• Sonuç bulunamadı

3. BÜYÜK ESMA SULTAN’IN HAYATI

3.1. Doğumu

III. Ahmed‟in kızı olan Esma Sultan, H. 10 Receb 1138 (M.14 Mart 1726) tarihinde doğmuştur138

. Osmanlı padişahları kızlarına genellikle Arapça isimler vermiştir. Esma dışında Ayşe, Fatma, Emine de padişahlar tarafından kızlarına bir diğer deyişle sultanlara verilen isimlerdendir139

. Abdülhamid140, kendinden yaklaşık bir yaş küçük olan kardeşi Esma Sultan‟ın adını, doğan kızına vermiştir. Büyük olasılıkla da kendi kızından ayırt edebilmek için kardeşine “Büyük” Esma Sultan denilmiştir141

.

XVII. yüzyıla kadar sultanların doğumlarına ait fazla bilgi yoktur, fakat XVIII. ve XIX. yüzyılla alakalı daha fazla bilgi mevcuttur. Bilinen en eski liste ise III. Mustafa‟nın kızlarına aittir.

137 Koçu, Osmanlı Padişahları, s. 396.

138Çelebizâde İsmail Âsım Efendi,Tarih-i Çelebizâde, III, haz.: Abdülkadir Özcan ve diğerleri,

İstanbul 2013 s. 1483.; Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmanî Yahud Tezkire-i Meşâhir-i Osmâniyye, I, İstanbul: Sebil Yayınevi, 1995, s. 15; I. Abdülhamid‟in kızından ayırt edilebilmesi için “Büyük Esma Sultan” denilmektedir. Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, s. 90.

139M. Çağatay Uluçay, Harem II, s. 130.; Sultan kelimesi Arapça kökenlidir. Selît veya Selâta

masdarından türemiştir. Kelime hüccet, delil, kudret ve bunlara sahip olan kişi manalarına gelmektedir. Mustafa Öztürk, “Sultan”, DİA, XXXVII, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay., 2009, s. 495; İlk Osmanlı padişahlarının kızlarına “Hatun” denilmiştir. Ancak Sultan unvanı, Fatih Sultan Mehmed‟den sonra kullanılmaya başlanmıştır. Uluçay, Harem II, s. 130.

140Şehzade Abdülhamid‟in doğumu bkz: Çelebizâde İsmail Âsım Efendi,Tarih-i Çelebizâde, III, s.

1423.

141Fikret Sarıcaoğlu, Kendi Kaleminden Bir Padişahın Portresi Sultan I. Abdülhamid (1774-1789),

3.1.1. Esma Sultan’ın Doğumunda Yapılan Kutlamalar

Padişahların kadın efendiler ve ikballerden olan çocuklarının doğumuna

velâdet-i hümâyûn adı verilmektedir142

. Valide Sultan, saray içinde bir doğum yaklaştığında onunla alakalı alınacak mücevher ya da elbiselerin hazırlıklarıyla kendisi ilgilenir ve doğum için haremde bulunan büyük odalardan birisi ayrılırdı. Beşik takımları, yatak takımları ve perdelerin üzerleri inci, altın sırmalarla donatılır ve en ağır kumaşlardan yapılırdı.

Padişah çocuklarının doğumu ilk olarak Dârüssaâde Ağası‟na duyurulur ve o da Silâhtar ağaya bildirirdi. Padişahın bir çocuğu olduğunu Silâhtar Ağa sarayda ilan ederdi. Bu haberle birlikte Enderunda bulunan her çocuk erkek ise 5, kız ise 3 kurban keserek doğumu kutlardı143

. Doğumun devlet erkânı ve halka duyurulması için Topkapı Sarayı‟nın deniz kıyısında bulunan toplardan, doğan şehzade ise yedi, kız ise üç defa atış yapılır ve bu günde beş defa tekrarlanırdı. Aynı zamanda da İstanbul sokaklarında ve çarşılarında dellâllar dolaşarak, padişahın bir çocuğu olduğunu halka duyururlardı. Doğum eğlenceleri144

5 ya da 7 gün devam ederdi. Bu arada bazı merasimler yapılır ve bu merasimlerin içerisinde özellikle iki beşik alayı önemlidir145

. Doğumun üçüncü günü Valide Sultan‟ın, hazırlattığı beşikler, Beyazıt‟taki Eski Saray‟dan alınarak Valide Sultan‟ın kahvecibaşısına teslim edilirdi. Eşyalar halkın alkışları arasında ve kalabalık saray ağalarının da katılımıyla Topkapı Sarayı‟ndaki Dârüssaâde Ağası‟na teslim edilirdi. Doğumun altıncı günü gerçekleşen Sadrazamın beşik alayı ise daha görkemli ve kalabalık olurdu. Bebek doğar doğmaz mücevherlerle bezenmiş takım yaptırılır ve erkek olduysa beşikle örtülerin yanında değerli taşlardan yapılmış sorguç da gönderilirdi. Alay eşliğinde yine Dârüssaâde Ağası‟na teslim edilen beşik takımı padişaha gösterildikten sonra loğusa odasına götürülürdü146

. Padişah çocuklarının doğumlarından sonra saraya tebrik için gelen devlet adamı ve bürokratlara şerbet sunulması bu hususta yapılan ve göze çarpan

142Ahmed Akgündüz, Tüm Yönleriyle Osmanlı‟da Harem, İstanbul: Timaş Yay., 2012, s. 179-180. 143M. Çağatay Uluçay, Harem II, s. 135,136, 142.

