• Sonuç bulunamadı

B. DİNİ HAYATLA İLGİLİ BULGULAR

5. Dinin Toplumsal Etkisi İle İlgili Bulgular

5.1. Din-Aile

Toplumun temel yapı taşı olan aile sosyolojinin konusu olduğu kadar, ailenin din ile ilişkisi de din sosyolojisinin konularından biridir. Toplumsal yapıyla bütünleşmiş bir din olan İslam’ın ailenin kurulması ve devamı hususunda da belli buyrukları vardır. Evlenme, boşanma, aile düzeni gibi konularda Hıristiyanlığa oranla daha fazla yer veren İslam’da evlenme ve aile kurma, bekârlığa tercih edilmiştir.

5.1.1. Evlilikle İlgili Tutum ve Davranışlar

İslam peygamberi, bir kadınla dört vasfından dolayı nikâhlanılabileceğini bildirmiştir. Bu vasıflar, malı, soyu, güzelliği ve dindarlığıdır. Hz. Muhammed, bu vasıflar içerisinden dindarlığın tercih edilmesini tavsiye etmiştir.111 Bu konuyla ilgili ankete katılanlara evlenilecek eşte aranacak en önemli özelliğin ne olması gerektiği sorulmuştur.

Tablo 55: Evlenilecek Eşte Aranan En Önemli Özellik

Evlenilecek Eşte Aranan Özellikler Sayı %

Güzel Ahlak ve Namus 167 83,5

Zenginlik 1 0,5

İyi bir iş ve itibar 7 3,5

Dindarlık 19 9,5

Güzellik 1 0,5

Başka 5 2,5

Toplam 200 100

Tabloda görüldüğü üzere, ankete katılanların %83,5’i evleneceği kişide aradığı an önemli özelliğin güzel ahlak ve namus, %0,5’i zenginlik, %3,5’i iyi bir iş ve itibar, %9,5’i dindarlık, %0,5’i güzellik olduğunu belirtmiştir. Başka seçeneğini işaretleyenlerden biri karakter, biri karşılıklı anlayış derken, diğer üç kişi birkaç seçeneğin birlikte olması yönünde görüş belirtmişlerdir. Bunlardan biri güzel ahlak ve namus yanında iyi bir iş ve itibar, biri güzel ahlak ve namusla birlikte dindarlık ve

111 Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi, Cilt:11, 5.bs, Çev: Kamil Miras, Diyanet İşleri

güzellik, diğeri ise güzel ahlak ve namusla birlikte iyi bir iş ve dindarlığı tercih etmişlerdir. Sonuçlara bakıldığında güzel ahlak ve namusun eş seçiminde en önemli kriter olduğu görülmektedir. Bunun ardından dindarlık ve iyi bir işle itibar seçenekleri gelmektedir. Köyde yapılan gözlemler de bu sonucu doğrulamaktadır. Genellikle kendileri nazma kılan, ibadetlerini yerine getirme konusunda hassas olan gelin ve damat adayları öncelikle dindarlık vasfına önem vermektedirler.

Gökçebay’ın çalışmasında evlenilecek adayda aranan en önemli özellik %39,5 ile fiziki güzellik olup, dindarlık ancak soyluluğun ardından %21,5 oranında kalmıştır. Aydın’ın çalışmasında ise dindarlık ve ahlaklılık birlikte bir seçenek olarak sunulmuş, %90,5 oranında da bu seçenek tercih edilmiştir. Yeyin’in çalışmasında ise dindarlık ve güzel ahlak %93,5 oranında tercih edilmiştir.112

Tablo 56: Cinsiyete Göre Evlenilecek Eşte Aranan En Önemli Özellik Cinsiyet

Evlenilecek Eşte Aranan Özellikler

Kadın Erkek

Toplam

Sayı 92 75 167 Güzel ahlak ve namus

% 83,6 83,3 83,5

Sayı - 1 1

Zenginlik

% - 1,1 0,5

Sayı 5 2 7

İyi bir iş ve itibar

% 4,5 2,2 3,5 Sayı 12 7 19 Dindarlık % 10,9 7,8 9,5 Sayı - 1 1 Güzellik % - 1,1 0,5 Sayı 1 4 5 Başka % 0,9 4,4 2,5 Sayı 110 90 200 Toplam % 100 100 100

