• Sonuç bulunamadı

1.1.1. Din ve Dindarlık

1.1.1.2. Dindarlık ve Dindarlığın Boyutları

1.1.1.2.2. Dindarlığın Boyutları

Dindarlığın boyutları farklı şekillerde ele alınmıştır. Wach, dindarlığı dini tecrübenin ifade biçimleri adı altında üç farklı kısma ayırır:

1. Teorik anlatım: İnanç 2. Pratik anlatım: İbadet

3. Sosyolojik anlatım: dini cemaat kolektif din ve ferdi din40

Batıda uzun yıllar dindarlık tek boyutlu bir fenomen olarak değerlendirilmiş ve bu yönüyle tespit edilmeye çalışılmıştır. Son zamanlarda ise ampirik çalışmalarda tek kriterle yola çıkan çalışmalar eleştirilmeye başlanmış, 1960’lı yıllardan sonra ise din sosyologlarının büyük bir kısmı tek yönlü din anlayışı ve dindarlık anlayışının veya tanımların yeterli olmadığını ileri sürmeye başlamışlardır. Dindarlığın çok boyutlu olarak kavramsallaştırılmasını sistemli bir şekilde ele alan ilk sosyolog Glock olmuştur. “Dindarlığın Boyutları” adlı makalesinde dindarlığın boyutlarını, bütün büyük dinleri içine alacak biçimde düşündüğünü söyleyen Ch.Y. Glock, bunun sebebini, değişik boyutlarda, dinin belirtileri arasındaki bağdaşmanın ne olduğu ve

38

Murat YILDIZ, “Dindarlığın Tanımı ve Boyutları Üzerine Psikolojik Bir Çalışma” Tabula Rasa, 1 (Ocak–Nisan 2001),

39

Ahmet ONAY, Dindarlık Etkileşim ve Değişim, Dem Yayınları, İstanbul, 2004

40

hangi şartlarda değişik derecelerinin ortaya çıktığı bilinirse kültürün belki de en karmaşık öğesi olan din ve dindarlığın anlaşılmasının daha da mümkün hale geleceği olarak gösterir41. Dünya dinleri arasında birçok farklılığın bulunmasına rağmen, dindarlığın kendisini ortaya koyduğu genel alanlar açısından önemli ölçüde benzerliklerinde olduğuna dikkatimizi çeken Glock, bu tespite dayanarak dindarlığın boyutları olarak belirttiği beş kategori belirtmiştir. Ona göre dini olan her türlü tezahürü bu beş boyuttan birine bağlamak mümkündür. Ve bu beş kategoriyi hem dinin araştırılması ve hem de dindarlığın değerlendirilmesi için kategorik bir bakış açısı olarak teklif etmektedir. Dini araştırmalar da ve dindarlığın değerlendirilmesinde teklif ettiği beş kategori ise şu boyutlardan oluşmaktadır.42

1. Dini inanç boyutu 2. Dini pratikler boyutu 3. Dini tecrübe boyutu 4. Dini bilgi boyutu 5. Etkiler boyutu

İslam geleneği içinde dindarlığın ölçülmesi amacıyla ileri sürülen orijinal bir modelden bahsetmek güç olmakla birlikte, İslâm âlimleri tarafından genellikle üç boyutlu bir yaklaşım ortaya atıldığı tespit edilmiştir. Bu boyutlar;

1.İnanç (Akâit) 2.Dini pratikler (İbadetler) 3.Muamelat ve ahlak (Sosyal ilişkiler) Geçmişten günümüze din sosyolojisinde dindarlığın sosyolojik olarak nasıl ölçülmesi gerektiği sorununun çözümüne yönelik bazı yaklaşımlar sunulmasına rağmen bu sorun henüz çözüme kavuşturulamamıştır. Dinî inançların çeşitliliği,

41 GLOCK, a.g.e., ss.252-270 42 GÜNAY, a.g.e., 1998, ss.217-218

İslâm kültüründe bu üç boyut, genellikle dinin unsurları olarak değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, bu unsurlar dindarlığın boyutları olarak da düşünülebilir. Çünkü dindar kişi itikat, ibadet, muamelât ve ahlâk boyutlarını birlikte gören ve yaşayan insan demektir (bkz. Mehmet Aydın, Din Felsefesi. İzmir: D.E.Ü. Yayınları. 1987, s.256; Mehmet Emin Köktaş, Türkiye’de Dinî Hayat, İşaret Yay. İstanbul, 1993, s.58).

