• Sonuç bulunamadı

Sa’d b Ebî Vakkâs’ı İkinci Teftişi

Sa’d b. Ebî Vakkâs hakkında halkın, daha doğrusu halktan bir grubun şikayetleri devam etmiştir. Sa’d hakkındaki ikinci şikayette de durumu incelemek üzere Muhammed b. Mesleme Hz. Ömer tarafından görevlendirilmiştir. Şimdi de bu durumu değerlendirelim.

Sa’d b. Ebî Vakkâs valilik görevinde iken sürekli fetih faaliyetlerinde bulunmuştur. Cezire bölgesi, Ahvâz, Musul, Tekrit, Menâzir, Nehr, Ramâhürmüz, Tüster, Rey, Sûs şehirlerini fethetmiştir.279

21/642 yılında280 İran ordularının Nihâvend’de toplandığı, Sa’d’ın Hz. Ömer ile haberleşerek kuvvetli bir İslâm ordusu toplayabilmek için çalıştığı bir

278 Taberî, IV, 47.

279 İbnü’l-Esîr, Kâmil, II, 531-554. 280 İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 5.

sırada Kûfeli bir grup, Sa’d’a karşı cephe almıştı. Grubun başında Cerrâh b. Sinan b. el-Esedî geliyordu. Hz. Ömer’e Sa’d hakkında şikayette bulunmuşlardı. Hz. Ömer ise onlara şöyle bir haber göndermişti. “Vallahi bu tavrınızdan dolayı başınıza gelecek bir felaket için size acımayacağım ve size karşı tedbir almaktan geri durmayacağım.”281

Şikayetler bitmemiş, bunun akabinde bir kısım Kûfeli genç gelip “Sa’d iyi namaz kıldırmıyor” diye şikayette bulunmuştu. Hz. Ömer’i “Bu sıkıntılı durumda şikayete gelmeniz sizin şerli insanlar olduğunuzu kanıtlıyor. Oysa Sa’d şu anda Allah düşmanlarıyla savaşa hazırlanıyor. Ama buna rağmen sizin şikayetlerinizi dikkate alıp durumu inceleyeceğim” dedi ve Muhammed b. Mesleme’yi onlara yardımcı olması, durumu inceleyip araştırması için gönderdi.282

Hz. Ömer Sa’d’ın suçsuz olduğuna inanmasına rağmen kedisine yöneltilen suçlamaları araştırmaktan sakınmadı. Hz. Ömer’in Sa’d’ın adaletinden ve namazından şüpheye düştüğü de oldu. Nihavend’de İran orduları Araplar’a karşı kesin zafer ümidiyle meydan savaşına hazırlanırken, savaş adına önemli bir karargah merkezinin valisi, Muhammed b. Mesleme’nin teftişiyle karşı karşıyaydı.283 Hz. Ömer valilerine karşı daima sert ve şiddetli davranırdı. Halkı korkaklığa ve pısırıklığa itmelerinden, halkı küçük görmelerinden korkardı. Bu nedenle memurlarından biri hakkında nasıl bir şikayet olursa olsun hemen dinler ve araştırırdı. Böyle yapacağını da hutbelerinde herkesin huzurunda ilan ederdi.284

Hz. Ömer Sa’d b. Ebî Vakkâs hakkında olumlu bir düşünceye sahip olmasına rağmen bunu Muhammed b. Mesleme’ye aksettirmediğini düşünüyoruz. Zira soruşturma esnasında Muhammed’in Kûfe’deki tutumunda Sa’d’ı halkın huzurunda valilik konumundan ziyade bir sanık statüsünde alelade bir kimse imiş gibi yargılaması söz konusudur. Temmâvî soruşturmanın yapılış şekli hakkında şöyle bir yorumda bulunur: “Soruşturma gizli olarak yönetilmedi. Tam aksine günümüzde normal ve sıradan bir memurun bile kabul edemeyeceği bir şekilde görüldü. Sa’d

281 İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 5.

282 Taberî, IV, 120-121; İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 5; İbn Kesîr, Bidâye, VII, 105.

283 et-Temmâvî, Süleyman Muhammed, Hz. Ömer el-Fârûk ve Modern Sistemler, trc. Muhammed

Vesim Taylar, İstanbul, 1993, 259.

284 Hasan, İbrahim Hasan, Siyasî-Dinî-Sosyal-Kültürel, İslam Tarihi, trc. İsmail Yiğit, Sadrettin

Irak’taki orduların baş komutanı, dini ve ictimâî statüye sahip büyük bir kişi idi.”285 Bu büyük kişiye karşı Muhammed b. Mesleme’nin tavrında bir iltimas yoktu.

