• Sonuç bulunamadı

Duygusal GeliĢim Özellikleri

3. ERGENLĠKTE GELĠġĠM ÖZELLĠKLERĠ

3.5. Duygusal GeliĢim Özellikleri

Ergenlik dönemi, duyguların yoğun bir şekilde yaşandığı oldukça fırtınalı bir dönemdir. Duygularını yoğun bir şekilde yaşamasından dolayı ergen, çevresiyle ve kendisiyle sürekli bir savaş içindeymiş gibi görülür. Uyumlu ve dengeli çocuk gider, yerine kuruntulu, oldukça tedirgin, çabuk tepki gösteren ve güç beğenen bir ergen gelir (Yörükoğlu,2000:38).

Ergen çocuksu davranışlarından birden sıyrılamadığı gibi bir yandan da büyümek için sabırsızlanır (Yörükoğlu,2000:38-41). Fikirleri değişir çocukluk döneminden kalma alışkanlıkların kendisi için yetersiz olduğunu görmeye başlar. Bu alışkanlıklarının yerine yenilerinin kazanılması sonucunda da duygusal gerginlikler görülür (Yavuzer,1998:284-286).

Duygular; aşırı, abartılmış, kolay ve çabuk değişen duygulanımlarla yaşanır. Ergen sevinçten sıkıntıya, kaygıdan mutluluğa, kızgınlıktan taşkınlığa değişen, değişik coşku durumlarından ve duygulanımdan kaynaklanan iletişimler kurar. Başkasının yumuşak ve tatlı bakışı, övgülü sözleri, gülümsemesi onu mutlu eder. Sert bir mimik ve jest asık bir surat, örseleyici bir kaç sözcük onu kızgınlığın, kaygının, umutsuzluğun derinliklerine sürükler (Köknal,1979: 88).

Bu çağ, dikkati çekme korkusunun ve utangaçlık duygusunun yoğun olarak görüldüğü dönemdir. Genç bir taraftan başkasının kendisi hakkındaki düşüncelerini merak ederken, bir taraftan da gelecek olumsuz bir tavır karşısında korkuya ve öfkeye kapılır (Yavuzer,1998:286). Bu nedenle ergenlik döneminin ilk yıllarında zaman zaman başkalarından uzaklaşma, kendisi ile baş başa kalma ve içine kapanma isteği görülür (Kulaksızoğlu,2001:68). Öykü ve şiir yazmaya özenirler. Günlük tutmaya başlarlar. Yazdıklarının okunmasına kızarlar. Odalarına girilmesine büyük tepki gösterirler.

Giyim, kuşam, boy, kilo, saç şekli sorun olabilir. Ergenin beden görünümünü beğenmemesi, kendi vücudunu ideal vücut yapısının altında görmesi, onda aşağılık duygusu yaratıp onu yalnızlığa itebileceği gibi, çatışmaları ve başarısızlıkları da içine kapanmasının sebebi olabilir. Ayrıca sosyal gruplara katılan ergen, duygularını gizlemek ve çevresinin istediği biçimde davranmak için de içine kapanabilir. Ergenin kontrol ettiği duyguları, öfke, korku ve kıskançlık gibi duygulardır. Ergenlikte sık sık görülen kabalık ve sertlik gibi duyguların ardında, sadece kendi fikirleri ve düşünceleriyle ilgilenme, diğer insanlara karşı ilgi azlığı gibi nedenler bulunmaktadır (Yavuzer,1998:285).

Yalnızlıktan duyulan hazzın yanı sıra; yetişkini küçük görme ama ona yaslanma, bir gruba ait olma özlemi, umutsuzluk ve endişeye karşın geleceğe coşkuyla yönelme, bu dönemin çelişkili, öne çıkan duyguları arasında sayılabilir (Yavuzer, 1998:284). Ergenin davranışları çoğunlukla tutarsız, duyguları daha çok abartılı görünür. Bir genç için kısa sürede değişen duygulara ve durumlara sahip olmak normal bir şeydir. Kendilerini çok mükemmel ve zeki hissederken biraz sonra tamamen değişip sessizleşebilirler, çok mutluyken birden bire üzülüp ağlamaya başlayabilir veya kendilerine olan güveni, güvensizliğe dönüşebilir. İlgi duyduğu bir şeye karşı çok kısa bir sürede vurdumduymaz hale gelebilir. Bazen küçük bir çocuk gibi davranırken bir müddet sonra karşımıza tamamen farklı, yetişkin bir insan gibi çıkabilir (Hurlock, 1987‟den Akt. Kulaksızoğlu,2001:67).

