• Sonuç bulunamadı

İnceleme Alanı

5- Doğal Afet Durumu

5-Doğal Afet Durumu.

DEPREMSELLİK

Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Yakın Yöresi, Türkiye’nin en büyük tektonik yapılarından Doğu Anadolu Fay Zonu, Bitlis Zagros Kenet Kuşağı, Ölü Deniz Fay Zonu ve bu fayların eşlenikleri olan daha küçük faylarla kesilmiş bulunmaktadır. Bu fayların üzerinde yoğun bir deprem etkinliği bulunmasına rağmen, üzerinde yer alan sismik boşluklardan dolayı Bölgenin, özellikle kuzeyde yer alan DAFZ, BZKK ve batıdaki ÖDFZ boyunca, önümüzdeki yüzyıl içinde, tarihi dönemlerde meydana gelen depremlere benzer ve son dönemlerde meydana gelen depremlerden daha büyük depremlere gebe bir durumda olduğu söylenebilir.

İnceleme alanı Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasında 3.derece deprem bölgesinde yer almaktadır. diri faylar boyunca son 110 yıl (1880-1990) içinde magnitüdü aşağıdaki tabloda verilmiştir. Mardin İli Deprem Haritasında, Mardin il ve ilçelerinin içinde bulundukları deprem kuşakları gösterilmektedir. Harita incelendiğinde, Mardin ilinin 2, 3 ve 4 derece deprem kuşağında olduğu görülmektedir. Mardin ili, Kızıltepe İlçesi, deprem haritasına göre üçüncü derece deprem kuşağı etkisi altında bulunmaktadır.

Şekil- 25. İncelemealanında son 100 yılda olan depremler

Proje kapsamındaki tüm inşaat çalışmaları; T.C. Bayındırlık İskân Bakanlığı'nın 02.07.1998 tarih ve 23390 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik" hükümlerine uygun olarak yapılacaktır.

63

www.nazka.com.tr

Şekil- 26.Güneydoğu Anadolu Bölgesi Diri Fay Haritası (ölçeksiz)

Aşağıdaki tabloda Mardin, merkez olmak üzere 100 km yarı çapında çalışma dairesi içerisinde yer alan diri faylar görülmektedir. Türkiye Diri Fay Haritası (Şaroğlu vd., 1992)‟nda, inceleme alanı ve çevresinde en önemli fay kuzey ve batı taraflarındaki yaklaşık 70-100 km mesafeli işaretli zonlardır.

Şekil- 27. 1900–2011 yılları arasında, Mardin merkezi olmak üzere 100 km yarıçaplı alan içerisinde kalan bölgede meydana gelmiş, magnitüdü 4,0 ve daha büyük olan depremlerin dağılımı.

Proje alanına ait Deprem Haritası Ek:15 de verilmiştir. Çalışma alanı ve çevresinin depremsellik ve poisson olasılık dağılımı ile deprem tehlike analizi yapılmıştır. Bu amaçla;

Ölçeksiz

64

www.nazka.com.tr

çalışma alanı merkez olmak üzere 100’lik yarıçap içinde, çalışma alanımızı kapsayan bölgede sismik tehlikenin araştırılması için, bölgede 1900-2011 yılları arasında meydana gelmiş magnitüdü 4,0 ve daha büyük deprem verileri kullanılmıştır Bu veriler; Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi Başkanlığı Sismoloji Şube Müdürlüğü’nün web sitesindeki International Seismological Center (ISC) ile Gencoğlu vb. 1990 kayıtlarıdır.

Çalışma alanı ve çevresinin poisson olasılık dağılımı yöntemi ile probabilistik deprem tehlike analizi yapılmıştır.

Magnitüd – frekans ilişkisinin belirlenmesi için a ve b parametrelerinin hesaplanmasında En Küçük Kareler Yöntemi (EKKY) kullanılmıştır. Hesaplamalar için 1900-2010 yılları arasında bölgede oluşmuş magnitüdü 4,0 ve daha büyük depremler taranmıştır.

Tablo- 14: Poisson Olasılık Dağılımı ile Deprem Risk Analiz

Yukarıdaki Tablodaki değerler kullanılarak, EKKY ile M – LogN eğrisinden a=-0.53 ve b=-0.10 olarak bulunmuştur.

