• Sonuç bulunamadı

3.2. MUHASEBEDE ELEKTRONİK UYGULAMALAR

3.2.9. Elektronik Ticaret

Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığına göre elektronik ticaret aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır (https://www.eticaret.gov.tr/App/Site/Legislation 14.02.2019).

“Fizikî olarak karşı karşıya gelmeksizin, elektronik ortamda gerçekleştirilen çevrim içi iktisadî ve ticari her türlü faaliyete elektronik ticaret denir.” Dünya Ticaret Örgütünün tanımına göre elektronik ticaret, üretilen mal ve hizmetlerin, fabrika yeri, satış alanı, pazarlama ve tanıtım, sipariş ve dağıtımının, bilgi teknolojilerine dayalı internet iletişim ağları üzerinden gerçekleştirilmesidir

(https://www.wto.org/english/thewto_e/whatis_e/whatis_e.htm erişim tarihi

14.02.2019).

Tablo 3.3. Elektronik Ticaret Türleri

Firma Müşteri

Firma İşletmeden - İşletmeye

( B2B Ticaret )

Tüketiciden - İşletmelere ( C2B Ticaret )

Müşteri İşletmeden - Tüketiciye

( B2C Ticaret )

Tüketiciden - tüketiciye

( C2C Ticaret )

Kaynak: https://www.ihracat.co/2017/01/e-ticaret-turleri-elektronik-ticaret-

is.html erişim tarihi 14.02.2019

Elektronik ticaret türleri Tablo 3.3’te sunulmuştur. Kamunun göz ardı edildiği elektronik ticaret türlerinde müşteri ve firma bulunmaktadır. İşletmeden işletmeye gerçekleşen elektronik ticaret işlemidir. Burada farklı şirketlerin yaptığı işlemler olabileceği gibi ana şirketler ile bayi ve dağıtıcılarının da yaptığı işlemler bu elektronik ticarete örnektir. İşletmeden tüketiciye ise işletmenin ürettiği ürünleri

geleneksel satış yöntemlerinin aksine internet aracılığıyla satma işlevidir (Küçükyılmazlar, 2006, s. 35).

Tüketiciden işletmelere gerçekleştirilen elektronik ticaret ise bir tüketici belirli bir mal ya da hizmet almak için sektörde bulunan birçok kuruluşun internet sitesini inceleyerek ürün hakkında bilgi edindiği ve satın aldığı ticaret şeklidir. Diğer bir elektronik ticaret ise tüketiciden tüketiciye olan ticarettir. Burada nihai ürün kullanıcıların arada hiçbir aracı olmaksızın kendi aralarında ticaret yaptığı yöntemdir. Türkiye’de bu ticarete verilebilecek en yaygın örnek Letgo gibi uygulamalardır (Küçükyılmazlar, 2006, s. 35).

Elektronik ticaretin yüzeysel olarak satıcı için yararları aşağıdadır (Küçükyılmazlar, 2006, s. 16):

• Teknolojiye uygun bir satış yöntemidir. • Reklam için bir araçtır.

• Değişimlere hızlı adapte olunabilir.

• Mekândan bağımsız her ortama kurulabilir. • Ürün satışlarının yükselmesi daha basittir.

• Birebir müşteri ilişkileri ve pazarlama olanağı bulunur. • Oldukça az faaliyet giderleri bulunur.

• Yeni müşteri nispeten daha çok açıktır. • Yüz binlerce ürün için satış olanağı bulunur. • Birebir yürütebilir.

• Stok maliyetleri oldukça düşüktür.

Elektronik ticaretin yüzeysel olarak alıcı için yararları aşağıdadır (Küçükyılmazlar, 2006, s. 17):

• Tüketici evinden dışarı çıkmadan alışveriş olanağı bulur. • Ulaşım için harcanan masraf düşer.

• Tüm stok daha kolay rahat görülebilir.

• En uygun ürünü daha kolay bulma ihtimali artar. • Zaman tasarrufu sağlanır.

• Ürün ile ilgili daha kolay bilgi sahibi olunur.

