• Sonuç bulunamadı

1.2. TURİZM KAVRAMINA GENEL BAKIŞ

1.2.5. Turizm Arzı

1.2.6.2. Turizm Talebini Etkileyen Faktörler

1.2.6.2.2. Ekonomik Olmayan Faktörler

Bir ülkede veya bölgede turizme konu olan mal ve hizmetlerin talebini etkileyen ekonomik içeriğe sahip olmayan birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar Şekil

1.2’de görüldüğü üzere psikolojik, politik, sosyal ve diğer faktörler olmak üzere dört gruba ayrılmıştır. Turizm talebini etkileyen ekonomik içeriğe sahip olmayan faktörler çoğunlukla turizm talebi üzerinde uzun vadede belirleyici olmaktadır.

1.2.6.2.2.1. Psikolojik Faktörler

Bireylerin psikolojik yapıları farklı olduğu için, turizme konu olan mal veya hizmetlere karşı tutumları da farklılık göstermektedir. Bu nedenle bireylerin sahip oldukları motivasyon, bilgi edinme, kendini geliştirme güdüsü, inanç ve tutumları gibi çeşitli psikolojik kökenli faktörler turizm talebini etkilemektedir (Şahin ve Bayram, 2018: 64).

1.2.6.2.2.2. Politik Faktörler

Turizm talebini etkileyen önemli faktörlerden bir diğeri politik faktörlerdir. Turistlerin, turizm faaliyetlerini gerçekleştirecekleri dönemde gerek kendi ülkelerinde gerekse yurtdışında gidecekleri ülkelerdeki politik konjonktür turizm talebini olumlu veya olumsuz yönde etkilemektedir. Turist kabul eden ülkede, yaşanan politik istikrarsızlık, iç savaş, terör olayları, siyasi gelişmeler ve komşu ülkelerle olan ilişkiler gibi olaylar turizm talebini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu gibi olumsuz durumların yaşandığı ülkeler turistler tarafından tercih edilmemektedir (Kesimli, 2011: 27)

Turizm faaliyetleri kapsamında ülkeler arasındaki kısıtlayıcı ve engelleyici durumların bulunması turizm talebini olumsuz etkilemektedir. Turist kabul eden ve gönderen ülkeler arasındaki vize şartı, seyahat yönetmelikleri, gümrük kısıtlamaları, turizm kapsamında ülkede kalış süreleri, harçlar ve seyahat sigortalarının kabulü gibi birçok etken uluslararası turizm talebini olumlu veya olumsuz yönde etkileyen faktörler arasında yer almaktadır (Bahar ve Kozak, 2015: 126).

1.2.6.2.2.3. Sosyal Faktörler

Turizm talebini etkileyen birçok sosyal faktör bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; yaş, eğitim düzeyi, meslek, aile yapısı ve kentleşme olarak sıralanabilir.

Yaş: Turizm faaliyetlerine katılacak bireylerin yaşları turizm talebini etkilemektedir. Genç ve yaşlı bireylerin yapmış oldukları turizm faaliyetleri incelendiğinde farklılık gösterdiği görülmektedir. Genç bireyler daha çok turizm

faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgeleri tercih ederken; yaşlı bireyler daha sakin fazla kalabalık olmayan turizm bölgelerini tercih etmektedirler (Çak vd., 2007: 20).

Eğitim Düzeyi: Bireylerin almış oldukları eğitim seviyeleri ile turizme olan talepleri arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. İyi eğitim almış ve entelektüel kişiliğe sahip bireylerin, farklı ülkeleri keşfetmek, yeni yerler tanımak, farklı kültürlerle etkileşim kurma gibi nedenlerle turizm faaliyetlerine olan talepleri daha yüksektir. Eğitim seviyesi düşük olan bireylerin ise sadece dinlenmek ve tatil amacıyla turizm faaliyetlerine katıldıkları bilinmektedir (Öztaş ve Karabulut, 2006: 37).

Meslek: Bireylerin meslekleri birbirinden farklılık göstermektedir. Bu durum turizme olan talebi etkilemektedir. Yüksek gelir getiren mesleklere sahip bireylerin turizme olan talepleri yüksek olurken, düşük gelirli meslek gruplarında çalışan bireylerin turizme olan talebi daha düşük olmaktadır (Usta, 2009: 7).

