• Sonuç bulunamadı

Ebû‘l-Hattâb ve Abbâsî Hilafeti Arasındaki Mücadele

V. ĠBÂZĠYYE

2.2. MAĞRĠB‘E GĠDEN HAMELETÜ‘L-ĠLM‘ĠN MAHĠYETĠ

3.1.3. SavaĢlar

3.1.3.3. Ebû‘l-Hattâb ve Abbâsî Hilafeti Arasındaki Mücadele

Ebû‘l-Hattâb ve arkadaĢlarının Mağrib‘de ard arda elde ettikleri büyük baĢarılar Bağdat‘taki Abbâsî Devleti‘nin kulağına gitmeye baĢlamıĢtı ve bununla beraber Nafi‘ b. Abdurrahmân, Abdurrahmân b. En‘am, Ebû‘l- Behlül ve Cemil es- Sidrâtî gibi adaleti istemeyenlerin ispiyonları da Abbâsî halifesi Mansûr‘a ulaĢmaya baĢlamıĢtı.365

O sıralar Mansûr, amcası Abdullah b. Ali b. Abbâs, Ebû Müslim el-Horasanî gibi önemli düĢmanlarından kurtulmayla meĢguldu. Onlardan kurtulduktan sonra Mağrib‘i Abbâsî hilafetine tekrar ekleyebilmek için bütün gücünü, bütün gayretini sarf edeceğine karar vermiĢti.366

Fiili olarak ise h. 142‘de Abbâsî halifesi Mansûr, Muhammed b. EĢ‘as el- Hazaî‘yi Mısır‘a vali tayin edip, askerlerini Mağrib için hazırlamasını ve Abbâsî Devleti‘ne göndermesini emretti. Ġbn EĢ‘as Mısır‘a varır varmaz Avam b. Abdilaziz el- Biclî komutanlığında Ġbâzîler‘e karĢı hemen bir ordu hazırladı ve Burka bölgesine kadar geldi. Ebû‘l-Hattâb onları karĢılamak için Vidrâse‘ye kadar ilerleyip Malik b. Sahrân el- Hevârî adında bir komutanını gönderdi. Malik ve askerleri Avam b. Abdilaziz‘in askerleriyle Sirte yakınlarında çarpıĢtı. Bu çatıĢma sonucunda Avam ve askerleri hezimete uğradı. Bunun üzerine tekrar Mısır‘a dönmek zorunda kaldılar. Daha sonra Ġbn EĢ‘as, Amr b. el-Ahves el- Ġclî komutanlığında bir ordu daha hazırladı ve Ebû‘l-Hattâb onları yine sirte bölgesinin sahil tarafında bulunan Mağmadas‘ta karĢıladı. Bu çarpıĢmada da yine askerlerinin birçoğunun ölmesiyle Ebû‘l-Ahvas yenilgiye uğradı.367

364 ġemmâhî, Siyer, I, 118. 365 ġemmâhî, Siyer, I, 118. 366 Halifât, NeĢ‟etü‟l-Hareke, 152. 367 ġemmâhî, Siyer, I, 118.

91

Ebû Cafer Ġbâzîler‘in bu baĢarılarından büyük bir üzüntü duydu. Mağrib‘i bu Ģekilde alamayacağını anlayınca Ebû‘l-EĢ‘as‘a bir bir mektup göndererek kendisinin bizzat Mağrib‘e gitmesini emretti ve kendisine Horasan‘dan ve ġam‘dan asker göndereceğini belirtti. Ebû‘l-EĢ‘as bazı kaynaklara göre kırk bin, bazılarına göre elli bin, bazılarına göre de yetmiĢ bin askerle büyük bir hazırlığın içine girdi. Ebû Cafer bu savaĢa çok büyük fazla önem veriyordu. Askerler arasında görüĢ ayrılıklarının olmaması, savaĢtan korkup kaçmamaları için Ebû‘l-EĢ‘as dıĢında üç komutan daha görevlendirdi. Bunlar: Ebû‘l-EĢ‘as öldürüldüğünde veya baĢına komutanlık yapmasına engel olabilecek baĢka bir iĢ geldiğinde yerine geçecek olan Ağlab b. Sâlim et- Temîmî, Ağlab‘ın baĢına bir Ģey geldiğinde yerine geçecek olan el-Muhârik b. Gaffar et- Tâî, onun da baĢına bir iĢ geldiğinde yerine el-Muharib b. Hilâl el- Farisi‘dir. Ama Muharib daha Mağrib‘e ulaĢmadan yolda vefat etmiĢtir.368