dindarlığın tanımını yapmayı ve dindarlığa yönelik bazı ölçütler geliştirmeyi güçleştirmektedir. Bu nedenle din sosyologları, ileri sürülen dindarlık tanımları ve dindarlık boyutlarına birçok eleştiri getirmişlerdir. Onun için bir çok dindarlık ölçeği geliştirmişlerdir. Glock ve Stark, çeşitli dünya dinlerinde ortak olarak gördükleri, “inanç, ibadet, tecrübe, bilgi ve etki” şeklindeki dindarlığın beş boyutunu birbirinden ayırt etmişler ve bunları temel alarak yapılan dindarlık ölçümlerinin dinî hayatı daha şumullü bir şekilde açıklayacağını ileri sürmüşlerdir.43 Dindarlık tanımları ve dini boyutlar farklı şekillerde ifade edilmekle beraber biz temel olarak Glock ve Stark’ın geliştirdiği sınıflamalarının sentezlendiği bir dindarlık ölçeği kullanacağız ve bu ölçek ışığında dindarlık konusunu ele alacağız.

1.1.1.2.2.1. Dini İnanç Boyutu (Belief)

Her din birtakım inançlardan oluşmaktadır. En ilkelinden en yükseğine kadar, hak veya batıl bütün dinlerde bir inanç esasları bulunur. Esasen her dinde temeli dini tecrübe, sezgi, ilham yada vahiy asgari bir teorik anlatıma, bir takım inançlar, tasavvurlar ve fikirlere dayanır. Bu inanç ve tasavvurlar, aynı dine inanan insanlar arasında birleştirici bir etkiye sahiptir. Bu durum ilkel dinlerde de görülmektedir. Dinin bu bütünleştirici özelliği inananlar arasında güçlü bir birlik ruhu oluşturur. 44

Bu kategori ile dindar insanın belli inanç ilkelerini bileceği beklentisi ifade edilir. Bu inanç ilkelerinin muhteva ve kapsamı sadece farklı dinlerde değil, aynı dini geleneğin içinde de farklı olabilir. Her din, inanç ilkelerinden belli bir sistem kurar ve mensuplarından bu inanç ilkelerini bilmelerini bekler. İnsan için inancın fonksiyonu veya anlamının araştırılması da bu boyut içinde ele alınabilir. İslamiyet’te “Yüce Allah’ın birliğini yahut tekliğini” ifade eden “Kelime-i Tevhid” veya “Cenab-ı Allah’ın varlık ve Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve Rasulü olduğunu” tasdik etmekten ibaret bulunan “Kelime-i Şehadet” bu dine mensubiyetin sembolü olan böyle birer ilk formüldürler45. Aynı şekilde İslam’da “Amentü”de

43 GLOCK, a.g.e., ss.252-253 44 GÜNAY, a.g.e, 1998, s.217 45 GÜNAY, a.g.e, 1998, ss.217-218

toplanan altı iman esasında, İslam akidesinin temelini teşkil eden inançların formüle edildiği görülmektedir ki, bunlar Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe ve kadere inançtan ibarettir.

1.1.1.2.2.2. Dini Pratikler (Practice) Boyutu

Din sadece inançlardan ibaret değildir. Bütün dinlerde inançlar, belirli tapınma, ayin, ritüel ve ibadet gibi davranışlarla veya içten yönelişlerle tezahür etmektedir. Wach’a göre iman ile ibadet birbiriyle sıkı bir ilişki içindedir. Dinî tecrübeden kaynaklanan ve onun tarafından belirlenmiş bulunan bütün fiiller, ibadet olarak değerlendirilebilir. Bütün dinlerde kutsalın tecrübeleri, varlığı bir efsane, bir inanç veya doktrin tarafından belirlenmiş bulunan uluhiyet karşısında saygı eylemleriyle tezahür etmiştir. İbadetler, Tanrı ve kutsalla ilişkili olarak yapılır. Bu yüzden bir dinin ibadetsiz varlığını koruyabilmesi güçtür. Nitekim bütün dinlerde inançlar, pratik eylemlerle bütünleşmiştir46. Bu nedenle araştırmamızda dini yaşayışı anlamada, dini pratiklere bağlılık önemli bir kriter olarak gözden uzak tutulmaması gerekmektedir. İslam alimleri genellikle ibadetleri üç grupta toplamaktadırlar:

Bedeni ibadetler(namaz, oruç, dua, vs)

Mali ibadetler (Zekat, fitre, kurban, sadakalar, vs) Hem beden ve hem de malla yapılan ibadetler (Hac)

Her din, kutsal olanla ilgili bir takım inançlar ve tasavvurlara sahiptir fakat hiçbir dini sadece bir takım inanç ve tasavvurların toplamından ibaret olarak görmenin imkanı yoktur. Aksine her din aynı zamanda inançların yanında bir duygu ve davranış biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır.47

46

WACH, a.g.e., ss.26-27

47

1.1.1.2.2.3. Dini Tecrübe (Experience) Boyutu

İnanan insanın tanrıyla kurduğu aracısız, ani, anlatılamayan, tahlil edilemeyen, kendinden geçme, Tanrısal bir yakınlık, varoluşsal bir içe kapanma48 olarak ifade edebileceğimiz dini tecrübe sübjektif bir dini yaşantıdır.

Bu boyut ile hemen hemen bütün dinlerin, dindar insanın herhangi bir zamanda az çok nihai gerçekliğe doğrudan katıldığını veya dini bir duyguyu tecrübe ettiğini kabul ettiklerini düşünülür. Çeşitli dinler tarafından uygun olarak açıklandığı veya çeşitli bireyler tarafından gerçek olarak tecrübe edildiği gibi, bu duygu tarzı dikkate değer biçimde farklı olacaktır. Bu, korku veya vecd halinde, huşu ve mutluluk duygusunda, ruhsal huzur bulmada veya ilahi olanla yoğun vasatta ortaya çıkabilir.49

1.1.1.2.2.4. Dini Bilgi (Knowledge) Boyutu

Dinin bilgi boyutundan kastedilen bütün dinlerde dindar insanın inancının temel ögeleri veya kutsal metinleri hakkında bilgi sahibi olması ve bu bilgiye güvenmesini ifade eder. Bireyin dindarlığının daha iyi anlaşılabilmesi için dini bilginin farklı perspektifler altında ele alınması, diğer boyutlarda tecrübe edilen dini bağlılığın dini bilgiye bağlanması gerekir. Bu bağlamda insanların inandıkları konular hakkında ne kadar bilgi sahibi oldukları, dini bilgileri edinmek için ne kadar zaman ayırdıkları, dini eleştiri kriterleriyle ilgili bilgi sahibi olma konusunda ne düşündükleri, kutsal metinlerin okunmasında sahip olunan eleştirel bakış açısının derecesi araştırılabilir.50 Bir inancı bilmek kabul etmek için gerekli şart olduğu için inanç boyutu ile bilgi boyutu arasında sıkı bir ilişki vardır. Bununla birlikte inanç, bilginin zorunlu sonucu değildir ve her bilgi de doğrudan inançla sonuçlanmaz.

48

Ahmet CEVİZCİ, Paradigma Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yay.,İstanbul, 2002, s.242

49

KÖKTAŞ, a.g.e., ss.-53-54

50

1.1.1.2.2.5. Dini Etkiler (Consequences) Boyutu

Dinin etkisiyle insanın nasıl bir zihniyete sahip olacağı, dinin inanç, pratik, tecrübe ve bilgi boyutlarının, insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu gösteren bir boyuttur. Dinin etki boyutu, insanın, dindarlığının sonucu olarak belli davranışları yaparken, belli davranışlardan da uzaklaşmasını ifade eder. Glock’ın tabiriyle “insan- Tanrı ilişkisinden ziyade insan-insan ilişkisini konu edinir. Bu şekilde dinin birey ve sosyal hayattaki etkileri incelenmiş olur.51

Glock, dini olanın her türlü tezahürünün bu beş boyuttan birine bağlanabileceğini ileri sürüyor ve bunun dinin araştırılması ve dindarlığın değerlendirilmesi için kategorik bir bakış açısı olarak kullanılmasını teklif ediyor