Aile Yapısı: Bireylerin turizm faaliyetlerine olan talebi, aile yapısı, evli, bekar veya çocuk sahibi olmaları gibi durumlara göre farklılık göstermektedir. Bekar bireylerin, evli çiftlere göre daha fazla turizm faaliyetlerine katıldıkları, çocuğu olmayan veya az çocuğa sahip çiftlerin, çok çocuğa sahip çiftlere göre daha fazla turizm faaliyetlerine katıldıkları bilinmektedir. Bireyler turizm faaliyetlerine karar verirlerken aile yapısına uygun işletmeleri tercih etmektedirler. Örneğin, evli çiftler aileler için faaliyet gösteren işletmeleri seçmekte; çocuk sahibi olan çiftler ise işletmelerin çocuklar için sunmuş oldukları olanaklara göre tercihlerini belirlemektedir (Emir ve Pekyaman, 2010: 160).

Kentleşme: Günümüzde meydana gelen hızlı nüfus artışı, sanayileşmenin artması, kentleşme oranında meydana gelen artışlar, şehirlerin gürültüsü, kalabalık ortamlar ve hava kirliliği gibi birçok unsur bireyleri kısa bir süreliğine de olsa şehirlerden dinlemek amacıyla uzaklaştırmaktadır. Nüfusun yoğun olduğu kentlerde yaşayan bireylerin seyahat eğilimleri yüksek olmaktadır. Bu nedenle kentleşme turizm talebini etkileyen bir faktör olduğu kabul edilmektedir (Ünlüönen vd., 2015, 58).

1.2.6.2.2.4. Diğer Faktörler

Turizm talebine etki eden spor ve sağlık, gelenek, moda ve alışkanlıklar ile snobizm gibi unsurlar diğer faktörler arasında yer almaktadır (Bahar ve Kozak, 2015: 128).

Spor ve Sağlık: Günümüzde önemi artan turizm hareketlerinin başında sağlık ve spor turizmi gelmektedir. Bireyler gerek sağlıklı bir yaşam gerekse spor aktiviteleri için çeşitli bölgelere seyahat etmektedirler. Bu nedenle bir ülkenin sağlık ve spor alanında gelişmiş olması bireylerin bu alanda turizm faaliyetlerine katılmaları sonucunda söz konusu olan ülke için turizm talebini arttırmaktadır (Usta, 2009: 21).

Geleneksel Faktörler: Turizm potansiyeline sahip bir ülkenin sahip olduğu geleneksel faaliyetler festival, kültür-sanat etkinlikleri, yemek gibi bölgeye özgü geleneksel faaliyetler o bölge için turizm talebini arttırmaktadır (Uygur ve Baykan, 2007: 33).

Moda ve Alışkanlıklar: Toplumu oluşturan bireylerin yaşantısında önemli bir yere sahip olan moda ve alışkanlıklar, bireylerin tüketim harcamalarını önemli derecede etkilemektedir. Bireylerin turizme konu olan mal ve hizmetlere yönelik tüketimleri üzerinde moda, alışkanlıklar ve zevk gibi unsurlar etkili olmakta ve turizm talebini şekillendirmektedir (İçöz, 2005:149).

Snobizm: Bireylerin yaşamlarını sürdürdükleri çevrelerde halk tarafından bilinen seçkin kimselerin giyimlerini, tüketim alışkanlıklarını, davranışlarını örnek alarak onlar gibi bir yaşam sürdürmelerine snobizm olarak adlandırılmaktadır. denilmektedir. Turizm sektöründe ise snobizm; bireylerin, seçkin kimselerin gittikleri destinasyonları tercih etmeleri o bölgelerde turizm faaliyetlerini gerçekleştirmeleri olarak tanımlanabilir. Bu nedenle snobizm etkisi turizme olan talebi etkileyen bir unsur olarak nitelendirilmektedir (Aratimur ve Akgündüz, 2018: 170).

İKİNCİ BÖLÜM

KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE TURİZMİN TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Küreselleşme, turizm faaliyetlerinin dünya genelinde yaygınlaşmasına ve gelişmesine ortam hazırlayan çok boyutlu bir olgu olarak değerlendirilmektedir. Küreselleşme olgusunun son elli yılda dünya genelinde çok hızlı ilerleme göstermesi sonucunda birçok alan doğrudan veya dolayı olarak etkilemektedir. Küreselleşmenin etkisini en fazla gösterdiği alanların başında ise turizm gelmektedir.

