• Sonuç bulunamadı

3. TEVKİFAT UYGULAMASININ ELEKTRONİK TİCARETTE

3.9. Elektronik Ticarette Tevkifat Uygulaması

Verginin ödeme zamanı geldiğinde yükümlülere büyük bir yük olmasını engelleme ve vergi borcunu garanti altına alma gereksinimlerinin neticesinde; verginin, vergiye konu olayın kaynağından kesilmesi prensibine dayanan “kaynakta

vergileme” usulü doğmuştur. Esasen bir tahsilat usulü olan kaynakta vergileme usulü, aynı zamanda bir vergi güvenlik müessesesi konumundadır. Pratikte stopaj olarak bilinen bu usul, 193 sayılı GVK’nda “vergi tevkifatı” adını aldı. Bu terim mülga 5422 sayılı eski KVK’nda da kabul edilmişti. 5520 sayılı yeni KVK’nda “vergi kesintisi” ifadesine yer verilmiş, bu sayede Türkçeleştirme gerçekleştirildi (Sağlam, 2006).

Vergi kesintisi suretiyle kesilen vergi bedelinin, yıllık beyanname üstünden belirlenen toplam vergi bedelinden mahsup edilmesi yaygın bir uygulamadır. Elde ettiği gelire tevkifat uygulanan mükellefler, bununla akalı bir vergi beyannamesi sunuyorsa, tevkif edilen vergi bedeli beyanname sonrası hesaplanan toplam vergi bedelinden düşülür. Eğer kaynakta kesilen vergi bedeli, beyannamede vergiden fazla ise, aradaki fark mükellefe iade edilir.

Son zamanlarda özellikle iletişim alanında kaydedilen gelişmeler, kamunun gelir-gider politikalarını gözden geçirmeye itti. Geleneksel vergicilik ve vergilendirme esasları, yeni iktisadi ve teknolojik konjonktürle değişime uğradı. Vergiyi kamu giderlerinin finansman aracı olarak gören ulus devletler vergilendirme yetkisine bir egemenlik hakkı olarak bakmaktadır. Fakat yeni iktisadi düzen, vergi hasılatlarının erozyona uğramasına; daha da önemlisi gelişmiş devletlere doğru kaymasına yol açtı. Devletlerin vergi verimliliğini arttırmaya yönelik politikalarının merkezinde vergi gelirlerini arttırma gayesi vardır. Azalan vergi gelirleri nedeniyle harcamaların sınırına dayanan ülkeler için yeni vergi düzenlemeleri gerçekleştirmek zaruri bir hale geldi. Harcamalarını arttırmak isteyen ülkeler vergi gelirlerini arttırmak isterken, ek vergilendirilebilir kapasite oluşturmaya çabalayacaktır. Elektronik ticaret, bu bağlamda yeni bir vergilendirilebilir alan olarak ülkelerin ilgisini çekmektedir. Gelişmiş devletlerde, yalnızca yılbaşı alışverişlerinin bile 1/3 gibi ciddi bir bölümü internet ortamında gerçekleşmektedir. E-ticaret ortamlarının kuruluş ve çalışma yapısı, vergi idarelerini tevkifat usulüne yönlendirmektedir. Elektronik ticaretin tevkifat usulüyle vergilendirilebilmesinin mümkün oluşu ve e-ticaretinin giderek büyüyor olması, vergi idarelerini e-ticarete yönelik bir vergi modeli oluşturma konusunda teşvik etmektedir. Son yıllarda bu alanda bazı çalışmaların yürütüldüğü bilinmektedir. İlkeleri bakımından değil de tespit ve tahsil rahatlığı açısından ele alındığında, E-Çarşı kolay bir vergileme kapasitesi oluşturmaktadır. E-Çarşının işleyişi incelendiğinde, neredeyse bütün faaliyetlerin elektronik olarak kayıtlı olduğu, bu kayıtların E-

