• Sonuç bulunamadı

Eğitimde Sosyal Ağlar ve Facebook Kullanımıyla İlgili Çalışmalar

Her ne kadar eğitimciler öğretim sürecinde kullanmak üzere popüler, fonksiyonel ve ilgi çekici eğitim teknolojileri geliştirmede zorlansalar da, genç bireyler tamamen eğitsel amaç kaygısı taşımadan oluşturulmuş olan MySpace ve FB gibi binlerce sosyal ağ sitelerine üye olmakta, bloglar oluşturup, yazmakta, Flickr gibi sitelerde fotoğraflarını paylaşmakta, Second Life gibi üç boyutlu dünyalara katılmakta ve tüm bunların dışında MSN gibi farklı çevrimiçi mesajlaşma sistemlerini kullanarak sosyal topluluklar oluşturmaktadırlar (Attwell, 2006). Bu yüzden, eğitimcilerin etkili araç ve ortam arayışlarında zaten birçok fonksiyonu ile uygun olan ve öğrencilerin ilgisini çekmiş olan sosyal ağ ortamlarının eğitimciler tarafından da kullanılması önemlidir (Mazman, 2009).

Saunders (2008), FB ve Myspace gibi sosyal ağların öğretmen eğitimindeki rolünü ortaya koymak için, öğretmen adayları ile FB kullanımlarına ilişkin görüşme yapmıştır. Bu kişilerin FB sayfalarını analiz ederek araştırmasını yürütmüştür. Çalışma sonunda FB’nin öğretmen adaylarının kişisel kimlikleri ve mesleki kimliklerini ilişkilendirdikleri bir ortam olduğunu, ayrıca öğretmen adaylarının FB gruplarını kullanarak bir öğretmen ağı oluşturma ve işbirliği yapma yoluna gittiklerini ortaya koymuştur.

Junco (2012), araştırmasını 1839 lisans öğrencisi üzerinde yapmıştır. Araştırmada FB kullanım sıklığı arttıkça, öğrencilerin not ortalamalarının düştüğünü belirtmiştir. Ayrıca derse hazırlık aşamasında FB’de bilgi paylaşımı ve bilgi toplama akademik süreci olumlu etkilerken, sosyalleşme amacıyla FB kullanımının akademik sürece olumsuz etkisi olduğu bulgularına ulaşmıştır.

Kabilan ve ark. (2010), İngilizce öğretiminde FB’nin çevrimiçi bir öğrenme ortamı olarak düşünülebileceğini belirtmişlerdir. Öğrencilerin FB’yi öğrenmelerini

kolaylaştırıcı ve öğrenme sürecinde onlara destek sağlayan bir öğrenme ortamı olarak algıladıklarını belirtmiştir. Örneklemi 300 lisans öğrencisinin oluşturduğu araştırmada ayrıca İngilizce öğretmenlerinin ve yabancı dil eğitimcilerinin FB’yi eğitsel araç olarak kullanmaları gerektiğini belirtmiştir.

Wodzicki ve ark. (2011), FB’nin Almanya’daki eşdeğer sosyal ağ sitesi StudiVZ’in eğitsel bağlamda önemini araştırmıştır. Almanya’da 6 milyon üyesinin 2 milyonunu genç bireylerin oluşturduğu bu sitenin informal öğrenme ve çalışmalara ilişkin bilgi paylaşımı konusunda eğitsel olarak düşünülebileceğini belirtmiştir. Yapılan araştırmada bu sitenin bilgi paylaşımı, iletişim ve üniversiteyi yeni kazanan bireylerin okula oryantasyonunda olumlu etkileri olduğu sonucuna varılmıştır.

Jones ve ark. (2011), bir öğretim üyesinin gözünden öğrenci-öğretim elemanı iletişimi için sosyal ağ kullanımı konusunda yaptığı araştırmada, öğrenci-öğretim elemanı ilişkisinin doğası, öğrencilerin öğrenme alanlarını sahiplenme konusundaki tutumları, öğretim üyesinin sosyal ağlarda kendini açması, resmi ve etik konular çalışma kapsamında değerlendirilmiştir. Araştırmasını nitel yönteme göre tasarlamış ve örneklem olarak 23 öğretim üyesini çalışma kapsamına almıştır. Topladığı verilere göre oluşan temalar, yükseköğretim kurumlarının rolü, sosyal ağların doğası, öğrenci-öğretim üyesi ilişkisi ve çeşitli endişeler şeklindedir.

