• Sonuç bulunamadı

2.5. Antropometrik Değerlendirme

2.5.6 Dirsek Genişliği

Yağ dokusu hacmi ve yaş faktöründen bağımsız olarak vücut cüssesinin belirleyicisi olarak kullanılır. Humerusun epikondilleri arasındaki uzaklıktır. Frameter kullanılarak ölçüm yapılır. Ölçüm yapılacak kişinin sağ kolu düzleştirildikten sonra 90 derecelik açı ile bükülür. Bu esnada elin dış yüzü ölçüm yapan kişiye bakar. Humerusun iç ve dış epikondilleri elle belirlenir. Bunların tam üzerine, aletin sıkıştıran kenarları, doğrultusu 90 derecelik açıyı yarılayacak şekilde iki yandan tutturulur. Yumuşak dokunun ölçülecek genişliği yanıltmaması için bir miktar sıkıştırılır. Milimetre düzeyinde ölçüm yapılır. Daha sonra referans değerlerle karşılaştırılıp kişinin cüssesi (ince, orta, iri yapı) belirlenir (18).

Vücut bileşiminin saptanmasında dört farklı yöntem vardır; deri kıvrım kalınlığının ölçülmesi, üst-orta kol yağ alanının ve bel/kalça oranının saptanması, laboratuvar yöntemlerle vücut bileşiminin saptanması.

Deri kıvrım kalınlığı ölçümleri de büyümenin değerlendirilmesinde kullanılır. BKİ değeri 85’nci persentilin üzerinde olmasına rağmen deri kıvrım kalınlığı ölçümü düşük olan bir kişi fazla kilolu olmasına karşılık yağ dokusu normalin üzerinde değildir. Deri kıvrım kalınlığının 85’nci persentilin üzerinde olması fazla kiloluluğun göstergesidir (9). Sıklıkla kullanılanlar triseps ve subskapular deri kıvrım kalınlığı

ölçümleridir. Eğer deri kıvrım kalınlığından vücut yağ miktarı ve yağsız vücut kitlesi bulunacaksa, triseps ve subskapular deri kıvrım kalınlıklarına ek olarak biseps ve suprailiak deri kıvrım kalınlıkları da ölçülür.

Üst orta kol yağ alanı, üst orta kol çevresi ve triseps deri kıvrım kalınlığı ölçümlerine dayalıdır.

Yağsız vücut dokusunun saptanmasında da dört farklı yöntem vardır; üst orta kol çevresi, üst orta kol kas alanı, üst orta kol kas çevresi, deri kıvrım kalınlığı ölçümleri (24). Üst orta kol çevresi, kas kompozisyonunun belirlenmesinde kullanılır (8).

Vücut yapısının saptanmasında boya göre dirsek genişliği ve boy uzunluğunun bilek çevresine oranı değerlerinden faydalanılır. Vücut yapısı ölçümden çok bir kavramdır. Kemik, eklem ve iskelet genişliğinden oluşur. Vücut yapısı, ince, orta, iri şeklinde kişisel yoruma dayalı olarak tanımlanmıştır (24).

Sekonder seks karakterlerindeki değişikliklere ek olarak, puberte vücut kompozisyonundaki değişiklikleri de beraberinde getirir. Bu değişiklikler deri kıvrım kalınlığı ölçümleri, BKİ ve bioelektrik empedans analizi ile ölçülebileceği gibi daha yeni tekniklerden olan Dual Energy X Absorbtiometry (DEXA) ile de ölçülebilir. Yağsız vücut kitlesi, doğumda %25 iken yetişkinlikte total vücut ağırlığının yaklaşık %50’sine ulaşır. Hem kız hem de erkeklerde yağsız vücut kitlesi çocukluktan 12-13 yaşlarına kadar olan dönemde sürekli artış gösterir. Kızlarda yağsız vücut kitlesindeki bu artış 15 yaş civarında durur, ancak erkeklerde geç adölesansa kadar devam eder. Erkeklerde, üst beden ve kollarda, yağsız vücut kitlesinde dikkat çekici şekilde artış gözlenir. Özellikle göğüs, kalça, kolların arka kısmı ve gluteal bölge çevresinde daha fazla yağ kitlesine sahip olan adölesan kızlarda yağ kitlesinin bedendeki dağılımı değişiklik gösterir.