Çarşılara ilave olarak internet servis sağlayıcılar tarafından da saklanmakta olduğu, fiziksel malların teslimi konusunda bazı nakliye işletmelerinin aracılık ettiği, sayısal ürünlerde de sayısal teslimi gerçekleştiren hizmet sağlayıcı işletmelerin olduğu görülmektedir. E-Çarşılarda ödeme hususunda birçok bankacılık sisteminin aracılık ettiğini ve tüm işlemlerin kayıtlarının bankalarda mevcut olduğu görülmektedir. Ek olarak E-Çarşılarda ödeme tutarı bankalarda geçici bir hesapta muhafaza edilmekte, karşılıklı onayların ardından bu tutar E-Çarşı ve satıcının hesabına aktarılmaktadır. Dolayısıyla vergi idaresinin satıcıların vergilendirilmesiyle alakalı arayış içinde olması gayet anlaşılırdır. Bu arayışlarda ilk ilgiyi çeken, elektronik ticaretle alakalı her türlü bilgiyi barındıran E-Çarşılardır. Gerçekten de E-Çarşılar gerek bilgi kaynağı, gerekse de mali kaynak olarak vergi idaresi açısından oldukça cazip bir durumdadır. Bu ölçekte bilgi barındıran bir platform vergisel açıdan değerlendirildiğinde ilk akla gelen usul tevkifat (stopaj) usulüdür. Fakat e-ticaretin ve E-Çarşıların tevkifat usulüne göre vergilendirilmesi hususunda bazı mali ve hukuki sakıncalar mevcuttur:

1. Uygulanacak kesinti usulünün nihai vergileme biçiminde olması durumunda bu, diğer nihai vergi kesintilerinde olduğu gibi hukuksal problemlerin doğmasına sebep olacaktır.

2. Kesinti usulünün bankacılık sisteminin yoğun biçimde kullanıldığı E- Çarşılara yönelik uygulanması söz konusudur. Böyle bir senaryoda diğer e-ticaret faaliyetleri kesinti kapsamının dışında kalacaktır. Bu durum bu kesintinin hukuki açıdan tartışma yaşanmasına sebep olacaktır.

3. Büyük oranda E-Çarşıları hedef alan ve diğer e-ticaret faaliyetlerini kapsama kaygısı gütmeyen bir tevkifat düzenlemesi, e-ticaret faaliyetlerinin doğal gelişim sürecine etki edecek, e-ticaret piyasasının vergisel kaygılarla etkilenmesine yol açacak, vergi konusunda iktisadi tarafsızlığı ortadan kaldıracak, ekonomik davranış şekillerine etki ederek belki de büyük bir gelir kaybının yaşanmasına sebep olacaktır.

4. E-Çarşı ve e-ticaret faaliyetlerinin tevkifata tabi tutulmasını takiben bu faaliyetler yurtdışına kayabilir, özellikle yüksek değerli mallar ve sayısal ürünler konusunda yurtdışı alternatifleri oluşabilir. Vergi kesintisi yapılırken bunun uluslararası vergi rekabetine edeceği etki iyi hesaplanmalıdır.

5. Getirilmesi planlanan bir stopaj usulü, E-Çarşı sistemi içinde büyük oranda kayıt alına alınarak ilerleyen e-ticaret faaliyetlerinin bir anda kayıt dışılığa itilmesine yol açabilir.

6. Devletin vergi için gerçek mükellefin kendisini bulup vergiyi tahsil etmesi gerekir, mükellefin kişiliğine ilişkin araştırma yapmadan gerçekleştirilecek tevkifat faaliyeti hukuki açıdan vergilendirme hataları yaşanmasına sebep olacaktır.

Yeni vergi sahaları oluşturmak ve tevkifat usulüyle bu yeni sahalardan vergi toplama düşüncesi, bu alanlarda olan kimseleri doğal olarak vergiden kaçışa yöneltecektir. Ek olarak hukuki dayanakları tartışma doğuran vergilendirme faaliyetleri, hızla hukuki denetime tabi tutulacak ve iptal edilecektir. Bu tarz iptal kararları, vergi idaresinin mükellefler gözündeki güvenilirliğini zedeleyecektir. Bir devletin tevkifat yöntemiyle elde ettiği hukuksuz kazançlar, kamuoyunun güvenini yitirmesi sebebiyle çok daha büyük kayıplara yol açacaktır. Vergi idaresi tarihindeki geçmiş tecrübeler bunu kanıtlar niteliktedir.