2.1. Küreselleşme ve Turizm İlişkisi

Küreselleşme, zaman, mekân ve mesafe gibi birçok olgunun ortadan kalktığı ekonomik, siyasi, sosyokültürel faaliyetlerin dünya genelinde serbestçe yapılmasına imkân veren bir olgu olarak değerlendirilmektedir (Adıgüzel, 2013: 3).

Günümüzde özellikle de 1980'li yıllardan sonra etkisi hızla artan küreselleşme hareketi, dünya genelinde tüm sektörleri önemli ölçüde etkilemiştir. Küreselleşme hareketinden etkilenen sektörlerin başında turizm sektörü gelmektedir. Tarihsel süreç içerisinde baktığımızda turizm hareketi, ilk zamanlarda toplumun belirli bir kesimine hitap eden lüks bir faaliyet olarak değerlendirilirken (Buluk ve Özkök, 2016: 47); günümüzde turizm hareketi küreselleşmenin hız kazanması, bireylerin gelirlerinde meydana gelen iyileşmeler, çalışma olanaklarının çeşitlenmesi, teknolojik gelişmeler, ulaşım ve iletişim gibi imkanların artmasıyla turizm sadece toplumun belirli bir kesime değil tüm toplumu ilgilendiren bir faaliyet haline dönüşmüştür (Çeken, 2004:1).

Ülkeler arasında siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel sınırları ortadan kaldıran dünyanın bir bütün haline gelmesini sağlayan küreselleşme hareketi, ülkeler arasında serbestçe yatırımların yapılmasına, teknoloji alanında meydana gelen gelişmeler sonucunda ulaşım araçlarının daha hızlı ve konforlu hale gelmesi, bireylerin farklı yerleri keşfetme, farklı kültürlerle etkileşim içerisinde olma arzuları gibi etkenler turizmin küresel ölçekte hızla gelişen bir sektör olmasının nedenleri arasında yer almaktadır (Ercan, 2010: 210 ).

Küreselleşme, ülkeler arasındaki ekonomik ve siyasi sınırları ortadan kaldırırken; turizm de ülkeler arasındaki kültürel sınırları ortadan kaldırmaktadır (Çeken, 2004: 10). Turizm faaliyetlerine katılan bireyler gittikleri ülkelere kültürlerini ve bilgi birikimlerini götürürken; gittikleri ülkelerden ülkelerine dönerken de çeşitli kazanım ve bilgi birikimi getirmektedirler.

Turizm sektörünün dünya genelinde gelişmesine ve yaygınlaşmasına ortam hazırlayan küreselleşme, gelişmekte olan ülkelerin dışa açılmasına imkân sağlamıştır. Gelişmekte olan ülkelerin dışa açılmaları sonucunda standart ürün ve fiyat rekabeti yerine bireysel talep doğrultusunda daha kaliteli ürünler üretmeye, yüksek kalite ve düşük fiyat prensibi benimsenmesine, yenilikçi ve müşteri memnuniyeti odaklı rekabet anlayışının benimsenmesini ön plana çıkarmaktadır (Buluk ve Özkök, 2016: 47)

Günümüzde küreselleşmenin etkisiyle ortaya çıkan kentsel yaşam modelleri, bireylerde monotonluğa, sağlık problemlerine, sosyokültürel baskıya, trafik problemlerine, yaşam kalitesinin bozulmasına, iş baskısı ve stresi gibi problemlerin yaşanmasına neden olmaktadır. Bu gibi olumsuz etkilerden kurtulmak isteyen bireyler kısa bir süreliğine da olsa turistik etkinliklere yönelmektedir (Ünlüönen vd., 2015, 58).

Küreselleşme süreciyle birlikte ortaya çıkan çeşitli uluslararası kuruluşlar turizm sektörünün gelişmesine ve dünya genelinde istikrarlı bir şekilde faaliyetlerini sürdürmesine yardımcı olmaktadır. Bu kuruluşların başında; Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü (UNWTO), Uluslararası Turizm Birliği (AIT) ve Uluslararası Seyahat Acentaları Birlikleri Federasyonu (UFTAA) gelmektedir (Çeken, 2004:1).

