• Sonuç bulunamadı

1. GASSAN KENEFÂN’NİN HAYATI VE ESERLERİ

1.4. Edebi Yönü

Kenefânî, on sekiz kitap yazmıştır. Aynı zamanda medeniyet, siyaset ve Filistin halkının mücadelesi üzerine yüzlerce makalesi vardır. Kenefânî'nin Arap edebiyatının modernleşmesinde önemli katkıları olan bir edebiyatçıdır. Kenefânî'nin yazdığı roman ve hikâyeler genellikle Filistin ve Filistin halkı üzerinedir ve sık sık mülteci olarak özgün tecrübelerinden bahsetmektedir. 1956 yılında Arap Ulusal Hareketi, Kenefânî'yi kendi yayın organı olan Filistin Lenâ (Filistin bizim) adlı gazetenin yönetiminin başına geçmeye davet etmiştir.

Gassan Kenefânî'nin kitaplara olan merakı ve okuma alışkanlığı çocukluk dönemlerine kadar uzanmaktadır. Küçük yaşlarda anavatanından ayrılmak zorunda kalması, mülteci olma durumları, zor yaşam koşulları onu, okumaya olan ilgisini azaltmamıştır. Zira bu yoğun okuma alışkanlığı onun fikirsel dünyasının şekillenmesinde önemli etkisi olmuş ve eserlerini bu okumalar çerçevesinde oluşturmuştur. Önemli Rus yazarların eserleri Gassan Kenefânî'nin başucu kitapları olmuştur bunlar arasında Victor Hugo, Dostoyevski, Balzac, Gorki, Charles Dickens vardır. Gassan Kenefânî'nin eserleri düşünce dünyasının yansımalarını fazlasıyla taşıyordu. Kenefânî daha çocuk denecek yaşlarda Siyonizm'in baskısını ve zulmünü hissetmesi ve yaşadığı acı deneyimlerle duygularını yazıya dökmeye başlamıştır. Zira Filistinli Gassan Kenefânî, küçük yaşlarda bir gece yakalanıp işgalciler tarafından nezarete atıldı. Bu olay ve daha sonra yaşadığı acı olaylar, ruhunda daha çok olumsuz izler bırakmıştır. Bu olaylar onu o derece olgunlaşmıştır ki henüz on iki yaşında hikâyeler yazmaya yönelmiştir.

Karanlık ve zorlu bir dönemde yetişen ve katledilen, sürgüne yollanan, mülteci kaplarında yaşamak zorunda bırakılan bir halkın evladı olan genç Gassan'nın

156

71

hikâyeleri de, işgalcilerin aşağılık yüzünü ve toprağından koparılan Filistin halkının acılarını tüm çıplaklığıyla yansıtan birer direniş edebiyatı haline dönüşmüştür.157

Günlüğünde ise Gassan şöyle yazmıştır: ''Derslerimde Arap ve dünya edebiyatı alanında büyük eksiklerimin olduğunu anlamıştım. Boş zamanımda hafta sonları Zekeriya Tamir, Rıdvân eş-Şehhâl, Fâris es-Sibâ'î'yi okuyordum. En sevdiğim yazarlar ise Çehov, Gorki ve Dostoyevski idi. Eserleri bana hayat mücadelesinin tam olarak neden ibaret olduğunu göstererek doğru bir yola sevk etti.''

Gassan Kenefânî, genç yaşında vefat etmesine rağmen kaleme aldığı eserlerinin çokluğu ile dikkat çeker. Kenefânî'nin yazma tutkusunun temelinde yatan en önemli unsur ise Filistin davasının Arap ve dünya halklarının mücadelesiyle olan ilişkisidir.

Kenefânî'nin ölümünden sonra eşinin yayımladığı anılarında şunlar yer almaktadır: ''Hiç durmadan yazardı. Çalışmasının esin kaynağı Filistin mücadelesiydi. Filistin Kurtuluş hareketinin devrimci, sosyalist bir Arap hareketine dönüşmesi için gönülden savaş veren kişilerden biriydi. Filistin sorununun sosyal ve siyasal olarak Arapların diğer sorunlarından ayrı tutarak çözümlenemeyeceği kanaatindeydi.''158

Kenefânî'nin bu tutumu, başından geçenlerin doğal sonucu olarak gelişmişti. O, on iki yaşında mülteci olmanın sarsıntısını geçirmiş, sonra da çeşitli Arap ülkelerinde bir kaçak ya da bir sığıntı olarak yaşamıştı. Örneğin Ricâlun fi'ş-Şems adlı romanı, Lübnan'da siyasal istikrarın bozulduğu ve Kenefânî'nin resmi evraklarının bulunmadığı için bir ay süreyle evde saklanmak zorunda kaldığı bir dönemde yazılmıştı. Diğer Filistinliler ise dört bir yana dağılmış mülteciler durumunda, kamplarda yaşamak zorunda bırakılmışlardı. Geçimlerini sağlamak için bazıları ırgatlık yapıyorlardı. Tek umutları gelecekteydi ve akıl almaz özverileriyle okuttukları çocuklarıydı.159

157 Aida, a.g.e, s, 57 158 Aida, a.g.e, s 69

159 Hilary Kilpatrick 'Ghassan Kanafani, Men in the Sun' Three Continents Press, Washington

72

Filistinli olmanın ne anlama geldiğini belirlemek, Kenefânî'nin yazdığı hemen her hikâyenin gerisinde yatan bir motiftir. Kenefânî ülkelerinden sürülen nesillerin, bütün yaşamları Filistin'de geçmesine rağmen huzur içinde ölme haklarından yoksun olduklarını vurgular. Yaşlı ve çocukların büyük bir kısmı zülüm ve vahşetten kaçarak mülteci kamplarında yaşamak zorunda bırakılmıştır. Kenefânî, bizzat kendisinin de yaşamış olduğu gayri insani yaşam koşullarını hikâyelerinde malzeme olarak kullanmakla kalmaz, aynı zamanda çeşitli yazılarında, anayurda dönüş dâhil Filistin sorununa çözüm yollarını yüzeysel şekilde verir.160

Henüz çocuk yaşta yaşadığı topraklardan sürgün edilen Kenefânî'nin en büyük ideali, Filistin direnişinin ulusalcı bir kurtuluş hareketi olmak yerine, Arap dünyası ve insanlığın tüm toplumsal katmanlarını içine alan devrimci bir başkaldırıya dönüşmesi idi.

Kenefânî'nin Filistin davası uğruna verdiği savaşımı bildiğimiz için, yazılarının, dolaylı da olsa, bu dava ilkelerini duyurmak amacı güden birer araçtan başka bir şey olmadığı kanısına kapılabiliriz. Kenefânî'nin başarısı biraz da bu tuzağa düşmemesidir. O, deneyimlerini, gerçekten yazıya doğrudan aktarmak yerine, işleyerek evrensel bir anlama kavuşturmasını bilmiştir.

Gassan Kenefânî kendi değerlerine uygun olarak yaşadı ve öldü. Yine de kendini bir ideale adamış çoğu yazarların tersine o, kendi düşünsel temasını yazılarına yansıtmakla beraber toplumu dönüştürme işlevinin sadece edebiyatla gerçekleşemiyeceğinin farkındaydı. Bununla beraber, Kenefânî'nin roman ve öyküleri Filistin davasına hizmet amacıyla kaleme alınmış olmalarına karşın, yazarın yeteneği ve bu yeteneğini özgürlüğü korumak ve yaymak amacıyla kullandığından evrensel bir niteliğe sahiptir.

Benzer Belgeler