• Sonuç bulunamadı

Efsanenin Diğer Türlerle Đlişkisi

Belgede Mardin efsaneleri (sayfa 36-40)

BÖLÜM 2:EFSANE KAVRAMI

2.3. Efsanenin Diğer Türlerle Đlişkisi

Anlatmaya dayalı ürünlerin anonim olması, ağızdan ağza yayılması gibi bazı ortak özellikleri vardır. Ayrıca bu ürünlerin her birinin kendine has özellikleri mevcuttur. Bu özelliklerden bazıları bu anlatım türlerinde ortak özellikleri oluştururken bazı özellikler de farklılıkları oluşturur. Bu açıdan efsanenin mit, masal, destan ve halk hikayesiyle ortak olan ve farklılık gösteren özelliklerine değinmek gerekir.

Sırasıyla efsanenin mit, masal, destan ve halk hikayesiyle ilişkisine bakalım:

2.3.1.Efsane- Mitoloji Đlişkisi: Anlatı türleri içerisinde efsaneye en yakın olan mittir.

Mit ile efsanenin birbirlerine en yakın olan tarafları her ikisinin de inanma yönünden gerçek olarak kabul edilmeleridir (Sakaoğlu,1980: 21).

Mit ile efsaneler her ikisi de anlatıcılar ve dinleyicilerce gerçek olarak kabul edilir (Helimoğlu Yavuz, 1993: 11).

Mitlerin esas unsuru objesi tabiattır, uzaydır; efsanelerinki ise cemiyet hadiseleridir, karihtir (Ergun,1997: 42).

Mitlerde tanrılar ve yarı-tanrılar olduğu halde efsanelerde tarihi ve yarı-tarihi kahramanlar vardır ( Helimoğlu Yavuz, 1993: 11).

Efsaneler, mitolojiden farklı olarak daha gerçekçidirler, mitlerde hayale, fantaziye bağlılık güçlüdür (Ergun,1997: 46).

Mitolojiler, ilkel dönemlerin ve ilkel kültürlerin mahsulleri oldukları halde efsaneler günümüzde oluşabilir ve tarih çıkabilirler (Seyidoğlu, 1997: 14).

Efsanenin zamanı, mitteki hadiselerin cereyan ettiği zamana göre daha yakın bir geçmiştir (Sakaoğlu,1980: 21).

Mitler her zaman bir kutsallık taşırlar. Oysa bu özellik efsanelerin tümünü kapsamaz (Yavuz, 1993: 11).

2.3.2.Efsane-Masal Đlişkisi: Efsanenin gerçek olarak kabul edilmesine karşılık masal

hayal mahsulü olarak kabul edilir (Sakaoğlu, 1980: 21).

Masallardaki hayali unsurlar efsanelerde de bulunur; ama efsanelerdeki hayali unsurların inandırıcılık özelliği vardır. Masallarda ise yoktur; çünkü efsanenin en önemli özelliği inanış olmasıydı. Masaldaki uçan halıya sihirli fese inanç kapısını kapatan çocuk, efsanedeki velinin hacca gidivermesini, kimsenin göremediği ak sakallı piri hemen kabul ediverir (Sakaoğlu,1987: 99).

Her iki anlatıda da olağanüstü olaylar ve kahramanlar vardır.

Efsanelerin zamanı bellidir. Buna karşılık masalların zamanı bilinmez, belirli bir zamanları yoktur (Ergun, 1997: 48).

Efsanelerin yeri bellidir, bu yer yaşadığımız dünyadır. Masallarda ise yer belli değildir. Masal, “masal ülkesi” denilen hayali bir yerde geçer.

Efsanelerin bir kısmının dini mevzuları işlemelerine karşılık, bütün masallar dindışıdır (Ergun,1997: 48).

Efsaneler, masallara göre daha kısadır. Masalların pek çoğunda tekerleme gibi bölümler varken efsanelerde yoktur.

Efsanelerde bir veya birkaç motif vardır. Masallar ise motif açısından oldukça zengindir. Şekil değiştirme motifi hem efsanelerde hem masallarda sıkça görülür. Fakat masallarda taş kesilme sihir sonucu cadılar tarafından gerçekleştirilirken efsanelerde ise mucize ile gerçekleşir. Ayrıca masalda taş kesilenler sihrin etkisi geçince canlanır; fakat efsanede canlanmaz.

Masallarda görülen şekil değiştirmelerde, kahramanlar bazen eski şekillerine dönebilir. Bu husus efsanelerde görülmez (Sakaoğlu, 1980: 32).

Taşın canlanıp insan olması motifi efsanelerimizin yalnız birinde vardır. Anadolu’da “Taşbebek Efsanesi” olarak adlandırılan bu efsane yurdumuzun hemen her bölgesinde bilinir ve anlatılır (Sakaoğlu, 1980: 76).