65

www.nazka.com.tr

Şekil- 28.Poisson Olasılık Dağılım’a göre Büyüklük-Oluşum Sayısı İlişkisi

Tablo- 15. Poissonolasılık dağılımı

66

www.nazka.com.tr

Şekil- 29: Poisson Olasılık Dağılımına göre magnitüd ve yıl olasılık Analizi

Çizelge 2 ’de 1900 – 2010 yılları arasında meydana gelmiş, magnitüdü 5.0 – 7.5 arasında olan depremlerin % olarak analizleri yer almaktadır .

Görüldüğü üzere; inceleme alanında büyüklüğü 5,0 olan bir depremin 10 yıl ve 6.5 büyüklüğündeki bir depremin dönüş periyodu 47 yıldır. Bunun yanında; 7.1 büyüklüğündeki bir depremin 30 yıl içerisinde açılma olasılığı % 10 iken standart bir yapının ömrü olarak düşünülebilecek 50 yıllık bir zaman diliminde 6.5 büyüklüğündeki bir depremin açılma olasılığı ise % 20 olarak hesaplanmıştır.

Diğer deprem büyüklükleri için belirlenen olasılık hesaplarını çizelgeden görmek mümkündür. Buradan hareketle; çalışma alanında yapılacak yapılar, bölgeye ait yukarıdaki deprem büyüklükleri ve sismik risk analiz değerleri göz önüne alınarak projelendirilecektir.

İnceleme alanı içerisinde, kaya düşmesi, heyelan vb. kütle hareketleri gözlenmemiştir.

Etüt alanı ve çevresinde mevsimsel yağışlara bağlı faaliyete geçen dere bulunmadığından, herhangi bir taşkın riski, sel, su baskını beklenmemektedir.

67

www.nazka.com.tr

6.Toprak Özellikleri.

Proje sahasının işaretlendiği 1/25.000 ölçekli Arazi Varlığı Haritası Ek-9’da verilmektedir. Arazi varlığı haritasının incelenmesinden de anlaşılacağı üzere çalışma alanının yer aldığı arazi “Birinci Derecede Önemli Tarım Arazisi” niteliğindedir. Kızıltepe ovasında alüvyonlu topraklar üzerinde yer alan arazinin Büyük Toprak Grubu “ Kırmızımsı Kahverengi Topraklardır”. Eğim-Derinlik kombinasyonuna bakıldığında; Eğimin % 0-2, toprak derinliğinin ise oldukça derin olduğu ( 90 +) anlaşılmaktadır. Şimdiki arazi kullanım şekli

“Nadassız Kuru Tarımdır”. Arazi Kullanım Kabiliyet Sınıflaması “I. Sınıf” olup, toprak işlemeli tarıma uygun arazilerdir. Su erozyonu ise hiç veya yok denecek kadar azdır. Saha dikili tarım alanıdır.

Şekil- 30. Proje Alanı Arazi Varlığı Haritası (Ölçeksiz) N: Kireçsiz Kahverengi Topraklar, F:Nadassız Kuru Tarım

Çalışma sahasında yapılan etütler neticesinde arazinin oldukça düz olduğu, verimli üst toprak tabakasının ortalama 40 cm civarında olduğu gözlenmiştir. Proje alanında hakim toprak grubu olan “kırmızımsı kahverengi topraklar” ülkemizde karasal, yarı kurak iklim şartlarının hüküm sürdüğü alanlarda yaygındır. Bu topraklarda kızılımsı veya kırmızımsı renk, sıcaklığın yüksekliğinden gelir. Verim değerleri yüksek olan bu topraklarda kalsifikasyona rastlanmaktadır (Atalay, 2006:424). Yağışın azlığı nedeniyle sadece toprağın üst katındaki

PROJE ALANI

N

68

www.nazka.com.tr

kalsiyum karbonatın bir kısmı uzaklaşır, ancak toprağın alt katında beyaz yumrular halinde karbonat birikimi başlar (Atalay, 2006:424). Proje sahasının içerisinde yer aldığı Kızıltepe İlçesi gibi yarı kurak iklim şartları ve yağışın az olduğu alanlarda toprakta kireçlenme sık karşılaşılan bir durumdur (Kaynak: Coğrafi Bilimler Dergisi, CBD 10 (1), 39-62 (2012) .