Cohen (2011), üniversite öğrencilerinin FB’nin eğitim sürecine katılmasına yönelik algılarını araştırmıştır. Öğrencilerin FB kullanımlarının cinsiyetlerine, öğretim üyeleriyle iletişim durumuna, not ortalaması ve bölümlerine göre değerlendirmiştir. Yaptığı araştırmada öğrenciler, FB’yi akademik süreçleri için faydalı görmedikleri, sosyal ağlarda öğretim elemanıyla iletişime geçileceğini düşünmediği, sosyal ağların eğitsel sürece entegre edilmesi gerektiğine inanmadığı, FB kullanımı ve not ortalaması arasında zayıf negatif bir ilişkinin olduğu ve erkeklerin kızlara göre FB’yi daha çok eğitsel kullandığı sonucuna ulaşmıştır.

O'Brien (2011), araştırmasında lisans öğrencilerinin sosyal ağ kullanımının akademik başarılarına etkisini araştırmıştır. FB kullanımlarıyla not ortalamaları arasında negatif bir ilişki bulunmadığını belirtmiştir. Ayrıca, FB’yi okul işleriyle

ilgili kullanan öğrencilerin akademik sürece daha çok vakit ayırdığı sonucuna varmıştır.

Lawson ve ark. (2011), araştırmasında öğrenci, öğretim elemanı ve mezunların iletişimi için FB kullanımını incelemiştir. Mezun öğrencilerden öğretim programının gelişiminde ve bölüm planlamasında sosyal ağlardan faydalı geri bildirim alınmasının mümkün olabileceğini belirtmiştir. Araştırmaya göre öğrenimine devam eden öğrenciler, mezun öğrencilere göre sosyal ağların eğitsel anlamda daha faydalı olduğunu düşünmektedirler.

Grosseck ve ark. (2011), yaptığı araştırmanın konusu, öğrencilerin FB’nin akademik kullanımlarını nasıl algılandığı ve FB’nin kullanımını akademik sürece nasıl entegre edileceğidir. Çoğu öğrencilerin FB’ye aile ve arkadaşlarıyla iletişime geçmek, sosyal aktivitelerle meşgul olmak amaçlı kullandığını belirtmiştir. Öğrencilerin küçük bir kısmının FB’yi ödevleri hakkında tartışma ve kaynak araştırması gibi akademik amaçlı kullandığı bulgularına ulaşmıştır.

Forkosh-Baruch (2011), yaptığı araştırmada yüksek öğretim kurumlarının sosyal ağlarda bilgi paylaşımlarını bir durum çalışması olarak açıklamaya çalışmıştır. Araştırmada içerik desenleri, faaliyet şekilleri ve bu enstitülerin FB ve Twitter hesapları içinde ilgili sorulara yanıt aranmıştır. 47 FB ve 26 Twitter hesabının örneklemi oluşturduğu araştırmada, betimsel istatistiklerin yanı sıra kurumların yazdığı mesaj ve tweetler değişik kategorilerde sınıflandırılmıştır. Araştırma sonucunda sosyal ağların informal öğrenmeleri kolaylaştırdığı ve toplum içinde rolün güçlendirilmesine olumlu katkılarının olduğu belirtilmiştir.

Mazer ve ark. (2009), araştırmasında öğretim üyelerinin kendileri hakkında biyografik bilgiler vermesi ve fotoğraf paylaşmasını sosyal ağlarda kendini açma olarak tanımlamıştır. Araştırmada çalışma grubunu 129 lisans öğrencisi oluşturmuştur. Öğretim üyelerinin FB’de kendini açmasının etkilerini incelediği araştırmada, FB’de kendini açan öğretim üyelerinin öğrenciler tarafından daha güvenilir algılandıkları sonucuna varmıştır.

BÖLÜM III

Benzer Belgeler