Tekrar eski haline dönme durumuna istisna bir örnek daha vardır. Saim Sakaoğlu’nun Anadolu Efsanelerinde Taş Kesilme Motifi ve Bu Efsanelerin Tip Kataloğu adlı yapıtında, köylülerin Hacı Bektaşi Veliye bir şey vermemeleri sonucu Hacı Bektaşi Velinin duasıyla çeçleri ve altınları taş olur, köylüler pişman olunca çeçlerinin eski şekline dönmüş olduğu anlatılmaktadır (Sakaoğlu,1980:132).

Derlemiş olduğumuz Işık efsanesinde (efsane no:68) de benzer bir durum söz konusudur. Kadın, kocasının bedduası sonucu köpek haline dönüşmekte daha sonra kızının dileği ve duası sonucu tekrar eski haline dönmektedir. Şekil değiştiren unsur eski haline dönmüştür.

“Efsaneler, masallar gibi her zaman söylenmez. Ancak belli bir hadise ve varlığın öğrenilmesi, açıklanması ihtiyacı doğunca anlatılırlar. Masallar ise her zaman anlatılabilirler” (Ergun,1997: 47).

Efsanelerin acıklı bitmesi olağandır, buna karşılık masal her zaman sonunu tatlıya bağlayan bir anlatı türüdür (Boratav, 2000: 122).

Efsaneler masallara göre daha milli ve mahallidirler (Ergun, 1997: 47).

2.3.3.Efsane –Destan Đlişkisi: Efsane ve destandaki olaylar, gerçek olarak kabul edilir

(Helimoğlu Yavuz, 1993:12). Fakat destanlar tarihi belgelere kaynaklık ederken efsanelerde böyle bir durum yoktur. Bunun için destanın gerçeklik payı efsaneye göre daha fazladır.

Her ikisinde de yer alan olaylar, günümüz dünyasında geçerler(Helimoğlu Yavuz,1993: 12). Fakat efsanedeki olaylar daha yakın zamanda olmuştur.

Her ikisinin de tarih içinde belli yer ve zamanları vardır.

Her ikisinde de olağanüstü kahramanlara ve olaylara yer verilir. Fakat her efsanede olağanüstü bir yan bulunma zorunluluğu yoktur.

Hiçbir olağanüstü yanı bulunmayan efsanelere rastlarız (Boratav, 2000: 121).

Her ikisi de toplumu derinden etkileyen olaylar etrafında oluşmuşlardır. Fakat bu etkilenme destanlarda daha genel ve büyüktür. Efsanelerde ise daha dar kapsamlıdır.

Bazı destanların içinde efsaneler yer almaktadır. Oğuz Kağan, Göç, Saka destanları buna örnek gösterilebilir. Dede Korkut Kitabındaki bazı hikayelerde de aynı durum söz konusudur.

Destanlar bir yönüyle efsaneye dayanır, destandaki kişiler efsanevidir. Bunun yanı sıra destanlar da efsanelere kaynaklık ederler. Yani karşılıklı etkileşimleri söz konusudur.

Yaşadığımız zamanda efsane oluşabilirken destan oluşamaz. Yani bir olayın destan olabilmesi için aradan uzun bir zaman geçmesi gerekmektedir. “Efsanelerin bazılarında kutsallık olmasına karşın kutsallık destanlarda görülmez. Destanlar daha ziyade milli anlatmalardır ve kutsallık dini bir karakter taşımaz” (Ergun,1997: 48).

Efsanelerin bazılarının benzerlerini başka milletlerde bulabiliriz. Buna karşılık destanlar millidir, onların benzerlerini başka milletlerde bulmamız söz konusu değildir (Ergun,1997: 48).Bu yönüyle orijinallik taşır (Sakaoğlu,1992: 24).

Destanların hepsi belli bir tarihi olayı işlerler. Buna karşılık bu durum efsanelerin tamamında görülmez (Ergun,1997: 48).

Efsanelerdeki sessiz, sakin, itaatkar derviş tipine karşılık destanlarda kahraman, savaşçı alp tipi vardır (Ergun,1997: 48).

2.3.4.Efsane- Halk Hikayesi Đlişkisi: Efsane ile halk hikayesi arasında büyük bir

benzerlik yoktur. Fakat bu iki türü mukayese ettiğimizde her ikisinde de; olaylar gerçek ya da gerçeğe yakındır. Olağanüstü durumlar vardır. Mekan, dünyadır. Dua ve beddualar gerçekleşir.

Bazı halk hikayeleri zamanla efsaneye dönüşebilir. Halk hikayelerinin nazım kısmı unutulduğunda efsaneye daha çok benzer.

Belgede Mardin efsaneleri (sayfa 36-40)

Benzer Belgeler