• Sonuç bulunamadı

ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1 ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ

2.1.5 Eleştirel Düşünme

 Derste kullanılan araç-gereçler

 Ailenin sosyo-ekonomik düzeyi

 Ebeveynlerin okuryazarlığı

 Cinsiyet

Yukarıdaki etmenler incelendiğinde öğrencilerdeki tutum, okul ile okul dışındaki çevresine bağlı olduğunu görmekteyiz. Bazı faktörler üzerinde iyileştirmeler yaparak olumlu tutumun gelişmesine katkı sağlama imkânı bulunabilir. Fakat bazı etmenleri değiştirmek veya geliştirmek zor hatta mümkün olamayabilir. Okula, öğretmene ve derse ilişkin faktörler birçok araştırmada bağımsız değişken olarak kullanılmıştır. Değiştirilip geliştirilerek öğrencinin olumlu tutuma sahip olması sağlanmıştır. Bunun yanında öğrenin sosyo-ekonomik düzeyi, anne baba eğitim durumu, cinsiyet gibi faktörleri değiştirmek pek de mümkün olmayabilir. Bu faktörler içerisinde ders esnasında tutumu hemen etkileyecek olan derste kullanılan materyaller ve etkinlikler gelmektedir (Kaya ve Höyük, 2011). Öğrencilerin, Fen Bilimleri dersine karşın ne tür tutuma sahip olduğunu saptayarak olumsuz tutuma sahip olanların derslere olan tutumlarını yükseltecek ve olumlu tutum geliştirmelerini sağlayacak etkinliklerine yer vermesi öğrenme sürecini kolaylaştıracaktır (Balım, Sucuoğlu ve Aydın, 2009).

2.1.5 Eleştirel Düşünme

Eğitim teknolojisindeki gelişmelere göre değişen eğitim sisteminin amacı, öğrencilerin öğrenme sürecinde daha aktif hale gelmelerinin yanı sıra onları eleştirel düşünme, problem çözme gibi becerilere sahip insanlar yapmalarını sağlamaktır. Yaşam koşullarının değişmesi ile birlikte bilgi çağında, özellikle iş dünyasındaki yaşamın her alanında eleştirel düşünme becerilerinin önemi gittikçe artmıştır. Eleştirel düşünme, lüks değil, ihmal edilmemesi gereken bir gerekliliktir (Akyüz ve Samsa, 2009). Özellikle yeniçağda sorgulayan, araştıran ve kendinden emin kararlar verebilme becerilerine sahip olmak yaşamanın gerekliliği haline gelmiştir. Bireyin hayatta karşılaşacağı problemlerin üstesinden gelebilmesi, yaşamına ve eğitim öğrenim hayatına yön verebilmesinde eleştirel düşünme yeteneği çok önemlidir (Evens, Verburgh ve Elen, 2013). Ayrıca gelişen toplumlara uyum sağlamak eleştirel düşünen bireylerin yetiştirilmesiyle mümkündür (Ekinci ve Aybek, 2010).

23

1980'li yıllarda eleştirel düşünce büyük ilgi görmüştür. İşleyen bir demokrasi için toplumda yetenek sahibi ve düşünen bireyler yetiştirme endişesi doğmuştur. Ayrıca modern dünyamızı karakterize eden karmaşıklık ve hızlı değişim oranı, düşünce yeteneklerinin yenilenmiş olmasıdır (Kennedy, Fisher ve Enis, 1990). Düşünce anlamında alternatiflere açık olma eğilimi, genellikle eleştirel düşünme kavramlarına dâhil edilir (Enis, 1997). Çağımızın öğrencilerinde eleştirel düşünmeyi nitelikli hale getirmek 21. yüzyıl yetenekleri arasında sıralanmaktadır. Ülkemizde eleştirel düşünme becerisine akademik alanda yönelim 90’lı yıllara dayanır. Daha önceki yıllara bakıldığında öğrencilerde temel fiziksel beceriler dikkate alındığını görmekteyiz. Sonraki yıllara baktığımızda bu ilginin öğrencilerdeki zihinsel beceriler ve eleştirel düşünme becerilerine kaydığını görmekteyiz. Özellikle bu konuda 46 kuramcı bilim insanının 1990 yılında Amerikan Psikoloji Derneğinin (APA) organizasyonu ile bir araya gelmişlerdir. Çalışma neticesinde eleştirel düşünmeyi, "bireylerin bir problem karşısında ne yapacağına, neye inanıp nasıl karar vereceğine, problemi nasıl çözeceğine, çözüm sürecini nasıl değerlendireceğine ilişkin bilinçli zihinsel yargılarda bulunması ve ifade etmesi" şeklinde tanımlamışlardır (Evancho, 2000; akt. Seferoğlu ve Akbıyık, 2006). Eleştirel düşünmeyle alakalı birçok tanımlama yapılmıştır. Bunlardan bazıları:

Facione’e (1990) göre eleştirel düşünme yorum yapabilme, analiz-sentez, değerlendirme yapma, çıkarımlarda bulunma gibi süreci içeren bir karar mekanizmasıdır (akt. Beşoluk ve Önder, 2010). Fisher’e (2001) göre, eleştirel düşünme becerisi sorunları tanımak, bu sorunların üstesinde gelmek için uygulanabilir araçlar bulmak, ilgili bilgileri toplamak ve sıralamak, açıklanmamış varsayımlar yapmak, verileri yorumlamaktır. Paul ve Elder’e (2006) göre, eleştirel düşünme becerisi, onu geliştirmeye yönelik düşünceyi analiz etme ve değerlendirme sanatıdır (akt. Akyüz ve Samsa, 2009). Demirel (2004) göre eleştirel düşünmeyi, bilgiyi etkin bir şekilde edinme, bilgiyi değerlendirme, kullanma yeteneği şeklinde tanımlamıştır. Şahinel’e (2011) göre eleştirel düşünme, özel bir düşünce alanına ya da biçimine ilişkin kusursuz düşünceyi ortaya çıkaran disiplinli ve öz denetimli düşünme biçimidir.

Eleştirel düşünme ile ilgili tanımlamalara baktığımızda bireylerin normal düşünmeden ziyade daha nitelikli düşünme becerisine sahip olması gerektiğinin

24

vurgu yapıldığını görüyoruz. Problem durumunu her yönü ile görebilen, birçok çözümü zihninde geçirebilen, çok yönlü bakış açısı ile olaylara yaklaşabilen zihinsel süreç olarak görmekteyiz. Bu tarz düşünme becerisine sahip bireyler, gelişmek isteyen ülkeler ve nitelikli ürünler çıkarmak isteyen her işyerinin vazgeçilmezi haline gelmiştir. Ülkemiz eğitim sisteminde de bu yönde önemli adımlar atılmıştır. Bu sayede eğitimde yapılan yenilenme ve çağdaş yapılanmanın anahtarı olan akılcı ve eleştirel düşünmeyi geliştirmek olacaktır (Aybek, 2007). Bu tarz nitelikli becerinin gelişimi ise hiçbir zaman rastlantısal olamaz. Bireylerde eleştirel düşünme becerilerini etkileyen birçok değişken bulunmaktadır. Özellikle bu değişkenlerden okul ortamı, öğretim programının içeriği ve süreci eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesinde oldukça önemlidir (Alkın-Şahin ve Tunca, 2015 ). Bu öneme dikkat çeken birçok araştırma yapılmıştır.

Eğitim öğretim sürecinde dersin işlenişinde kullanılan yöntem ve teknikler, gerek ders içi etkinliklerin gerekse öğretmenin bu alandaki yeterliliğinin öğrencilerdeki eleştirel düşünmeye yansımaları ve bu düşünme becerisi ile akademik başarı arasındaki ilişki ortaya konulmuştur (Kökdemir, 2003; Koray, Köksal, Özdem ve Presley, 2007; Korkmaz, 2009; Beşoluk ve Önder, 2010; Tümkaya, 2011). Bu çalışmaların sonuçları irdelendiğinde Türkiye’nin ulusal ve uluslararası platformlarda fen alanında başarısının düşük olması bizleri sorgulayan, problem çözen, eleştirel düşünebilen, yaratıcı öğrenciler yetiştirebilmenin önemini görmekteyiz. Bu aşamadan itibaren eğitim öğretim çağının her basamağında, geleceğe yön veren öğrencilere, eleştirel düşünme becerilerini kazandırmak fen eğitiminin de en önemli amaçları arasında yer almaktadır (Koray vd., 2007). Ülkemizde de tüm derslerde eleştirel düşünme becerisi kazandırma hedefi, MEB’in 2004 yılından itibaren yenilenen öğretim programlarında değişiklikleri arasında yerini almıştır ve korumuştur (Dilek-Eren, 2011). MEB’in yenilenen fen bilimleri dersi öğretim programında, öğrenciler için eleştirel düşünme becerileri gelişmiş, estetik bir bakış açısı edinebilmiş, hayal gücünü ortaya koyabilen, hayatın işleyişini zenginleştiren bireyler yetiştirmeyi amaçlamıştır. Fen bilimleri dersi hem dersin işlenişi hem de ders materyalleri ile bu becerileri kazandırmada önemli bir yer tutmaktadır (Korkmaz ve Kaptan, 2001). Eleştirel düşünme bilgi üretiminde lokomotif rolünü üstlenerek yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlar (MEB, 2017).