Hızlı kemik büyümesi puberte ve adölesans süresince ortaya çıkar ve yetişkinlerde kemik kitlesinin doruk noktasına ulaşmasının önemli bir belirleyicisidir. Herhangi bir kronik hastalığa veya düşük kalsiyum alımı ve malnütrisyon ile ilişkilendirilen kortikosteroid kullanımına bağlı olarak kemik büyümesinin kesilmesi fraktür riskini arttıran düşük kemik kitlesine neden olabilir. Pubertal basamaklar açısından kıyaslandığında, kızlarda kemik mineral

dansitesindeki artış erken ve orta puberte (Tanner basamakları 2 ve 3) arasındaki döneme rastlarken; aynı artış erkeklerde orta ve geç puberteye rastlar. Ağırlık kazanımı, BKİ ve yaşa göre tavsiye edilen günlük miktarların (RDA) üzerinde kalsiyum alımı da kemik mineral dansitesindeki artışın bağımsız belirleyicilerindendir (8).

Gasser ve ark. (25) tarafından boy uzunluğu, bacak ve oturma yüksekliği, kol uzunluğu, biiliyak ve bihumeral genişlik değişkenleri açısından erken veya geç olgunlaşan normal çocukların büyümelerinin izlendiği bir çalışma yürütülmüştür. Yüzyirmi erkek ve 112 kız çocuk dört haftalıktan yetişkinliğe kadar izlenmiş; 40 erkek ve 37 kız çocuk olgunluğun bir belirleyicisi olan pubertal atağın ortalama zamanlamasını (değişkenler açısından) gerçekleştirmiştir. Geç olgunlaşan kızların erken olgunlaşanlar ile kıyaslandığında daha uzun bacaklara sahip olduklarını belirlemişlerdir. Boy uzunluğunun da daha fazla olduğunu saptamışlardır, ancak fark istatistiksel açıdan önemsizdir. Erken olgunlaşan bireylerde sadece bacak uzunluğu ile yetişkin ölçüleri arasında ilişki vardır. Bacaklar istisnadır ve geç olgunlaşan bireyler, ortalama olarak, yetişkinlerinki kadar uzun bacaklara sahiptirler. Kısa olan büyüme periyodu, daha yüksek prepubertal büyüme hızı ile dengelenmektedir. Kol uzunluğu, her iki cinsiyet için de küçük ve istatistiksel açıdan önemsiz değişikliklerin bulunabileceği diğer bir değişkendir. Oturma yüksekliği açısından, erken olgunlaşan bireyler sürekli olarak bir önceki yaşlara göre daha yüksek değerlere sahiptirler. Yetişkin dönemdeki oturma yüksekliği açısından, her iki cins erken ve geç olgunlaşanlar arasında belirgin bir fark yoktur. Bihumeral genişlik açısından, her ne kadar kız çocukları için geçerli olmasa da, erken olgunlaşan erkek çocuklarında geç olgunlaşanlara kıyasla daha yüksek değerler saptanmıştır. Ancak, biiliyak ve bihumeral genişliğin yetişkin ölçüleri her iki grupta da fark göstermemektedir. Pubertal doruk noktası erken olgunlaşan erkek çocukları için az da olsa yüksek iken, aynı durum kız çocukları için söz konusu değildir. Erken olgunlaşma, büyüme için gerekli zamanı yaklaşık 1.5-2 yıl kısaltır.

Aynı kronolojik yaşta, geç olgunlaşan bireyler ile kıyaslandığında erken olgunlaşan bireylerin, pubertal büyümenin doruğuna ulaştıkları yaşta daha uzun boylu oldukları açıktır (25). Gasser ve ark. (25)’nın belirttiğine göre Hagg ve

Taranger, geç olgunlaşan erkek çocuklarının, kayda değer ölçüde, yetişkinler kadar uzun boylu olduklarını, ancak aynı durumun kız çocukları için geçerli olmadığını saptamışlardır. Boy uzunluğundaki geç büyüme çoğunlukla bacaklarla değil gövde ile ilişkilidir.

Benzer Belgeler