Aslında duygulardaki bu değişikliğe rağmen ergenler bunları açıklayacak farklı yolları da öğrenmişlerdir. Örneğin küçük bir çocuk eve gelen misafire sarılıp onu öperken, genç; daha mesafeli davranıp uzaktan bir hoş geldinizle geçiştirebilir, hatta selam bile vermeyebilir. Anne babayla sarılıp öpüşmeler bile artık çok uzaktadır. Bunların yerini “aman anne yaa, off” gibi ifadeler almıştır. Olumsuz duygular bir takımyüz ifadeleri, el kol hareketleri, bağırıp çağırmalarla dışa yansırken; aşk ve sevgi gibi olumlu duygularını öykü, şiir veya hatıra defteri yazarak dışa vurur. Anne babası, akrabaları, arkadaşları ve çevresindeki kişiler hakkındaki gerçek duyguları da sık sık değişebilir (Kulaksızoğlu, 2001:67).

Hızlı bir değişim içinde olan ergen, problemleriyle farklı baş etme yolları geliştirmeye, yeni durumlara uyum sağlamaya çalışır. Bazılarında ise ergenlikteki psikolojik değişiklikler bir tehdit olarak algılanır, bu durum çoğunlukla strese neden olur. Bu gibi durumlarda kişiliği güçlü olmayan bir genç korunma yolu uyuşturucu maddelere yönelebilir. Karşılaştığı sorunları çözemeyen bazı ergenler de bunalıma girip, derslerde başarısızlık,arkadaş ilişkilerinde bozulmalar, aile içi geçimsizlik, ekonomik güçlükler,duygusal ilişkilerde zorlanma vb. nedenlerle intihara kalkışabilir (Gidiş ve Ark., 1997:9).

Ergenlik döneminde bedensel ve cinsel gelişmelerle ortaya çıkan yeni durumlara alışma sürecinde ergende yoğun bir kaygı olabilir. Yeni rollerin edinilmeye başlandığı bu dönemde başkalarının olumlu ve olumsuz düşünceleri ergeni kaygılandırır. Aynı şekilde karşı cins tarafından beğenilmeme, aşkta hayal kırıklığı yaşama, arkadaşları tarafından kabul görmeme, imtihan, hastalık, iş bulamama, günah işlemek, kötü arkadaşlar tarafından yanlış yola sürüklenmek, dışlanma, ekonomik statüye göre

akranları arasında kabul görmeme de ergeni hayal kırıklığına uğratır (Kulaksızoğlu,2001:73). Ergenlik dönemi sorunları, hızlı beden değişimi ve bedenine karşı hissettiği yabancılık, huzursuzluk ve utançla başlasa da tek sorun sadece bu değildir. Bağımsızlık mücadelesi, dolayısıyla aileden uzaklaşma, karşı cinse duyulan ilgi karşısında kendini ifade edememe, çekinme, utanma, toplumun koyduğu kurallar ve hayat kısıtlamaları, kendisi için bir dünya görüşü belirleme çabası gibi durumlar ergenin baş etmesi gereken problemlerdir (Tan, 2000:63-64).

Biyolojik ve cinsel değişmeye paralel olarak duygulardaki artış ve zihinsel gelişme ergenin düşünce yoğunluğunu ve niteliğini de değiştirir. Hayal kurma yolu ile arzular düşüncelere yansır. Gerçekleştirilemeyen istekler, günlük hayatın zorlukları ve başarısızlıklar karşısında gencin hayal kurması bir sığınma ve telafi etme amacı haline gelir (Kulaksızoğlu,2001:68).

Ailevi ilişkiler, ailenin kendisine yönelik tutumları, yasaklamalar, kısıtlamalar ve karşılaşılan diğer olumsuz olaylar ergeni duygusal yönden yıpratırken, onu öfkeye de yöneltir (Kulaksızoğlu,2001:74).

Ergenlik döneminin bir özelliği de gencin düşünce yapısının “benmerkezci” olmasıdır. Ergenlik çağı benmerkezciliği içindeki bir genç, dünyayı değiştirebileceğini zanneder ve kendi düşüncesinin en doğru düşünce olduğunu iddia eder (Selçuk,1997:81).Ergenliğin ilk dönemlerinde genç, düşünce ve duygularıyla bir hayal dünyası kurar ve bunun içinde yaşamaya başlar. Kişiliğin gerçeğin sınırını çizemez. Gerçekle hayali kolayca ayıramaz. Kendisini çok önemser. Bütün düşünce ve duygularını tek, benzersiz ve kendine özgü olduğunu düşünür. Kendisinin bütün duyguları en yoğun biçimde yaşadığını, elemlerin, acılarının sonsuz ve derin; düşüncelerinin kesin olduğuna inanır (Köknel,1979:89).

