• Sonuç bulunamadı

2.2. Bankacılıkta Bilişim Teknolojilerinin Kullanılması

2.2.1. Elektronik Bankacılığa Götüren Nedenler

Teknolojik Gelişmeler, elektronik bankacılığa götüren nedenlerin başında gelmektedir. Internet ve kablosuz iletişim teknolojileri, finansal hizmetlerde derin bir etkiye sahiptir. Internet teknolojileri, kredi hesapları ve diğer çıkarma teknikleri kullanarak belirli bir amaca yönelik yeni tedarikçiler sistemde çok düşük bir maliyetle yer almaktadır. Internette toplanarak biriken verinin analizi ile müşteri tabanını daha iyi düzenlemekte ve tüketicilere, tercih profillerini online olarak oluşturma imkanı vermektedir. Bu gelişme yalnızca bilgi ve hizmetin kişiselleşmesine izin vermek değil, aynı zamanda finansal hizmetlerin çok daha fazla kişiselleştirilmesine ve kredi risklerinin çok daha etkili belirlenmesine izin vermektedir. Aynı zamanda, internet, tüketiciler için çok daha etkili rekabet etmek için yeni finansal hizmet sağlayıcıların sisteme girişlerine de

izin verir. Çünkü, bunlar fiziksel varlık olmayan ve geleneksel yöntemlerle hizmet veren finansal hizmetler arasından ayrılmaktadır (Yörük, 2003: 303).

Teknolojik gelişmeler, finansal hizmetler sektörüne temel değişimler getirmeye devam etmektedir. Otomatik vezne makineleri (ATMs-Automated Teller Machines), şube çalışma saatlerine bağlı olmaksızın geniş coğrafi erişim sağlayarak nakit ve mevduat hizmetlerinden yararlanma imkanı sağlamaktadır. Bankacılıkta gelecekteki önemli ilerleme, bankacılık yetkilisine müşterisini tanımakta ve onun bireysel ihtiyaçlarını tahmin etmede yardımcı olan bilgi ve satış sistemlerinin yönetiminde olmuştur. Ev bankacılığı ve genişlemiş elektronik fon transferi sistemleri, hem bireysel hem de kurumsal müşterilere daha uygun hizmetler ve ürünler sunmaktadır. Online kredi onayı ve dokümantasyon sistemleri, müşterinin hali hazırda kredi elde ederken karşılaştığı gecikmeleri ortadan kaldırmaktadır. Çekleri ve diğer kağıda dayalı hizmetleri işlemek için kullanılan imaj teknolojisi, müşteri hizmetini geliştirmiş ve maliyetleri azaltmıştır. Rekabetçi bir bakış açısıyla bakıldığında, başarı ya da başarısızlık büyük ölçüde perakende bankacılıkta uygun teknoloji kullanımı, müşteri bilgi sistemleri ve risk yönetimi konularına yeterli yatırım yapılmasına bağlıdır. Teknolojiye yapılacak uygun yatırım, daha fazla etkinlik, daha iyi müşteri hizmeti, daha hızlı hisse başına kazanç büyümesi olarak kendini göstermektedir. Yeni teknoloji, maliyet etkinliği olan operasyonların gelişmesine imkan sağlayarak rekabeti yoğun yeni piyasalara girilmesine yardımcı olmakta, yeni ürün ve hizmetlerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır (Ekren, 2004: 10).

Verimlilik, teknolojinin maliyetleri ölçülebilir hale getirmesiyle gündeme gelmiştir. Türkiye’de banka sistemi sanıldığının aksine karlı değildir. Yakın dönemde yaşanan gelişmeler bankaların çok riskli bir atmosferde çalıştıklarını ve risklerin önemli bir bölümünün de gerçekleştiğini ortaya koymaktadır (Tbb, 2002: 11).