Muhammed b. Mesleme Kûfe’ye vardığında Sa’d’ı da yanına alarak mescid mescid dolaştı. Her vardığı mescidde:

- Sa’d’ı nasıl bilirsiniz? Bir şikayetiniz var mı? diye sordu. Kime sorduysa - Biz Sa’d’ı ancak iyilikle anarız, ondan başka birini de vali olarak görmek istemiyoruz, cevabını aldı.286 Herkes Sa’d’dan iyilikle bahsetti.287 Muhammed b. Mesleme, araştırmaları neticesinde Sa’d’ı herkesin sevip saydığını anladı.288 Sa’d’a söylenen sözlerin asılsız olduğunu gördü.289 Bu gezme esnasında herkes Sa’d hakkında olumlu konuşurken Cerrâh b. Sinân el-Esedî ve onun taraftarları sustu. Hiçbirşey söylemediler.290

Muhammed b. Mesleme Sa’d ile mescidleri teker teker geziyorlardı. Benî Abs mescidine geldiklerinde Abs oğullarına:

- Allah aşkına doğru söyleyin. Sa’d hakkında ne dersiniz? diyerek291 Sa’d’ı sorunca292 Üsâme b. Katâde ayağa kalkarak:

- Ey Muhammed! Vallâhi eğer sen Allah adına yemin ettirmeseydin söylemeyecektim. Sa’d ganimetleri eşit dağıtmıyor, adaletle hüküm vermiyor. Ayrıca orduyla beraber savaşlara da katılmıyor dedi. Üsâme’nin bu çıkışından sonra Sa’d Üsâmeye:

- Allâh’ım eğer bu adamın sözleri yalansa, riya ve ün salmak için söylemişse gözlerini kör et. Çocuklarını çoğalt ve kendisini saptırıcı fitnelere, sıkıntılara uğrat, diyerek beddua etti. Üsâme’nin daha sonra gözleri kör oldu. On tane

285 Temmâvî, 259. 286 Taberî, IV, 121.

287 İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 5.

288 Nedvî, Şâh Muînüddin Ahmet, trc. Ali Beceli, haz. Eşref Edip, İstanbul, 1985, I, 432. 289 Nedvî, I, 434.

290 Taberî, IV, 121; İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 5. 291 Taberî, IV, 121.

kızı oldu. Bir kadın sesi işittiği zaman ona doğru yaklaşır, sarkıntılık eder, kendisine sorulduğunda da “O mübarek insan Sa’d’ın bedduasını aldım” derdi.293

Nihayet Muhammed b. Mesleme Sa’d b. Ebî Vakkâs’la ve Esedoğulları ile birlikte Medine’ye, Hz. Ömer’in huzuruna varmış ve olup bitenleri anlatmıştır. Hz. Ömer:

- Ey Sa’d nasıl namaz kıldırıyorsun? Diye sormuş Sa’d

- İlk iki rekatı uzun tutar, son iki rekatı da kısa tutarak kıldırırım demiştir. Hz. Ömer:

- Ey Ebâ İshâk! İşte senin hakkında yapılan sû-i zân budur. Eğer ihtiyatlı davranmasa idik onların sonu şimdiden belli olurdu demiştir.294

Sa’d b. Ebî Vakkâs bu şikayetleri hak eden birisi olmadığını şu sözüyle ifade eder. “Müşriklerin kanını ilk defa akıtan benim. Rasûlullâh benim için “Anam, babam sana feda olsun” demiş ve bunu daha önce hiç kimse için söylememiştir. Ben ilk müslümanların beşincisiyim ve buna rağmen Esedoğulları benim namazı iyi kıldırmadığımı ve avcılıkla oyalandığımı zanneder.295

Bu tahkikat neticesinde Sa’d’ın suçsuz olduğu anlaşılmıştır. Bu hükmün verilmesinde, olayı yerinde değerlendiren Muhammed b. Mesleme’nin kanaatlerini bildirmiş olmasının büyük etkisi olduğunu düşünüyoruz. Hz. Ömer’in, hem istişareye önem vermesi, hem de Muhammed’in halkın çoğunun validen razı olduğunu ancak bir grubun şikayetçi olduğunu belirtmesi kararı yönlendirmiştir.

Sa’d bu davadan sonra Kûfe valiliğinde kalmadığını, ancak onu Hz. Ömer’in azil mi ettiği296 yoksa kendisinin mi görevi terk ettiği hususunda iki ayrı

görüş vardır.297

293 Taberî, IV, 121; İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 5-6. 294 Taberî, IV, 121; İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 6. 295 Taberî, IV, 121; İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 6. 296 Temmâvî, 265.

297 Bu soruşturmadan sonra Sa’d’ın Kûfe valiliği görevi son bulmuştur. Ancak Sa’d’ı Hz. Ömer’in mi

azlettiği yoksa, kendisinin “Beni şikayet eden halka valilik yapamam diyerek” görevi mi bıraktığı hususu hakkında farklı rivâyetler vardır. Bu rivâyetlerle ilgili geniş bilgi için bkz. Avcı, Durmuş Ali, Sa’d b. Ebî Vakkas’ın Hayatı ve Şahsiyeti”, “Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, 1997, 84.

Benzer Belgeler