144 Doğum şenliklerini bazı padişahlar uzun tutmayabilirdi. Örneğin; I. Abdülhamid‟in yirmi dört

çocuğundan sadece beş tanesinin doğumunda kutlamalar yapılmıştır. Türkan Duran, I. Abdülhamid‟in

Kızı Esma Sultan‟ın Hayatı (1778-1848), Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü,

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2007, s. 5.

145Çağatay Uluçay, “ İstanbul‟da XVIII. ve XIX. Asırlarda Sultanların Doğumlarında Yapılan

Törenler ve Şenliklere Dair”, İstanbul Enstitüsü Mecmuası, IV, İstanbul, 1958, s. 205-208.

146

adetlerdendi147. Padişahlar genellikle ilk çocuklarının doğum şenliklerinde cambazlara da yer vermişler ve halkın eğlenmesini önemsemişlerdir. Nitekim Esma Sultan‟ın doğumu veya kutlamalarıyla ilgili bir bilgi olmasa da, III. Ahmed‟in ilk çocuğu olan Fatma Sultan‟ın doğumunun (M. 1704) büyük şenlik ve gösterilerle kutlandığı kayıtlarda geçmektedir148. Ayrıca doğum meselesinin bütün yurtta bilinmesi için bir hükümle eyalet valilerine ve mahallî kadılara iletilerek, şer‟î mahkeme sicillerine kayıt edilmiştir149.

3.1.2. Çocukluğu

Sultanlar doğar doğmaz annesiyle birlikte sarayda kendilerine ayrılan daireye yerleştirilirdi. Anneye destek olarak süt emzirmek için dışarıdan bir sütanne (daye) getirilirdi. Sütninelerin de çocuğun büyümesinde önemi büyük olduğu için haremde saygı gösterilen kişilerden sayılmışlardır. Daye seçimleri, iyi kimselerin eşleri olabildiği gibi çocuklu veya çocuksuz satın alınan cariyelerden de olabilirdi150.Çocuğuyla hareme alınan bir dayenin, kızına da maaş verilmekteydi. Nitekim II. Mahmud döneminde Şehzade Abdülmecid‟in, Mihrimah Sultan‟ın ve üçüncü kadınının cariyeleri arasında bulunan daye kadının kızına günlük 10 akçe maaş verilmiştir151

. Bunun yanı sıra sultanlar ile ilgilenmek üzere dadı, cariye ve kalfalar da tayin edilmektedir. Dadı ilgilendiği çocuğun, banyosundan giydirilmesine; uykusuna ve hatta gezip dolaşmasına kadar tüm hizmetlerde bulunmakla görevli olmuştur.

Esma Sultan‟ın annesiyle veya diğer sultanlar gibi sarayda kardeşleriyle de oyunlar oynayıp oynamadığına ve aralarındaki ilişkiye dair belgeler olmadığından o yaşları nasıl geçirdiği bilinememektedir. Ancak saraydaki geleneğin her sultana aynı şekilde uygulandığı düşünülürse eğitim hayatındaki sürecin de diğer padişah kızları gibi geçtiğini varsayabiliriz. Küçük sultanlar, muhtemelen en çok oyun oynadıkları

147Ali Akyıldız, Mü‟min ve Müsrif Bir Padişah Kızı Refia Sultan, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.,

2003, s. 11.

148

Uluçay, Harem II, s. 158.; Tezcan, s. 81.

149İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti‟nin Saray Teşkilâtı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay.,

1984, s. 171.

150II. Abdülhamid‟in kızı Zekiye Sultan‟ın doğumuyla kendisine tayin edilen dayesi Eladil isimli

hanımdır. Kendisine daha sonraki yıllarda II. Abdülhamid tarafından ikinci rütbeden olan şevkat nişanı verilmesi uygun görülmüştür. Cevriye Uru, Sultan II. Abdülhamid‟in Kızı Zekiye Sultan‟ın

Hayatı (1872-1950), Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi,

İstanbul 2010, s.5.

151 Betül İpşirli Argıt, Hayatlarının Çeşitli Safhalarında Harem-i Hümayun Cariyeleri 18. Yüzyıl,

vakitlerde eğlenmişlerdir. Sultanlar, kendilerine tahsis edilen oyuncaklar dışında anneleri ile birlikte saraya getirilmiş olan çocuk yaştaki cariyelerle de vakit geçirdikleri kaynaklarda geçmektedir152

.

Benzer Belgeler