Bankalar birçok girdi ve birçok çıktılı ekonomik karar birimleri olup, sermaye getirisini en çoklamayı amaçlayan ve finansal hizmet veren aracı kurumalardır. Ancak, bankacılıkta çıktı vektörünü belirlemek kolay bir iş değildir. Banka performans ölçüm çalışmalarının birinde çıktı kabul edilen bir değişken bir diğerinde girdi olarak ele alınabilmektedir. Verimliliğin ya da

performansın ölçülmesinde ise iki temel yaklaşım vardır: üretim yaklaşımı ve aracılık yaklaşımı. Verimlilik ölçümünde kullanılan yöntem ve ölçütler, elde edilen sonucun değerlendirilmesinde önem taşımaktadır. Bankacılıkta Verimlilik deyince akla ilk gelen kavramlar: ürün çeşitliliği, ölçek ve kapsam ekonomileri, mülkiyet ve piyasa yapısı, birleşmeler, devralmalar, yabancı bankaların piyasaya girişi, özelleştirme, çevresel ekonomik koşullar, rekabet gücü, teknolojik gelişim, operasyonların merkezileştirilmesi, iş süreçlerinin yeniden yapılandırılması, aktif kalitesi, sermaye yeterliliği, gözetim etkinliği, şeffaflık, alternatif dağıtım kanalları, gelir/gider dengesi sıralanabilmektedir (Yolalan, 2001: 2).

Maliyet unsurları, verimlilik çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Teknolojik ortamın yeterli olmadığı dönemlerde; ticaret bankalarının müşterilerine erişebilmek için kullandıkları en etkin yöntem şubeleşme olmuştur. Özellikle tüm ülke kapsamında hizmet vermeyi amaçlayan bankaların, şube sayılarındaki artış yüksek maliyetlere katlanılmasını gerektirmiştir. Açılan şubeler her türlü rutin ve idari işlemleri yapacak çeşitli personelin işe alınması ile ikinci bir maliyet unsurunu beraberinde getirmiştir. Şube içi ve şubeler arası gerçekleştirilen her türlü işlemin klasik yöntemlerle kağıt temelli yapılması bankacılıkta faiz dışı giderleri artıran bir başka unsur olmuştur (Akpınar, 1995: 3).

Bugün bankalar şubeleşmeden kaçınmakla beraber internet kullanımın ülkemizde düşük oranda olması sebebiyle şube azaltımına gidememektedirler. Telefon bankacılığı bile müşterilere yeterli gelmemekte, işlemlerini yüz yüze gerçekleştirmeyi tercih etmektedirler.

Bilgi toplumunun talepleri, elektronik bankacılığa götüren diğer sebeplerden biridir. 17.Yüzyılda yaşayan sıradan bir insanın ömrü boyunca elde ettiği bir bilgiyi, bir gazetenin sayfalarında bir günde okuyan bilgi toplumunun bireyleri, bankasının kendisine sağladığı hizmetle yetinmemektedir. Bütünleşen bir dünyada, her türlü teknoloji gelişimini takip eden kişiler, aynı özellikleri ve yapabiliyorsa daha iyisini kendi bankalarında da görmek istemektedir. Bu beklentilerin sonucunda teknolojiyi en iyi şekilde kullanarak günün 24 saati, evinde, işyerinde, müşterisinin ihtiyacı olduğu her yerde, müşterisine kesintisiz

ve doğru mali hizmeti sunabilen bankaların kazancı yüksek olmaktadır (Akpınar, 1995: 3).

Teknolojinin rekabetteki etkinliği, bankacılıkta bilişim teknolojilerinin kullanılmasını kaçınılmaz hale getirmiştir. Günümüz rekabeti artık işletme teknolojilerinin savaşı haline gelmiştir. İletişim teknolojilerinin gelişmesi sonucunda bütünleşen bir dünyada, teknoloji rekabeti sadece bir ülkenin sınırları içinde kalmamaktadır. Hangi ülkenin sınırları içinde olursa olsun, bir banka dünyanın herhangi bir ülkesindeki müşterisinin bankacılık gereksinimini anında karşılayabilecek duruma gelmektedir. Bu nedenlerle müşterisine nispeten daha iyi hizmet vermek, bu yarışın kazanılması için yeterli görülmemektedir (Akpınar, 1995: 4).