Tabloda cinsiyet değişkeni açısından eş seçiminde en önemli özellikle ilgili sonuçlar görülmektedir. Buna göre kadın ve erkeklerde güzel ahlak ve namus diyenlerin oranı hemen hemen aynıdır. Zenginlik ve güzellik seçeneklerini

işaretleyen kadın bulunmazken, eş seçiminde en önemli özelliğin iyi bir iş ve itibar olduğunu düşünen kadınların oranı erkeklerden daha fazladır. Köy ortamında kadınların neredeyse tamamına yakını her hangi bir iş kolunda çalışmamaktadır. Önceki yıllara göre önemli ölçüde değişmiş olsa da, hala hakim görüş evin geçimini erkeğin sağlaması gerektiği, kadının böyle bir zorunluluğunun bulunmadığıdır. Bu yüzden özellikle kızlar evlendirilirken, damat adayının iş durumuna özellikle dikkat edilmektedir. Buna bağlı olarak da kadınlarda, iyi bir iş ve itibar diyenlerin oranı daha yüksektir. Eş seçiminde dindarlığın en önemli kriter olduğunu düşünenlerin oranı ise kadınlarda %10,9, erkeklerde %7,8 olmak suretiyle kadınlarda daha yüksektir. Bu da kadınların erkeklere oranla dindarlığa daha fazla önem verdiğini göstermektedir.

Eğitim durumu açısından konuya bakıldığında eğitim düzeyinin artmasına bağlı olarak güzel ahlak ve namus diyenlerin oranı artmakta, dindarlık diyenlerin oranı ise düşmektedir. Güzel ahlak ve namus diyenler okuma yazma bilmeyenlerde %77,8, ilkokul mezunlarında %79,8, ortaokul mezunlarında %88, lise mezunlarında %90,3, fakülte ve yüksek okul mezunlarında %90, halen bir lisede ve üniversitede okuyanların oluşturduğu diğer seçeneğini işaretleyenlerde ise %100’dür. Dindarlığı eş seçiminde en önemli özellik olarak görenler ise okuma yazma bilmeyenlerde %22,2, ilkokul mezunlarında %12,8, ortaokul mezunlarında %8, lise ve dengi okul mezunlarında %3,2 iken fakülte ve yüksek okul mezunlarında bu seçeneği işaretleyenler bulunmamaktadır.

Güzel ahlak ve namus, dindarlığa göre daha üst, daha kapsayıcı bir özellik olması itibariyle, dindarlığa göre çok daha yüksek bir oranla eş seçiminde en önemli özellik olarak görülmektedir.

Konuyla ilgili olarak ankete katılanlara yöneltilen “evlenirken resmi nikahın yanında dini nikah da yaptırdınız mı” sorusuna verilen cevaplar da aşağıda görülmektedir.

Tablo 57: Dini Nikah Kıydırma Durumu

Evlenirken resmi nikahın yanında dini nikah da yaptırdınız mı? Sayı %

Evet 165 82,5

Hayır 2 1,0

Cevapsız 33 16,5

Toplam 200 100

Tabloda görüldüğü üzere ankete katılanların %82,5’i evlenirken resmi nikah yanında dini nikah da kıydırmışlar, %1’i ise dini nikah kıydırmamıştır. Bu soruya cevap vermeyen %16,5’lik kesim ise bekarlardır. Buna göre evlenenlerin hemen hepsi evlenirken resmi nikah yanında dini nikah da kıydırmışlardır. Cumhuriyet dönemi ile birlikte imam nikahı da denilen dini nikahın resmi geçerliliği kalmamıştır. Buna rağmen insanlar dini bir vecibe addederek, resmi nikahın yanında dini nikah da kıydırmaya devam etmişlerdir. Kırsal kesimde bu uygulama halen önemini büyük oranda korumaktadır. Mesudiye’de de resmi nikahın ardından dini nikah, köyün imamları tarafından yapılmaktadır. Resmi nikah öncesi dini nikah yaptırma gibi bir uygulamaya ise rastlanmamaktadır.