Küresel gelişmelerde olduğu gibi ülkemizde de elektronik ticaretin değişimi ve gelişimi internetin gelişimi ile gerçekleşmiştir. Bu çerçevede ülkemizde gerçekleşen ilk internet bağlantı işlemi 1993 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşmiştir. Ardından ise 1994 yılında Ege Üniversitesinde internet bağlantısı gerçekleştirilmiştir (Küçükyılmazlar, 2006, s. 27).

Yukarıda sayılan teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşmasından sonra yeterli alt yapı oluşması beklenmiştir. Yeterli alt yapı sonrasında ise elektronik ticaret siteleri tüketicilere ürünleri sunmaya başlamıştır. Uluslararası denetim ve danışmanlık firması Deloitte’un yapmış olduğu araştırmaya göre, Türkiye’nin ileri gelen 25 çevrim içi perakendecisinin yaklaşık olarak sadece %60’ı elektronik ticaret yöntemi ile müşterilerine mal ve hizmet sağlamaktadır (Deloitte, 2017, s.21).

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

DİJİTAL MUHASEBENİN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI

Şirketler faaliyetlerini ilk başladıkları andan itibaren iç kontrol ve denetim süreçlerini sürdürmektedirler. Bu kontrollerin temelinde süreçlerin yönetilmesi ve dengelenmesi yatmaktadır. Burada üretilen kontrollerde nihai amaç, firma hissedarlarının hedeflerine ve geleceğe yönelik olarak projeksiyonlarına uygun olarak iş yerinin varlıklarını korumak ve değer yaratmaktır. İç kontroller denetçilerden, yöneticilerden, muhasebecilerden, usulsüzlük denetçilerinden ve yasama organlarıyla dirsek teması içinde görevlerini yerine getirirler.

Firmaların finansal tabloları üzerindeki denetimlerin iyileştirilmesini hedefleyen ve aynı zamanda verimli kurumsal yönetişimi destekleyen bir amaç olarak görülen Sarbanes-Oxley yasası, Temmuz 2002’de imzalanarak yürürlüğe girmiştir.

(https://www.pwc.com.tr/sarbanes-oxley-yasasina-uyum erişim tarihi 14.02.2019).

Halka açık şirketler muhasebe reformu ve yatırımcıyı koruma yasası olarak ta adlandırılan bu yasa ilk Amerika Birleşik Devletleri’ndeki halka açık şirketlerde uygulanmıştır.

Sarbanes Oxley Yasası bir şirketin faaliyet raporunu, yeterli bir şekilde iç kontrol yapısı bulunup bulunmadığını ve süreçler oluşturma ve sürdürme konusunda yönetim sorumluluğunu artırmayı amaçlamıştır. Bu kapsamda yönetim kurulunun beyanı ve şirketin etkinliğine ilişkin değerlendirmesi ile iç kontrol yapısı finansal raporlama süreçlerin içine dâhil edilmiştir. Ayrıca bu süreç kanun ile desteklenerek denetçiden ve yönetim kurulunun, yasaların belirlediği standartlara uygun olarak iç kontrollerin etkinliğini değerlendirmesini onaylamasını ve raporlamasını talep etmektedir.

Muhasebenin dijital hale gelmesiyle birlikte iç kontrol ve denetim süreçleri sürekli hale gelmiştir. Özellikle güçlü bir bilgi teknolojileri alt yapısına sahip firmalarda tüm muhasebe bilgileri bilgisayar ortamında saklanmakta ve iç kontrol departmanları tarafından sürekli incelenebilmektedir. Buna ek olarak tüm parçalar

ayrı ayrı saklanabilmekte ve denetim daha kapsamlı halde sağlanabilmektedir (Nigrini, 2000, s.1).

Tüm bunların ışığında çalışmanın dördüncü bölümünde dijital muhasebede iç kontrol ve denetim yöntemlerine yer verilecektir. Bu başlığın altında ise iç kontrol süreçlerine değinilecektir. Bu bölümde özellikle bilgi teknolojileri ile birlikte ortaya çıkan bir kavram olan bilgi güvenliği konularına güvenlik politikaları ve kontrolleri kapsamında yer verilecektir. Son olarak iç denetim ile bu alt başlık sonlandırılacaktır. Bu başlığın son kısmında ise mevzuat ve süreçlere uyumda bilgi teknolojilerinin kullanım olanaklarına yer verilecektir.

Benzer Belgeler