ olması önem arz etmemektedir. Asıl olan burada binanın sabit bir inĢaat Ģeklinde yapılmıĢlığıdır.

Bu sabit inĢaattan kasıt ise yapılan inĢaatın devamlı bir gaye uğruna kullanılması demektir (Arslan, 2012:305). Örnek verecek olursak Emlak Vergisi kanunu 2/3 maddesinde yer alan yüzer vaziyetteki havuzlar, çadırlar ve nakil araçlarına takılan ve sürüklenebilen seyyar evler bina olarak kabul edilmezken, su ve kara üstünde sabit vaziyet halindeki rıhtım, iskele ve tünel nakil hat araçları vb. alt yapı unsurları da bina olarak kabul görmektedir (Bulutoğlu,1962:398).

Emlak Vergisi kanunu 2/2 maddesinde bina mütemmimlerini vergi usül kanunundaki gibi binayla birlikte değerlendirir (Gürbüz, 2015:55). Buradan yola çıkarak yapı tek baĢına imar kanundaki Ģekliyle değerlendirilmeyerek binanın mütemmimlerini bir araya getirdiği zaman vergi konusunun parçası olur. Mesela;

tamamlanmamıĢ bir bina temel vaziyetinde ise sayılmamakta, bir baĢka yerde temel, binadan kopuk tutulamayarak binanın parçası sayılır. Evlerde bulunan her bir oda binanın parçası kabul edilirken farklı bir amaç taĢısın veya taĢımasın tek baĢına sabit Ģekilde inĢa edilen yapılar bina olarak kabul edilmektedir (6 Seri No‟lu Emlak Vergisi Kanunu Tebliği, 2018).

Emlak Vergisi kanununda geçen bir baĢka husus ise binanın yer aldığı arsa binanın tamamlayıcısı sayılmaktadır (Kaynak, 1995:10) Buna benzer arsalar binadan ayrı Ģekilde görülerek arazi vergisine göre iĢlem yapılamaz. Bazı durumlar dahilinde de inĢa noktasında binanın direk olarak arazi üstünde yapılmadığı hallerde de araziler binanın tamamlayıcısı da sayılabilir. Örnek vermek gerekirse binayı kullanım açısından çevreleyerek binalara eĢlik eden bahçe avlu gibi unsurlarda arazi kabul edilir (6 Seri No‟lu Emlak Vergisi Kanunu Tebliği, 2018).

40 Arazilerin üzerlerine izin alınmadan kaçak olarak inĢa edilen binaların durumları hakkında DanıĢtay 9. Dairesi‟nin 1976 ve 1991 yıllarında bina vergisine tabiliği hakkında vermiĢ olduğu iki farklı karar bulunmaktadır (DanıĢtay 9.Dairesi Kararları, 2018).

Birinci kararda mülkiyeti baĢkasına ait araziye inĢa edilen gecekondular için arazi sahibinin Emlak Vergisi ödemesi gerektiği, ikinci kararda ise hazine arazisi üzerine bina yaparak ecrimisil (kira) ödeyenler için ise arazi üzerine yapı inĢa eden kimselerin sanki malikmiĢ gibi bina tasarrufunda bulunduğundan Emlak Vergisi ödemesi gerektiğine karar verilmiĢtir (Kızılot, 2003:80).

2.4.2. Arazi Vergisinin Konusu

Arazi vergisinin konusu Emlak Vergisi Kanunu 12. Maddesinde düzenlenmiĢ olup mükellef baĢlığı içerisinde arazi vergisinin birinci bölümünde yer alır. Bu verginin konusu; Türkiye sınırları içerisinde yer alan arsa ve arazilerdir (Gürbüz, 2015:58).

Vergi hukukuna baktığımızda genel haliyle arazi sınırı patika, dağ vb. doğal yolla oluĢmuĢ ağaç, duvar ,çit, yol, ağaç gibi yapay olarak iĢaretlenmiĢ yeryüzü parçası Ģeklinde ifade edilir. Ġçerisinde yer alan gölcükler, kaynaklar ve dikilmiĢ olan nesnelerde arazi içerisinde sayılır (6 Seri No‟lu Emlak Vergisi Kanunu Tebliği, 2018).

Arsa arazinin bir tamamlayıcısı sayılır (Arslan, 2012:313). Fakat arazi ve arsanın aralarında bulunan farklar Emlak Vergisi Kanunu içerisinde 12. Maddede yer alan 2. fıkrada belirtilmiĢtir. Bu fıkrada arsanın tanımı arazinin yer aldığı belediyeleri sınırlarında bulunan ilgili belediyeler tarafından paylaĢılmasıdır. Kısaca arsa alt yapısı ve imarı bulunan aynı zamanda inĢaata uygun arazi parçasıdır. Arazi ise herhangi bir yapılaĢmaya uygun olmayan bir toprak parçasını ifade eder (Milliyet Emlak, 2018).

Bir baĢka husus da belediyelerinin sınırı içerisinde yada sınırları dıĢarısında bulunup parsellenmesi yapılmamıĢ arazilerin arsa olarak kabul edilip edilmemesidir.

Bu husus da Emlak Vergisi Kanunu yetki merci olarak Bakanlar Kurulu‟nu göstermiĢ ve bunu 12. madde 3. fıkrada açıklamıĢtır. Bakanlar Kurulu 83/6122 sayılı

„„Arsa Sayılacak ParsellenmemiĢ Arazi Hakkında‟‟ kararında bu durumu açıklamıĢtır. Filen uygulamada meskun vaziyette olan ve belediyelerin hizmetinde

41 istifade eden yerler içerisinde bulunan parsellenmemiĢ arazi ve parçalarının arsa sayıldığını fakat bu yerlerin tarımsal uğraĢlar için kullanılması durumunda arsa sayılmayacağını bildirmiĢtir (Arsa Sayılacak ParsellenmemiĢ Arazi Hakkında Karar, 2018).

Örnek verecek olursak Yargıtay 2013 yılında KamulaĢtırma Bedel Tespiti için açılan davada itiraz eden davacıya vermiĢ olduğu karar içerisinde ne zaman parsellenmemiĢ arazilerin arsa olarak tanınacağını Emlak Vergisi Kanunu‟nda yer alan 2. Madde ile açıklamıĢtır. Sonuç olarak ise Yargıtay Asliye Hukuk Mahkemesinin tarım arazilerinin arsa olarak değerlendirilmemesi Ģeklindeki kararını doğru bulmuĢtur (Avcı, 2014:4).