• Sonuç bulunamadı

ĠletiĢim ögesi olan dil iki beceri üzerine yoğunlaĢır; anlama ve anlatma. Anlama becerisi, okuma ve dinleme; anlatma becerisi ise konuĢma ve yazma alt becerilerinden oluĢur. Birey iĢiterek ana dil ile tanıĢır. Dinleme becerisi okul da aldığı eğitimle geliĢir.

Dil edinimi bakımından çocuk, okul çağına gelene kadar dinleme ve konuĢma becerileri sayesinde binlerce kelimeyi kazanmıĢ olmaktadır. Okul dönemi ile birlikte çocuğun dil edinimi, belirli bir sistem dâhilinde geliĢmeye devam etmektedir (Özbay, 2006: 120).

Dinleme, okuma, yazma ve konuĢma becerileriyle bütün hâlinde ele alınır. Bu becerilerin tam ve doğru kazanılması için planlı ve sürekli bir çalıĢma yürütülür. Her beceri için ayrı ayrı etkinlikler yapılır, ancak birbirlerinden soyutlanamazlar.

Sekiz yıllık ilköğretim sürecinde okuma, dinleme-izleme, konuĢma ve yazma becerilerini dilin kurallarına uygun olarak geliĢtirerek (MEB 2006: 2) bilgiyi hazır olarak alan değil, üreten insan yetiĢtirmek amaçlanmıĢtır.

Öğrencilerin dil geliĢimlerinin daha sağlıklı bir Ģekilde sağlanması konusunda Ģu önerilerde bulunulabilir:

 Dil öğretimi her Ģeyden önce planlı ve programlı bir iĢtir. Ana dili öğretmeni ders yılı baĢında yapacağı tüm etkinlikleri planlamalı ve bunlarla ilgili geliĢmeleri planları içine eklemelidir. Türkçe, Edebiyat, Dilbilgisi, Kompozisyon öğretimi konuĢma, dinleme yazma, okuma gibi etkinlikler içerir ve bu etkinliklere uygun yönetimin seçilmesi gerekir (KarakuĢ, 2000, Akt, Temizkan, 2003: 229).

 Ailelere dil eğitiminde düĢen görev ve sorumluluklar da onlara iletilmeli, çocuğun aile ve okulun ortak iĢbirliği sonucunda yetiĢtiği hatırlatılmalıdır.

 Eğitim fakültelerinde yetiĢmekte olan öğretmen adaylarına öğrencileri tanıma noktasında gerekli ve yeterli formasyon bilgileri verilmelidir. Bunun yanında alan bilgisine de gereken özen gösterilmelidir.

 Öğretmenler çoğu zaman diğer ders araç gereçlerine baĢvurmadan sadece ders kitaplarından yararlanmaktadırlar. Öğretmenler tarafından bu kadar sık kullanılan ve öğrencilerin sürekli yüz yüze bulundukları ders kitaplarının da öğrencilerin dil geliĢimleri doğrultusunda hazırlanmaları gerekir. Bunun için de öncelikle öğrencilerin geliĢim düzeyleri belirlenmeli ve bu düzeylere uygun ders kitapları hazırlanmalıdır.

Ders kitabı, içerdiği metinler sayesinde öğrencilere okuma zevki ve alıĢkanlığı verecek nitelikte olmalıdır. Öğrenci metni okuduğunda sorulara yanıt bulabilmeli, yanında yeni sorular da üretmelidir.

 Metinlerdeki cümle sayıları ve yapıları, öğrencilerin anlama ve kavrama düzeylerine uygun olmalıdır. Öğrencilerin okuyup anlamaları gereken ortalama kelime sayıları Türkçe eğitimi programında verilmiĢtir. Buna göre 6. sınıflar 150 - 200 kelimelik bir fikir yazısını veya 350 – 400 kelimelik bir olay yazısını anlamına uygun olarak okuyabilmelidir. 7. sınıflarda bu oran 200 – 300 kelimelik fikir yazılarına, 400 – 500 kelimelik olay yazılarına çıkarılmıĢtır. 8. sınıfların da 250 – 300 kelimelik fikir yazılarını, 450 – 550 kelimelik olay yazılarını okuyabilmeleri ön görülmüĢtür.