Gökçebay ve Yeyin’in çalışmasında da bizim çalışmamıza benzer sonuçlar elde edilmiştir.113 Gökçebay’ın çalışmasında ise dini nikahın mutlaka gerekli olduğunu düşünenler %23,6, resmi nikahın yeterli olacağını düşünenler %26,2, her ikisi de olmalıdır diyenlerin oranı ise %27,9’dur.114

5.1.2. Mirasla İlgili Bulgular

İslam’a göre ailenin geçim yükü, ailede baba, oğul, oğlun oğlu gibi erkeklerin sorumluluğundadır. Bu yüzden onlara mirasta daha fazla pay verilmiş, buna karşılık onların aile içi görevleri sadece dini ve ahlaki alanda bırakılmayıp, hukuki yaptırımlarla da kontrol altına alınmıştır. Ancak günümüzde yaşanan bir takım gelişmeler, durumun kızlar aleyhine bozulmasına sebep olmuştur. İslam’ın bu anlayışı, İslam dünyasının bazı bölgelerinde erkeklerce olumsuz bir şekilde kullanılarak, kızların hakkı ellerinden alınmıştır. Bu yüzden günümüzde dinin mirasla ilgili hükümlerinin ve fıkıhta yer alan ölçü ve paylaşımların daha iyi

113 AYDIN, a.g.t., s. 81, YEYİN, a.g.t., s. 95. 114 GÖKÇEBAY, a.g.t., s. 77.

anlaşılmasına ve açıklanmasına daha fazla ihtiyaç vardır.115 Günümüz şartlarının değişmesi İslam’ın mirasla ilgili hükümlerinin eleştirilmesine ve kafaların karışmasına sebep olmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak ankete katılanlara yöneltilen soruya verilen cevaplar aşağıda görülmektedir.

Tablo 58: Miras Paylaşımı ile İlgili Tutumlar

Ailenizin mirasını diğer varislerle nasıl paylaşılmasını istersiniz? Sayı %

İslam’ın emrettiği şekilde (erkeğe iki kadına bir pay) 23 11,5

Medeni kanunun belirttiği şekilde 72 36,0

Aralarında anlaşarak 103 51,5

Diğer 2 1,0

Toplam 200 100

Tabloya göre mirasla ilgili hakim görüş, varislerin mirası aralarında anlaşarak paylaşmalarıdır. Bunu ardından ise medeni kanuna göre diyenler gelmektedir. Bu iki görüşün, “İslam’ın belirttiği şekilde” görüşüne göre daha yüksek oranda bulunmasının, yaşanan miras paylaşımı tecrübelerinin bir sonucu olduğun düşünülmektedir. Mesudiye’de halen miras paylaşımı sırasında çıkan kavgalar sebebiyle küs olan kardeşler, akrabalar bulunmaktadır. Bu yüzden aralarında anlaşarak seçeneği daha yüksek çıkmaktadır. Diğer seçeneğini işaretleyenlerden biri, miras paylaşımında hiçbir şey almadığını, diğeri ise mirastan bir şey istemediğini belirtmiştir. Mülakat yapılanlardan bazıları da bu konuda “aralarında anlaşarak, bunu yapamazlarsa zaten medeni kanun işin işine girer” cevabını vermişlerdir.

Gökçebay’ın çalışmasında mirasın İslam’ın emrettiği şekilde paylaşılması gerektiğini belirtenler %31,3 ile bizim çalışmamıza oranla çok daha yüksek olmuştur. Medeni kanuna göre diyenler %27,9, aralarında anlaşarak paylaşmalıdırlar diyenler ise %24,9’dur.116

Benzer Belgeler