Şüphesiz gençlik çağında yaşanan değişiklilerin hepsi olumsuz değildir. Duygusal alanda yaşanılan buhranın yanında pek çok olumlu gelişmeler de görülür. Ergenin düşünce yeteneğinde önemli bir yükselme olur. Seçeceği meslekle ilgili araştırmalar yapmaya başlar. Bir şeyler yapma, kendini kanıtlama, başarılı olma, potansiyelini kullanma eğilimi güçlenmiştir. Yeteneklerinden bazıları sivrilir ve öne çıkar. Politikaya ve toplumsal konulara ilgi artar, bu konularla ilgili fikirler ileri sürer. Başlangıçta yarım yamalak olan bu düşünceler okuyup tartıştıkça daha tutarlı bir hal alır. Başkalarını ve kendini gözlem yeteneği gelişmiştir. Coşkuludur, hayalcidir, idealisttir (Yörükoğlu,2000:41).

Ergenlik döneminde bireyin duygusal durumunu yansıtan etkenler, onun gösterdiği sevgi ve başkaları tarafından sevilme ihtiyacıdır. Yaşam boyu insanda var olan sevilme ve korunma ihtiyacına cevap verilmesi ve bu ihtiyacın karşılanması bireyin ruhsal bakımdan sağlıklı olmasını sağlar. Sevgi ve şefkatle yetişme, mesaj alıp vermeyi daha başarılı yapar. Başkalarını takdir etme ve beğenme, onlara değer verme ve onlarla gurur duyma sevginin değişik şekillerde tezahürüdür (Kulaksızoğlu,2001:69).

Ergenler hayırsever ve yardıma hazırdırlar, Yeter ki kendilerine bu yönde bir talep gelsin. Ancak haksızlıklara ve düzensizliklere karşı sabırsızdırlar. Okulda öğretmenlerinin haksızlık yaptığına inanırsa tereddüt etmeden karşı gelirler. Mahallede ve sokakta ergenler arasında oluşan anlaşmazlıkların çoğunda haksızlığa uğradığı düşüncesi ağır basar ve kendi kişiliklerini kanıtlama duyguları hareket eder (Yörükoğlu:2000:83-86).

Bu dönemde görülen temel duygusal özelliklerden biri de, erkeklerin kızlara, kızların da erkeklere ilgi duymaya başlamasıdır. Buluğ öncesinde başlayan karşı cinse yönelik ilgiler, beğenme ve beğenilme arzusu kişiye heyecan verir. Cinsler arası yakınlaşma eğilimi ergenlik başlangıcında grupla bir arada olma şeklinde görülürken sonraları belirli bireylere yöneldiği görülür. Karşı cinsin kalbini kazanma, karşı cinsle beraber gezme ve dolaşma olsa da, birbirlerine sevgi ve saygı vardır ve ciddî manada evlenme, aile kurma düşünceleri oluşmaz (Kulaksızoğlu,2001:67).

Ergenliğin son dönemlerinde ise duygularda, düşünce ve tutumlarda kararlılıklar oluşmaya başlar. Duygulardaki coşkunluk yerini yavaş yavaş dengeye bırakmaya, hiçbir şeyi beğenmeyen tutumu zamanla daha yerinde eleştiriler ve yorumlara dönüşür (Yörükoğlu,2000:41). Gencin duygusal çalkantıları sona erer. Bu dönemde onlar kendilerini olduğu gibi kabul etmeye başlarlar. Kendi yeteneklerinin ve özelliklerinin farkına varan, kendi görünüşünü oluşturmaya başlayan gençler artık yetişkinlerin duygusal seviyesine ulaşır (Başaran,1998:102).

Kısacası ergenlik döneminin genel özelliklerine baktığımızda; duygularda istikrarsızlık, duyguların yoğunluğunda artış, aşık olma, çekingenlik ve mahcubiyet aşırı hayal kurma, tedirginlik ve huzursuzluk, çalışmaya karşı isteksizlik, yalnız kalma isteği, çabuk heyecanlanma yoğun yaşanan duygulardır. Duyguların ifade biçimlerini ise sevgi, korku, kaygı, üzülme ve kırılma, ağlama, öfke ve kızgınlık, bağırma, küfretme, saldırganlık olarak sıralayabiliriz (Kulaksızoğlu,2001:66-76).

Benzer Belgeler