 Dil geliĢimi yazarak, okuyarak, dinleyerek ve konuĢarak sağlanabilir. Bu yüzden adı geçen dil becerilerine yönelik çalıĢmalar yapılmalı, öğrencilere okuma alıĢkanlığı kazandırmalı, öğrenciler okuduklarını, anladıklarını, dinlediklerini söz ve yazı ile anlatma olanağı bulabilmelidirler. Öğrenciler fırsat buldukça konferans, sinema gibi görsel ve iĢitsel alanlara yönlendirilmelidir.

 Öğrencilerin söz dağarcıkları geliĢtirilmeye çalıĢılmalıdır. Öğrencilerin sözcük dağarcıkları geliĢtirilirken kullanımdan düĢmüĢ kelimeler üzerinde fazla zaman harcanmamalıdır. Bu türden kelimeler öğrencilerin, yaĢam boyu yaygın olarak kullanmayacakları, iĢlevsel olmayan kelimelerdir.

 Öğrencilerin cümle kurma yetenekleri geliĢtirilmelidir. Dil geliĢimi kendisini kurulan cümle sayısında ve yapısında gösterir. Öğrencilerin sözcük dağarcıkları geniĢledikten sonra sıra cümle kurmaya gelir. KazanılmıĢ sözcük hazinesinin cümle içinde kullanılması dil geliĢiminin temel unsurlarındandır (Temizkan, 2003: 220).

Bu sebeple dil becerilerinin yanı sıra insanların anlama, sıralama, sınıflama, sorgulama, iliĢki kurma, eleĢtirme, tahmin etme, analiz, sentez yapma, değerlendirme, bilgiyi araĢtırma, keĢfetme, yorumlama, zihinde yapılandırma, kendini ifade etme, iletiĢim kurma, arkadaĢlarıyla iĢ birliği yapma, tartıĢma, problem çözme, ortak karar verme ve giriĢimcilik gibi çeĢitli zihinsel ve üst düzey becerileri kazanmaları önemli hâle gelmiĢtir (MEB, 2006: 13). Çünkü bunlar, insanın gerek okul gerek iĢ gerekse özel hayatında sıkça baĢvuracağı temel becerilerdir.

Ana dili eğitiminde kullanılan ders kitaplarında bu alt beceriler (dinleme, konuĢma, yazma ve okuma) ayrı ayrı ele alınmıĢ ve etkinlikler düzenlenmiĢtir. Okullarda bu alt becerilerin kazanımı uygulamalarla sağlanmaktadır.

Kavcar (2007) ana dili eğitiminin etkinlik alanları Sever (2004: 27) tarafından aĢağıdaki gibi ĢekillendirmiĢtir:

ġekil 1.1. Ana Dili Eğitiminin Etkinlik Alanları

Yapılandırmacı anlayıĢla hazırlanan yeni TDÖP‘te (MEB, 2006) bilgi ezberlenmeye değil üretilmeye dayalı bir yaklaĢım olarak kabul edilmiĢtir. Bu yaklaĢımla öğrencilerin Türkçe dersiyle, Türkçeyi doğru ve etkili kullanan, kendini ifade eden, iletiĢim kuran, iĢ birliği yapan, bilimsel düĢünen, anlayan, araĢtıran, inceleyen, eleĢtiren, sorgulayan, yorumlayan, haklarını ve sorumluluklarını bilen, çevresiyle uyumlu, Ģartlandırmaya duyarlı, okumaktan ve öğrenmekten zevk alan, bilgi teknolojilerini kullanan, üreten ve geleceğine yön veren bireyler olması hedeflenmiĢtir.

Diğer bütün disiplinlerde olduğu gibi, ana dili dersini öğrenciye sevdirmek öğrenmenin temelini oluĢturmaktadır ki, psikoloji bilimi de bunu desteklemektedir.

Öğrencinin zihnine bilgiyi zorla yerleĢtirmek belki olanaklı olabilir ama kısa sürede unutulma olasılığı çok yüksektir.

21. yüzyılda bireyden beklenen; okuduğunu dinlediğini doğru bir Ģekilde anlamlandırması, anlamlandırdığı iletiler üzerinde eleĢtirel ve yaratıcı düĢünerek, onları araĢtırması ve sorgulaması ve bu iĢlemlerden geçirdiği iletileri sosyal ve akademik yaĢantısına doğru Ģekilde aktararak bu bilgilerini kendisinin ve toplumun menfaatine olacak Ģekilde kullanmasıdır.