Ġbn EĢ‘as‘ın savaĢmak üzere yola çıktığı haberleri Ebû‘l-Hattâb‘a ulaĢınca, Ebû‘l-Hattâb valilerine mektuplar yazarak onları çok sayıda asker ve silahla karĢılamalarını emretti. Ġnsanlar Mağrib‘in dört bir yanından onlara katıldı ve sayıları yaklaĢık olarak doksan bini buldu.369

Ġbn EĢ‘as, etrafa yaydığı casuslar kanalıyla kendilerine karĢı böyle büyük bir ordunun toplandığı haberini alınca paniğe kapıldı ve Ebû‘l-Hattâb‘la savaĢıp savaĢmama konusunda dereddüt etti; fakat sonunda Ebû‘l- Hattâb‘la savaĢmaya kararı aldı. Ġbn EĢ‘as, Yapacağı bu savaĢta bir hileye baĢvurmaya karar verdi; Ġbn EĢ‘as Ebû‘l-Hattâb‘a Bağdat‘a dönüyor vehmini vermek için ordusuyla beraber geldiği yöne doğru ağır ağır ilerlemeye baĢladı. Bu arada her iki tarafın casusları da istihbarat toplamaya devam ediyordu. Ġbn EĢ‘as, sabahın erken saatlerinde ayrılınca Ebû‘l-Hattâb‘ın askerleri de aynı vakitte onları takip etmeye baĢladılar. Gün ortasında dinlendiler. Ertesi sabah Ġbn EĢ‘as yoluna devam etti. Ebû‘l-Hattâb‘ın casusları da onları takip etmeye devam ediyorlardı. Ebû‘l-Hattâb‘ın askerleri Ġbn EĢ‘as‘ın uzun bir mesafe katettiğini görünce onun bundan sonra geri dönmeyeceğini düĢünüyorlardı. Ġbn EĢ‘as, katettiği belirli mesafeler aralığınca askerlerine geride

368

Abdulmuttalib, el-Hilâfetü ve‟l Havâric, 151-152; Halifât, NeĢ‟etü‟l Hareke, 152.

92

bıraktıkları izleri yok etmelerini emretti. Ġzleri artık takip edemeyen Ebû‘l-Hattâb‘ın casusları Ġbn EĢ‘as‘ın Bağdat‘a geri döndüğüne artık tam olarak inanmıĢlardı. Bundan sonra onları takip etmekten vazgeçen casuslar geri dönüp bu durumu Ebû‘l-Hattâb‘a haber verdiler.370

Ordunun Bağdat‘a döndüğüne sevinen Ebû‘l-Hattâb‘ın askerleri hasat zamanının geldiğini ve iĢlerinin baĢına geri dönmeleri gerektiğini söyleyip kendilerine izin verilmesini talep ettiler; ama Ebû‘l-Hattâb savaĢ taktiklerini iyi bildiği için bunun bir hile olabileceğini sezip askerlerine Ģöyle bir hitapta bulundu: “ Ey insanlar, Araplar

hilebaz ve oyuncudurlar! Ġmamınızdan sakın ama sakın ayrılmayın!” Ancak onun

askerleri dönme hususunda çok ısrarcı olunca, Ebû‘l-Hattâb onlara izin vermek zorunda kaldı.371

Ġbn EĢ‘as‘ın casusları Ebû‘l-Hattâb‘ın birliklerinin dağıldığını kesin bir Ģekilde öğrenince hemen ona haber verdiler. Ġbn EĢ‘as gece gündüz demeden uzun bir mesafe katederek geri döndü. Ebû‘l-Hattâb, Ġbn EĢ‘as‘ın ordusu Trablus yakınlarına geldiğinde ancak onların geldiğinden haberdar olabildi. O esnada Ebû‘l-Hattâb‘ın yanında 90 bin kiĢiden sadece on iki ya da on dört bin kiĢi kalmıĢtı. Ebû‘l-Hattâb h. 144 yılının Rebiülevvel ayında Sibrit yakınlarında bulunan Turga‘da az sayıdaki askerleriyle Ġbn EĢ‘asın yetmiĢ bin civarındaki ordusuyla savaĢa girmek zorunda kaldı. Bu savaĢta Ebû‘l-Hattâb ve askerlerinin hemen hemen tamamı öldürüldü.372