Küreselleşmeyle birlikte ülkeler arasında ekonomik faaliyetlerin artması, şirketlerin çeşitli ülkelerde ofislerini açmaları, yeni pazarların keşfedilmesi amacıyla iş ve toplantı amaçlı seyahatlerin gereksinimi artmıştır. Nitekim günümüzde toplam turizm içerisinde eğlence ve tatil amaçlı yapılan turizm faaliyetlerin payı azalırken, iş ve toplantı amaçlı yapılan seyahatlerin payı artmaktadır (Albeni ve Eroğlu, 2002: 18).

Küreselleşme süreci ile beraber iletişim, internet ve bilgisayar teknolojilerinde meydana gelen hızlı gelişmeler turizm sektörünü doğrudan etkilemiştir. 1985 yılında turizm faaliyetlerine katılmak isteyen kişi veya topluluklar turizm acenteleri olmadan seyahat edemezlerken bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve tüm dünyada yaygınlaşması ile turizm acentelerine gerek kalmadan kişiler bireysel olarak kısa süre ve minimum maliyetle gidecekleri turistik mekanlara hakkında bilgi alıp rezervasyon yapabilmektedirler (Emeksiz, 2000:38).

Küreselleşme ile beraber artan rekabet ortamı turizm sektörü içerisinde faaliyet gösteren işletmeleri de doğrudan etkilemiştir. Sektör içerisinde yer alan işletmeler gerek bölgesel gerekse küresel düzeyde bütünleşme ve iş birliği yapma gibi çeşitli stratejiler geliştirmeyi zorunlu hale getirmiştir. Dolayısıyla küresel rekabet ortamında iş birliği ve bütünleşme hareketi içinde yer almayan turizm işletmelerinin zamanla diğer küresel firmalara karşı rekabet güçleri zayıflayacak ve küresel firmalara sağlanan avantajlardan yararlanamayıp turizm piyasasından çekilmek durumunda kalacaklardır (Buluk ve Özkök, 2016: 40). Küresel rekabet ortamında iş birliği ve bütünleşme hareketi içerisinde yer alan turizm işletmeleri, zamanla çeşitli teşvik uygulamalarından faydalanma, riskleri dağıtma, rekabet gücünü arttırma ve maliyetleri azaltma gibi çeşitli fırsatlardan faydalanma imkanına sahip olacaklardır (Elçin, 2012: 9).

Küreselleşme süreci ile birlikte bireylerin serbestçe hareket etmeleri kolaylaşmış ve bu durum turizm sektörüne büyük katkılar sağlamıştır. Bireylerin turizm faaliyetlerine katılım eskiye oranla daha artmış ve bu doğrultu kapsamında yapılan harcamalarda artış meydana gelmektedir (Hazar, 2010: 186).

Bireylerin özgürce hareket etmesine imkân sağlayan küreselleşme süreci gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sahip olduğu doğal güzellikleri, tarihi yapı gibi turizm arz potansiyeline sahip yerlerin keşfedilmesinde ve turizm sektörüne kazandırılması imkân sağlamaktadır (Coşkun, 2010: 49).

Küreselleşme sürecinde meydana gelen gelişmeler turizm sektörünü önemli ölçüde etkilemekte olup başta bankacılık ve finans sektörü olmak üzere sigortacılık,

bilişim, sağlık, ulaşım gibi turizm sektörü ile doğrudan veya dolaylı olarak bağlantısı olan birçok sektörün gelişmesine imkân sağlamaktadır (Bahar ve Kozak, 2015: 171).

Küresel düzeyde meydana gelen yeni değişim ve gelişmeler uluslararası turizm hareketliliğinde de birtakım değişimler meydana getirmiştir. Daha önce yüksek gelir düzeyine sahip gelişmiş ülkeler turizm sektörüne yapmış oldukları yatırımlar doğrultusunda turistleri kendi destinasyonlarına çekerken, küreselleşme ile birlikte gelişmekte olan ülkeler sahip oldukları turistik arz kaynakları tanıtabilme, yeni destinasyon kurabilme ve uluslararası turizmden pay alma fırsatı kazanmışlardır (Danışoğlu, 2004:38).

Küreselleşme süreciyle birlikte uluslararası turizm hareketliliğinin yönü değişmeye başlamıştır. Uluslararası turizm hareketliliğinin yönü, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru, Amerika kıtasından Avrupa kıtasına doğru, Kuzey ve Batı Avrupa'dan Akdeniz bölgesine doğru, sanayi bölgelerinden deniz kıyılarına doğru değişim meydana gelmektedir (Çeken vd., 2009 :30).

Benzer Belgeler